Güncel
'Kendinizi yakmayın dedim dinlemediler'
15 Temmuz akşamı Vodafone Arena Stadı'na helikopterle inen askerler, Digiturk binasına gitmek için bir belediye otobüsünü silahla durdurdu. O otobüsü kullanan Levent Doroğlu yaşadıklarını anlattı.
Levent DoroÄŸlu, Ä°ETT’de ÅŸoför olarak çalışıyor. Darbe giriÅŸiminin olduÄŸu akÅŸam, yolcularını almak üzere seyir halindeydi. BeÅŸiktaÅŸ Vodafone Arena Stadı’na yaklaÅŸtığı esnada, kısa süre önce helikopterle stada inen darbeci askerler DoroÄŸlu'nun yolunu kesti. DoroÄŸlu, kendisine doÄŸrultulmuÅŸ silahları gördüğünde ne ile karşılaÅŸtığını anlamadığını söylüyor:
“Hemen yanlarına doÄŸru yanaÅŸmamı söylediler. Yanlarına yanaşınca üç kapıyı da açtım. Kapılar açıldıktan sonra yaklaşık altmış asker, hızla otobüse bindi. Koltuklara oturmadılar. Koridora ve kapı önlerindeki boÅŸluklara saklandılar. Benden bütün ışıkları kapatmamı istediler. Yolculara güzergâh bilgisi veren LCD ekranlarımız var, onlar kapanmadı. Oradan yayılan ışığı kesmek için dipçikle vurup, ekranları kırdılar. Ben ayaÄŸa kalkıp tepki gösterince de sinirlenip, bağırdılar.”
"Navigasyonu açıp yol tarif etmeye başladılar"
Otobüse binen askerlerin başındaki rütbeli iki asker, Digiturk binasına gitmek istediklerini söyledi. DoroÄŸlu, askerlere Digiturk’ün nerede olduÄŸunu bilmediÄŸini söylediÄŸini belirtti ve ÅŸu ifadeleri kullandı:
“Aslında ben binanın nerede olduÄŸunu biliyorum. Bir Ä°ETT ÅŸoförünün Digiturk binasını bilmemesi çok zordur. Ä°mkansızdır diyebiliriz. Askerler bunun üzerine telefonlarından navigasyonu açıp, bana yol tarif etmeye baÅŸladılar. Ben mümkün oldukça yavaÅŸ gidiyorum ve söyledikleri dönüşleri bilerek kaçırıyorum. Elden geldiÄŸince yolu uzatıp, geç gitmek niyetindeyim. Bana kızmaya baÅŸladılar. Hızlanmam için baskı yapıyorlardı. Bende onlara otobüsün gazlı olduÄŸunu kırk kilometre hızın üzerine çıkmadığı söyleyip onları oyalamaya çalıştım.”
"Gelin bu işten vazgeçin"
DoroÄŸlu, seyir halindeyken bir yandan da elindeki telefonla sosyal medya üzerinden ‘Askerler beni esir aldı. Lütfen polisi arayın.’ yazdı ve Digiturk binasına yaklaşık beÅŸ yüz metre uzakta dar bir sokaÄŸa girdi. Askerlere, otobüsün sokaktan çıkmasının zor olduÄŸunu söyleyip, kapıları açtığını anlatıyor.
“Hızla inmeye baÅŸladılar. Henüz inmemiÅŸ olan 10-15 asker vardı. Onlara doÄŸru dönüp “ArkadaÅŸlar lütfen” dedim. "Müslüman, Müslüman’ı öldürmez. Lütfen hayatınızı karartmayın. Bunlara uymayın. Gelin bu iÅŸten vazgeçin" diyerek sürekli telkinde bulundum ama beni dinlemediler. Askerler tamamen sessizliÄŸe bürünmüş, ne emir verilse onu yapacak haldelerdi. Öldür dese öldüreceklerdi, kes deseler keseceklerdi.’
"Hepsinin kafası eğikti"
Askerler otobüsten indikten sonra hemen polislere haber verdiğini söyleyen Doroğlu, bulunduğu yerden ayrılmadığını kısa süre içinde üç polis ekibinin geldiğini anlatıyor:
“Polisler binanın etrafını kuÅŸattı. Üç-dört saat sonra askerler teslim oldu. Orada bulunan emniyet müdürüne otobüs lazım olup olmayacağını sordum. Emniyet müdürü de otobüsü getirmemi istedi. Teslim olan askerler, polis nezaretinde binmeye baÅŸladılar. Hepsinin kafası eÄŸikti. Bir yakınlarını kaybetmiÅŸler, hayatları kararmış gibi… Ben söylemeye çalıştım onlara.”
Digiturk binasından çıkarılan askerler, yine Levent DoroÄŸlu’nun kullandığı belediye otobüsüyle ifadeleri alınmak üzere Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldü. Teslim olan askerlerden birinin albay, diÄŸerlerinin de 8'i farklı rütbede olmak üzere subay, astsubay ve öğrenci askerler olduÄŸu anlaşıldı.
Kaynak: Al Jazeera
Henüz yorum yapılmamış.