Güncel
Amerika darbe giriÅŸiminin neresinde?
. FETÖ sadece Türkiye’de değil; dünyanın farklı noktalarında kendisi ve birlikte çalıştığı örgütler için operasyon çeken bir yapı. Fakat ilişki aynı zamanda külfet de getiriyor.
Ufuk UlutaÅŸ
Darbede fail sıfatıyla anılan iki parti var. Birisi Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ) diÄŸeri ise ABD. FETÖ ÅŸimdiye kadar hep baÅŸkalarının yaptığı darbeleri desteklemiÅŸ bir örgüt. 15 Åžubat’ta ise kendisi bir darbe giriÅŸiminde bulundu fakat baÅŸaramadı. 80 Darbesi’nden sonra örgüt liderinin darbecilere yazdığı utanç dolu, aÅŸağılık övgü “Son Karakol” baÅŸlığıyla internette mevcut. 28 Åžubat’ta da Çevik Bir için söylediÄŸi övgü dolu sözler ve tabiiyet açıklaması terör başına utanç olarak yeter. ABD ise baÅŸka ülkelerde olduÄŸu gibi Türkiye’de de yapılan darbelerin sponsoru olarak literatüre girmiÅŸ bir ülke. 80 Darbesi’nden sonra CIA’in Türkiye Ä°stasyon Åžefi Paul Henze’ye gelen “bizim çocuklar iÅŸi baÅŸardı” mesajı ABD’nin darbe destekçiliÄŸinin en dip noktasına isabet etmekteydi.
Darbe giriÅŸiminin gecesinde ABD’nin açıklama yapmak için giriÅŸimin seyrini beklemesi, doÄŸal olarak ABD’nin rolünü sorgulatıyor. Aynı tavrı Mısır’da hem 25 Ocak’ta hem de Sisi darbesinde göstermiÅŸti ABD. 25 Ocak’ta devrimin kaçınılmaz olduÄŸunu anladığında birden demokrasi havarisi olurken; Sisi darbesinde de tavrını darbecilerden yana koyup Kerry’nin ifadesiyle darbeyi “demokrasinin yeniden inÅŸası” olarak tanımlamıştı. 15 Temmuz gecesi de ABD’ye önce bir sessizlik hakim oldu, sonra biraz demokrasi konuÅŸmaya baÅŸladılar. Son olarak ise herhangi bir ahlaki üstünlükleri varmışçasına “hukuk devletinden” ve “FETÖ liderinin iadesi için kanıtlardan” bahsetmeye baÅŸladılar. Sizi temin ederim ki ABD darbe-FETÖ iliÅŸkisine dair Türkiye’den daha çok ve somut kanıta sahiptir. Türkiye tarihinin en kanlı darbe giriÅŸiminin ÅŸokunu yaÅŸarken ABD’nin darbecilerin hukukunu koruma telaşına düşmesi de en basit ifadeyle bir anormalliÄŸe iÅŸaret etmekte.
ABD ve darbe iliÅŸkisinin bir tarihi var; ama özellikle son zamanlarda darbe çığırtkanlığı yapan iki yazının altını çizmek gerekiyor. Birisi Michael Rubin denilen müflisin diÄŸeri de Irak Savaşı suçlusu John Hannah’nın yazıları. Ä°ki isim; ikisi de ağır neocon, ikisi de yakın zamanda darbeyle Türkiye’yi tehdit eden isimler. 28 Åžubat’ta FETÖ’nün neoconlara yanaÅŸma gayretlerini, kendilerini pazarlama çabalarını hatırlayın. Neoconlar iktidarda deÄŸil ama Washington’da siyasi ve sosyolojik bir karşılıkları var. Rubin’i kimse önemsemez ama Hannah tehlikeli birisi. Anlaşılan FETÖ Washington’da kendisine sırtını dayayacağı bir klik bulmuÅŸ. ABD’de devlet aygıtı büyük; farklı aygıt ve klikler bu tür darbelere sponsorluk yapıyorlar. Zira bu cüreti sadece FETÖ’nün sapık ideolojisiyle açıklamak zor.
FETÖ ABD için ÅŸimdiye kadar kullanım deÄŸeri olan bir örgüttü. Graham Füller’in kulakları çınlasın, bir proje olarak FETÖ’yi tepe tepe kullandılar. 7 Åžubat’ta istihbarat darbesini yapamayınca ABD nezdinde itibarlar sarsıldı. 17-25 Aralık’ta hükümeti deviremeyince kullanım deÄŸerleri sorgulanır oldu. Ve 15 Temmuz’da gözünü karartmış FETÖ teröristlerinin ellerinin yine boÅŸ çıkması ABD’yi bir karar aÅŸamasına getirdi. FETÖ sadece Türkiye’de deÄŸil; dünyanın farklı noktalarında kendisi ve birlikte çalıştığı örgütler için operasyon çeken bir yapı. Fakat iliÅŸki aynı zamanda külfet de getiriyor. DiÄŸer bir ifadeyle FETÖ ABD’de çalıştığı kurumların başını aÄŸrıtacak çok ÅŸey biliyor. Hele 15 Temmuz sonrası bu kadar çok ÅŸey bilen bir örgüt liderini saÄŸ iade ederler mi?
ABD’nin üst perdeden vaazları bir tarafa, iliÅŸkisi olsun veya olmasın Türk demokrasisine karşı en basit ifadeyle “ihtiyatlı” tavrı telini hakkediyor. FETÖ liderinin iadesi için Türkiye’den kanıt isteyedursunlar; biz de ABD’den darbeyle iliÅŸkisi olmadığına dair somut kanıtlar istiyoruz.
Henüz yorum yapılmamış.