Sosyal Medya

Güncel

Fetulah b. Ubey b. Selûl

15 Temmuz darbe teşebbüsü üzerine yazdığım/yazacağım bir dizi yazıda yer yer üslup arızası yapmamdan dolayı okuyucularımızın affına sığınıyor, geçici olarak verdiğim rahatsızlık sebebiyle peşinen özür diliyorum.



Mustafa Öztürk - KARAR

15 Temmuz darbe teÅŸebbüsü üzerine yazdığım/yazacağım bir dizi yazıda yer yer üslup arızası yapmamdan dolayı okuyucularımızın affına sığınıyor, geçici olarak verdiÄŸim rahatsızlık sebebiyle peÅŸinen özür diliyorum. Çünkü Fetullah b. Ãœbey b. Selûl (Pensilvanyalı Ä°bn Selûl) zibidisinin sinemde biriktirdiÄŸi öfke ve nefreti ancak “Kavgada yumruk sayılmaz” sözünün ifade ettiÄŸi bir üslupla bastırabiliyorum. Ayrıca on yıllar boyunca süren umumi aymazlık ve vurdumduymazlığın ceremesini bütün bir milletin ödemesinden, yüzlerce vatan evladının kendini kurÅŸunlara siper edip ÅŸehit düşmesinden dolayı içimin yandığını belirtmek istiyorum.

Fetullah zibidisi ve fedaileri için vaktiyle “HaÅŸhâşîn” demiÅŸtim; ÅŸimdi de “Fetullah b. Ãœbey b. Selûl” (Ä°bn Selûl) demeyi yeÄŸliyorum. BilindiÄŸi gibi Hz. Peygamber devrinde yaÅŸayan ve Medine’de Müslüman toplumun başını çok aÄŸrıtan Abdullah b. Ãœbey b. Selûl isimli meÅŸhur bir münafık vardır. Münafık, tarla faresinin tehlike anında kaçmak maksadıyla yuvasında hazırladığı birkaç deliÄŸin birinden girip diÄŸerinden çıkması anlamındaki nifak mastarından türemiÅŸ bir sözcüktür. Terimsel olarak, dinin bir kapısından girip diÄŸerinden çıkan çift ÅŸahsiyetli kimseyi niteleyen münafık sözcüğü, 40 yıllık serencamında binbir çeÅŸit kirli pazarlıkla hemen her karanlık mahfille düşüp kalkan ve kılıktan kılığa girip çıkan Pensilvanyalı Ä°bn Selûl ile devletin her kurumuna sızmış fedailerini de çok güzel tarif eder.

Medineli selefine ittibada kusur etmeyen Pensilvanyalı Ä°bn Selûl, 1980 darbesinden bir ay sonra Sızıntı Dergisi’ndeki (Not: Sızıntı ile devlete sızma arasındaki semantik iliÅŸkiye dikkat!) “Son Karakol” baÅŸlıklı yazısında, “Hızır gibi imdadımıza yetiÅŸen MehmetçiÄŸe selam duruyoruz” ifadesiyle darbecilere yalakalık yaptı. 28 Åžubat’ta da darbecilerin yanında yer alarak Erbakan Hoca ve hükümeti hakkında, “Beceremediniz artık bırakın” diye atıp tuttu. 2002 yılında ise AK Parti’ye yanaşıp kendini çok iyi pazarladı. Hatta iktidar partisindeki birçok meÅŸhur siyasi figürün, “Ben Hocamı kırk yıldır tanırım, çok da severim”, “Hocaefendi başımızın tacıdır”, “Cemaat devlete sızmışmış… Buna kargalar bile güler” mealindeki hüsn i ÅŸehadetleri sayesinde kendini aklayıp devlete çöreklenmeyi baÅŸardı. Oysa velayet (sırdaÅŸlık, yoldaÅŸlık) konusuyla ilgili bir dizi ayet tam da bu Ä°bn Selûller hakkında bizi uyarmaktaydı ki maalesef 17/25 Aralık 2013 tarihlerine kadar gaflet uykusundan uyananımız pek olmadı. Haliyle, bugün pirincin içinde taÅŸ ayıklamanın ötesinde taşın içinde pirinç aramak gibi berbat bir durumla karşılaşıldı.

Medineli selefinin Beni Nadîr ve Kaynuka Yahudileriyle Müslümanlar aleyhine iÅŸbirliÄŸi yapması gibi Pensilvanyalı Ä°bn Selûl de güneydeki pek sevdiÄŸi ülke (Ä°srail) ve onun hamisi ABD ile iÅŸbirliÄŸi yapmayı ÅŸeref telakki etti. Keza Medineli Ä°bn Selûl’ün Uhud savaşında 300 kiÅŸilik münafık güruhuyla birlikte Hz. Peygamber ve Müslümanları satması gibi Pensilvanyalı Ä°bn Selûl de hem Mavi Marmara hadisesinde hem de terörle mücadelede milleti ve devleti satmayı marifet bildi. Medineli Ä°bn Selûl Benî Müstalik gazvesinden dönüşte kabadayılığa soyunup muhacirler hakkında ağır sözler söyledi; Pensilvanyalı Ä°bn Selûl ise özellikle 17/25 Aralık vakasından sonra kendi ülkesini, milletini ve devlet ricalini aklı sıra tahkir-tezyif etti. Medineli Ä°bn Selûl’ün aynı gazve esnasında Hz. ÂiÅŸe’ye iftira kampanyasının başını çekmesi gibi Pensilvanyalı Ä°bn Selûl da fedailerine röntgencilik talimatı vererek onca insanın harîm-i ismetine tecavüz etti.

Medineli Ä°bn Selûl geberdiÄŸinde, oÄŸlu Abdullah Hz. Peygamber’e gelip babasının cenaze namazını kıldırmasını istedi. Hz. Peygamber bu isteÄŸi yerine getirmeye karar verdiÄŸinde Hz. Ömer ısrarla itiraz etti ve nihayet Tevbe 9/84. ayetteki “Ölüp giden münafıklardan hiçbirine rahmet okuma” ifadesi Hz. Ömer’in itirazının haklı olduÄŸunu bildirdi ki bu ayet Türkiye’ye teslim edildiÄŸi takdirde Pensilvanyalı’ya nasıl bir muamele yapılması gerektiÄŸi hususunda da ipucu vermektedir. Pensilvanyalı Ä°bn Selûl onca yıldır devletin içinde sayısız haltlar karıştırırken bizim gibi bazı insanlar “Paralel Akademisyenlik” baÅŸlıklı yazılarla devlet ricalini uyarmak için kendilerini yırttığı halde birtakım etkili ve yetkili zevatın bürokraside abdestli namazlı ve sahih itikatlı olmak gibi pek nesnel(!) ölçütlere itibar etmesinden dolayı Emniyet, yargı, YÖK, Milli EÄŸitim gibi birçok kurumda bu adilere yol verildi. Ne var ki 15 Temmuz darbe teÅŸebbüsü devlet kadrolarına istihdamda abdestli namazlı, dinî düşüncede sıkı gelenekçi ve yetkili zevat nezdinde sahih itikatlı olmak gibi ölçütleri esas almanın ne iÅŸe yaradığını gözler önüne serdi. Darbeye karşı çıkışta, gezici müptezel sanatçılar taifesi hariç, neredeyse tüm milletin sokaklara dökülmesi ise “bizim mahalleli” ve “karşı mahalleli” ÅŸeklindeki kategorik ayrımın gözden geçirilmesi gerektiÄŸini de gösterdi.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.