Sosyal Medya

Güncel

FETÖ'nün Askeri Yapılanması 'Kritik yıl 1986'

Fethullah Gülen Cemaati 1980’li yılların ortalarından itibaren askeri okullara sızmaya başladı. İlk olarak 1986 yılında fark edilen sızmalara karşı TSK önlem almaya çalıştı. Gelinen nokta askeri okullardaki tasfiyelere rağmen Cemaat’in TSK içinde ciddi olarak güçlendiğini gösteriyor. Bugün Tuğgeneral ve Albay rütbesinde olanların okullara giriş tarihleri Fethullah Gülen Cemaati’nin askeri liseler ve harp okullarına yoğun olarak yöneldiğinin iddia edildiği tarihlerle örtüşüyor.



Yıl 1986. Yer İstanbul Deniz Lisesi. İntibak sürecini geçmiş Deniz Lisesi birinci sınıf öğrencileri bir sınıfa toplanmış. Karşılarında okul komutanı. Okul komutanı öğrencilere şöyle sesleniyor:

“Åžimdi sizlere birer kâğıt dağıtacağım. Bu kâğıtta bazı sorular var. Bu soruları tümünü dürüstlükle ve samimiyetle yanıtlayın. Merak etmeyin verdiÄŸiniz cevaplar üzerinden kimseye bir ÅŸey olmayacak. Hiç biriniz okuldan atılmayacaksınız.”

Şaşkınlık içindeki öğrenciler kâğıtları çevirdiklerinde bazı sorularla karşılaştılar. Sorulardan bazıları şunlardı:

“Sızıntı dergisi okur musunuz?”

“Ailenizde Sızıntı dergisi okuyan var mı?

“Bu okula gelmeniz için sizi yönlendiren “birileri” oldu mu?”

Ailelerin dindarlıkları hakkında bazı ipuçlarının elde edilebileceği soruların da sorulduğu kâğıtlar toplandı. Bir süre sonra lise birinci sınıf öğrencilerinden ciddi sayıda öğrenci okuldan atıldı.

Kendisi de soruları yanıtlayan ve yaÅŸadıklarını 30 yıl sonra anlatan kiÅŸi kaç kiÅŸinin atıldığını hatırlamıyor ancak “epeyce” ifadesini kullanıyor.

“Fethullahçı” askeri lise öğrencilerine operasyon

Gazetelerde o dönem “Fethullahçılar” adıyla anılan Gülen Cemaati’ne yönelik askeri okullardaki uzaklaÅŸtırmalar sık sık haber oldu. Dönemin etkili haber dergilerinden Nokta Dergisi’nin 15 Åžubat 1987 yılında çıkan sayısının kapağı “Askeri Okullarda Ä°kinci Operasyon” baÅŸlığı taşıyor ve 1986 Ekim ayından bu yana askeri okullardaki “Fethullahçı” öğrencilerin okullardan uzaklaÅŸtırıldığını yazıyordu.

1986 yılı Fethullah Gülen Cemaati için kritik yıllardan biriydi. 1980 darbesinden sonra kaçak olarak yaÅŸayan Fethullah Gülen o yıl Burdur’da ifade verip kaçaklıktan da kurtuluyordu.

GeçtiÄŸimiz günlerde Ankara Cumhuriyet BaÅŸsavcılığı’nca tamamlanan "Ana Gülen Yapılanması" iddianamesinde ”Gülen Yapılanması”nın 1971 yılından itibaren Türk Silahlı Kuvvetleri içerisinde örgütlenmeye çalıştığı belirtilerek ÅŸu tespitler yer alıyordu:

“Ä°lk zamanlarda az olan bu sayı yıllar geçtikçe artmış, 1984 yılından sonra bu faaliyetler yoÄŸunluk kazanmıştır. O dönemde TSK içerisine yerleÅŸtirilen bu öğrencilerin birçoÄŸu ÅŸu anda kurmay albay veya general rütbesindedir.”

Fethullah Gülen Cemaati hakkında Türk Silahlı Kuvvetleri içinde tek resmi soruÅŸturma yürüten isim olan Hava Kuvvetleri Komutanlığı Askeri Savcısı Hâkim Albay Ahmet Zeki Üçok, Nisan 2016 tarihinde Hürriyet Gazetesi’ndeki mülakatında aynı yıllara gönderme yaparak ÅŸu ifadeleri kullanıyordu:

YaÅŸar Büyükanıt, 1986 yılında Kuleli Askeri Lisesi Komutanıyken askeri lise sınavlarında yaklaşık 250 öğrenci, Türkçe sorularını tam yapıyor. Yapılan inceleme sonucu soruların Cemaat tarafından çalındığı ve bu öğrencilere verildiÄŸi tespit ediliyor. Bu öğrencilerin 50-60 kadarı atılıyor. Geri kalanını “kazanırız” falan diye atmıyorlar.

Üçok 2009 Cemaat hakkında yürüttüğü soruşturmanın ardından Balyoz Davası sanığı oldu. 4 yıl 9 ay cezaevinde yattı.

Fethullah Gülen ile Tansu Çiller TSK’dan atılmaları görüştü

1990’lı yılların ilk yarısı Fethullah Gülen’in ulusal ölçekte açılım yapmaya baÅŸladığı dönem. Fethullah Gülen hakkında “Din-Kent ve Cemaat Fethullah Gülen ÖrneÄŸi” baÅŸlıklı kitabın yazarı Ali Bulaç 1991 yılını kırılma yılı olarak tanımlayıp Gülen’in ulusal açılım yapmaya karar verdiÄŸini yazıyor. Gülen, 16 Haziran 1991 yılındaki Süleymaniye Camii vaazının ardından artık ulusal bir figür olarak ortaya çıkmaya karar vermiÅŸti. “Ulusal figür” olmasının ardından da Türkiye’nin önemli siyasileriyle de yan yana gelmeye ülke çapında tanınmaya baÅŸlamıştı. Açılışlarda, yemeklerde Gülen, dönemin güçlü siyasi aktörleriyle sık sık bir araya geliyordu. 15 Ocak 1994 tarihli Milliyet Gazetesi Fethullah Gülen ile dönemin BaÅŸbakanı Tansu Çiller arasındaki BaÅŸbakanlık’ta yapılan görüşmeyi “Donanmada ÅŸeriatçı operasyonu pazarlığı” adı altında haberleÅŸtirdi. Haberde, Görüşmede Fethullah Gülen’in Deniz Kuvvetleri ve Gülhane Askeri Tıp Akademisi’nde (GATA) yapılan “aşırı dinci” operasyondan ÅŸikâyetçi olduÄŸu bilgisi yer alıyordu.

Gülen Cemaati mensuplarının TSK içindeki varlığı Türkiye’de zaman zaman gündem oldu. Yüksek Askeri Åžura (YAÅž) kararları ile dönem denem ordudan çıkarmalar oldu. Bu konudaki en son bilgi  "Ana Gülen Yapılanması" iddianamesinde yer alıyor. Genelkurmay BaÅŸkanlığı’ndan alınan bilgi iddianamede aÅŸağıdaki ÅŸekilde yer aldı:

1983-2014 arası 400 kiÅŸi Gülen Cemaati gerekçesiyle TSK’dan çıkarıldı  

Genelkurmay Başkanlığı 1983-2014 yılları arasındaki dönemde TSK ile ilişiği kesilen Fethullah Gülen Grubuna mensup personel sayısını bildirmiştir. Bu süre içerisinde toplam 400 TSK personeli bu yapı mensubiyeti sebebiyle yaş kararı ile TSK'dan ihraç edilmiştir.

Ä°ddianamede dikkat çeken bilgi ise 2003’den sonra ihraç sürecinin durmuÅŸ olması. Bu durum iddianameye ÅŸu ÅŸekilde yansımış:

2003’ten sonra Gülen Cemaati gerekçesiyle kimse TSK’dan çıkarılmadı

TSK, 2003 yılından sonra Fethullahçı olduğunu bildiği hiç kimsenin ilişiğini kesmemiştir. Bundan sonra inisiyatif örgüte geçmiş ve TSK içinde bu örgütten olmayan veya muhalif olan herkesi tasfiye etmeye başlamıştır. Ergenekon ve diğer askeri davalar, sivil siyaset üzerindeki askeri vesayetin kaldırılması için değil, örgütün TSK, üzerinde egemen olması için gerçekleştirilmiştir. Bu gün TSK içerisinde önemli oranda kurmay subay olarak FETÖ mensubu bulunmaktadır."

Ä°ddianamenin “Ergenekon ve diÄŸer askeri davalar, sivil siyaset üzerindeki askeri vesayetin kaldırılması için deÄŸil, örgütün TSK, üzerinde egemen olması için gerçekleÅŸtirilmiÅŸtir.” Ä°fadesini Emekli Hakim Albay Ahmet Zeki Üçok da paylaşıyor. Al Jazeera’nın sorularını yanıtlayan Üçok, 15 Temmuz Darbe GiriÅŸimi sürecinde önemli rol oynayan Hava Kuvvetleri üzerinden örnekledi:

“Türk Hava Kuvvetleri’nin 30 yıllık geleceÄŸi Balyoz Davası ile bitirildi. 2 ay sonra kuvvet komutanı olacak kiÅŸi cezaevine konuldu, kendilerine yer açtılar.”

Neden TuÄŸgeneraller fazla?

15 Temmuz Darbe GiriÅŸimi’nde en dikkat çekici nokta gözaltına alınan/tutuklanan generaller arasında TuÄŸgeneral rütbesinde olanların çok sayıda olmasıydı. Darbenin hemen ertesi günü gözaltına 103 generalden 76’sı TuÄŸgeneral rütbesindeydi. Askerlik deyimiyle devre yani mezun olunan tarih üzerinden toptancı bir hüküm vermek zor ancak bugün TuÄŸgeneral ve Albay rütbesinde olanların okullara giriÅŸ tarihleri Fethullah Gülen Cemaati’nin askeri liseler ve harp okullarına yoÄŸun olarak yöneldiÄŸinin iddia edildiÄŸi tarihlerle örtüşüyor. Fethullah Gülen’in ulusal anlamda prestijinin “yükseldiÄŸi” her kesimden siyasilerle yakınlaÅŸtığı yıllarda Harp Okullarını bitirenlerin ciddi bir kısmının bugün 15 Temmuz Darbe GiriÅŸimi iddiasıyla tutuklanması tesadüf olarak ne kadar açıklanabilir?

Kaynak: Al Jazeera

 

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.