Sosyal Medya

Güncel

Yeni dünya düzenine kadın eli

Almanya'dan sonra İngiltere'de de kadın başbakan dönemi başladı. ABD'de Hillary Clinton'ın Başkan seçilme ihtimâli yüksek. Dünyanın üç etkili ülkesini aynı anda kadınlar yönetirken, 2017-2020 yıllarında dünyanın başına gelenlere bakıp, “Bu dönemde dünya düzeninin belirlenmesinde kadınlar etkili olmuş” diyebilecek miyiz?



Kariyerinin tamamını dünyanın deÄŸiÅŸik ÅŸehirlerinde uluslararası büyük otellerde yöneticilik yaparak geçirmiÅŸ birine sormuÅŸtum: “Bir otel odasına şöyle bir göz atsanız, o odada kalanların hangi milletten olduÄŸunu anlar mısınız?

Büyük ihtimalle ve kesin olmamakla birlikte, ülke olmasa bile en azından bölge söyleyebilirim,” demiÅŸti bana. Bir iki ip ucunu da paylaÅŸmıştı.

EÅŸyaların bavullarda mı, dolapta mı durduÄŸu, havluların nasıl kullanıldığı, mini bardan ne tüketildiÄŸi epey bir ÅŸey söyler.”

Ä°ngiltere’de Theresa May, baÅŸbakanlık görevini üstlendi. Almanya’da Åžansölye, Angela Merkel. ABD baÅŸkanlık seçimlerinde de Hillary Clinton galip gelirse, ABD'nin ilk kadın baÅŸkanı olacak. Yani, dünya düzeninin belirlenmesinde etkili olabilen üç ülkenin liderleri 2017 Ocak ayından itibaren kadın olacak.

Odaya bakıp, kimin kaldığını anlayan deneyimli turizmci gibi 2017-2020 yıllarında dünyanın başına gelenlere bakıp, “Bu dönemde dünya düzeninin belirlenmesinde kadınlar etkili olmuÅŸ” diyebilecek miyiz?

Zamanın ruhuna kadınlar direnebilecek mi?

Zamanın ruhu neredeyse bütün dünya için içine kapanmaya, ırkçılığın yükselmesine, kültür çatışmalarına, insan hak ve özgürlüklerinden kısıtlamaya gitmeye meyilli. Hâl böyleyken dünyanın etkili üç ülkesini kadınlar yönetecek diye daha dayanışmacı, eşitliğe önem veren, daha az sorunlu ya da sorunlarını çözmek için daha çok işbirliği yapan bir dünyada mı yaşayacağız?

ABD Kongresinde senatörken Irak’ın iÅŸgaline ‘evet’ diyen Hillary Clinton, İçiÅŸleri Bakanı'yken göçmenlerle ilgili kısıtlayıcı politikalar uygulayan yeni Ä°ngiltere BaÅŸbakanı Theresa May ve geniÅŸ emekçi kitlelerin aleyhine iÅŸleyen neo-liberal ekonomi politikalarının en önemli savunucularından Almanya BaÅŸbakanı Angela Merkel bir araya gelince ‘kadın eli deÄŸmiÅŸ yeni dünya düzeni’ kurabilecekler mi?

Farklı yerlerdeki yorumlara bakıyorum da, kadınların karar verirken daha az risk alıp, daha uzun dönemli mülâhazalarda bulunduÄŸunu ve bu özelliklerinin daha iyi bir dünya kurulmasına hizmet edebileceÄŸini iddia edenler de var, ‘Erkek siyasetçilerin ortalığı dağıttığından ve kadınların gelip toplaması gerektiÄŸinden’ söz edenler de.

Gerçek güç gerçekten kadınlarda mı olacak?

Oysa, Ä°ngiltere, Almanya ve ABD’de de tek başına siyaset kurumunun ne kadar belirleyici olduÄŸu tartışmalı. Buralarda gerçek güç uzun bir süreden beri artık siyasi karar vericilerin elinde deÄŸil yalnızca. Güç, ekonomik yapılanmalar, sivil toplum kuruluÅŸları, çeÅŸitli örgütler, medya gibi bir çok kurum arasında dağıtılmış durumda. Siyaset kurumu tek başına gerçek güç olmaktan uzaklaÅŸtıkça, gerçek güç peÅŸindekiler de siyasetin görünen sahnesinden uzaklaşıp, sahne arkasındaki yönetmen koltuÄŸuna oturmayı tercih ediyor.

Avrupa’nın en güçlü kadını diye tanımlanan Merkel’ın ülkesindeki en önemli borsa endeksi olan DAX’ı oluÅŸturan ÅŸirketlerin hiç birisinin CEO’su kadın deÄŸil. May’in BaÅŸbakanlığını devraldığı Ä°ngiltere’deki en büyük yüz ÅŸirketin yalnızca yüzde 5’nin CEO’su kadın. Clinton’ın siyasi liderliÄŸi üstlenmesi muhtemel gözüyle bakılan ABD’de de Nasdaq ÅŸirketlerinin yalnızca yüzde 4’nün CEO’su kadın.

Her ne kadar Almanya, artık açık açık ‘Yeni dünya düzeninin kurulmasında daha fazla sorumluluk almaya hazırız ve kendimizi bundan sorumlu da tutuyoruz’ dese de, Ä°ngiltere ve ABD eskisi kadar ve eskisi gibi güç merkezleri de deÄŸil. Ä°ngiltere, AB’den çıkma kararı vererek zor bir döneme girdi. May, dünyayı etkilemekten daha çok kendi ülkesinin parçalanmaması ve AB’den çıkmanın getireceÄŸi mali sorunları aÅŸmak için mücadele edecek. ABD bir süreden beri, süper güç olma iddiasında deÄŸil, kendisini biraz da bilerek dünya siyasetinde tek belirleyici olmaktan çekiyor, zaten bu konumunu sürdürecek gücü de yok.

Kadın kalbi

Dünyanın üç önemli ülkesini kadınlar yönetecek gibi gözüküyor evet ama, ne bu ülkeler eskisi kadar güçlü, ne bu ülkelerde güç yalnızca siyasi karar mekanizmasında, ne de bu ülkeleri yönetecek olan kadınlar kararlarını alırken ‘kadın kalbi’ ile hareket edecek durumda. Maalesef bütün geliÅŸmiÅŸliklerine raÄŸmen bu ülkelerde, kadınlar gerçek anlamda karar alıcı konumunda da deÄŸiller ama yine de durum hızla kadınlar lehine deÄŸiÅŸiyor. Bu, baÅŸlı başına önemli.

Deneyimli turizmcinin otel odasına şöyle bir bakıp, kimin orada kaldığını tahmin etmesi gibi, 2007’den sonra oluÅŸacak dünya düzeninin havasında kadın parfümü hissedilmesi bile anlamlı, çünkü bu en azından dünyanın yarısını oluÅŸturan kadınlara gerçek anlamda ve her alanda var olmak için cesaret verecek.  

AyÅŸe Karabat - aljazeera.com.tr

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.