Güncel
SETA Uzmanı: Avrupa, göçmenler sayesinde kalkındı
Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) uzmanı Prof. Dr. Erdal Tanas Karagöl, Batı ülkelerinin gelişmesinde göçmenlerin rolünün çok önemli olduğuna işaret ederek, mültecilerin ekonomik, sosyal kalkınmaya katkısı olduğunu söyledi.
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmak isteyen Suriyeliler için belli kriterlerin gündeme geleceğini ve aranacak şartlardan birinin de "ekonomik üretime katkı yapmak" olması gerektiğini aktaran Karagöl, "Suriyeliler'in vatandaşlığa geçişi, aslında Türkiye için bir fırsattır. Türkiye'nin cazibe merkezi, finans merkezi, yatırım merkezi olma hedeflerinden bahsediyoruz. Bunların hayata geçirilmesi, bu fonksiyonların yerine getirilmesi için bu çok önemli. Türkiye bu sınavı başarıyla yönettiği ve topluma bunu anlattığında, göçle gelenlerin çok önemli katkıları olacağını düşünüyorum. Türkiye'nin bunu yapması lazım" diye konuştu.
Diriliş Postası'nın haberine göre; Prof. Dr. Karagöl, Suriyeli muhacirlerin vatandaşlığa alınmasına yönelik çalışmalar konusunda, toplumun iyi aydınlatılması gerektiğini belirtti.
SURÄ°YELÄ°LERÄ°N VATANDAÅžLIÄžA ALINMASI
Suriyeliler'in şu an zaten çalışma izni alarak Türkiye'de çalışabildiğini hatırlatan Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Nuray Ekşi ise Suriyeliler'in vatandaşlığa alınmasının kayıt sistemi açısından önemli olduğunu vurguladı.
Ekşi, konunun insani boyutuna da işaret ederek, "Bu insanlar ne kadar daha çadırlarda, kamplarda yaşayacak? Bu da ayrı bir sıkıntı.
İnsan hakları odaklı düşündüğünüz zaman yapılması gerekli olan bir uygulama ve şu an içinde bulunduğumuz durumlar dikkate alınarak isabetli bir karar olarak değerlendiriyorum" şeklinde konuştu.
"ÇOK ÖNEMLİ KATKILARI OLACAK"
SETA uzmanı Prof. Dr. Karagöl, Suriye krizi 6'ncı yılına girerken 3 milyon Suriyeli'yi ağırlayan Türkiye'nin yüklendiği sorumluluğunun da arttığını ifade etti. Bunun nüfus ve adaptasyon açısından kolay olmadığına dikkati çeken Karagöl, Suriyeli'lerin artık "misafir" statüsü yerine vatandaşlığını konuşma vaktinin geldiğini söyledi. Karagöl, dünyanın birçok ülkesinde dışarıdan gelen insanlar bulunduğuna ve özellikle Batı ülkelerinin ekonomik ve sosyal gelişmesinde göçmenlerin rolünün çok önemli olduğuna işaret ederek, "Ekonomik, sosyal kalkınmanın kaynağı çeşitlilik. Maalesef çeşitliliği unuttuk." dedi. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmak isteyen Suriyeli'ler için belli kriterlerin gündeme geleceğini ve aranacak şartlardan birinin de "ekonomik üretime katkı yapmak" olması gerektiğini aktaran Karagöl, "Suriyelilerin vatandaşlığa geçişi, aslında Türkiye için bir fırsattır. Türkiye'nin cazibe merkezi, finans merkezi, yatırım merkezi olma hedeflerinden bahsediyoruz. Bunların hayata geçirilmesi, bu fonksiyonların yerine getirilmesi için bu çok önemli. Türkiye bu sınavı başarıyla yönettiği ve topluma bunu anlattığında, göçle gelenlerin çok önemli katkıları olacağını düşünüyorum. Türkiye'nin bunu yapması lazım." diye konuştu. Prof. Dr. Karagöl,
Suriyeli sığınmacıların vatandaşlığa alınmasına yönelik çalışmalar konusunda, toplumun iyi aydınlatılması gerektiğini belirtti.
"TAKDÄ°R EDÄ°LECEK BÄ°RÅžEY"
İGAM Başkanı, Birleşmiş Milletler (BM) Mülteciler Yüksek Komiserliği eski sözcüsü Metin Çorabatır da, Suriyeli sığınmacılara vatandaşlık verilmesi konusunun referansının "uluslararası mülteci hukuku" olduğunu belirterek, mülteci hukukunun vatandaşlık verme yükümlülüğünü ülkelere zorunlu tutmadığını ama bunu kuvvetli bir şekilde teşvik ettiğini aktardı.
Mültecilerin "uluslararası koruma" altında olduğuna vurgu yapan Çorabatır, "Mülteci, 'uluslararası toplumun koruması altındaki kişi' demektir. Biz Suriyeliler'e mültecilik statüsü vermesek bile bu insanlar aslında uluslararası toplumun koruması altındadır. Vatandaşlık verilmesi ile bu kişilerin tekrar ulusal korumaya geçmesi anlamına geliyor.
Bu uluslararası hukuk çerçevesinde bakıldığında Türkiye'nin 'ben ülkemdeki mültecileri vatandaşlığa alacağım' demesi takdir edilecek bir şeydir." değerlendirmesini yaptı. Çorabatır, "3 milyon Suriyelinin hemen vatandaşlığa geçirileceği" gibi yanlış algıların toplumun konuyu yeterince bilmemesi ve yeterince aydınlatılmaması nedeniyle oluştuğunu ifade ederek, bu konunun enine boyuna tüm kesimlerle ele alınması, düzenlemenin nasıl olacağının görülerek tartışılmaya başlanması ve özellikle bu süreçte genel olarak vatandaşlığa geçişle ilgili mevzuat sıkıntılarının ortadan kaldırılması yönünde de düzenlemeler yapılması gerektiğini söyledi.
Henüz yorum yapılmamış.