'Dostlukları artıralım' ama nasıl ?

Okan Müderrisoğlu - Sabah

BaÅŸbakan Binali Yıldırım'ın "dışarıda ve içeride dostlarımızı artıracağız" mesajı üzerinden son günlerde çok farklı yorum ve deÄŸerlendirmeler yapılıyor. Bilhassa "dost olma" vurgusu deÄŸiÅŸik uçlara çekiliyor. BaÅŸbakan'ın, reel politik ÅŸartları, güncel gerçekler ışığında geleceÄŸe dair riskleri azaltacak ÅŸekilde okuma biçimi, eÄŸilip bükülmek isteniyor. Hatta zinde bir grup neredeyse AK Parti'nin varoluÅŸ ilkelerinden taviz vereceÄŸini varsayacak kadar ileri gidiyor. Tabii ki konu bu deÄŸil. Olsa olsa 7 Haziran 2015 seçimleri sonrası bolca konuÅŸulan "Fabrika ayarlarına dönüşle" ilgili. Daha doÄŸrusu ÅŸu meÅŸhur fabrika ayarları konusu, söylem düzeyinden eylem düzeyine taşınıyor. Yoksa AK Parti çizgisinde kırıklık yaratacak hamleler beklememek gerek.
Esasen, dikkatli gözler AK Parti'nin yakın dönem çalışma biçimindeki ve güvenilir ekiplerin görevlendirilme tarzındaki hassas ton farklarını fark ediyordu. İçinde liberallerin, -suç örgütü kimliÄŸi deÅŸifre olmadan önceki haliyle- kimi cemaat unsurlarının da bulunduÄŸu hedefi, beklentisi ve çıkarları deÄŸiÅŸik çevrelerin AK Parti'ye yanaÅŸma, siyasi gücünden yararlanma, hatta AK Parti'yi dönüştürme giriÅŸimleri geride kaldı. Bu planların, AK Parti'de taraftar bulduÄŸu veya AK Parti'ye sızdırılmış unsurlarla geliÅŸtirildiÄŸi de fark edildi. Halihazırdaki arayışı "arınma ve aslına dönme süreci" olarak görmek mümkün.

Denilebilir ki "AK Parti'nin kurucu deÄŸerlerinden söz edilirken kurucu isimleri göz ardı edilebilir mi?" 
KuÅŸkusuz, "hayır." Lakin burada açıklık kazandırılması gereken ayrıntılar olduÄŸu da bir gerçek. ÅžÃ¶yle ki... Kurucu abilerin içinde makam, mevki sahibi olmayan kalmadı. Bugünmesele biraz da kiÅŸisel ve daha çok ilgi görme isteÄŸi ile ilgili. MeÅŸakkatli günlerden dem vuranların, ikbal günlerine ortaklıklarını yok saymak doÄŸru deÄŸil. AK Parti'nin uzun yıllar devam edeceÄŸi görülen hükümet yolculuÄŸuna katkı koymak isteyen büyüklerin, eleÅŸtirdikleri kadar özeleÅŸtiri yapmaya da ihtiyaçları var. AK Parti büyüdükçe, kitle partisi haline geldikçe, siyasette yeni merkez inÅŸa ettikçe kapsama alanına giren bazı aktörlerin AK Partili kimliÄŸini aÅŸan baÄŸlantı, baÄŸlılık ve angajmanlarının da ileriye taşınması söz konusu olamaz.
Evet, "Dostluk dosyası" önce AK Parti içinde açılmalı. Ama "sıkılı yumrukla tokalaÅŸmaolmayacağı" gibi "Ben olmazsam, parti de olmaz" anlayışı da terk edilmek zorunda. AK Parti ile seçilmiÅŸ CumhurbaÅŸkanı arasındaki sarsılmaz bağı zayıflatmayı kimse aklından bile geçirmemeli! AK Parti, "Milli Görüş geleneÄŸinin çaÄŸdaÅŸ yorumu ve test edilip onaylanmış kadroları ile yola devam edeceÄŸini" her haliyle belli ederken, AK Parti'nin uzattığı eli, herkesin kendi düşüncesinin hayata geçmesi biçiminde fırsata çevirmesi, mevcut çabayı baÅŸlamadan bitme noktasına getirir. Buna, AK Parti'nin 14 yıllık iktidar birikimini yok sayan, bu birikimi ret ve inkâr etmesi gerektiÄŸini savunan muhalefet partileri de dahil. Hataları ve sevapları ile AK Parti, Türkiye'nin motor siyasal gücü olmayı sürdürüyor. Ajandasını da tüm netliÄŸi ile paylaşıyor. Yani, sürprize yer bırakmıyor. Bütün mesele, farklılıkların zıtlığa, zıtlıkların toplumsal kutuplaÅŸmaya, kutuplaÅŸmanın çatışmaya dönüşmemesi için yanlış anlamaların, korku ve kaygıların ortadan kaldırılmasına dönük iÅŸ ve iÅŸlemlerin baÅŸlatılması. Kimsenin kendisini öteki hissetmediÄŸi bir Türkiye için sadece iktidarın deÄŸil herkesin adım atması gerekiyor. AK Parti, iyi niyetle yeniden bir adım atmak istediÄŸini ilan etti. Bakalım, ön ÅŸartsız, önyargısız kimler bu davete icabet edecek? Unutmadan, "Bunlar panikledi" diye bakan varsa, onların hesabı yine hüsranla sonuçlanmaya mahkûm!