Sosyal Medya

Güncel

Dervişoğlu: Olağanüstü kurultaydan kaçış yok

19 Haziran kurultayına karşı Mahkeme'nin verdiği tedbir kararını Al Jazeera'ye değerlendiren Genel Başkan adaylarından Meral Akşener ekibinin iki numaralı ismi Müsavat Dervişoğlu, her ne olursa olsun Genel Merkez'in olağanüstü kurultaydan kaçışı olmadığına inanıyor.



MHP'de 19 Haziran kurultayında yapılan tüzük değişiklikleri için mahkemeden tedbir kararı çıktı. Muhalefet şimdi bundan sonra atacağı adımları, izleyeceği stratejiyi belirlemeye çalışıyor.

Al Jazeera'nin sorularını yanıtlayan Meral AkÅŸener ekibinin en önemli isimlerinden Müsavat DerviÅŸoÄŸlu, gündemde yeni bir parti kurulmasının olmadığını, olaÄŸanüstü kurultay için gerekirse yeniden imza toplayacaklarını söyledi. 

Her geçen gün yeni bir gelişmenin damga vurduğu MHP'de bugün itibarıyla 10 Temmuz'da kurultay yapılması mümkün görünmüyor. Al Jazeera, yaşanan süreci ve bundan sonrasına ilişkin beklentilerini 19 Haziran'da yapılan ve sonrasında hem Genel Başkan adayları hem de Genel Merkez içinde tartışmaya neden olan kurultayı yöneten Müsavat Dervişoğlu ile konuştu.

DerviÅŸoÄŸlu, Meral AkÅŸener ile birlikte çalışıyor. Hatta AkÅŸener Ekibi'nin 'iki numaralı ismi' olarak tanımlanıyor. DerviÅŸoÄŸlu'na göre 19 Haziran'da alınan kararların hepsi doÄŸru ve hiçbiri hukuk dışı deÄŸil. MHP Genel Merkezi'nin olaÄŸanüstü kurultaydan kaçışı olmadığını söyleyen DerviÅŸoÄŸlu, neden muhalefet hareketi içinde olduÄŸunu, yeni parti kurulacağı iddialarını da deÄŸerlendirdi. 

Neden MHP'de yönetimin değişmesini istiyorsunuz?

Milliyetçi Hareket Partisi'nin acilen bir Genel Başkan değişimine ihtiyacı olduğu hususunu yeni gündeme getirmiş biri değilim. 2012 yılında gerçekleştirilen kurultayda da Genel Başkan adayıydım.

Milliyetçi Hareket Partisi'nin ihtiyaca cevap veren bir yönetim kadrosu bulunmadığını, dolayısıyla iktidara talip bir görüntü sergilemediği düşüncesinden bahisle aday olmuştum. Benim için bu yeni bir talep ve beklenti değil.

Daha sonra 7 Haziran'da bir seçim oldu. Ben o zaman da muhalefet ÅŸerhlerimi koydum. 7 Haziran ile 1 Kasım arasında takip edilen politikanın hem Türkiye'nin hem de Milliyetçi Hareket Partisi'nin beklentilerine cevap vermediÄŸini görüp bu lider deÄŸiÅŸikliÄŸinin acilen düşünceden eyleme geçilerek gerçekleÅŸmesini arzuladım. 

Nedir o talep ve beklentiler? 

Bizim camiamız iktidar istiyor, demokrasi istiyor. Bir kişinin iki dudağının arasından dökülen sözlerle kendi kaderinin tayin ve tanzim edilmesine izin vermek istemiyor. Yılların birikiminin artık devlet yönetmek için hayata geçirilmesini istiyor. Milliyetçi Hareket Partisi bu ihtiyaca cevap veremiyor.

Ben bunun hem Sayın Genel BaÅŸkan'ın ÅŸahsından hem de yönetim anlayışından kaynaklandığına inanıyorum bu durumun. Dolayısıyla bu alanlarda ciddi deÄŸiÅŸikliklere ihtiyaç olduÄŸundan bahisle bu hareketin içinde bulundum. Ãœlkücü sorumluluÄŸun sahibi bulunduÄŸu fikir namusu beni böyle bir tercihe itmiÅŸtir. 

Meral AkÅŸener ile birlikte çalışıyorsunuz? Neden? 

Millet Meral AkÅŸener'i istiyor, onun için ben de onun yanında saf tutuyorum. 

Bu süreçte MHP'de en çok konuÅŸulan aday Meral AkÅŸener oldu. Hakkında çok sayıda iddia da dile getirildi. Bunları deÄŸerlendirdiniz mi hem kendi adınıza hem Meral Hanım ile? 

Ben Sayın Meral AkÅŸener'in çok iyi tanıyorum. Ayrıca Milliyetçi Hareket Partisi'nde Genel BaÅŸkanlığa aday olup hakkında iddiada bulunulmayan, iftira atılmayan bir kimse yok ki. 

Neden böyle sizce?

Bilmiyorum. Yönetim anlayışı, Sayın Genel Başkan'ın aslında karakteriyle mütenasip olmayan siyasi meşrebi böyle şeyleri gündeme getiriyor. Bu adayların hangisi hakkında neler söylenmedi ki? Ümit Bey'in, Koray Bey'in, Sinan Bey'in hakkında söylenenlere bakıldığında bugün Meral Hanım için söylenenlerin onların bir yekûnu olduğunu görüyorsunuz. Bu da yakışmıyor Milliyetçi Hareket Partisi'ne.

Ayrıca ÅŸu da var. Bu iddialar, iftiralar hep kongre dönemlerinde ortaya çıkıyor. Kongreler bitikten sonra bakıyorsunuz bu insanların büyük bölümü ya milletvekili oluyorlar, ya Meclis BaÅŸkan Vekili ya da Genel BaÅŸkan Yardımcısı.  

Milliyetçi Hareket Partisi sanki her isteyenin istediği oyunu oynayabileceği bir siyasi alanmış gibi takdim ediliyor. Bu çok da tehlikeli bir durum. Yani uluslararası güçlerden, istihbarat örgütlerinden, bir takım cemaatlerden bahsedilip bunların Milliyetçi Hareket Partisi'nde oyun kurdukları iddia ediliyor ama kongreler bitikten sonra bu iddiaların dile getirildiğini duymuyorsunuz.

Peki, bu kendilerine göre "melun yapılar", kongre bitikten sonra neden ses çıkmıyor? O zaman Genel Merkez'de yönetime seçilenler hakkında da bir oyunun parçası oldukları iddiası gündeme getirilebilir. Bu çok tehlikeli bir durum. 

MHP açık mı sizce dışarıdan bu tür müdahalelere? 'Üzerinde oynanacak oyunlara'?

Milliyetçi Hareket Partisi her isteyenin istediÄŸi zaman oyun oynayabileceÄŸi bir yapı deÄŸildir. Zaten biz de buna müsaade etmeyiz. 

Siz 80'lerden bu yana bu hareketin içindesiniz. Alparslan Türkeş ile de birlikte çalıştınız. Geçmişle karşılaştırıldığında bugün partiyi, ülkücü camiayı bugün nasıl bir noktada görüyorsunuz?

Ona hizmet etme bahtiyarlığına eriştim evet. Milliyetçi Hareket Partisi sadece bir siyasi parti olarak değil, ideolojik bir yapıdan gelmiş Türkiye'nin temel meselelerine toptancı bir tarih anlayışı ile kökten çözümler önerebilecek bir siyasi kurum.

Dolayısıyla sadece Parlamento'daki etkinliÄŸi ve oy oranı ile tarif edilebilecek bir yapı deÄŸil. Aynı Zaman'da sosyal nüfuzu ve etkinliÄŸi açısından da MHP'nin doÄŸru deÄŸerlendirilmesi lazım. MHP hem siyasi alanda güç ve ivme kaybetti hem de sosyal nüfuzunu yitirmeye yüz tutan bir kuruma dönüştü. 

 

 
 
 

Nedir bu sosyal nüfuz?

Biz mesela eskiden de iktidar değildik ama bir sosyal etkinlik alanımız vardı. Mensuplarımız, ülküdaşlarımız bugün resmi kurumlardaki görevlerinden uzaklaştırıldı. Eskiden buna kimse cesaret edemezdi. Bizim müdürümüz, bürokratımız, müsteşarımız kalmadı.

Dolayısıyla Türkiye'de bir sosyal ve siyasi güç olan MHP maalesef ÅŸimdi dışarıdan gözlemlendiÄŸinde sanki birilerinin payandası, yönetmeleriyle Türkiye açısından olumsuz sonuçlar verebilecek bazı hamlelerin siyasi figürü olarak kullanılıyor diye bir algı var. MHP ve MHP'liler bunu hak etmiyor. 

Bu yönetim deÄŸiÅŸikliÄŸi talebinin bu ihtiyaçlardan kaynaklandığını söylüyorsunuz... 

Tabii. Kürsüye çıkıldığında ÅŸanlı mücadele tarihinden söz ediliyor ama bu kadroların, bu yetiÅŸmiÅŸ insanların, bu bilgi, birikim, tecrübenin, devlet yönetme noktasında yeterlilik taşıyan insanların bugün devlet yönetmekten uzak, iktidar olma görüntüsü sergilenemeyince rahatsızlık duymaması mümkün deÄŸil. 

Nerede başladı sizce söz ettiğiniz bu kırılma? Bu soru sorulduğunda 2011 yılını örnek gösterenler oldu daha önce...

2011 yılında o istifalara neden olan o kumpasın bile hesabını sormaktan aciz bir tavır sergilediler. MHP içinde isteyenin operasyon yapabileceÄŸi bir yapı gibi sunulmak istendi. Hakikaten de çok büyük bir felaketle karşı karşıya kaldı, iftira kampanyasına hedef oldu. Bu siyasi tezgahı kuranlardan hesap sorulmadı. Allah korusun o arkadaÅŸlarımız o felaketlere MHP'nin yöneticileri oldukları için uÄŸradılar. Manav, kasap, esnaf oysalardı o iftiralara uÄŸramayacaklardı. Çok büyük bir çoÄŸunluÄŸu da bu güç odaklarına karşı sahipsiz bırakıldılar. 

Sonrasında özellikle son iki seçimde yaşananlar nasıl etkiledi partiyi?

Bu çok büyük bir başarısızlık, büyük bir siyasi kırılma. Bir siyasi parti hangi hataları yapar da mevcut oyunun üçte birini en büyük siyasi rakibine kaptırır? Yaşananların ne olduğunun çok doğru analiz edilmesi, kimden kaynaklandığına bakılması lazım. AK Parti'nin güç devşirmesinin sebebine bakmak lazım. Bir siyasi parti beş ayda oyunun üçte birini en büyük siyasi rakibine kaptırmışsa burada takip edilen bir yanlış strateji var demektir.

Bu ne MYK'ya ne de parlamento grubuna dayanarak oluÅŸturulmuÅŸtur. Sayın Genel BaÅŸkan'ın iki dudağının arasına kaderi terk edilmiÅŸ bir partiden bahsediyoruz. Bu doÄŸrudan kendi aldığı ÅŸahsi kararların bir sonucudur. Bir hezimettir. 80 milletvekilinden 40 milletvekiline düşmüştür. Elbette bunun siyaseten ödenmesi gereken bir bedeli de olmalıdır. "Ben tek başıma karar alacağım ve hiç bedel ödemeyeceÄŸim" derseniz o rejimin adı demokrasi olmaz. 

19 Haziran kurultayında divan başkanıydınız. Bugün gelinen noktadan o güne baktığınızda nasıl değerlendiriyorsunuz?

Ben nereden bakarsanız bakın demokratik bir talebin sonucu, haklı ve hukuken doÄŸru kararların alındığı bir kongre olarak deÄŸerlendiriyorum. Alınmış hiç bir kararın kongrenin meÅŸruluÄŸunu etkilemeyeceÄŸini düşünüyorum. Zaten kongrede alınan kararlar ile ilgili bir hukuksuzluk tespit edilmiÅŸ olsaydı bir delege, eski bir milletvekili yani Cemal Enginyurt Sayın Bahçeli'yi mahkemeye vermezdi. Tamamen bir hukuki muvazaa planlanarak bir genel merkez yanlısı o partinin genel baÅŸkanlığını mahkemeye vermiÅŸtir. Bir hukuksuzluk atanamaz. 

Farklı bir strateji izlemiÅŸ olsaydınız böyle bir karar yine de gelir miydi mahkemeden? Bu soruyu sorarken Sinan OÄŸan ve Koray Aydın'ın kurultayda yapılan kapsamlı tüzük deÄŸiÅŸikliklerinden haberdar olmadıkları ve bunların mahkemede Genel Merkez'in elini güçlendireceÄŸi yönündeki açıklamalarını da hatırlatmak istiyorum... 

Kendileri MHP Genel BaÅŸkan adayları, ben onların Hakkı'nda maksadı aÅŸan ifadelerde bulunmak istemiyorum. Ancak her ikisi de tüzük deÄŸiÅŸikliklerinin nasıl olduÄŸunu, gündeme nasıl madde eklendiÄŸini en az benim kadar iyi bilirler. Ben iddia ediyorum tüzük deÄŸiÅŸikliÄŸinde 63'üncü maddenin 4'üncü bendinin deÄŸiÅŸtirilmesi için gündeme geçilmiÅŸtir ama Genel Kurul kararıyla gündeme yeni maddeler eklenmiÅŸtir. Bu teklifi Genel Kurul getirmiÅŸtir. Bu MHP'nin en üst kuruludur. Yaptığımızın hiç bir yerinde hukuki boÅŸluk yoktur. Ama Sayın Koray Aydın ve Sinan OÄŸan'ın Genel Kurul'dan çıktıktan sonra bunları söylemesi, kurultay ile ilgili tedbir kararı alınmasında da o ifadelerin delil olarak kullanılması onların açıklaması gereken bir garabettir. 

Asıl hedef olan seçimli kurultaya daha gelinmeden adayların kendi aralarındaki görüş ayrılıklarının kamuoyuna bu kadar net yansıması özellikle MHP delegesinin sürece bakışını nasıl etkiliyor?

Burada bir görüş ayrılığı yok, burada bir spekülasyon var. Partimiz tüzüğünün 63'üncü maddesinin 4'üncü bendi olaÄŸanüstü kurultaylarda seçim yapılamayacağına amirdir. Bunun deÄŸiÅŸimi için bir müracaatta bulunuldu. Bu süreçte ne dendi, siz duymadınız mı hiç? "adaylar ihraç edilecek, adaylar hakkında disiplin iÅŸlemi baÅŸlatılacak" diye. Bu bizzat Sayın Genel BaÅŸkan tarafından ve yakın çevresinden telaffuz edildi. Ä°hraç olursa mahkeme yolunun olduÄŸu ama tedbirli disipline sevk olursa adaylık engellenebilir diye konuÅŸuluyordu. Sonra Genel BaÅŸkan çıktı, "1000 imza da getirseniz kongre yapmayacağım" dedi. Bunlara karşı da tedbir alınması icap ediyordu. 63. Maddenin 4'üncü bendinde deÄŸiÅŸiklik yapıldı. Ama ayrıca kongre dönemlerinde keyfi ihraçların yapılmasını engelledik. Sonra tedbirli sevk yoluyla kiÅŸilerin MHP Genel BaÅŸkanlığı'na aday olmalarının engellenmesinin önünü kestik. Dördüncü olarak da Genel Kurul karar verir, Genel Merkez uygulamazsa kararı uygulayabilecek bir kongre heyeti oluÅŸturulması uygun görüldü. Bunlar hep delegelerin teklifleriyle oldu, hem de yüzlerce imzayla. Burada bir aday istedi de oldu deÄŸil. Böyle düşünmek Genel Kurul'un iradesine saygısızlık olur. Bu insanlar neden rahatsız? Bunların hangisi hukuki deÄŸil, hangisi siyaseten yanlıştır. Neden kamuoyunda böyle bir yol takip ediliyor. Adayları eleÅŸtirmek için söylemiyorum. Köşe yazarları da, yorumcular da kendini siyaset ehli zannedenler de böyle konuÅŸuyor. Bu maddeler hukuka aykırı ise tüzüğe eklenmez olur biter. Ama bunların hepsi hukuki olduÄŸu için çareyi Cemal Enginyurt'un Devlet Bahçeli'yi mahkemeye vermesinde buldular. 

Peki o gün Divan BaÅŸkan'ı olarak salondan ayrılırken 10 Temmuz'da kurultay olmayabileceÄŸini düşünmüş müydünüz? 

Düşünmüştüm tabii. Sayın Bahçeli'nin böyle bir kurultaya böyle bir hukuki muvazaa ile tedbir koyması hali bizim tüzüğümüzün deÄŸiÅŸmemiÅŸ olmasıdır. Dolayısıyla Sayın Genel BaÅŸkan tüzük deÄŸiÅŸikliklerine  Ä°lçe Seçim Kurulu tarafından tedbir koyulunca bizim deÄŸiÅŸikliklerimizin hayata geçmeyeceÄŸini iyi bilir.

Ne olacak bundan sonra? 

Artık Milliyetçi Hareket Partisi'nde olan olmuştur. 19 Haziran kongresi geçerli midir, değil midir tartışmalarının ötesinde bu kongre üzerinde, Asliye Hukuk Mahkemesi'nin koyduğu tedbirler üzerinde herhangi bir tartışma yapmaya gerek yok. Salt çoğunluğun üzerinde, 664 olarak sayısı belirlenen delege arkadaşımız kongreye katıldı. Bu mevcut delegenin yarıdan fazlasıdır. Kamuoyunda nasıl değerlendirmeler yapılıyor ben onu bilmem.

Ama Milliyetçi Hareket Partisi'nin Sayın Genel BaÅŸkan'ı bir güvensizlik oyuyla karşı karşıyadır ama makamında oturmaktadır. Buradan ders çıkarması icap eden kendisidir. Benim tarafımdan bakıldığında güvensizlik oyuyla karşı karşıya kalmıştır. Kendisini seçen yarıdan fazlası Sayın Genel BaÅŸkan'ımıza güvensizlik oyu vermiÅŸtir. Umarım buradan bir siyasi sonuç çıkarmaya çalışır. 

Bundan sonra ne yapacaksınız?

Biz yolculuÄŸumuza devam ediyoruz. 

Milliyetçi Hareket Partisi içinde mi? Çok sayıda iddia dile getiriliyor. Yeni bir parti kurulacağı da bunların en başında yer alıyor. 

Bu konular bizim kendi içimizde hiç gündeme gelmedi. Bu konuyla ilgili olarak herhangi bir deÄŸerlendirme de ben kendi arkadaÅŸlarımla da bir deÄŸerlendirmede bulunmadım. Ben kendimi bildim bileli, rahmetli babamın siyasi kimliÄŸi münasebetiyle 3 hilâlli flamaların dalgalandığı araçlarda dolaşıyorum, rozet taşıyorum. Bundan onur duyarım ama bunun baÅŸka türlü olmasını isteyenlerin olduÄŸunu da biliyorum. O Genel Merkez binasında ikide bir "arınma" lafı telaffuz ederek, bazı insanların MHP camiasından uzaklaÅŸtırılması için muvazaalı bir yoldan onları uzaklaÅŸtırmaya çalışanlar olduÄŸunu biliyorum. Bunlar bizim kendi gündemimizde olan ÅŸeyler deÄŸil. Biz Milliyetçi Hareket Partisi'nde OlaÄŸanüstü Kurultay toplamak üzere imza veren delegenin, ki o imzalar siyaseten delegenin de bizim de namusumuzdur, savunuculuÄŸunu yapıyoruz. Hiç ekstra senaryo ortaya koyup, gündemde farklı ÅŸeyler peydahlamaya gerek yok. 

Olağanüstü kurultay konusu kapandı mı sizce?

Hayır. MHP Genel Merkezi olaÄŸanüstü kurultaydan hiç bir ÅŸekilde kaçamaz. Bu ÅŸartlarda o Genel Merkez binasında, Genel BaÅŸkan ve Genel Merkez yöneticisi olarak oturmak öyle bir zaman gelir ki kendileri için zûl olur. 

Nasıl olacak bu?

Bakın ben size söyleyeyim, bu tedbir kalkacak. Bu tedbir kongre tarihine kadar kalkar mı kalkmaz mı ben onu bilmem. Ama biz yatmıyoruz, ben bugün Anadolu'dan döndüm. Hukuki yolların tamamı deneniyor zaten ondan sonra yeni bir imza toplama çalışması olabilir. 

Delege yoruldu mu?

MHP delegesi yorulmaz. Milliyetçi Hareket'in hiç bir mensubu yorulmaz. Bunlar Milliyetçi Hareket Partisi delegesine sıradan oyunlardır. "Delege gelmedi, yoruldu, küstü" bunlar olmaz. Milliyetçi Hareket Partisi delegelerinin öncelikleri farklıdır. Delege bunu sadece partinin iç meselesi olarak görmüyor. Türkiye meselesi olarak görüyorum. Türk milliyetçileri Türkiye söz konusu olduÄŸu zaman yorgunluk, yılgınlık hissetmez. Yolculuklarına hız verirler. 

DerviÅŸoÄŸlu kimdir?

Müsavat DerviÅŸoÄŸlu’nun ülkücü camiadaki geçmiÅŸi 1980’li yıllara dayanıyor. Kendisinin verdiÄŸi bilgilere göre 12 Eylül öncesi ve sonrasında toplam 4 yılın üzerinde hapis yattı.1987-89 yılları arasında Ãœlkü Ocakları Genel BaÅŸkanlığı koltuÄŸunda oturdu. Sonrasında Alparslan TürkeÅŸ döneminde Genel Merkez’de, daha sonra ise Ä°zmir TeÅŸkilatında görev yaptı. 2009 yerel seçimlerinde Ä°zmir BüyükÅŸehir Belediye BaÅŸkan adayı, 2012’de düzenlenen MHP kurultayında ise Genel BaÅŸkan adayıydı. Koray Aydın’ın da katıldığı yarışta 48 oy aldı.

Kaynak: Al Jazeera

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.