Güncel
Hakan Albayrak: Ä°srail'e bir iltifat, bir iltifat; ne oluyoruz yahu?
Hakan Albayrak bugünkü köşe yazısında Türkiye-İsrail mutabakatanı ele aldı.
Karar yazarı Hakan Albayrak, Mavi Marmara krizinden 6 yıl sonra Türkiye'nin İsrail ile normalleşme adına bir mutabakat imzalamasına dair, "Gazze, 9 senedir İsrail'in ablukası altında. 2 milyona yakın Filistinli 9 senedir hapis. İsrail'e bir iltifat, bir iltifat; ne oluyoruz yahu?" diye yazdı.
Hakan Albayrak'ın Türkiye-İsrail mutabakatına dair' başlıklı yazısı şöyle:
2 MÄ°LYONA YAKIN FÄ°LÄ°STÄ°NLÄ° 9 SENEDÄ°R HAPÄ°S
Gazze, 9 senedir İsrail'in ablukası altında. 2 milyona yakın Filistinli 9 senedir hapis. En kötü hapishanede bile mahkûmların yeme-içme ihtiyacı karşılanır, ciddi hastalıklarına müdahale edilir, hücreleri yahut koğuşları geceleri aydınlatılır. Gazze Açık Hava Hapishanesi'nde ise mahkûmların bu asgarî ihtiyaçları bile doğru dürüst karşılanmıyor.
Türkiye ile Ä°srail arasında geçen pazar günü Roma'da varılan “normalleÅŸme” anlaÅŸması sayesinde Türkiye'nin Ä°srail üzerinden Gazze'ye gıda yardımında bulunabileceÄŸi, Gazze'de bir hastane kurabileceÄŸi, Gazze'ye elektrik verebileceÄŸi, belki içme suyu da temin edebileceÄŸi açıklandı. Gazze'ye Ä°srail üzerinden insani yardım yeni bir ÅŸey olmayacak, Gazze'nin elektrik açığının kapatılmasına yönelik gayretler de zaten mevcut; yine de Türkiye'nin sahaya dönmesi, Gazzeli kardeÅŸlerimizin çilesinin azıcık da olsa hafifletilmesine katkı bakımından önemli ve kıymetlidir. Bununla beraber, asıl dava haksız yere hapsedilen 1,8 milyon Filistinlinin hürriyetinin iadesi iken, onların mahpusluk ÅŸartlarının bir nebze düzeleceÄŸine sevinmekle yetinmek zorunda kalmamız hazindir.
Åžu da hazindir: Ä°srail gazetesi Jerusalem Post'un da -tabii ki zevkle- tespit ettiÄŸi gibi, baÅŸlarda Ä°srail Türkiye'nin peÅŸinde koÅŸarken son zamanlarda “normalleÅŸme” konusunda Türkiye daha hevesli göründü. 2013'te Ä°srail Türkiye'den kayıtsız ÅŸartsız özür dileyip Mavi Marmara ÅŸehitlerine tazminat ödemeyi ve Türkiye'nin Gazze'ye hatırı sayılır nitelik ve nicelikte insani yardım göndermesini prensipte kabul ettiÄŸinde bir zaferden bahsedebiliyorduk, fakat gelinen noktada Türkiye'nin duruÅŸu böyle bir söyleme el verecek kadar maÄŸrur deÄŸil maalesef.
VERİLEN SÖZLERDEN BAŞKA GARANTİ(!) YOK
Gazze'ye yardım ulaştırmak konusunda elimizde İsrail'in verdiği sözlerden başka garanti (!) yok. Sözünde durmazsa ne yapacağız? 2013'te hükümet, böyle bir durumda İsrail'e bedel ödetecek gibi duruyordu. Şimdi hiç öyle durmuyor.
Açık konuşalım; manzara şu: Hükümet İsrail'le safları bir an evvel sıklaştırmak istiyor ve bunun önünde bir engel olarak duran Gazze meselesini bir şekilde aşmaya çalışıyor. Asıl konu Gazze değil, hükümetin İsrail'le safları sıklaştırmaya duyduğu -veya duyduğunu zannettiği- acil ihtiyaç.
***
Abluka, 2007 yılında, hür seçimlerde halkın teveccühüne mazhar olan HAMAS'ın Gazze'de kontrolü ele geçirmesi üzerine ilan edilmişti. İsrail'i HAMAS'ın saldırılarından korumaya dönük bir tedbir olarak filan değil, düpedüz Gazze halkını siyasi tercihinden ötürü cezalandırmak için. O zamanlar Gazze'den İsrail'e roket atılmıyordu daha. Roket meselesi sonradan, abluka yüzünden ortaya çıktı.
9 senedir Gazzelilerin seyahat hakkı yok, ticaret hakkı yok, kalkınma hakkı yok. Yok, yok, yok. HAMAS uzun zamandır Ä°srail'e roket atmıyor ve attırmıyor, üstelik ablukanın kaldırılması ÅŸartıyla Ä°srail'e ‘kurumsal çatışmasızlık' da öneriyor; gene yok. Bu muazzam haksızlık, bu tüyler ürpertici gaddarlık, bu akılalmaz arsızlık asla sineye çekilemez.
HÜKÜMET 'ABLUKA' ŞARTINDAN VAZGEÇMEKLE KALMAYIP...
Ne var ki hükümet, Ä°srail'le iliÅŸkileri “normalleÅŸtirmek” için ileri sürdüğü 3 ÅŸarttan birisi olan “ablukanın kaldırılması” ÅŸartından vazgeçmekle kalmayıp, Ä°srail'i ablukadan vazgeçirmeye dönük etkin bir mücadele içinde olacağına dair bir ümit de vermiyor. Bilakis, CumhurbaÅŸkanlığı Sözcüsü Ä°brahim Kalın “Filistin siyasetimiz deÄŸiÅŸmeyecek” dese de Ankara, Siyonist zulümlere tepkilerini Ä°srail'e ciddi rahatsızlık verecek derecenin altında tutma istidadı gösteriyor. Son zamanlarda sergilediÄŸi tavırlar ve benimsediÄŸi söylemler buna delalet olsa gerek.
***
Ä°SRAÄ°L BOMALARINA ESKÄ°SÄ° KADAR TEPKÄ° YOK
Netanyahu geçenlerde “1967 sınırları”na dönüşün artık mümkün olmadığı, Mescid-i Aksa'nın bulunduÄŸu ve uluslar arası hukuka göre Filistinlilerin hakkı olan DoÄŸu Kudüs'ten asla çekilmeyecekleri, Suriye'den gasp ettikleri Colan (Golan) bölgesinin de Ä°srail toprağı olarak kalacağı yönünde bir konuÅŸma yaparak cümle aleme ‘Hodri meydan' dedi ve fakat dünya ile beraber Türkiye de sustu (Belki yasak savmak babından ‘düşük perdeden' bir açıklama yapılmıştır; öyleyse ÅŸayet, çok ‘düşük perdeden' olmuÅŸ olmalı ki ben duymadım). Gazze'ye düşmeye devam eden Ä°srail bombalarına da eskisi kadar tepki yok. Neredeyse hiç yok.
Söylenmeyenleri bırakıp söylenenlere bakalım: İsrail'e bir iltifat, bir iltifat... Ne oluyoruz yahu?
Yerimiz doldu, nasipse yarın devam edelim.
Henüz yorum yapılmamış.