EÄŸitim
Rakamlarla eğitimin acil sorunları
Eğitim Reformu Girişimi, eğitimin acil çözüm bekleyen sorunlarını dört başlıkta hazırladığı verilerle milletvekillerine sundu. Çalışmadaki tespitler ve rakamlar çarpıcı. Öğretmenlerin ortalama deneyimi batıda 15 yıl, doğuda 1,5 yıl. 4-5 yaş grubundaki çocukların sadece yüzde 43'ü okul öncesi eğitime erişebiliyor. Eğitim dışı kalan 15-19 yaş arasındaki kadınların oranı yüzde 27, erkeklerin oranı ise yüzde 15.
Sabancı Ãœniversitesi’ne baÄŸlı olarak eÄŸitim politikaları üreten ve araÅŸtırmalar yapan EÄŸitim Reformu GiriÅŸimi (ERG), eÄŸitim sisteminin öncelikli ihtiyaçlarını ve çözüme yönelik önerilerini bir dosyada derleyerek milletvekillerine sundu.
ERG’nin hazırladığı dosyada, ortaöğretim, öğretmenler, bütçe ihtiyacı ve okul öncesi eÄŸitim konularında sorunlar rakamlarla sunuldu. EÄŸitimin öncelikli sorunlarının verilerle anlatıldığı dosyada ayrıca her milletvekilinin temsil ettiÄŸi ilin eÄŸitimdeki temel göstergeleri çıkarıldı ve bunlar bölge ve ülke ortalamalarıyla karşılaÅŸtırmalı olarak milletvekillerine verildi.
ERG’ye göre eÄŸitimin kalitesinde ilerleme saÄŸlanabilmesi ve eÄŸitim sisteminin sosyo ekonomik ve bölgesel eÅŸitsizlikleri giderebilmesi için özellikle okul öncesi eÄŸitim ve ortaöğretimde düzenlemeler yapılması gerekiyor.
"Okul öncesi eğitim parasız olmalı"
Ailesinin gelir düzeyi düşük çocuklar baÅŸta olmak üzere her çocuk okul öncesi eÄŸitimden parasız yararlandırılmalı. 2015-2016 eÄŸitim- öğretim yılında 4-5 yaÅŸ grubundaki çocukların yüzde 43’ü okul öncesi eÄŸitime eriÅŸebildi. Okul öncesi eÄŸitimde okullulaÅŸma oranlarında bölgeler arasında derin farklılıklar var.
Okul öncesi eğitim alanın akademik başarısı bir okul yılı ilerde
Okul öncesi eğitimin, çocukların gelişiminde ve ilerleyen yıllardaki başarılarına katkısı çok büyük. PISA 2012 sonuçlarına göre, bir yıldan fazla okul öncesi eğitim almış olan öğrenciler, 15 yaşına geldiklerinde hiç okul öncesi eğitim almamış akranlarından akademik olarak bir okul yılı daha ilerideler.
ERG'nin çalışmasına göre, okul öncesi eÄŸitim için velilerden aylık 200 TL’ye kadar çıkabilen katı payları talep edilmesi yoksul ailelerin çocuklarını okula yollamanın önünde büyük engel. Okul öncesi düzeyde verilen ÅŸartlı eÄŸitim yardımlarının tutarı aylık sadece 35-40 TL. ERG, hazırladığı çalışmada okul öncesi eÄŸitime hane halklarının ve tüzel kiÅŸilerin devletten daha fazla harcama yaptığına, okul öncesi eÄŸitimde yapılan toplam harcamalar içinde devletin payının giderek azaldığına dikkat çekiyor.
Her okula özel bütçe lâzım
ERG hazırladığı dosyada nitelikli öğrenme ortamlarının okullara kaynak ve yetki aktarımı ile gerçekleşebileceğini vurguluyor. PISA 2012 verilerine göre her altı okul müdüründen biri ısınma, havalandırma, aydınlatma sorunlarının okulun öğretim kapasitesini engellediğini belirtiyor. Özellikle ilköğretim okullarına doğrudan kaynak gönderilmesi gerekiyor. Mevcut finansman sistemi okulların bulundukları bölgeleri ve hizmet ettikleri öğrencilerin farklılaşan ihtiyaçlarını da dikkate almıyor.
Yoksulluk ve başarı ilişkisi
ERG çalışmasında, eÄŸitimdeki sorunlardan birinin Türkiye’deki her gencin eÅŸit düzeyde ortaöğretimden yararlanamaması olduÄŸunu da belirtiyor. PISA sonuçlarına göre sosyo ekonomik düzeyi yüksek ailelerden gelen çocukların Fen Lisesi ve Anadolu Liseleri gibi görece yüksek performans gösteren okullara girme olasılığı çok daha yüksek. Temel matematik, fen ve okuma becerilerini kazandıramayan meslek liselerindeyse öğrencilerin dörtte biri sosyo ekonomik düzeyi düşük ailelerden geliyor.
PISA 2012’ye göre, Türkiye’de üst düzey performans gösteren öğrenci oranları da oldukça düşük. Matematikte üst düzey performans gösteren öğrenci oranı Türkiye'de yüzde 5,9, OECD ortalaması ise yüzde 12,6. Fende üst düzey performans gösteren öğrenci oranı Türkiye'de sadece yüzde 1,8. OECD ortalaması yüzde 8. Okumada üst düzey performans gösteren öğrenci oranı Türkiye'de yüzde 4,3, OECD ortalaması ise yüzde 8.
ERG'ye göre ortaöğretimin niteliÄŸini güçlendirmeye ve okullar arasındaki kalite farkını azaltmaya odaklanmak gerekiyor. Öte yandan ortaöğretim dışında kalan öğrencelerin oranı da yüksek. ERG çalışmasında ortaöğretimdeki tüm bu sorunların, Türkiye’nin sürdürülebilir toplumsal ve ekonomik geliÅŸme potansiyelini de zayıflattığını vurguluyor.
Henüz yorum yapılmamış.