Sosyal Medya

Güncel

Türkiye İsrail ilişkilerindeki normalleşmeyi anlamlandırmak

İsrail’in anlaşmayı izleyen dönemdeki tavrı, normalleşmeye atfettiği önemin ve Filistin ve Gazze politikalarında değişime gidip gitmeyeceğinin işaretçisi olacaktır. Bu anlamda Ankara daha önceki yıllarda Tel-Aviv’in birçok kez verdiği söze sadık kalmadığını göz önünde bulundurmalı ve İsrail’le esaslı bir yakınlaşmaya girmek için aceleci olmamalıdır.



  • Yrd. Doç. Dr. Ä°smail Numan Telci / Sakarya Ãœniversitesi, OrtadoÄŸu Enstitüsü

 

    Dış politika alanında Türkiye’yi uzun bir süredir rahatsız eden konuların başında Ä°srail’le olan kötü iliÅŸkiler gelmekteydi. Bu durum son dönemde hızlandırılan normalleÅŸme süreci ile sona erecek gibi gözüküyor. Ä°srail’le iliÅŸkilerin normalleÅŸmesinin Türkiye’nin dış politikada yeni bir yaklaşım içine girdiÄŸi döneme denk gelmesi Ankara’nın önümüzdeki süreçte dış politikasının izleyeceÄŸi yönün anlaşılması bakımından da önem taşıyor. Bunun yanında son dönemde bölgede yaÅŸanan krizlerden ötürü ve kendi içerisindeki siyasi geliÅŸmeler nedeniyle dış politikada önceki yıllardaki aktivizminden geri düşen Türkiye’nin baÅŸta bölgesel aktörlerle iliÅŸkiler olmak üzere birçok alanda yeni perspektifler geliÅŸtirmesi zorunluluk haline gelmiÅŸti. Dolayısıyla özellikle Ä°srail ile yaÅŸanmakta olan normalleÅŸme giriÅŸimini bu çerçevede okumak gerekmektedir.

Ä°srail-Türkiye iliÅŸkilerinde 2009 yılından bu yana devam eden kriz hali Arap devrimleri sürecinde bölgede yaÅŸanan belirsizliÄŸin de etkisiyle çözülememiÅŸtir. Gerek Türkiye gerekse de Ä°srail Arap devrimleri sürecinde ortaya çıkan belirsiz ortam ve kendi dış politikalarındaki iniÅŸ çıkışlar nedeniyle bir yakınlaÅŸma sürecine girememiÅŸlerdir. Ancak son dönemde Ankara, Rusya, Ä°ran, BirleÅŸik Arap Emirlikleri ve Mısır gibi ülkelerle yaÅŸadığı krizler ve bunun yanında ABD ile özellikle Kuzey Suriye’deki terör örgütü PYD konusunda yaÅŸanan anlaÅŸmazlıkların da etkisiyle dış politikada yaÅŸadığı sıkışmışlık halini aÅŸma konusunda adımlar atmak istemektedir.

Bunun bir sonucu olarak Ä°srail’le Netanyahu’nun Mart 2013’te resmi olarak özür dilemesiyle baÅŸlayan yakınlaÅŸma görüşmeleri son dönemde hızlandırılmış, BirleÅŸik Arap Emirlikleri ile yaÅŸanan düşün yoÄŸunluklu krizin aşılması için temaslar gerçekleÅŸtirilmiÅŸ ve Rusya ile yeniden masaya oturmanın yolları aranmıştır. Öyle ki Suudi Arabistan yönetimi aracılığıyla Mısır’la bir normalleÅŸme ihtimali dahi gündeme gelmiÅŸtir. Dolayısıyla Türkiye’nin dış politikadaki açılımlarını sadece Ä°srail ile sınırlı olan bir politika deÄŸil, bölgede etkin sayılabilecek tüm aktörleri içeren daha geniÅŸ bir stratejinin parçası olarak görmek gerekmektedir. 

Türkiye’nin 2009’dan bu yana Ä°srail’e karşı tutunduÄŸu sert tavrı sürdürmesinin Tel-Aviv yönetimi tarafından istenmemesi normalleÅŸme görüşmelerinin dikkat çeken noktasıdır. Ä°srail bir anlamda geri adım atmak zorunda kalarak Türkiye’nin ÅŸartlarını bir bir yerine getirmeyi seçmiÅŸtir. Önce Netanyahu Türkiye’den özür dilemiÅŸ, daha sonra da Ä°srail yönetimi Mavi Marmara’da hayatını kaybedenlere tazminat ödemeyi kabul etmiÅŸtir. Tel-Aviv ayrıca Gazze’ye yönelik ablukanın kaldırılması konusunda da Türkiye’nin belirlediÄŸi ÅŸartlara uyma noktasına gelmiÅŸtir. Her ne kadar Ä°srail ablukanın tamamen kaldırılmasına karşı çıksa da, Türkiye’nin talep ettiÄŸi hemen tüm maddeleri kabul etmiÅŸtir. 

DoÄŸalgaz ve petrol meselesi

NormalleÅŸme görüşmeleri sırasında varılan uzlaşıya göre Gazze’de inÅŸa edilecek cami, okul, sanayi tesisleri ve saÄŸlık merkezlerinin malzemeleri Ä°srail’in denetimi ile de olsa bölgeye iletilecek, bununla birlikte bölgenin en önemli ihtiyaçlarından olan elektrik santrali ve su arıtma tesisi de Türkiye tarafından kurulacaktır. Ä°srail’in Gazze’ye yönelik endiÅŸelerinden ötürü son günlerde ortaya çıkan bir baÅŸka plan da deniz üzerinde inÅŸa edilebilecek bir havaalanı ve liman projesidir. Buna göre denetimi tamamen Ä°srail tarafında olacak bir uluslararası havaalanı ve limanın Gazze açıklarına inÅŸa edilmesi bölge halkına yönelik uygulanan ablukanın kaldırılmasında ve bölgenin dünya ile baÄŸlantısının tesis edilmesinde büyük rol oynayacaktır. Daha önce gündemde olmayan bu planın Türkiye-Ä°srail anlaÅŸmasının nihayete erdirileceÄŸi bu günlerde ortaya çıkması tarafların farklı formülleri devreye soktuÄŸunu da göstermektedir. Ä°liÅŸkilerin normalleÅŸme yönünde ilerlemesinin arkasındaki bir diÄŸer neden de Ä°srail’de bulunan enerji kaynaklarının transferi ve daha geniÅŸ pazarlara ulaÅŸtırılması hususudur.  Enerji konusunda iki ülkenin de birbirine ihtiyacı olduÄŸu taraflarca kabul edilen bir gerçektir. Türkiye, özellikle son dönemde problemler yaÅŸadığı Rusya ve Ä°ran’a doÄŸalgaz ve petrol konusundaki bağımlılığını azaltmanın yollarını aramaktadır. Bu çerçevede sadece Ä°srail’deki deÄŸil, Mısır açıklarında bulunan doÄŸalgaz ve petrol yatakları konusunda da uzun vadeli planlamalar yapmaktadır. Dolayısıyla Akdeniz’den geçecek bir boru hattı Türkiye için Ä°srail, Mısır ve Güney Kıbrıs Rum Kesimi’nden gelecek enerji ürünleri baÄŸlamında önemli bir fırsat sunacaktır.

Enerji faktörü Ä°srail açısından çok daha önemli bir unsur olarak görülmektedir. Ä°srail’in Akdeniz’den çıkaracağı doÄŸalgazı özellikle Avrupa pazarına ulaÅŸtırabilmek için en uygun rotanın Türkiye üzerinden geçtiÄŸi düşünüldüğünde, Tel-Aviv’in normalleÅŸme için sarf ettiÄŸi yoÄŸun çaba daha açık biçimde anlaşılmaktadır. Dolayısıyla bu yönde bir yakınlaÅŸmanın Ä°srail’e ekonomik anlamda ciddi bir getirisi olacağına şüphe yoktur. Bunun yanında enerji hatlarının üzerinden geçeceÄŸi ülke olan Türkiye de bu anlamda önemli bir finansal getiriye sahip olacaktır. NormalleÅŸmenin planlandığı gibi gerçekleÅŸmesi durumunda ise Ä°srail ile Türkiye arasındaki bir doÄŸalgaz hattının 2019 yılı itibariyle devreye girebileceÄŸi belirtilmektedir.

2009 öncesi seviyesi

Ä°srail’in önemsediÄŸi bir diÄŸer konu da siyasi ve stratejik iÅŸbirliÄŸinin ilerletilmesidir. Arap devrimleri sırasında gergin bir dönemden geçen Ä°srail, bu süreçte Türkiye gibi güçlü bir müttefik ile iÅŸbirliÄŸi yapmadan bölgesel güvenliÄŸini saÄŸlama alamayacağının farkına varmıştır. Mısır’da askeri darbeye ve iktidara Ä°srail’e yakın bir yönetimin gelmesine raÄŸmen ülkedeki ÅŸiddet olaylarının ve istikrarsızlığın sürmesi Ä°srail’i endiÅŸelendirmeye devam etmektedir. Bunun yanında Suriye’deki iç savaşın sürmesi ve Ä°ran’ın bölge siyasetindeki etkisinin giderek artması ve yine Lübnan’daki siyasi belirsizliÄŸin devam etmesi Ä°srail’i belki de istemeyerek de olsa Türkiye ve Suudi Arabistan gibi ülkelerle iÅŸbirliÄŸine mecbur bırakmaktadır. Dolayısıyla Ä°srail 2009 öncesi dönemde olduÄŸu gibi Türkiye ile stratejik iÅŸbirliÄŸini istemekte ve ulusal çıkarları açısından bölgesel politikalarda Ankara ile birlikte hareket etmeyi arzulamaktadır. Bu anlamda normalleÅŸmenin daha derin bir iÅŸbirliÄŸine yönelmesi ve stratejik alanlara yayılması da mümkün görülmektedir. Nitekim 2009’dan bu yana siyasi düzeyde yaÅŸanan krize raÄŸmen iki ülke arasındaki hem ticari iliÅŸkiler hem de turizm amaçlı ziyaretler artarak devam etmiÅŸtir. Bu anlamda iÅŸbirliÄŸi sürerken bir taraftan da Türkiye özellikle ihtiyaç duyduÄŸu yüksek teknoloji askeri savunma sistemleri konusunda iÅŸbirliÄŸini artırmayı isteyecektir. Dolayısıyla iki ülkenin bu anlamda iliÅŸkilerini 2009 öncesi seviyesine getirmeyi hedefleyeceÄŸi beklenebilir.

Son olarak Ä°srail ile iliÅŸkilerin yeniden normale dönmesiyle Türkiye’nin Filistin politikasında deÄŸiÅŸme olacağı ya da Ankara’nın Filistin konusunu göz ardı edeceÄŸini söylemek yanıltıcı olacaktır. Bunun aksine normalleÅŸme sürecinin Türkiye’nin Filistin politikasına olumlu biçimde yansıyacağı söylenebilir. Nitekim Ankara diplomatik iliÅŸkilerini kestiÄŸi dönemde Tel-Aviv’in Batı Åžeria ve Gazze’ye yönelik politikalarında çok sınırlı etki sahibi olabilmiÅŸtir. Bu nedenle 2012 ve 2014 yıllarında Ä°srail’in Gazze saldırıları sırasında Türkiye sadece dolaylı biçimde rol oynayabilmiÅŸ, mesajlarını üçüncü aktörler üzerinden Ä°srail’e iletmek durumunda kalmıştır. Benzer ÅŸekilde Ä°srail’in son dönemde Batı Åžeria’da uyguladığı baskının artması karşısında da Ankara’nın eli kolu baÄŸlı kalmıştır. Ä°liÅŸkilerin normalleÅŸmesi Türkiye’ye, Ä°srail’in Filistin politikasında daha doÄŸrudan müdahale edebilme ve Tel-Aviv’in aşırıcı politikalarının dizginlenmesinde rol oynama ÅŸansı verecektir. NormalleÅŸme bir anlamda Türkiye’nin Ä°srail’i özellikle Filistin konusunda baskı altına almasına olanak verecek, bu durum halihazırda ağır koÅŸullar altında yaÅŸayan Gazze için de önemli bir fırsat olacaktır. NormalleÅŸme anlaÅŸmasının gerek Türkiye-Ä°srail iliÅŸkilerinde gerekse de Filistin ve Gazze’nin durumunda ani ve kökten bir deÄŸiÅŸiklik yaratacağını beklemek de yanıltıcı olacaktır. Bu anlamda Türkiye’nin Ä°srail’i anlaÅŸmanın maddelerine uymaya ve üzerine düşenleri yapması konusunda zorlaması gerekmektedir. Ä°srail’in anlaÅŸmayı izleyen dönemdeki tavrı, normalleÅŸmeye atfettiÄŸi önemin ve Filistin ve Gazze politikalarında deÄŸiÅŸime gidip gitmeyeceÄŸinin iÅŸaretçisi olacaktır. Bu anlamda Ankara daha önceki yıllarda Tel-Aviv’in birçok kez verdiÄŸi söze sadık kalmadığını göz önünde bulundurmalı ve Ä°srail’le esaslı bir yakınlaÅŸmaya girmek için aceleci olmamalıdır.

[email protected]

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.