Güncel
Karadeniz yaylaları betonlaşıyor
Karadeniz’in, yeşilin farklı tonlarıyla bezenmiş köy ve yaylaları betona teslim oluyor. TÜİK'in verilerine göre, geleneksel yöntemlerle yapılan iki katlı ahşap evlerin sayısı yüzde 3’e kadar düştü. Köy ve yaylalarda çok katlı, betonarme binaların sayısı hızla artıyor. Yerel yönetimler betonlaşmayla mücadele edemiyor, bölge halkı, "çok katlı betonarme evlere mecbur olduğunu" savunuyor.
Karadeniz'de geleneksel yöntemlerle yapılan iki katlı ahşap evler yok oluyor. Yerlerine yüksek katlı ve betonarme binalar yapılıyor. İnşaat sahipleri genellikle, her çocuğunun ev sahibi olmasını istediklerini, bu yüzden çok katlı binalar yapmak zorunda kaldıklarını söylüyor. Yerel belediyeler ise, kesinleşmiş yıkım kararlarına rağmen binaları yıkamıyor.
"Her çocuğuma bir kat vereceğim"
Trabzon’dan Uzungöl’e gitmek üzere yola çıkıyoruz. Åžehir merkezinden uzaklaşır uzaklaÅŸmaz yol kenarındaki dik yamaçlarda yüksek katlı, betonarme binalar kendini gösteriyor. Binaların bir kısmında inÅŸaat devam ediyor. Bir kısmı, tuÄŸlaları örülmüş halde bekliyor. Dernekpazarı ilçesine baÄŸlı köylerde de durum farklı deÄŸil. Gülen Köyü'nde inÅŸaatı devam eden bir binanın önünde duruyoruz. Bina sahibi Hasan Korkmaz neden yüksek katlı, betonarme bina yaptığını anlatıyor:
“Önceden bu evin yerinde ahÅŸap bir ev vardı. O evi yıkmak zorunda kaldık. Dört çocuÄŸum var. Ä°leriye dönük olarak hepsine mecbur birer daire yapmak istiyorum. Burada arazi yok, arsalık yer yok. Arazimiz bayırda olduÄŸu için sıkıntılı. Buralar köy yeri olduÄŸu için zemin etüdü yaptıramıyoruz. Aslında yapılsa daha iyi olurdu. Ben inÅŸaatçı olduÄŸum için saÄŸlam yaptım. Bir katına beÅŸ, altı ton demir gitti. Bir endiÅŸemiz yok Allah'a şükür.”
“Yıkım ihalesine katılan olmuyor”
Beton binaların hızlı ve kontrolsüz ÅŸekilde çoÄŸalıyor olmasından yerel yöneticiler de ÅŸikayetçi. Trabzon’a baÄŸlı Çaykara ilçesinin 32 mahallesi, 40'a yakın yaylası var. Belediye BaÅŸkanı Hanefi Tok, 427 kaçak bina hakkında yıkım kararı olduÄŸunu anlatıyor:
“Belediyenin imkanları, ne ekipman olarak, ne personel olarak ne de, ekonomik olarak bu binaları yıkmaya müsait deÄŸil. Zaman zaman Bakanlıklardan kaynak talep ediyoruz. Bu yıl 427 yapının yıkılması için ihaleye çıktık. Bu ihale açık ihaleydi katılan olmadı. Pazarlık usulüyle tekrar ihaleye çıktık, buna da katılan olmadı.”
Bölgede yaşayanların anlatımına göre; yıkım ihalelerine katılım olmamasının nedeni, neredeyse herkesin birbirini tanıdığı yerleşim yerlerinde yıkım şirketinin hemşehrileriyle ilişkisinin bozulmasını istememesi.
Çaykara Belediye Başkanı Tok, insanların barınma ve toprağına sahip çıkma hakkı olduğunu belirtirken, meralarda ve köylerde kaçak yapıları mühürlediklerini ancak vatandaşın inşaata devam ettiğini söylüyor:
“Bölgemiz çok yağış alan bir bölge. Vatandaşımız sonunu düşünmeden dört-beÅŸ katlı bina yapıyor. Daha sonra yer kaymaları sonucu bina tehlikeye giriyor. Yatırımlar boÅŸa gidiyor. Yüzde 60 eÄŸim olan yerler var. ÇoÄŸu hisseli tapu. Müstakil tapulu yer çok az. Burada yüksek binalardan kaynaklı oluÅŸan görüntü bizim de çok hoÅŸumuza gitmiyor. Ama insanlarımız bunu yaparken yasal mevzuata çok takılmıyor. Uzungöl’de kaçak yapılaÅŸmadan dolayı ceza alan ve cezaevinde kalan vatandaÅŸlarımız var.”
“Ä°ki yıl bir ay hapis cezası aldım”
Uzungöl, özellikle son yıllarda Arap turistlerin sık geldikleri yerler arasında. Sadece Arap turistler deÄŸil yerli turistler için de cazibe merkezi. Kontrolsüz yapılaÅŸmanın arttığı Uzungöl’de, imar kanuna muhalefetten mahkemelik olan ve hapis cezası alanlar var. Yakup Ayyıldız da onlardan biri:
“Burada altı yıldır iÅŸletmeciyim. Kıl çadırdan yapılmış bir kafeterya iÅŸletiyorum. Bir de bungalov tarzı tek katlı ahÅŸap evleri kiraya veriyorum. Benim iÅŸletmem imarsız alanda kaldığı için binalarımın da ruhsatı yok. Buradaki en küçük iÅŸletme benim. BeÅŸ kiÅŸiye iÅŸ imkanı saÄŸlıyorum. Bir ay önce imar kanununa muhalefetten iki yıl bir ay hapis cezası aldım. Yargıtay’a itirazımızı yaptık. Biz buranın tanınması için çok çaba harcadık. Turizme de katkımız var. Yetkililerin maÄŸduriyetimizi gidermelerini bekliyoruz.”
“Karadeniz’e özel imar planı çıkarılmalı”
Çaykara’da gazetecilik yapan Ali Kemal Sevinç, Karadeniz’in kendine has bir imar planı olması gerektiÄŸini savunuyor. Daha önce heyelan olan bölgelerde günümüzde inÅŸaatların yapıldığı anlatıyor:
“Ege, Marmara veya GüneydoÄŸu Anadolu bölgesinde uygulanan imar oranları ile Karadeniz bölgesinde uygulanan imar oranları aynıdır. Bu uygulama buradaki insanları zor duruma sokuyor. Ege bölgesindeki yüzde 40 imarla, Karadeniz bölgesinde bir ev yapamazsınız. Burada insanlar çadır kurarak yaÅŸayacak deÄŸiller. Geleneksel yöntemlerle yapılacak ahÅŸap evlerin maliyeti yüksek. Bakımı zor. Dolayısıyla insanlar çok katlı binalara yöneliyorlar. Bu binalarda da bir kontrolsüzlük var. Bunun bir an önce çözülmesi lazım.”
“Yüksek binalar mimari siluete uygun deÄŸil”
Bölgedeki betonlaşmayla ilgili çalışma yapan Karadeniz Teknik Üniversitesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kenan Gelişli de, köylerde inşa edilen yüksek katlı, betonarme binaların yöre iklimine de uygun olmadığını söylüyor:
“Türkiye Ä°statistik Kurumu verilerine göre bölgemizde ahÅŸap evlerin oranı yüzde 3'e kadar düştü. Yüksek katlı binalar doÄŸal yapıya da, mimari siluete de uygun deÄŸil. Bu sorun büyük. KentselleÅŸmeyle alakalı. Karadeniz insanı kendi hâkimiyet alanını ilân eder. Tepelere ev yaparlar. Toplu bir yaÅŸam kültürümüz yoktur. Her eve bir yol yapmak, su, elektrik baÄŸlatmak gerekiyor. Örümcek ağı gibi yollarımız var. Bu heyelan riskini de arttırıyor. Sel ve taÅŸkın riskini arttırıyor. O köylere ambulans bile gidemiyor.”
Betonlaşma, sadece Trabzon ve çevresinde değil, Doğu Karadeniz'in genelinde yaygınlaşmış durumda. Bölgenin coğrafi yapısı, ailelerin kalabalık oluşu, arazi sıkıntısı gibi nedenler çok katlı, betonarme binaların yapılmasına neden oluşturuyor. Yerel yönetimler, yıkım kararı olan çoğu binayı yıkamıyor. Sonuçta; köylerin, yaylaların doğasına aykırı, aynı zamanda da heyelan, su taşkını gibi doğal afetlerde içinde yaşayanlar için risk oluşturan çok katlı beton binalar yemyeşil coğrafyanın içinde yükselmeye devam ediyor.
Henüz yorum yapılmamış.