Gezi - Tarih - Mimari
Osmanlı toplumu ve kitap
Osmanlı toplumunda gündelik hayat içinde kitabın yerine dair ilginç bir konu başlığı karşımıza çıkıyor; dergâh kütüphaneleri...
H. Hümeyra Şahin - Akşam
Osmanlı toplumunda gündelik hayat içinde kitabın yerine dair ilginç bir konu baÅŸlığı karşımıza çıkıyor; dergâh kütüphaneleri... Saray edebiyatını bir tarafa bırakacak olursak, Osmanlı’da kitabın toplumsal hayat içindeki karşılığı iki kurum üzerinden takip edilebilir. Ä°lim kurumu olarak medrese bunun ilk adresi... Halkın kitapla iliÅŸkisini görmek istediÄŸimizde ise, cami, tekke ve dergâhlar ön plana çıkıyor.
Hemen her tekkede var olan küçük kütüphaneler, Osmanlı toplumunun neler okuduÄŸunu, hangi kaynaklardan beslendiÄŸini gösteriyor bize. Bu konu literatür açısından henüz yeterince ele alınmamış bakir bir alan olsa da, sınırlı bilgilerimiz okuma, yazma hatta hikaye etme gibi eylemlerin dergâhlarla yakın bağına iÅŸaret ediyor. Konuyla ilgili, Osmanlı tarihçileri içinde ilgilendiÄŸi gündelik yaÅŸam konuları itibarıyla ayrıcalıklı bir yere sahip olan Suraiya Faroqhi, ‘eÄŸer Müslüman Osmanlı kentlisinin yazılı kültürünü yakından incelemek istiyorsak, medrese ve saray kültürüne baÄŸlı olmayan ama sırf sözlü geleneÄŸe de dayanmayan bir alanla ilgilenmek gerekir’ diyerek, ‘kitap dünyasına açılan kapı’ olarak dergâhları iÅŸaret ediyor.
Osmanlı coÄŸrafyasında özellikle büyük dergâhların derviÅŸler ve tarikat mensupları tarafından bağışlanmış kütüphaneleri olduÄŸu biliniyor. Belki de en büyük dergâh kütüphanesinin, Konya’daki Mevlevi dergâhında bulunan kütüphane olduÄŸu söylenebilir. Bu yönüyle tekke ve dergâhlar, sadece zikir ve ibadetin yapıldığı yerler olmayıp, edebi sanatların yayılma alanı bulduÄŸu, ilim meclislerinin olduÄŸu kültür mekânları olarak karşımıza çıkıyor.
Dergâh kütüphaneleri genel olarak Kur’an tefsirleri, Hadis mecmuaları yanında Anadolu tasavvufunda önemli yeri olan mutasavvıfların eserlerinden oluÅŸuyor. Gazali, Attar, Ä°bn Arabi gibi Ortaçağın büyük âlimlerinin eserleri, Cami, Hafız, Kaygusuz Abdal gibi ÅŸairlerin ÅŸiir mecmuaları da yan yana duruyor. Hüsrev ile Åžirin, Yusuf ile Züleyha gibi aÅŸk hikâyeleri yanında Osmanlı vekayinameleri kütüphanenin diÄŸer birikimi olarak karşımıza çıkıyor. Osmanlı toplumunun kolay ulaşılabilir bu kütüphaneler vasıtasıyla aslında kendini yüksek edebi kültüre hazırladığı göze çarpıyor.
Bursa’daki dergâh kütüphaneleri arasında en zenginlerden birisi olan Cizyedarzade Zaviyesi’nin kütüphanesindeki ÅŸu konu baÅŸlıkları, Osmanlı toplumunun elinin altındaki kitapların mevzularına dair fikir veriyor; Tefsir (159 adet), Kur’an (37), Hadis (172), Zevacir (181), Fıkıh (254), Feraiz (24), Fıkıh Usulü (59), Lügat (51), Sarf (46), Nahiv (132), Me’ani (57), Mantık (35), Adab (19), Kelam (71), Hikmet (26), Cüziyyat (40), Tarih (44), Farisî (102), Tıp (41). (GeniÅŸ bilgi için; Mustafa Kara, Din Hayat Sanat Açısından Tekke ve Zaviyeler)
Hafız-ı küttapların gözetimindeki dergah kütüphaneleri, aynı zamanda edebi metinlerin yüksek sesle okunmasıyla oluşturulan okuma meclislerine de mekân oluyor. Basılı kitap sayısının az olduğu bir çağda, bu okuma meclisleri okuma-yazma-anlatma eylemleri çerçevesinde halkı buluşturan sosyal ortamlar oluyor.
Dergâh kütüphanelerindeki yazma eserlerin çoğunun bugün Süleymaniye Kütüphanesi başta olmak üzere yazma eser kütüphanelerinde olduğu biliniyor.
Henüz yorum yapılmamış.