Sosyal Medya

Güncel

Erdoğan'dan Almanya'ya: Hangi yüzle bize bakacaklar?

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İsrail ile görüşmeler uzun zamandır devam ediyor. Fakat bazı gelişmeler sebebiyle bir sarkma oldu. Tabii yeni hükümetin bu hususlarda nasıl davranacağı da önemli. Liberman’ın Savunma Bakanlığı’na gelmesi bu durumu nasıl etkiler?



CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan’ın Kenya Nairobi’de gazetecilerin soorularını yanıtladı. CumhurbaÅŸkanı, "Netanyahu geçen günlerde, “AnlaÅŸmaya çok yakınız. Önümüzdeki hafta bir Avrupa ülkesinde görüşmeler olacak” dedi. Detay verebilir misiniz?" sorusuna ÅŸu yanıtı verdi:

"Ä°srail ile görüşmeler uzun zamandır devam ediyor. Ben Mayıs ayının sonuna doÄŸru görüşmeler neticeye baÄŸlanır diye düşünüyordum. Fakat bazı geliÅŸmeler sebebiyle bir sarkma oldu. Åžu anda ilgili arkadaÅŸlar bu iÅŸin takibini sürdürüyor. Bizim bu konudaki ÅŸartlarımız özür, tazminat, Gazze’ye ambargonun kaldırılması. Özür ve tazminatın ardından, ambargonun nasıl kaldırılacağının netleÅŸmesini bekliyoruz. Malum Gazze’de enerji, su sorunu var. Hastaneler, okullar, bunlarla ilgili inÅŸaat malzemeleri gibi meseleler de var. Ä°srail tarafı gıda, inÅŸaat malzemesi vesairenin Türkiye üzerinden Gazze’ye götürülmesine “evet” diyor. Enerjiyi, AÅŸlot Limanı’na yanaÅŸtırılacak bir gemi ile çözüme kavuÅŸturmayı önermiÅŸtik.  Ama orası o gemiye uygun yer deÄŸilmiÅŸ. Bize farklı bir çözüm önerdiler. Biz, “O da olur ” dedik. Tabii yeni hükümetin bu hususlarda nasıl davranacağı da önemli. Liberman’ın Savunma Bakanlığı’na gelmesi bu durumu nasıl etkiler?"

'Hangi yüzle bize bakacaklar?'

Erdoğan, Alman parlamentosunun Ermeni tezlerini kabul eden tasarısıyla ilgili "Bizler dostlarımızı çoğaltmanın gayreti içinde olacağız. Ama aksi şekilde davrananlar, önemli bir dostlarını kaybetmiş olurlar... Birileri o tür bir karar aldı diye tarihimiz değişecek değil. Farkında olmadıkları konu şu: Türkiye gibi bir dostu kaybetme riskiyle karşı karşıyalar" dedi.

ErdoÄŸan, "Alman Parlamentosu da 1915 olaylarına iliÅŸkin malum tasarıyı onayladı. Sizin 'Sorunları azaltmak, dostları çoÄŸaltmak lazım' sözünüz var. Almanya’daki son geliÅŸmenin ardından nasıl mümkün olacak bu?" sorusuna ÅŸu yanoto verdi:

"Önemli olan niyetin ve gayretin o yönde olmasıdır. Sizin niyetiniz ve gayretiniz bu olmakla birlikte, karşınızdaki dost olmamakta direniyorsa zaten yapılacak bir ÅŸey kalmaz. Bizler dostlarımızı çoÄŸaltmanın gayreti içinde olacağız. Ama aksi ÅŸekilde davrananlar, önemli bir dostlarını kaybetmiÅŸ olurlar. Bizim orada 3 milyonu aÅŸkın insanımız var. Bunların Alman ekonomisinde çok ciddi potansiyeli var. Tabii ki orada parlamento içinde yapılan tartışmaların notları henüz bana ulaÅŸmış deÄŸil. O notlar üzerinden bir deÄŸerlendirme yapacağız. Alman Parlamentosu’nda alınan o kararın, esasen bir kıymeti harbiyesi yok. Bizim 1915 olaylarıyla ilgili yaklaşımımız ortada. Birileri o tür bir karar aldı diye tarihimiz deÄŸiÅŸecek deÄŸil. Farkında olmadıkları konu ÅŸu: Türkiye gibi bir dostu kaybetme riskiyle karşı karşıyalar."

"Alman ekolü operasyon yaptı"

ErdoÄŸan, daha önce yaptığı ‘Alman ekolü’ yorumunu anımsatarak "Almanya’da bazı kesimlerin son zamanlarda Türkiye konusundaki tavırlarının pek kabule ÅŸayan olmadığını ifade etmiÅŸtim. Bu ekol, Türkiye üzerinde bazı operasyonların içinde, peÅŸinde. Bu konuda Alman medyası daha aktif. Tüm bu hususları iyi incelemek lazım." dedi ve ÅŸunları ekledi:

"Yahudi soykırımını yapan, Holokost’un faili olan Almanya, acaba bu kararla deyim yerinde ise kendine ortak mı arıyor?Holokost ile 1915 olayları arasında herhangi bir benzerlik yok. 1915 olayları ile AÄ°HM’nin aldığı karar da son derece açık. AÄ°HM kararında, Ermeni anlatısının mutlak gerçek olmadığı ve özgürce tartışılabileceÄŸi, Ermeni anlatısını sorgulayan görüşlerin ifade özgürlüğünün mutlak koruması altında olduÄŸu, 1915 olayları ile Holokost arasında benzerlik kurulamayacağı açıkça ifade ediliyor. Bu tespitler hukuken de baÄŸlayıcı. AÄ°HM, bunları net olarak söylüyor."

"Bu işin artık bitmiş olduğu anlamına gelmez"

"Alman Parlamentosu’nun kararını, Türkiye’nin mülteci politikasına karşı bir adım olarak yorumlamak mümkün mü?" sorusana da ÅŸu cevabı verdi:

"Geri Kabul AnlaÅŸması, vize serbestisi gibi meseleler, AB’yle ilgili konular. Bizim bu konulardaki tavrımızın ne olduÄŸu da belli. Bunu Dünya Ä°nsani Zirvesi sırasında Åžansölye Merkel’e de anlattım. Söz konusu iki konu eÅŸ zamanlı olarak yapılmak durumundadır. EÅŸ zamanlı olarak yapılmazsa, biz de gerekli adımı atmayabiliriz. Yani Geri Kabul AnlaÅŸması’nın TBMM’den, Bakanlar Kurulu’ndan geçmiÅŸ olması bu iÅŸin artık bitmiÅŸ olduÄŸu anlamına gelmez. O iÅŸin bizim Göç Ä°daresi’nden de ayrıca geçmiÅŸ olması."

"Türkiye, Alman parlamentosunda onaylanan karara karşı ne gibi adımlar atacak?" sorusuna ise "Alman parlamentosunun kararı hayra alamet bir adım değil. Önce gereken değerlendirmeleri yapmamız lazım. Öfke ile kalkıp zararla oturmak bize yakışmaz." yanıtını verdi.

"Bize hangi yüzle bakacaklar?"

"Almanya’ya karşı ekonomik tedbirler gündeme gelebilir mi?" cevabına ÅŸu yanıtı verdi:

"Bu tür ÅŸeyleri konuÅŸmak için erken. Ama enteresan bir ÅŸey var. Burada da bir üst akıl var. Niye mi? Düşünebiliyor musunuz, oylamada bir ret, bir çekimser oy, bir de oylamaya katılmamış olanlar var. Almanlar için bu kadar milli bir mesele mi bu? Geçen sene 1915 olaylarının 100’üncü yılıydı. Böyle bir tasarı niye geçen sene oylanmadı da bu sene oylandı? Bunlar düşündürücü tabii! Ãœst akıldan kendilerine böyle bir talimat gelmiÅŸ olmalı ki böyle bir adım attılar. Åžimdi merak ediyorum: Alman yöneticiler böyle bir karardan sonra benim ÅŸahsıma, BaÅŸbakanımıza hangi yüzle bakacaklar acaba?"

"Keşke katılıp oyunu verseydi"

Merkel’in oylamaya katılmamasını ise ÅŸu ÅŸekilde deÄŸerlendirdi:

"Birkaç gün önce yaptığımız telefon görüşmesinde, elinden geleni yapacağını söylemiÅŸti.Ben 40 yıldır siyasetin içindeyim. Grubun ikna edilememesini anlayamıyorum. KeÅŸke katılıp oyunu verseydi.Türkiye-Almanya iliÅŸkilerinin bu noktaya gelmesi, Türkiye-AB müzakerelerini olumsuz etkiler mi? "Hadiseye, Almanya’yla alakalı olarak bakmak lazım. Türkiye-AB olayı gibi görmek doÄŸru olmaz. AB olayını ayrı deÄŸerlendirmek lazım."

"Menbiç Arapların"

"Bizim gerek Suriye’de, gerek Irak’ta, NATO müttefikleri olarak ABD ile ortak çalışmalarımızın olması gerekir. En son Menbiç’i DAÄ°Åž’ten arındırma meselesiyle ilgili görüşmeler oldu. Suriye Demokratik Güçleri’nde 2 bin 500 kadar Arap var. Bunlara 450 YPG’linin de lojistik destek verdiÄŸinden söz ediliyor. Hassasiyetimizi, kararlılığımızı muhataplarımıza söyledik. Kuzey Suriye’de yeni bir sorun yaÅŸamak istemiyoruz. Gerekirse kendi göbeÄŸimizi kendimiz keseriz. Menbiç Kürtlerin deÄŸil, Arapların yaÅŸadığı bir yer. Kürtlerin gelip oraya yerleÅŸmeleri gibi bir mantık olmaz. Biz YPG’nin batıya geçmesini istemiyoruz. ABD ise “Lojistik için gelseler de geri dönecekler” diyor. Dedikleri gibi mi olacak, izliyoruz. Ama orası zaten Araplara ait."

"Partili cumhurbaşkanlığı, başkanlık farketmiyor"

"Parlamentonun yol haritasında bazı öncelikleri var. ArkadaÅŸlar, “İç tüzüğün mutlaka deÄŸiÅŸmesi gerekiyor” diyorlar. BaÅŸbakanlığımın son 5-6 yıllık döneminde, aslında benim hedeflerimin arasındaydı. Ama ÅŸunu halledelim, bunu halledelim derken, iç tüzüğü deÄŸiÅŸtirmemiz mümkün olmamıştı. Ama zaman zaman görüştüğüm milletvekili arkadaÅŸların da ortak kanaati, iç tüzüğü deÄŸiÅŸtirmenin ÅŸart olduÄŸu. Zannediyorum ilk fırsatta bu deÄŸiÅŸtirecekler. DerinliÄŸi olan çok maddeli bir çalışma, ancak saÄŸlıklı bir iç tüzükle mümkün olabilir. Anayasa Komisyonu’nda yaÅŸanan olayları biliyoruz. O tür olaylar yaÅŸanmamalı. Parlamentonun içinde olan olayları gördük. Bu böyle bir iç tüzükten kaynaklanıyor. Ä°cabında 40-50 kiÅŸi, 316 kiÅŸinin kullandığı sözle mukayese edilemeyecek zaman kullanıyor. Elbette herkesin belli bir söz hakkı olacaktır. Ama bu makul bir prosedür dahilinde olmalı. Önerge üstüne önerge vererek zaman kaybına yol açılmasına mani olunmalı. Tabii gerek ana muhalefetin gerekse diÄŸer partilerin bu konuda yaklaşımları ne olur, bilemiyorum... BaÅŸkanlık sistemi, partili cumhurbaÅŸkanlığı aslında çok çok farklı ÅŸeyler de deÄŸil."

"Mevcut koÅŸullarda, partili cumhurbaÅŸkanlığının daha kolay mümkün olabileceÄŸini söyleyenler var...Aslında ben, partili cumhurbaÅŸkanlığı meselesini, CumhurbaÅŸkanlığı seçimi öncesinde de dillendirmiÅŸtim. Ama, bunu anlamak istemeyenler, hadiseye farklı yaklaÅŸtılar. Yine de nihai hedefiniz, partili cumhurbaÅŸkanlığından ziyade baÅŸkanlık deÄŸil mi?Dedim ya çok da fark etmiyor. Bu konu öyle çok çok siyah beyaz deÄŸil. O kadar birbirinden kopuk deÄŸil. Bütün mesele partili cumhurbaÅŸkanlığının içini neyle nasıl dolduracağınız. Önemli olan bu. Önemli olan bunun içini adil bir ÅŸekilde, demokratik hukuk devleti kuralları çerçevesinde doldurabilmek. Bu yapıldığı zaman mesele bitmiÅŸtir. Ben dünyadaki çeÅŸitli uygulamaları inceleyerek kendi sistemimizi oluÅŸturabileceÄŸimizi de söyledim. Bir arı gibi tüm çiçeklerden nasibimizi almayı, böylece en idealini ortaya koymayı önerdim. Bunu ‘Türk tipi baÅŸkanlık’ olarak ifade ettim, ondan da rahatsız oldular..."

"CIA, terörden FETÖ'ye bakabilir"

"MGK’da alınan tavsiye kararında paralel yapı, ‘Fetullahçı Terör Örgütü’ (FETÖ) diye nitelendi. Bakanlar Kurulu kararının ardından, bu terör örgütü, Türkiye’nin Milli Güvenlik Siyaset Belgesi’ne de girmiÅŸ olacak... Bu, paralel yapıyla mücadele konusunda yargının da elini güçlendirecek. Paralel yapıyla ilgili yargıdan çıkmış olan bazı kararlar var zaten. Bu yeni süreçle belki kararlar da çıkacak. Ama bu terör örgütünün başı ABD’de yaşıyor. Oradaki bazı yetkililer ise ABD’de iÅŸlenen bir suç olmadığı için bir ÅŸey yapmanın mümkün olamayacağından söz ediyor."

"ABD’nin tutumunda da deÄŸiÅŸikliÄŸe yol açar mı?"

"Bunu hep beraber göreceÄŸiz. Terör örgütü söz konusu olduÄŸunda ABD kanunlarında CIA ve FBI’a araÅŸtırma yapma talimatı verilmesi mümkün.  Bu çerçevede, oradaki federal hâkimler, savcılar harekete geçebilirler."

"Açıklamalara itibar etmek gerek"

"Ben Putin’in açıklamalarına itibar edilmesi gerektiÄŸi kanaatindeyim. Negatif yaklaşımlar sergilemenin, buna fırsat verecek açıklamalar yapmanın doÄŸru olmadığını düşünüyorum. Ä°yi siyaset, Rusya ile Türkiye gibi iki büyük ülke arasındaki iliÅŸkilerin önünü tıkamayı deÄŸil, önünü açmayı esas almalıdır. Dolayısıyla olmayacak taleplerden söz etmek doÄŸru deÄŸil. Neler yaÅŸandığını herkes biliyor. Hava sahamıza yönelik ihlaller daha önce zaten konuÅŸtuÄŸumuz bir meseleydi. Olay, aidiyeti belli olmayan uçakların hava sahamızı ihlal etmeleri, uyarılara da cevap vermemeleri neticesinde yaÅŸandı. Biz Türkiye-Rusya iliÅŸkilerinin böyle bir hadiseye kurban edilmemesi gerektiÄŸi kanaatindeyiz."

Kaynak: Hürriyet, Habertürk

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.