Sosyal Medya

Güncel

'Avrupalı Müslümanlar mültecilere duyarsız'

Uluslararası Mülteci Hakları Derneği'nin raporunda Avrupalı Müslüman STK'ların mültecilerle yeterince ilgilenmediği belirtiliyor



Uluslararası Mülteci Hakları Derneğinin Avrupa'daki mülteci kamplarına dair gözlemleri içeren "Umuda kapanan kapı, Avrupa'nın mültecilere bakışı" raporu basınla paylaşıldı.

Güngören'deki bir restoranda düzenlenen basın toplantısında konuşan Uluslararası Mülteci Hakları Derneği Başkanı avukat Uğur Yıldırım, rapora ilişkin ayrıntıları paylaşarak, Almanya, Fransa, Belçika ve Hollanda'yı ziyaret edip buradaki mültecilerin durumlarını incelediklerini anlattı.

Yıldırım, Türkiye'nin yıllardır göç alan, mülteci konusunda belli bir sisteme sahip olan Avrupa’dan ne alabileceÄŸini, Avrupa’da mültecilerin durumu anlamında neler yaÅŸandığını görmek istediklerini belirterek, "Bu manada, mültecilerin olduÄŸu her yeri görebilmek anlamında gittik. Bunların içinde resmi kamplar da vardı, spor salonları da vardı, otel olarak kullanılan fakat kampa çevrilmiÅŸ yerler de vardı. Mültecilerin kendi çabalarıyla oluÅŸturdukları kamplar da vardı. Almanya'da 1. ve 2. derecede kamplar var. 1. derecedeki kamplarda eÄŸitimli, dil bilen ve meslek sahibi kiÅŸiler alınırken, 2. dereceli kamplara, bunlar genelde spor salonları ve oteller oluyor, vasıfsız, eÄŸitimli olmayan, dil bilmeyen ve meslek sahibi olmayan kiÅŸiler alınıyor. 2. dereceli kamplarda kalanlar, dil kurslarına ve mesleki eÄŸitim kurslara gönderilerek, hayata dahil edilmeye çalışılıyor." ifadelerini kullandı.

"AVRUPA'YA GEÇEN 150 BİN REFAKATSİZ ÇOCUKTAN 12 BİNİ KAYIP"

Avrupalıların kendi insan gücüyle yapamadıklarını mülteciler üzerinden yapmak istediğini söyleyen Yıldırım, şöyle devam etti:

"Almanya, dünyanın en fazla yaÅŸlı nüfusa sahip 2. ülkesi. Bu yüzden mülteciler için kıstasları var. Öncelikli olarak makbul mülteci istiyorlar, yani okumuÅŸ nitelikli, yetenekli, genç olsun istiyorlar. Türkiye'de mesela mültecilerin yüzde 54'ü, 18 yaÅŸ altı çocuklar, Almanya'ya gittiÄŸinizde ise çoÄŸunluÄŸun erkek ve genç olduÄŸunu görüyorsunuz. Şöyle bir baktığınızda, hastaların, yaÅŸlıların, özürlülerin, dil bilmeyenlerin Türkiye'de kaldıklarını, beklentisi yüksek olanların ise Avrupa’ya yöneldiÄŸini görüyoruz. Avrupa'nın doktorları, mühendisleri, öğretmenleri, çok net ÅŸekilde istediÄŸini biliyoruz. Refakatsiz çocukları istiyorlar. Türkiye’de yaklaşık 53 bin refakatsiz çocuk var. Avrupa'da ise 150 bin refakatsiz çocuk var. Refakatsiz çocuk, hukuken velisi olmayan çocuk demek. Bu çocuklardan 12 bininin de kayıp olduÄŸunu, Avrupa kendisi resmi rakamlarla açıkladı."

"AVRUPALI MÃœSLÃœMANLAR, MÃœLTECÄ°LERLE Ä°LGÄ°LENMÄ°YOR"

Avrupa'daki Müslüman vakıf ve derneklerin mültecilerle ilgilenmediğini, hatta kendi içlerinde bile bir diyaloglarının olmadığını savunan Yıldırım, kamplardaki duruma ilişkin şu bilgileri verdi:

"GezdiÄŸimiz kampların hiçbirinde mescit görmedik. Ä°zin verilen kamplar ise biraz dışarıya reklamı yapılabilecek güzel kamplardı. Fakat birçok yerde insanlar maalesef toplu olarak namaz kılamıyorlar. Cuma ve bayram namazını kılamıyorlar. Bizim gittiÄŸimiz bir yerde, bir alanın mültecilere 'sınıf mı olsun mescit mi?' diye sorulduÄŸunu, mültecilerin de sınıf olsun cevabını verdiÄŸini söylediler. Mültecilik zaten sıkıntı bir durum, mülteciye ne verirseniz onunla yetinmek zorunda, mültecinin bundan fazlasını isteme gibi bir ÅŸansı, hakkı veya ihtimali zaten yok. O yüzden, mültecinin önüne gelen yemekte 'helal mi haram mı' diye sorgulama lüksü yok. Onu yiyerek hayatta kalmak zorunda ayrıca o yemekler de yetersiz. Yine aynı ÅŸekilde namaz da sıkıntı. Bize gösterilen kampta birçok imkan vardı fakat mescit yoktu. EÄŸer Müslümanlığı yaÅŸarlarsa dışlanacağı gibi bir durum da var. DAEÅž dolayısıyla zaten Müslümanlara terörist algısı da yönetiliyor. Avrupa'da bu manada Müslümanlar ibadetlerini yapamıyor. Hristiyanlar çok rahat çalışıyorlar, kiliseler keza öyle hatta Arapça Ä°nciller var. Bunların okunması veya LGBT’den olunması durumunda eve geçiÅŸ sürecinde daha rahat olacakları söyleniyor. Hollanda’da mesela yeni yasa çıktı, 'LGBT iseniz kamplardan alınıp daha özel koÅŸullarda barınabileceksiniz' diye, hatta milletvekillerimiz karşı çıkmıştı buna. Bir milletvekilimiz bu durum hakkında bana mülteciler arasında eÅŸitsizlik olduÄŸunu, insanların böyle olmaya doÄŸru itildiÄŸini, önceden alttan alta aşılanırken ÅŸimdi aleni ÅŸekilde söylendiÄŸini belirtti."

"6 BİN KİŞİNİN BULUNDUĞU KAMPTA 3 TUVALET VAR"

ManÅŸ Denizi yakınında bir kampa gittiklerini aktaran Yıldırım, "Burada bulunan 6 bin mültecinin yaklaşık bin 500’ü Suriyeliydi. Bu insanlar genel itibarıyla Ä°ngiltere’ye geçmek isteyen fakat ManÅŸ Tüneli'nden ya da ilticai yoldan geçiÅŸ yapamayan insanlardı. Ä°ngiltere'yi istemelerinin nedeni oranın diline aÅŸina olmaları hem de orada akrabalarının bulunması. Bu kamp, insanlığın utanç yerlerinden biri, naylon poÅŸetli çadırlardan, derme, çatma, elleriyle yaptıkları yerlerden oluÅŸan bir kamp. Mülteciler hep kendi çabalarıyla oluÅŸturdular, buraları. Hiçbir ulusal ya da uluslar arası gücün buraya desteÄŸi olmadı. Bu koca kampta sadece 3 tane tuvalet gördük. Söylentiye göre, Ä°ngilizler sırf mülteciler burada kalsın, ülkelerine gelmesin diye bu tuvaletleri yapmış." deÄŸerlendirmesini yaptı.

Söz konusu kampta insanların soğuk havayla da mücadele etmeye çalıştığını vurgulayan Yıldırım, "Hava o kadar soğuk ki insanların banyo yapma ihtiyacı duymadığını düşünüyorum. Dışarıdan, ormandan topladıkları dalları yakarak ısınıyorlar, gece çadırın içinde ateş yakma ve ısınma şansları da yok. Biz Somali'de de bulunduk ama oralar sıcak iklime sahip yerler, fakat burası eksilere inen bir yer. Bu manada düşünüldüğü zaman, insaniyetin en berbat yeri aslında. Medeniyetin beşiği, demokrasinin, kültürün, sanatın, edebiyatın ve uygarlığın beşiği olarak lanse edilen Fransa ile İngiltere'nin tam ortası. Mevzu bahis olan kişi sayısı, 6 bin." dedi.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.