Genel
Cehalete Mahkûm Edilen Toplumlar
İslâm dini, cehaletin ter türlüsüne karşı savaş ilan etmekle işe başlayan bir dindir. Allahû Teâla’yı razı etmeye çalışan Müslümanların da cehalet karşısında ilme sarılarak cehalete savaş ilan etmeleri zaruridir. Allah’ın dini cehaletle değil, ilim ile yaşanır ve yaşatılır. Cehaleti hayatın merkezine yerleştirip dayatanlar, Müslümanları dinden ve imandan etmek isteyenlerdir. İlim yerine cehalete tutunanlar, keyfî, küfrî ve cebrî olurlar.
Mustafa Çelilk - Yeni Akit
Ä°slâm dini, cehaletin ter türlüsüne karşı savaÅŸ ilan etmekle iÅŸe baÅŸlayan bir dindir. Allahû Teâla’yı razı etmeye çalışan Müslümanların da cehalet karşısında ilme sarılarak cehalete savaÅŸ ilan etmeleri zaruridir. Allah’ın dini cehaletle deÄŸil, ilim ile yaÅŸanır ve yaÅŸatılır. Cehaleti hayatın merkezine yerleÅŸtirip dayatanlar, Müslümanları dinden ve imandan etmek isteyenlerdir. Ä°lim yerine cehalete tutunanlar, keyfî, küfrî ve cebrî olurlar.
Türkiye’de Osmanlı Devleti’nin yıkılmasından sonra keyfî, küfrî ve cebrî geçler cehaleti Müslümanları dönüştürmenin, kimliksiz ve kiÅŸiliksiz kılmanın bir vasıtası olarak kullan-mışlardır. Öldürmekle bitiremedikleri Müslümanları cehaletle bitirme yoluna gitmiÅŸlerdir.
Türkiye’de gerçekleÅŸtirilen harf inkılabı, toplumu cehalete mahkûm etme inkılabı olmuÅŸtur. Çünkü harf inkılabının sabahı âlimler cahil, cahiller âlim muamelesine tabi tutulmuÅŸ olarak uyanmışlardır. Bir gecede cahilleri âlim, âlim olanları da cahil kıldılar. Bir toplumu cehalete mahkûm etmek, o toplumu ölüme mahkûm etmektir. Ä°slâm ulemasından Ä°bn-i Abidin (Rh.a.) der ki: “Âlimlere göre cehalet, helak gibidir.” (Reddü’l Muhtar Ale’d-Dürri’l Muhtar, C:4, Sh: 262, Ä°st/ 1984) Müslümanların Müslümanları cehalete mahkûm eden giriÅŸimlere rıza göstermeleri imanlarıyla baÄŸdaÅŸmaz.
Allah’ın arzında Allah’ın dininin hayata amir olmasına müsaade etmeyip engel olanların hevâ ve heves merkezli ittifakları, birlik ve beraberlikleri, “Cumhuru Cahilin”i ifade eder. “Cumhuru Cahilin”in en büyük sermayesi, cehalettir. Rasûlüllah (sav) uyarıyor: “Şüphesiz Allah, ilmi kullardan soymak suretiyle çekip almaz. Ancak ilmi, âlimleri almak suretiyle ortadan kaldırır. Allah hiçbir âlim bırakmayınca da, insanlar bir takım cahil reisler/baÅŸlar edinirler ve onlara sorular sorarlar, onlar da ilimsiz fetva verirler. Bu yüzden de hem kendileri saparlar hem de baÅŸkalarını saptırırlar.” (Sahih-i Buhari, Ä°lim, 34; Müslim, Ä°lim, 13, 14; Müsned, 2/162)
Dikkat edilirse, bir toplum cehalete mahkûm edildiÄŸinde o toplumun reisleri de, müderrisleri de, müftüleri de cahillerden olur. Cumhuru Cahilin nezdinde cehaletten gayrisi geçerli deÄŸildir. Ä°nsanlar tarafından ayakta tutulan “Cahil Reisler”, “Ä°limsiz fetva veren müftüler”, insanlığın baÅŸ belâlarıdır. Halkı Müslüman veya halkından Müslüman olan ülkeler “Cahil Reisler”i ve “Ä°limsiz Müftüler”i iÅŸlevsiz, etkisiz ve yetkisiz kılmadıkları müddetçe, kendilerini insanlıktan eden keyfî, küfrî ve cebrî düzenlerden kurtulamazlar.
Kur’an-ı Kerim, mekteplerin ve mahkemelerin amir kitabı olmaktan çıkartıldığı günden bu yana bu toplum cehalete ve sefalete mahkûm edilmiÅŸtir. Müebbet mahkûm olanlar, cehalette ısrar edenlerdir. Cehaletin tümü tehlikelidir ama diplomalı cehaletten daha tehlikesi olmaz.
Ä°slâm’ın dışında ortaya çıkmış bütün ideolojiler, insanlığa tek bir ÅŸey getirdiler o da cehalettir. Cehalet, ideolojilerin müştereki aslisidir.
“Ey Genç! Ä°lim öğren, zira cehalet Ardır
Ona razı olan ancak Hımardır! “
Cehalet, kanser hastalığından daha tehlikelidir. Cehalet, tüm kötülüklerin ve felaketlerin kaynağıdır. Çünkü cehalet, insanın Rabbi’ni, yaÅŸadığı kâinatı tanımaması ve tedavisi mümkün olmayan ruhta ve beyinde boÅŸluk bırakan bir hastalıktır. Bu gerçeÄŸi,“Cahil sustuÄŸu takdirde ihtilaf biter”vecizesi ifade etmektedir. Ömer b. Abdulaziz (Rh.a.)’in “Cahilin ifsadı, ıslahından çoktur” sözü de aynı gerçeÄŸi belirtmektedir.
Cehalete mahkûm bir hayat yaşayanlar, ilme dayanmazlar. Bilmeden amel işlerler. Bilmeden amelde bulunmak, caniliktir. Kişinin kendisini, ailesini ve cemiyetini zarara ve ziyana, hasara ve hüsrana uğratmasıdır. Rabbimiz haber veriyor:
“Beyinsizlikleri yüzünden bilgisizce çocuklarını öldürenler, Allah’ın kendilerine verdiÄŸi rızkı -Allah’a iftira ederek- haram sayanlar, mutlaka ziyan etmiÅŸlerdir. Gerçekten onlar sapmışlardır. DoÄŸru yolu bulmuÅŸ da deÄŸillerdir.” (En’am Suresi/ 140)
İnsanlardaki sefihlik ve sefalet, ilimsizliktendir. İlimsizlik de cehalettendir. Cehalet, insanı cani yapar. Toplumda cinayet işleyen canilerin en büyük sermayeleri kendi cehaletleridir. Toplumu cehaletin bağrında tutanlar da cinayet işleyen canilerden sayılırlar.
Cehalet; insanoğlu için hürriyet değil, esarettir. İnsan ilim ile hürriyete, cehalet ile de esarete kavuşur.
Yobazlık ve mürtecilik tehlikesiyle karşı karşıya gelen toplumlar, cahiliyye düzenlerine ve cahiliyye hükümlerine rıza gösteren toplumlardır.
Cahiliyye düzen ve hükümlerine rıza göstermek, kötülüklere, katliamlara ve vahşetlere rıza göstermektir. Cehalet, haksızlığın ve hukuksuzluğun garantisidir. Kendi cehaletlerinin bağrında kalanlar, sahte ilahların egemenliği için çağırıp bağıranlardır.
Cehaletin, cahiliye düzen ve hükümlerinin egemenlikleri karşısında sessiz ve tepkisiz kalanlar, canilerin cinayetleri karşısında savunmasız kalırlar.
Henüz yorum yapılmamış.