Coğrafyamız
Rakka Cerablus deÄŸildir
Türkiye, tüm dikkatini Cerablus-Halep hattına toplamalı ve bunun dışındaki alanlarda diğer aktörlerin birbirleriyle mücadele etmesine müsaade etmelidir.
iki yıldır vuruyor. Fakat Amerika’nın dile getirdiÄŸi DAEÅž’i çökertme yolunda bugüne kadar kritik baÅŸarılar elde edildiÄŸi söylenemez. Bugünlerde sahadan gelen haberler ise bir hareketlenmeye iÅŸaret ediyor. Uzun süredir beklenen Rakka operasyonu baÅŸlamış gibi görünüyor. Sahadan Amerikan askerlerinin öncelikle PYD olmak üzere çeÅŸitli gruplarla hareket ettiÄŸini gösteren resimler geliyor. Yaklaşık 200 civarında Amerikan askeri kara operasyonlarına öncülük ediyor. Fakat bu kuvvetlerin bulunmasından kapsamlı bir kara operasyonu yürütüldüğü anlamı çıkartılmamalıdır. Aksine bu özel kuvvetler yerel gruplara öncülük ediyor ve daha önemlisi hava saldırılarına yardımcı oluyor. Hava güçlerinin daha saÄŸlıklı hedefler elde etmesini saÄŸlanıyor. Böylece koalisyon güçleri havadan vururken, yerel güçlerin Rakka’ya doÄŸru ilerlediÄŸi düşünülüyor.
Son dönem Rakka merkezli yapılan operasyonlarda özellikle DAEÅž’in finans kaynaklarının vurulduÄŸunu görüyoruz. Yani Amerika DAEÅž’i zorlayıcılık yöntemleriyle elimine etmenin yollarını arıyor denilebilir. Klasik zorlayıcılık anlayışına göre rakibin sergilediÄŸi bir davranışı deÄŸiÅŸtirmesi için savaÅŸa kadar varmayan, fakat rakibin canını yakan eylemlerde bulunarak onun baÅŸka türlü davranmasını saÄŸlamak mümkündür. Yani DAEÅž’le doÄŸrudan karada savaÅŸmak istemeyen Amerika için aslında bu tür hava operasyonları tam da istenilen sonuçları elde etmeye yönelik bir eylem olarak görülebilir. DAEÅž’in finans kaynaklarını hedef alan ve bu kaynakları kuruttukça, DAEÅž’in uzun vadede çözülmesini bekleyen Amerika bu anlamda kitaba uygun hareket ediyor. Fakat kitaptaki her zaman sahaya uymuyor. Benzer özellikte birkaç zorlayıcılık operasyonunu hatırlayacak olursak, bu tür hava operasyonlarının sonuç üretmede ne kadar kısıtlı kaldığını hepimiz hatırlarız. Vietnam bunun en güzel örneklerindendir. Amerika Vietnam Savaşı’nın belli bir döneminde özellikle BaÅŸkan Johnson döneminde halı bombardımanı denilebilecek ağır bombardımana geçiÅŸ yapmıştı. Vietnam’ın canını yakarak, yönetimin, teslim olmasa bile geri adım atmasını saÄŸlamak hedefleniyordu. Ama bu operasyonlarda vurulmadık yer kalmamış olmasına raÄŸmen, Amerika istediklerinin hiçbirini elde edemedi. Bugün aynı durumun Suriye’de yeniden ortaya çıkmayacağını kimse söyleyemez. Özellikle DAEÅž gibi inanç temelinde kendini örgütleyen ve adam devÅŸiren bir terör örgütünün ekonomik kaynakları vurulduÄŸunda çökeceÄŸini düşünmek pek gerçekçi olmasa gerek.
Yine Amerikan kaynaklarına bakacak olursanız iki yıl boyunca Amerika hiç bu kadar isabetli operasyonlar yapmamıştı. Amerikan resmi kaynakları son günlerde hedef isabet oranlarının ciddi anlamda arttığını iddia etmekteler. Bu nedenle yakın zamanda Rakka’nın düşmesi, orta ve uzun vadede de DAEÅž’in etkisinin kırılması ve belki bir gün tamamıyla ortadan kaldırılmasının mümkün olabileceÄŸi düşünülebilir. EÄŸer gerçekten Rakka DAEÅž’ten temizlenecekse o zaman ortaya yeni bir soru çıkar: DAEÅž’ten sonra Rakka’ya kimin hâkim olacağı.
Bu yıpratma savaşında yer alan birçok taraf, Rakka’yı ele geçirilecek ve savaşın ilerleyiÅŸinde önemli bir rol oynayacak mevzi olarak görüyor. DAEÅž’in ÅŸimdiye kadar fiili baÅŸkenti konumunda olan bu ÅŸehir savaşın kaderinde önemli bir rol oynayabilir. Aslında Suriye’nin orta bölgesinde duran Rakka birçok alana ulaÅŸmak isteyen aktörler için merkezi konumdadır.
Bu nedenle PYD’den konuya dair oldukça ilginç açıklamalar gelmeye baÅŸladı bile. PYD, DAEÅž’in yakın zamanda Rakka’dan temizleneceÄŸini ve Amerikalıların bu bölgeyi PYD’ye teslim etme fikrinde olduÄŸunu açıklıyor. Bu açıklamalarda gerçeklik payı var mıdır yok mudur bilinmez. Amerikalıların, bugün sahada kullandığı en baÅŸat unsurlardan biri olan PYD’ye bu tür sözler vermesi pek ÅŸaşırtıcı olmaz. Benzer durumlarda Amerika bu tür vaatlerde hep bulunur. Bu vaatlerini zaman zaman tutar zaman zaman unutur.
Fakat durum ne olursa olsun, böylesi açıklamaların etrafta dolanıyor oluÅŸu Türkiye tarafında rahatsızlık yaratabilir. Hatta bir iki gazete haberinde PYD’nin açıklamaları küstahlık olarak deÄŸerlendirilmiÅŸ. DoÄŸrusu bu açıklamalarda bir küstahlık bir provokasyon havası seziliyor fakat asıl önemli olan bu açıklamaların küstahlık olup olmadığından ziyade bunun Türkiye için ne anlam ifade edeceÄŸidir. Gerçekten Amerika böylesi bir söz vermiÅŸ midir? VermiÅŸse bu sözü tutar mı? Bu sözü tutarsa, Türkiye için büyük kayıp olur mu? Türkiye endiÅŸelenmeli? Önemli olan bu soruları cevaplamaktır.
EndiÅŸeye gerek yok
Kısaca cevap vermek gerekirse, bu Rakka meselesinde Türkiye’nin endiÅŸelenmesini gerektirecek bir durum söz konusu deÄŸildir. Zira Rakka stratejik anlamda Türkiye için vazgeçilmez nitelikte bir alan deÄŸildir ve olmamalıdır. Türkiye’nin Suriye’deki öncelikleri bellidir. Savaşın geldiÄŸi noktada Türkiye’nin bir numaralı güvenlik sorunu Kuzey Suriye’de meydana gelebilecek bir oldu-bittidir.
Fırat’ın doÄŸusuna uzanabilecek olan PYD, Türkiye’nin Suriye’deki diÄŸer tüm gruplarla arasına set çekeceÄŸi için Türkiye’nin bir aktör olarak Suriye’de devre dışı kalması sonucunu doÄŸurabilir. Fırat’ın batısı bu nedenle önemlidir. PYD Türkiye’nin içerisindeki PKK terör örgütünün uzantısı olduÄŸundan o bölgede kurulacak bir yapı, PKK ile sahip olduÄŸu organik baÄŸ nedeniyle Türkiye’deki terör eylemlerini kışkırtacaktır. Bu nedenle Türkiye’nin bugün Suriye’deki en öncelikli meselesi Kuzey Suriye’nin PYD tarafından kontrol edilmesini engellemektir. Fakat PYD’nin Rakka’ya ilerlemesi ve belki de Rakka’yı Amerikan yardımı ile ele geçirmesi, Türkiye’nin stratejik çıkarları bakımından öncelikli bir konu deÄŸildir. Bu nedenle bir endiÅŸeye kapılarak bu alanda sert tavırlar sergilemek Türkiye’nin baÅŸka alanlardaki kredibilitesini tüketmesine neden olabilir. Amerikalılar gerçekten Rakka’ya dair böyle bir söz vermiÅŸ olabilir. Öncelikle bu sözü tutacaklarının garantisi yoktur. Åžayet tutsa dahi Rakka, PYD’nin Türkiye ile olan ikili iliÅŸkisi bakımından stratejik bir alan deÄŸildir. Rakka kendi başına önemli bir stratejik hedef olabilir. PYD burayı ele geçirirse, kendini daha güçlü de hissedebilir. Fakat PYD’nin Rakka’ya girmesi, PYD’yi Türkiye’ye karşı avantajlı konuma getirmez. Çünkü Rakka, tüm önemine raÄŸmen Türkiye’nin ulusal güvenlik meselesi bakımından öncelikli bir konu deÄŸildir.
Vazgeçilebilecekleri iyi belirlemek
Siyaset kısıtlı kaynaklarla yapılır. Uluslararası siyasette kaynakları kısıtlı olan devletler, siyasetlerini kendileri için en önemli hedeflere yöneltmek durumundadır. Stratejik davranış ise hedefleri iyi belirlemekten ziyade, vazgeçilebilecek olanları iyi belirlemekle ilgilidir. Rakka önemli bir hedef olabilir. Deyr Ez Zur da önemli bir hedef olabilir. Bağdat da önemlidir. Musul da kendine göre bir stratejik değere sahiptir. Her bölgenin kendine has bir stratejik kıymeti olabilir. Ancak o stratejik kıymet herkes için geçerli değildir. Bugün Rakka ne Türkiye için ne de PYD için stratejik bir hedef değildir. Stratejik hedeflerinden uzaklaşan ve her kıymetli hedefe saldıran aktörler aşırı yayılma hastalığına tutulmuş demektir. Ve aslında kısıtlı kaynaklarını kendileri için elzem olmayan hedeflere akıttıklarından o kaynakları daha gerekli alanlarda harcamak istediklerinde ceplerini boş, karşılarında ise gereğinden fazla düşman bulurlar.
Bu anlamda PYD’nin Rakka ile bu kadar ilgili olması Türkiye açıdan bir sorun olmaktan ziyade, PYD için bir sorun olacaktır. PYD güneye açıldıkça yeni rakiplerle karşılaÅŸacak ve yeni boÄŸuÅŸmalara girecektir. PYD’nin etkinliÄŸini Fırat’ın batısından uzak tutabilecek her hedef PYD’nin gücünü bölecek ve kaynaklarını tüketmeye hizmet edecektir. Türkiye’nin tarafına yeni müttefiklerin katılımı sonucunu doÄŸuracaktır. Bu anlamda Amerika ile beraber hareket ediyor olmak PYD’ye her ne kadar güvenli geliyor olsa da asıl itibariyle PYD’yi bölgede yalnızlaÅŸtırmaya hizmet ediyor.
Kararlı tutum sonuç üretti
Sonuç olarak Amerika’nın PYD’ye verdiÄŸi sözler Cerablus-Halep hattını ilgilendirmediÄŸi müddetçe Türkiye için endiÅŸe yaratıcı bir durum yoktur. Görünen o ki, Türkiye’nin bu hat için ÅŸimdiye kadar ortaya koyduÄŸu kararlı tutum sonuç üretmiÅŸ ve Amerika bu alanda Türkiye’den daha fazla taviz kopartmaya yönelik çabalarından uzaklaÅŸmıştır. Bir dönem Amerika Türkiye’ye Cerablus konusunda baskı yapıyor ve PYD’nin Cerablus’u ele geçirmesinin Türkiye için kötü bir sonuç doÄŸurmayacağına dair Türkiye’yi ikna etmeye çalışıyordu. Fakat Türkiye bu konuda en sert tavrı alarak bu baskıları reddetti ve kendisi için stratejik önemi tartışılmaz olan bir bölgeyi korumuÅŸ oldu.
DiÄŸer taraftan Rakka ve civarı da Amerikalılar tarafından PYD’ye yönelik bir tazminat olarak önerilmiÅŸ olabilir. Cerablus’ta PYD’nin istediÄŸini veremeyen Amerika sahada ihtiyaç hissettiÄŸi PYD’ye Rakka’yı önermiÅŸ olabilir. Ama Rakka, Cerablus deÄŸildir. Suriye’nin kaderini belirleyecek olan Halep için de bir yol olduÄŸu iddia edilemez. Türkiye’nin tüm çabalarına raÄŸmen müttefiki Amerika PYD ile iÅŸbirliÄŸi yapmaya devam ediyor. Aslında müttefiklik hukukuna yakışmayacak ÅŸekilde bir görüntü vermekten kaçınmak bir kenara böylesi bir görüntü vermeyi özellikle tercih ediyor. Artık bu konuda Amerika’nın kolayca ikna edilemeyeceÄŸi ortadadır. Bu nedenle de Türkiye tüm dikkatini Cerablus-Halep hattına toplamalı ve bunun dışındaki alanlarda diÄŸer aktörlerin birbirleriyle mücadele etmesine müsaade etmelidir.
Henüz yorum yapılmamış.