Güncel
Erdoğan: NATO'da müttefik olanlar askerini YPG'nin işaretleriyle Suriye'ye gönderemez
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Yıldırım Diyarbakır'ı ziyaret ediyor. Erdoğan burada yaptığı konuşmada "Bizimle NATO'da müttefik olanlar kalkıp da kendi askerini YPG'nin işaretleriyle Suriye'ye göndermemeli, gönderemez" dedi. 28 Mayıs 2016 Güncelleme 18:07 TSİ
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve Başbakan Yıldırım, toplu açılışlar yapmak için Diyarbakır'ı ziyaret etti. Burada gerçekleşen mitingde konuşan Cumhuırbaşkanı Erdoğan, PKK'nın Suriye kolu YPG'nin armasını üstünde taşıyan ABD askerlerine değindi ve şunları söyledi:
''Diyarbakır'dan sesleniyorum... ABD'nin YPG'ye vermiş olduğu desteği kınıyorum. Bize verilen söz bu değil. Ben siyasetin dürüst yapılacağına inanan birisiyim. Dolayısıyla bize dost olanlar, bizimle NATO'da müttefik olanlar kalkıp da kendi askerini YPG'nin işaretleriyle Suriye'ye göndermemeli, gönderemez. Hala 'YPG'ye biz destek vermeye devam edeceğiz, o PKK değildir' diyenler lütfen gel de bunun bizden dersini al. Yanlış yerde duruyorsunuz. Bizzat terör örgütüyle ilgili bütün belgeleri veriyoruz. Ama attıkları adımlar yanlış.''
"Nusaybin ve Şırnak hariç diğer yerlerdeki operasyonlar tamamlandı"
Terörle mücadele kapsamında Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde yürütülen operasyonlara da değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Nusaybin ve Şırnak dışındaki yerlerde operasyonların tamamlandığını açıklayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Güvenlik güçlerimiz askeriyle, polisiyle, korucusuyla tarihe geçecek bir mücadele vererek örgütü ve arkasındaki güçleri bir kez daha hüsrana uğrattılar. Bugün artık güvenlik güçlerimiz Nusaybin ve Şırnak hariç diğer yerlerdeki operasyonlarını tamamlamışlardır. Nusaybin'de örgüt mensupları gruplar halinde teslim oluyor. Operasyonların tamamlandığı ilçelerin yeniden ayağa kaldırılması için kapsamlı çalışmalar yürütüyoruz. Ben şu anda terör örgütünün içerisinde olan tüm vatandaşlara sesleniyorum. Annenizin, babanızın sesine kulak verin. Terör örgütünün kucağından sıyrılın. Bu devlet adildir. Adil olan bu devletin anlayışı bilesiniz ki o katil terör örgütüyle asla mukayese edilmez."
"Gömecek, betonlayacak, koordinatları verecek"
Diyarbakırlı iş adamlarının gazeteye ilân vererek, PKK'ya silah bırakma çağrısı yaptığını dile getiren Erdoğan, bu çağrıyı memnuniyetle karşıladığını belirterek, şu ifadeleri kullandı:
"Dünkü gazetelerde Diyarbakırlı iş adamlarımız adına yayınlanan, bu olayı kınayan ve örgütü kayıtsız, şartsız silah bırakması; yalnız burada bir şeyi hatırlatayım... Kuru kuruya silah bırakmak değil. Gömecek ve betonlayacak ve bunların koordinatları da verilecek. Yoksa bunlar, bu işe çok alışıktır. Silahı bırakırlar. Bir müddet sonra da gelir, o bıraktıkları yerden alırlar. Bu oyuna asla gelmeyiz. Olmadı, o zaman bu ülkeyi terk etmek zorunda kalacaklar. Diyarbakırlı iş adamlarımızın bu ilânları gerçekten örnektir. Memnuniyetle ben de bunu okudum. Bölge halkının bu şekilde açık tavır alması halinde örgütün eylem yapabilecek gücünü ve imkânını kaybedeceğine inanıyorum."
"Lime lime burunlarından getireceğiz"
Erdoğan'dan önce konuşan Başbakan Binali Yıldırım ise şunları söyledi:
"Biz Türkiye ile ay yıldızlı bayrağımızla gurur duyuyoruz. Sayın CumhurbaÅŸkanım bugün Diyarbakır'da kardeÅŸlerimizle kucaklaÅŸmak için buradayız. Biliyorsunuz 10 gün önce Diyarbakır'a geldim. Diyarbakır'ın Tanışık Köyü Dürümlü mezrasına gittim. Orada tonlarca patlayıcıyla kardeÅŸlerimizi katleden terör örgütünün bütün dünyaya göstermek için oradaydık. Milletimiz rahat olsun terör belasını bu ülkeden sileceÄŸiz. Diyarbakır geleceÄŸe emin adımlarla yürüyecek. Bugün sayın CumhurbaÅŸkanımızla Uluslararası Diyarbakır Havalimanı'nı açacağız. Diyarbakır'ı yakıp yıkanlar bir kez daha bu yaptıklarından piÅŸman olacaktır. Diyarbakır'da hemen hemen her alanda birçok hizmet gerçekleÅŸtirdik... Diyarbakır’ın seçtiÄŸiniz belediye baÅŸkanı Diyarbakır’ın dertleriyle, su problemiyle uÄŸraÅŸması gerekirken terör örgütüne lojistik destek vererek sizin paralarınızı terör örgütüne aktardılar. Bunu biliyoruz gereÄŸini de yapacağız. Bu paraları terör örgütüne aktaranları lime lime burunlarından getireceÄŸiz. Sevgili kardeÅŸlerim gündemimizde Diyarbakır'ın bereketli topraklarının tamamını su ile buluÅŸturmak var. Silvan Barajı 7 milyonluk bir proje. Terör örgütü bu projeyi yaptırmamak için uÄŸraşıyor. Silvan Barajını da su ile buluÅŸturacağız. Bu millet terör örgütüne pabuç bırakmaz. 2,5 milyon arazi su ile buluÅŸacak.. Onlar biliyorlar ki Silvan Barajı demek Diyarbakır'ın zenginleÅŸmesi demek... Diyarbakır'ın medeniyet yolculuÄŸunda ilerlemesi demektir. Havalimanı demek Diyarbakır'ın dünya ile buluÅŸması demek. Ne yaparsanız yapın baÅŸaramayacaksınız. Siz de baÅŸaramayacaksınız sizin sırtınızı sıvazlayan iç ve dış iÅŸbirlikçileriniz de baÅŸaramayacak."
"Bizi parçalayamayacaksınız demeniz lâzım"
Erdoğan ve Yıldırım daha sonra da sivil toplum kuruluşlarıyla bir araya geldi. "Kürt kardeşlerim, gelin el ele verelim" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bizi parçalayamayacaksınız demeniz lâzım" diye konuştu.
"Ey yargı..."
Erdoğan, milletvekili dokunulmazlıklarının kaldırılmasıyla ilgili ise yargıya seslendi; "Ey yargı! Üzerine düşen görevi yapacaksın. Yapmazsan tarih bunun hesabını sorar. Hesap günü gelmeden kendinizi hesaba çekin hükmü var" ifadelerini kullandı.
Erdoğan'ın buradaki konuşmasından satır başları da şöyle:
"Dürümlü mezrasında olan olay, 15 ton bombayla oraya gelmek suretiyle bunu orada patlatan ve 16 kardeşimizi şehit edenlerin dinle, diyanetle, insanlıkla, vicdanla, 'Kürtlerin temsilcisiyim' demek gibi böyle bir yaklaşımla ne ilgisi, ne alâkası olabilir? Hiçbir ilgisi olamaz. Bunlarda insanlıktan nasibini almak diye bir şey yok, vicdan diye bir şey yok. 16 tane kardeşimizin düştüğü durum, paramparça olan o bedenlerin hesabını hep beraber sormamız lâzım. Her şey devletten beklenmez, el ele vereceğiz, omuz omuza vereceğiz ve bunun hesabını da soracağız."
"Hak ve özgürlükler noktasında, en ciddi reformların yapıldığı bir dönemde, tekrar silaha sarılmanın ne anlamı olabilir? Bölgede güven ve istikrar ikliminin hâkim olduğu bir süreçte ne dediler, 'öz yönetim.' Bu hezeyanlarla çıktılar ortaya ama bu 'öz yönetim' ifadelerini bunlar neye çevirdiler, 'öz katliam'a çevirdiler."
"Eğer demokrasi diyorlarsa, eğer hak ve özgürlük diyorlarsa o zaman silahı, bombayı, her şeyi gömerler, koordinatlarını da verirler. Gelsinler parlamentoda mücadelesini sürdürsünler. Ama bunların böyle bir derdi yok. Bunlar gelecek, benim tertemiz, saf, Kürt kardeşimi tehdit edecek, muhtarı tehdit edecek, aşiret reisini tehdit edecek. Buradan bir başka partiye oy çıkarsa 'biz bu köyü yakarız, yıkarız.' Yaptılar mı bunu? Yaptılar."
"Üçüncü kattan 15-16 yaşında bir genci (Yasin Börü) atacaksın, ondan sonra da üzerinden geçmek suretiyle çiğneyerek bir vahşeti işleyeceksin. Senin gibi düşünmediği, inanmadığı için. Öyle mi? Şimdi ben buradan da sesleniyorum; ey yargı üzerine düşen görevi yapacaksın, eğer yargı üzerine düşen görevi yapmıyorsa tarih bunun hesabını sorar."
"Tozlu raflardan harita çıkaranların..."
"Kurşunlu Camii'ne sıkılan her kurşun bizim de kalbimize sıkılmıştır, bunu böyle biliniz. Sur içinde tahrip edilen her bir eser ile sadece Diyarbakır'ın değil, tüm Türkiye'nin ortak tarihini, ortak hafızasını siliyorlar, bunu böyle biliniz. Diyarbakır, Mekke'nin, Medine'nin, Kudüs'ün, İstanbul'un, Konya'nın kardeşidir, bunu böyle biliniz."
"Tozlu raflardan harita çıkaranların, o parçalı haritalara baktıkça iştahı kabaranların hevesini bir kez daha kursaklarında bırakacağız. Çünkü bu toprakların mayası kardeşliktir, muhabbettir, birliktir, beraberliktir. Kürt ve Türk, etle tırnak gibidir, asla ayrılmaz. Bizlerin birlikteliği, proje ürünü bir birliktelik, beraberlik değildir. Bedeli bin yıldır canla ödenen bir kan kardeşliğidir. Biz çıkar ortağı değil, kader ortağıyız, bunu böyle biliniz."
Henüz yorum yapılmamış.