Sosyal Medya

Güncel

Aile, medya ve din sempozyumuyla Adana'dan Türkiye'ye 11 çözüm önerisi

Adana'da YUVA-KUR tarafından düzenlenen "Medya, aile ve din" konulu bir sempozyumun sonuç bildirisi açıklandı.



14 Mayıs 2016 tarihinde Adana’da Yuva-Kur tarafından Medya, Aile ve Din konulu bir sempozyum düzenlenmiÅŸtir. Temel toplumsal kurumlardan olan medya, din ve aile arasındaki iliÅŸki son derece karmaşık ve çok boyutludur. Bu sempozyumda çeÅŸitli yönleriyle tartışmaya açılan bu iliÅŸki kapsamında sunulan bildiriler ve yapılan deÄŸerlendirmeler ışığında ortaya çıkan tespit ve önerilerin Adana’dan Türkiye’ye sloganıyla kamuoyu ile paylaşılması uygun görülmüştür.

1. Medya, din ve aile arasındaki ilişki son derece karmaşık ve çok boyutlu olduğu için aceleci ve tek yanlı değerlendirmelerden kaçınmak gerekmektedir. Medya veya kitle iletişim araçları bir yandan din ve aile gibi temel toplumsal kurumların ayakta tutmaya çalıştığı değerleri aşındırıcı ve yozlaştırıcı bir etki yapmakta, bir yandan da değerlerin korunması ve yeni değerler üretilmesi konusunda yeni fırsat alanları açmaktadır. Anlaşılan kitle iletişim araçları adı üstünde birer araçtır, doğru kullanılması gerekmektedir.

2. Medyada din ve aile konusunda kitlelere doğru mesajların doğru bir şekilde aktarabilmesi için azami özenin gösterilmeli ve yeni yollar aranmalıdır. Bunun için örgütlü ve kurumsallaşmış bir yapı olan medyada din ve aile konularında uzman kişilerin (hukukçu, ilahiyatçı, sosyolog, psikolog, psikolojik danışman vb.) istihdam edilmesi gereklidir.

3. Üniversiteler, Diyanet İşleri Başkanlığı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile medya ve sivil toplum kuruluşları arasında yakın işbirliği sağlanmalıdır. Bu tür paydaş kuruluşları arasında sorunların çözümü konusunda koordinasyonun en üst düzeye çıkarılmasına özel önem verilmelidir.

4. Medyada nefret duygusu uyandırma, dışlama, aşağılama ve ötekileştirmeye yönelik her tür söylem, tutum ve davranışlardan sakınılmalıdır. Özellikle farklı dinî inançlara, cemaatlere, mezheplere mensup yurttaşlara saygı gösterilmeli, din ve vicdan özgürlüğünü ihlal edici söylemden kaçınılmalıdır.

5. Medyada din istismarı yapılmamalı, din ve dinî konular alaya alınmamalı, reyting kaygısıyla dinî içerikli programları bir şova dönüştürülmemeli, toplumun doğru bilgilendirilmesi esas alınmalıdır. Bununla birlikte izleyicilerin talepleri ve beklentileri de karşılanmalıdır.

6. Aynı şekilde aile ile ilgili konularda da medyanın duyarlı davranması, aile ve evlilik kurumunu sarsıcı, boşanmayı özendirici, kadın ve çocuk istismarını teşvik edici ve aile içi şiddeti körükleyici yayınlardan kaçınılması gerekmektedir. Ayrıca aile bağlarını güçlendirici yayınlar yapılmalıdır.

7. İslam dininin şiddet ile temsil edilmesi filmlerde, dizilerde, programlarda dinin doğru sunumu ile aşılacaktır. Toplumun dini değerleri ve kutsal anlayışına değer verilmelidir.

8. Medya araçlarının genç nüfus üzerindeki olumsuz etkilerine yönelik eleÅŸtirilerin artması üzerine Milli EÄŸitim Bakanlığı ve Radyo Televizyon Ãœst Kurulu iÅŸbirliÄŸiyle 2006-2007 eÄŸitim döneminde kitle iletiÅŸim araçları karşısında yeni neslin daha bilinçli ve eleÅŸtirel olmasını saÄŸlamak amacıyla pilot okullarda uygulamaya konmuÅŸ olan “medya okuryazarlığı” dersi projesine canlılık kazandırılabilir. Bu baÄŸlamda Türk toplumunun sosyal ve kültürel deÄŸerlerine uygun senaryo çalışmaları yapılabilir.

9. Medya okuryazarlığı teşvik edilmeli, ancak yeni medyanın sahip olduğu dijital iletişim araçları vasıtasıyla hemen her yerde ve her zaman erişilen internet siteleri, mobil uygulamaların, özellikle çocukların ve gençlerin kişilik gelişimlerini olumsuz etkileyen oyunların veya dijital ortamdaki her tür uygulamanın denetlenmesine önem verilmeli ve gerekli hukuki düzenlemeler yapılmalıdır.

10. Medya araçlarının özellikle çocukların ve gençlerin kişilik gelişimlerini olumsuz etkilemesine karşın anne babalara da önemli görev ve sorumluluklar düşmektedir. Bu bağlamda geleneksel anne baba rolleri yeniden gözden geçirilmeli ve güncellenmelidir.

11. EÄŸitim, Ä°lahiyat ve Ä°letiÅŸim Fakülteleri ile Fen Edebiyat Fakültesi Sosyoloji bölümlerinde “Medya ve Din”, “Medya ve Aile”, “Din ve Aile” vb. seçmeli dersler konulmasına yönelik çabalar gösterilmelidir. Bu sayede disiplinler arası çalışmalar yapılarak daha saÄŸlıklı sonuçlara ulaşılmasına imkân saÄŸlanmalıdır. Ayrıca bu konularla ilgili toplumun ihtiyaçlarını da göz önünde bulunduran akademik çalışmalar (lisans, yüksek lisans, doktora tez çalışmaları ve araÅŸtırma projeleri) arttırılmalı ve desteklenmelidir. Akademiden bu tür çalışmalar yapmış olanların elde etmiÅŸ olduÄŸu bulgulara yer verilmelidir.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.