Güncel
Erdoğan'dan Kılıçdaroğlu'na: Biz halkımızdan besleniyoruz
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun "Başkanlık sistemini kan dökmeden bu ülkede gerçekleştiremezsiniz" sözlerine yönelik eleştirilerine devam ederek, "Bu zat'ın söylediklerin üç unsurun üçü de var. Bunlar kandan besleniyor, aynen bölücü terör örgütünün uzantıları gibi. Herhalde onlara imrendiler. Baktılar bu iş sandıkla gelmiyor, malum aldıkları oylar ortada. Şimdi, kanla seçim alabilir miyiz diyorlar, alamayacaksınız" dedi. Erdoğan, "Kandan beslenen varsa, o da Menderes'in idamına zemin hazırlayan CHP zihniyetidir" ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun "Başkanlık sistemini kan dökmeden bu ülkede gerçekleştiremezsiniz" sözlerine yönelik eleştirilerine devam ederek, "Bu zat'ın söylediklerin üç unsurun üçü de var. Bunlar kandan besleniyor, aynen bölücü terör örgütünün uzantıları gibi. Herhalde onlara imrendiler. Baktılar bu iş sandıkla gelmiyor, malum aldıkları oylar ortada. Şimdi, kanla seçim alabilir miyiz diyorlar, alamayacaksınız" dedi. Erdoğan, "Kandan beslenen varsa, o da Menderes'in idamına zemin hazırlayan CHP zihniyetidir" ifadesini kullandı.
Erdoğan, Uluslararası Öğrenciler Buluşması'nda konuştu.
Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle:
Suriye'nin kahraman gençlerinin, Mısır'ın onurlu gençlerinin, Afganistan'ın, Pakistan'ın Bangladeş'in yürekli gençlerini selamlıyorum. 9 Uluslararası Öğrenci buluşması vesilesiyle sizlerle buluşmaktan büyük bir onur, büyük bir memnuniyet duyuyorum. Gençler, bu salonda dünyanın bütün renklerini görüyorum. Karşılıksız sevgi, gerçek anlamını sizin işte bu kucaklaşmanızda buluyor. Sizler bu duruşunuzla, heyecanınızla, dayanışmanızla tüm dünyaya gerçek barış mesajı veriyorsunuz. Böylesine anlamlı, böylesine önemli bu buluşmayı tertip eden Türkiye Gençlik Vakfı'na teşekkür ediyorum. 23 Nisan'da başlayan, bugün sona eren bu etkinliklerin hayırlı olmasını, muhabbetinizi perçinlemesini Rabb'imden niyaz ediyorum.
Gençler, bu buluşma sadece ülkemizdeki misafir öğrencileri bir araya getirmiyor. Aynı zamanda tam 7 ülkede ve yaklaşık 50 farklı şehirde düzenlenen buluşmaların da son halkasını oluşturuyor. Yunus Emre Enstitüsü'ne, Gençlik ve Spor Bakanlığımıza, Turkcell ve Büyükşehir Belediyemize de şükranlarımı sunuyorum. Buradaki kardeşlik iklimini teneffüs etmek için programa iştirak eden gönüllü kuruluşlara teşekkür ediyorum. Yürekleri bizimle atan, daha iyi bir iklim için Türkiye'yi seçen tüm misafir öğrencilerimize ayrıca "Hoş geldiniz" diyorum.
Gençler, bu yıl dokuzuncusu düzenlenen bu buluşmaların yeni ülkelerde de devam etmesini diliyorum. Şu an Güneydoğu'da, ülkemizin birçok yerinde bu milletin, bu ümmetin vahdeti için, bayrağımızın şanlı bir şekilde dalgalanması için, devletimizin bekası için şehit olan tüm şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum.
"Bunlar da terör örgütünün uzantılarına özendiler; kanla seçim alabilir miyiz diyorlar!"
Sevgili gençler, Allah yolunda öldürülenlere ölüler demeyiniz. Onlar, diridirler, ama siz bilemezsiniz diyor ilahi ferman. İşte onun için bizler de ne diyoruz? "Şehitler ölmez, vatan bölünmez" Böldürmeyeceğiz bu vatanı bu hainlere, bu fırsatı onlara vermeyeceğiz. Ve zaten bu Rabiamızda ne diyoruz? Tek millet diyoruz, Türk'üyle Kürt'üyle Roman'ıyla, Boşnak'ıyla 79 milyon tek milletiz. İki, tek bayrak. Rengi şehidimizin kanı, hilal bağımsızlığımızın ifadesi, yıldız şehidimizin ta kendisi. Ve üç, "Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır, toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır." Şehit kanlarıyla yoğrulduğu için için bu topraklar vatan oldu. Şimdi çıkmış bir tanesi, dünyanın değişik yerlerinde "Başkanlık sisteminin gelmesi için kan gerekir, kan" diyor. Bunlar, üç unsur var. Bu üç unsurun bir tanesi "Mezhepçilik" unsurudur, ikincisi "ırkçılık", üçüncüsü "terör" unsurudur. Bu zat'ın söylediklerin üç unsurun üçü de var. Bunlar kandan besleniyor, aynen bölücü terör örgütünün uzantıları gibi. Herhalde onlara imrendiler. Baktılar bu iş sandıkla gelmiyor, malum aldıkları oylar ortada. Şimdi, "kan"la seçim alabilir miyiz diyorlar, alamayacaksınız. Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir, bu millet ne derse o olacak. Gençler şunu unutmayın, halk ne derse o olacak, Hakk ne derse o olacak.
Biz sadece Allah'ın huzurunda rükuda eğiliriz, başka eğilmek yok. Bu yolda inandığımız gibi yürüyeceğiz. Bizim medeniyetimiz hikmet ve irfan medeniyetidir. Bakınız bugün dünyada 4.5 milyon civarında öğrenci, kendi ülkesi dışında eğitimini sürdürüyor. Bunlar Amerika, İngiltere, Avusturya gibi ülkeleri tercih ediyor. Bu ülkelerin bu öğrencileri ticari bir meta gibi gördüklerine şahit oluyor. Ama bizim için üniversiteli öğrenciler salt bir gelir kapısı değildir. Yeni bir sektör oluşturdular. Misafir öğrenciler bizim için iş birliğinin, tecrübenin ve paylaşımın bir vesilesidir. Biz misafir öğrencilerimizle beraber tüm dünyayı saracak bir huzur ve barış ortamını sağlama gayretindeyiz.
Açıkçası ben Türkiye'de okuyan, yüksek öğrenim için Türkiye'yi tercih eden misafir öğrencilerin her açıdan şanslı olduğunu düşünüyorum. Bu ülkenin havasını, kültürünü, en önemlisi de misafirperverliğini deneyimlemek büyük bir kazanımdır. Burada sadece, bir ülkeyi bir milleti değil, aynı zamanda Afrika, Asya ve Avrupa'nın bir hasılasını görürsünüz. Hukuku, politikayı, ekonomiyi, dış politikayı Türkiye'de okumak size farklı bir bakış açısı kazandırır. Eminim siz de, geldiğinizden çok farklı bir insan olduğunuzun farkındasınızdır. Afganistan'dan gelen bir öğrenci bakın tecrübelerini nasıl anlatıyor:
Ben çobanlık yapan bir ailenin çocuğuydum. Ailem fakir olduğu için çok zor şartlarda okudum. Sık sık aç kalıyor, hastalanıyor ve bitkin düşüyordum. Ancak üniversiteden çok iyi bir puan olarak Kahire Üniversitesi'ni kazandım, sonra Türkiye'ye geldim ve sosyoloji okumaya başladım. Türkiye'de fikirlerim çok değişti, eskiden sadece Afganistan'ı ve ailemi düşünüyordum. Şimdi ise Müslümanlar'ı düşünüyor ve herkesi eşit görüyorum. Allahıma hamd olsun, şu an çok iyiyim. Burada kendimi evimde gibi hissediyorum. Bundan sonra da insanlık için elimden gelen her şeyi yapmak istiyorum.
Bu hikayenin size çok tanıdık geldiğini, bunun aynı zamanda sizin de hikayeniz olduğunu biliyorum. Bakış açınız, idrakiniz, hayata karşı duruşunuz her bir yolculukta farklılaşır. Ama şu ince ayrıntıya dikkat etmenizi istiyorum. Entegrasyon ve asimilasyon arasında çok keskin bir fark vardır. Bir öğrenci kendi değerleri, kendi kültürleriyle bağlarını koparıyorsa o değişmiyor, yabancılaşıyor demektir. Milletine tepeden bakanın ailesine vatanına faydası olmaz. Ortadoğulu, Asyalı ülkeler bunun bedelini yıllardır ödüyor. Maalesef insanlık, böyle kayıp nesillerle doludur.
"Kandan beslenen varsa, o da Menderes'in idamına zemin hazırlayan CHP zihniyetidir!"
Sevgili gençler, sizler aynı zamanda çok kritik dönemde ülkemizde bulunarak, dünyanın yaşadığı en büyük dramlarından birine de şahit oluyorsunuz. Kardeşlerimiz, acımasız, gayrimeşru bir rejim tarafından hunharca katlediliyor. Yaklaşık 600 bin insan kimyasal silahlarla, balistik füzelerle, işkencelerle öldürüldü. Rejim tarafından önü açılan ve desteklenen DAİŞ, YPJ gibi örgütler, gittikleri yerde etnik temizlik yaptılar. Biz, Suriyeli kardeşlerimizi yalnız bırakmadık, onlara kapılarımızı açtık. Soframıza bir tabak da onlar için koyduk. Bugün 3 milyon Suriyeli ve Iraklı muhacirlere komşuluk hukukuyla sahip çıkıyoruz. Fakat, kişi başına düşen gelirleri bizden kat be kat fazla olan birçok ülke sırf rahatları kaçmasın diye bu rama kayıtsız kalıyor. Sınır kapılarında, denizlerde yaşanan insanlık dışı manzaraları eminim sizler de bizim gibi utançla izliyorsunuzdur. İnsan Hakları Beyannamesi'ni kaleme alanlar, insanlıktan sınıfta kalmışlardır. Afrika, Asya ve Ortadoğu ülkeleri için demokrasi karneleri hazırlayanlar, kendi karnelerini hiç dile getirmiyorlar. Teröristlerin hak ve hukuklarını savunanlar, bunların elinde can verenlerin haklarını savunmadılar, savunmuyorlar.
Eli kanlı caniler ne zamandan beri sığınmacı oldu? DAİŞ'e verdiğiniz tepkiyi neden YPG, YPJ ve PKK saldırılarından saklıyorsunuz? Neden Nizami'nin idamına sessiz kaldınız? Avrupa'dan bir ses çıktı mı? Bunun adı çifte standart değil mi? Bunu dile getirdiğimizde Tayyip Erdoğan hemen diktatör oluyor. Nizami'yi idam edenler diktatör olmuyor mu?
Ne yazık ki benim için aynı zat, "Bizim kandan beslendiğimizi" söylüyor. Haddini bil haddini, ben halkımdan besleniyorum! Kandan beslenen birileri varsa, 1960'ta rahmetli Menderes'in ve iki arkadaşının idamına zemin hazırlayan CHP zihniyetidir, sizsiniz. Siz kimi aldatıyorsunuz ya. Medya'daki, ekranlardaki tetikçilerini kullanarak bizi karalamaya çalışıyorlar. Onların itibar suikastları bizi yıldırmaz.
Henüz yorum yapılmamış.