Çağaptay: AB ve Almanya Türkiye'ye muhtaç

Avrupa Parlamentosu'nun vize muafiyet sürecini baÅŸlatmayı, Türkiye'de demokrasi ve terörle mücadele konularına baÄŸlaması ve Türkiye'nin buna itiraz etmesinin yol açtığı pürüz giderilebilecek mi? Avrupa ile Türkiye'nin terör algısı farklı mı? Soner ÇaÄŸaptay, Avrupa BirliÄŸi'nin Suriyeli mülteciler paketine demokrasi ve terör konularını baÄŸlamak istediÄŸini söylüyor ve “AB bunun sadece taktiksel bir anlaÅŸma olmadığını daha büyük siyasi bir paket olduÄŸunu savunuyor. Bu da nedir? AnlaÅŸmanın içeriÄŸine Türkiye'de demokrasiyle ilgili bazı konularda kriterlerin uygulanması ve aynı zamanda terör tanımının deÄŸiÅŸtirilerek düşünce suçlarının ya da gazetecilerin suçlanmasının engellenmesi gibi konular var AB'nin gündeminde. Bunlar her ne kadar bir kısmı, Türkiye'deki demokrasiyle ilgili haklı gerekçeler olsa da ben bunların Ankara'da karşılık bulacağını zannetmiyorum. CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan'ın. Çünkü o sürece daha taktiksel bakıyor. Onun için tek bir kazanım var o da Türk vatandaÅŸlarına Avrupa'da vizesiz seyahat hakkının kazanılması. Sanırım Türkiye bunu alacak çünkü karşısındaki iki büyük devlet, bir Avrupa içi kriz yaÅŸanmaması için Türkiye'ye çok ihtiyaç duyuyorlar. Avrupa'ya yüzbinlerce milyonlarca mülteci geçmesi demek, Avrupa BirliÄŸi'nin çatırdaması demektir.”

Soner Çağaptay Avrupa'nın Türkiye'ye Suriyeli mülteciler konusunda çok muhtaç durumda olduğunu ve pürüzü gidermek için elinden geleni yapacağını söylüyor. Almanya Başbakanı Angela Merkel'in siyasi geleceğinin bu anlaşmanın uygulanmasına bağlı olduğunu belirten Çağaptay'a göre, Almanya'da aşırı sağcı partinin güçlenmesi, Merkel için ciddi bir tehlike oluşturuyor. Merkel'in Fransa'yı da yanına alarak Türkiye'yle varılan Geri Kabul Anlaşması'nın uygulanmasını sağlamak için gerekli bütün adımları atacağını kaydeden Çağaptay, şöyle konuştu:

“Åžu anda Avrupa BirliÄŸi'nin Türkiye'ye olan ihtiyacı, Türkiye'nin Avrupa BirliÄŸi'ne olan ihtiyacından çok daha fazla. Avrupa BirliÄŸi daha siyasi bir paket haline getirmek istiyor Türkiye'yle yapılan müzakereleri demokrasi ve terörle mücadele konularını baÄŸlayarak. Ancak Ankara için ÅŸu anda Avrupa BirliÄŸi'yle müzakerelerde tek bir konu var. O da Türkiye'nin Suriyeli mültecileri geri alması karşılığında Türk vatandaÅŸlarına Avrupa'ya vizesiz seyahat imkanının saÄŸlanması. Daha taktiksel bakıyor Ankara. Peki bu taktiksel bakış açısına dayanarak Ankara'nın eli neden kuvveli ona bakmak lazım. Geçen sene Avrupa'ya çok ciddi bir mülteci akını oldu. Suriye'den Türkiye'ye geçenler, Türkiye'den Yunanistan'a geçti ve bunların büyük bölümü Almanya'ya gitti, bir milyon kadarı. Bu Alman hükümetini ve özellikle de BaÅŸbakan Angela Merkel üzerinde çok büyük bir siyasi baskı yarattı çünkü onnu mültecilere yönelik olumlu politikası, belki de beklenmedik biçimde Almanya'ya bir milyondan fazla göçmen girmesine sebep olduÄŸu için ona karşı büyük bir kamuoyu tazyiki oluÅŸtu, aleyhine bir baskı oluÅŸtu. Bunu aÅŸmak için Merkel'in bu sene bu senaryonun yaÅŸanmasını engellemesi gerekiyor. Dolayısıyla bunun için elinden gelen her ÅŸeyi yapacak. Bunu yapmak için de tek partneri var, o da Türkiye. Türkiye sınır kontrollarını saÄŸlamlaÅŸtırıp kaçakçılık ÅŸebekelerinin üzerine gidip aynı zamanda da geriye alım anlaÅŸmasını uygulayarak Avrupa'ya mülteci akınını engellerse, bu sene Almanya böyle bir kriz yaÅŸamayacak demektir. Bu yüzden belki Merkel'in bakış açısından bakmak lazım. Bunu çok istiyor Merkel, Almanya'da AB'nin en kuvvetli devleti. Fransa'yı da yanına almış durumda. AB'nin 28 üyesi var bunların hepsi eÅŸit ama asalında bazı üyeler daha da eÅŸit. Almanya'yla Fransa en eÅŸit üyeler diyebiliriz, daha güçlü olmaları açısından, ekonomik olarak daha büyük oldukları için. Ve onlar istediÄŸi için bu anlaÅŸma sanırım olacak. Belki önümüzdeki aylarda daha fazla pazarlık göreceÄŸiz. Her iki taraf da bir poker oyunundaymış gibi elini yükseltmek için karşı tarafa rest çekecek, masadan ayrılacak, masaya geri dönecek ama herhalde sonuçta anlaÅŸma olacak.

Suriyeli mülteci akınının durdurulması için Suriye'de barış sağlanması gerekiyor. Oysa başlayan barış görüşmeleri, ilan edilen ateşkesler sonuçsuz kalıyor, çatışmalar sürüyor. Savaş nasıl sona erer? Soner Çağaptay, her şeyin Rusya faktörüne bağlı olduğunu vurguluyor.