Sosyal Medya

Güncel

'Başkanlık değil, sınırsız güç rejimi'

Türkiye'de Amerikan ve Fransız başkanlık sistemlerinin ardından 'cumhurbaşkanı sistemi', 'partili cumhurbaşkanlığı' tartışılıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan 'başkanlığın gelenek olduğunu' öne sürdü. Anayasa Hukuku Profösörü Sultan Uzeltürk ise başkanlık sisteminin 'kuvvetlerin ters ayrımına dayandığını', Osmanlı'da 'güçler birliği' olduğunu söyledi.



Ajanslarda yer alan bilgide; CumhurbaÅŸkanı Recep Tayyip ErdoÄŸan'ın anayasa ve baÅŸkanlık sistemine geçme ısrarı büyük tartışmalara yol açıyor. Amerikan tipi, Fransız tipi derken, 'CumhurbaÅŸkanı sistemi', 'partili cumhurbaÅŸkanlığı' gibi mefhumlar ortaya atıldı. Ancak Türkiye'de önerilmekte olan sistemin içeriÄŸinin ne olduÄŸu meçhul görünüyor.

'KÖR DÖĞÜŞÜ YAPIYORUZ'

'BaÅŸkanlık sistemi' tartışmalarını, Anayasa Profesörü Sultan Uzeltürk'le konuÅŸtuk. Uzeltürk, "Ne CumhurbaÅŸkanlığı ne de iktidar partisi baÅŸkanlık rejiminin kriterlerini ortaya koymuyor. Birazcık kör döğüşü yapıyoruz" dedi. BaÅŸkanlık sisteminin kuvvetlerin ters ayrılığına dayandığını ve yürütme, yasamanın birbirine müdahale etmemesi gerektiÄŸini belirten Uzeltürk, "Ama getirilen önerilerde biz yürütmenin yasamayı fes etme yetkisini görüyoruz. CumhurbaÅŸkanının ya da BaÅŸkanın kararname çıkardığını görüyoruz, ki bu bir yasama yetkisidir. Atama yetkilerinin sınırsız kullanıldığını görüyoruz. Bütün bunları dikkate aldığımızda bu baÅŸkanlık rejimi deÄŸildir" görüşünde. 

'BİZ NEYE GEÇECEĞİZ?'

'Partili CumhurbaÅŸkanı' mefhumunun 1924 Anayasası'nda olduÄŸunu ancak bunu çok partili siyasal yaÅŸama geçmenin başında söz konusu edildiÄŸini ve statü açısından farklar olduÄŸunu anlatan Uzeltürk, "Türkiye bundan elli yıl önce sorunlu gördüğü için daha demokratik sisteme geçmek için vazgeçti. Bizde ilk kez 1961 yasasıyla anayasal olarak ‘tarafsız cumhurbaÅŸkanı'na geçildi. Daha öncesinde Celal Bayar bile partiden ayrılmıştı. Taraflı CumhurbaÅŸkanının yaÅŸayarak hatalarını gördü" vurgusu yaptı.

‘YARI BAÅžKANLIÄžIN SAKINCALARI'

Siyasal rejimlerin öyle ha deyince çevrilecek modeller olmadığının altını çizen Prof. Uzeltürk, yarı baÅŸkanlık sistemi olarak Fransa örneÄŸini verdi. Fransa'da yarı baÅŸkanlık rejimine ‘sömürgelerle ilgili güçlü devlet ihtiyacı ile' geçildiÄŸini anlatan Uzeltürk, sakıncalarına şöyle dikkat çekti:

"Bu büyük krizlere yol açabilme potansiyeli de taşıyan bir siyasal seçim. Mesela cumhurbaÅŸkanının partisiyle parlamentonun çoÄŸunluÄŸu aynı partidense ne olur? Yani yasama ve yürütme tek bir siyasi partiyse ne olur? Güç yoÄŸunlaÅŸma olur. Bu nedenle bu demokratik sistemler fren mekanizmasıyla çalışan sistemlerdir. Riskli bir yürütmeyle iÅŸler ama tersi olduÄŸunda parlamentonun çoÄŸunluÄŸuyla cumhurbaÅŸkanının partisi farklılaÅŸtığında sıkıntı olur. Çünkü ikisi de aktif politikada, ikisi de meÅŸru temellerden geliyor, halk tarafından seçiliyor. Bu kez kriz baÅŸlar. Fransa'da cumhurbaÅŸkanının koÅŸulsuz fesih yetkisi var, parlamentoyu dağıtıyor. Ciddi sorunları vardır çünkü halk tarafından seçilmiÅŸ parlamentoyu dışlıyorsunuz. Fransa'da model şöyle iÅŸledi. CumhurbaÅŸkanları geri adım attılar demokratik tecrübeyle iÅŸledi. Koalisyon dönemleri demokratik tecrübesiyle aşıldı. Ama Türkiye'de böyle bir uzlaÅŸma tecrübesi olduÄŸu kanaatinde deÄŸilim." 

'YARGI SINIRLANDIRMIYORSA SAÄžLIKLI Ä°ÅžLEMEZ'

Uzeltürk'e göre demokratik tecrübeniz yoksa ve yargı iktidarı sınırlandırmıyorsa, hiçbir siyasal rejimin sağlıklı işlemesi mümkün değil:

"İster başkanlık ister yarı başkanlık hiç fark etmez, yargı sağlıklı işlemiyorsa işlemez. Fren mekanizmalarına bakacaksınız. Ben Türkiye bakımında bir risk teşkil edeceği kanaatindeyim."

'ANTİ DEMOKRATİK İKİ GÜÇLER BİRLİĞİ MODELİ: OSMANLI VE İTALYA'

Anayasa DerneÄŸi olarak haziran ayı başında bu konuda bir kitapçık da çıkartacaklarını anlatan Prof. Uzeltürk, 'baÅŸkanlık sisteminin Türkiye'nin geleneklerinde olduÄŸu' söylemine de itiraz etti. Uzeltürk, Türkiye'nin ilk kez anayasal sisteme 1876'da geçtiÄŸini anlatırken, kuvvetlerin birleÅŸtiÄŸi iki modeli Montesque'dan hareketle izah etti: 

"Biri monarşiler için Osmanlıdır, bütün iktidar padişahta toplanmıştır; diğeri de Cumhuriyet olarak İtalya'yı gösterir. Orada da iktidar tek elde toplanmıştır. Bu o kadar nettir. Osmanlı'da hiçbir zaman kuvvetler ayrılığı 1876'ya kadar olmamıştı. Güçler birliği vardır. O yüzden de başkanlık rejimi yoktur. Çünkü başkanlık rejimi kuvvetlerin ters ayrımına, yasamanın yürütmeye müdahale etmemesine, onun seçimine katılmamasına, onun fonksiyonuna denetlenmemesine, üzerinde güç kullanılmamasına ilişkin bir modeldir. Bize uygundur dedikleri eğer Padişahın yasamayı yürütmeyi elinde topladığı modelse, bu kuvvetlerin ayrıldığı bir model değildir. Yürütmede kuvvetlerin birleştiği iki model var, biri geleneksel Osmanlı'da olduğu gibi diğeri de 20. ve 21. yy.'ın totaliter rejimleridir, o yüzden buradan demokrasi çıkmıyor. Bunu söylemek yanlıştır. Osmanlı'da hiç bir zaman başkanlık rejimi olmamıştır."

'CUMHURÄ°YET DEMOKRATÄ°K TEMELLERDE KURULDU'

Uzeltürk, Türkiye'de en demokratik modelin 1921'de istisnai ve kısa sürse de kuvvetlerin yasamada birleÅŸtiÄŸi meclis hükümeti sistemi olduÄŸunu da aktarırken, "Cumhuriyet kurulurken demokrasi üzerine kurulmuÅŸtur. Yerel, bölgesel, ulusal kongreler üzerine, halkın bizzat katıldığı, kendini bizzat yönettiÄŸi bir model üzerine inÅŸa edilmiÅŸtir. O yüzden demokratik zemini vardır. Ä°kincisi hukuk üzerine inÅŸa edilmiÅŸtir. Büyük krize raÄŸmen 21 anayasası iktidarı yasama yürütme yargı yatay planda paylaÅŸtırmamıştır ama dikey planda merkez yerel yönetim iliÅŸkileri arasında paylaÅŸtırmıştır. Biz buna dikey kuvvetler ayrılığı diyoruz, yerel yönetimlerle merkez yönetim arasında paylaÅŸtırılmasına" diey konuÅŸtu. 

'HÃœKÃœMET Ä°STÄ°KRARSIZLIÄžI DA YOK KÄ°'

Parlamenter sistemin en büyük eleştirisinin hükümetlerin istikrarsızlığı olduğunu da anımsatan Prof. Uzeltürk, "Bizde şu an o da yok. Niye biz bu rejimi değiştiriyoruz anlayabilmiş değilim. Elbette bir ülke demokratik olarak siyasal bir rejim değişikliğinin daha doğru olacağını düşünürse rejim değişikliğine gidilebilir. Ama bu öyle değil. Kişiye özgü rejim tartışıyoruz ama bu rejimin ne olduğunu bilmiyoruz. Bu rejimin sonucunda kimin seçileceğini de biliyoruz, kim partili başkan olacak onu da biliyoruz. Bunun çok sağlıklı bir tercih olduğu kanaatinde değilim" diye ekledi.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.