Sosyal Medya

Düşünce Platformu

Banyotta Teyze

Kapitalist ahlakın baskın geldiği bir çağda, insani değerlere sahip çıkmak bir yiğitliktir. Yaşadığı toprak parçası, dili, ırkı ne olursa olsun bu değerleri ayağa kaldıran birini gördüğümüzde gözlerimizin içi parlıyor. Belki bir asır önce birine yapılan iyilik ve ihsan dikkatimizi bu kadar çekmeyebilirdi. Fakat her şeyin maddiyatla ölçüldüğü günümüzde, küçük iyilikler dahi karanlığın içindeki yıldızlar gibi parlıyor ve umutlarımızı yeşertiyor. İyilik ve ihsanda bulunan kişi yaşadığımız mekândan çok ötelerde dahi olsa onu yanımızda ve yakınımızda hissediyoruz. Gönlümüzden bir köprü uzatıyor ve bu kişiye buradan ulaşabiliyoruz.



Fatma Tuncer - Milli Gazete

Kapitalist ahlakın baskın geldiği bir çağda, insani değerlere sahip çıkmak bir yiğitliktir. Yaşadığı toprak parçası, dili, ırkı ne olursa olsun bu değerleri ayağa kaldıran birini gördüğümüzde gözlerimizin içi parlıyor. Belki bir asır önce birine yapılan iyilik ve ihsan dikkatimizi bu kadar çekmeyebilirdi. Fakat her şeyin maddiyatla ölçüldüğü günümüzde, küçük iyilikler dahi karanlığın içindeki yıldızlar gibi parlıyor ve umutlarımızı yeşertiyor. İyilik ve ihsanda bulunan kişi yaşadığımız mekândan çok ötelerde dahi olsa onu yanımızda ve yakınımızda hissediyoruz. Gönlümüzden bir köprü uzatıyor ve bu kişiye buradan ulaşabiliyoruz.

Kapitalist ahlâkın müntesipleri, insanları ben ve öteki olarak ayrıştırıyor ve ötekileştirdikleri kimseler için ellerini dahi kıpırdatmıyorlar. Onlar ben odaklı hücrelerde yalnızlaşıyor ve özlerinden uzaklaşıyorlar. O yüzden bilinçsiz kitleler arasından bir ses yükseldiğinde umutla doluyor ve yönümüzü bu sesten yana çeviriyoruz. Geçen hafta gözüme, buna örnek olabilecek bir haber ilişti ve bu haberi sizinle paylaşmak istedim:

Yunanistan’ın Makedonya sınırındaki bir bölgede 82 yaşındaki bir kadın evini sığınmacılara açıyor. Sığınmacılar kendilerine yardımcı olan bu kadını o kadar seviyorlar ki artık kendisine anne diye hitap ediyorlar. YaÅŸlı kadına bu konu hakkındaki düşünceleri sorulduÄŸunda, sığınmacılara destek vermekten çok hoÅŸnut olduÄŸunu söylüyor. Onlar için evinde yemekler hazırlıyor ve onlarla birlikte vakit geçiriyor.

Üç çocuÄŸuyla yola çıkıp, kendine güvenli bir yer arayan Iraklı bir kadın da onun desteÄŸi ile ayakta kalmaya çalışıyor. Çünkü Makedonya’nın sınırlarını sığınmacılara kapatmasıyla Avrupa’ya gitmek hayal olmuÅŸ. Üç çocuÄŸu ile zor ÅŸartlarda yaÅŸamaya çalışırken Banyotta teyze kendisine kucak açmış, onların temizlik ve yiyecek ihtiyaçlarını karşılamaya baÅŸlamış.

Sığınmacılar hakkındaki düşünceleri sorulduğunda ise yaşlı kadın; yoksunluk duygusunu çok iyi bildiğini ve sığınmacılara severek kapılarını açtığını ifade ediyor. İfadelerine göre İkinci Dünya savaşında evleri yanmış ve o zamanlar çok zor günler geçirmişler. O yüzden onları anlamakta zorlanmadığını söylüyor.

Banyotte teyze işe, önce yoldan geçen sığınmacılara kıyafet ve yemek dağıtarak başlamış. Daha sonra beş sığınmacıyı düzenli şekilde evinde ağırlamaya karar vermiş. Emekli maaşı olarak aldığı 450 Euroya çocuklarından gelen desteği de ekleyerek sığınmacılara yardımcı olmuş. Duygularını anlatırken -sığınmacılara el uzatmanın bir sorumluluk olduğunu ve bunun kendisine de katkılarının olduğunu- belirtiyor. Yaşlı kadın yardımcı olduğu insanlarla sıcak ilişkiler kurduğunu ve artık yalnız olmadığını söylüyor. Kendisine sığınmacıların dillerini bilmiyorsunuz onlarla nasıl iletişim kurabiliyorsunuz diye sorulduğunda ise, aynı dili konuşmuyoruz fakat hal dili sohbet edebiliyoruz diyor.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.