Coğrafyamız
Kudüs Muhafızı işgal zindanlarında
İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu’nun bakanlarına talimat vererek susturulmasını istediği Şeyh Raid Salah, dokuz aylık hapis cezasını çekmek üzere yeniden işgal zindanlarında.
“Kudüs Muhafızı” lakabıyla tanınan Åžeyh Raid Salah, 16 Åžubat 2007’de Kudüs’ün Vadi El Coz Mahallesi’nde verdiÄŸi hutbede ırkçılığa ve ÅŸiddete teÅŸvik ettiÄŸi iddiasıyla hapis cezasına mahkum edilmiÅŸti.
Cezaevine girmeden önceki son sözleri, “Kudüs ve Mescid-i Aksa sevgisiyle gireceÄŸim. Çıktığımda da “Bi’r ruh, bi’d dem, nefdiyke ya Aksa” (Canımız, kanımız sana feda olsun ey Aksa) diye haykıracağım” idi.
Kudüs’ü, geride bıraktığı dostlarına ve Filistinlilere emanet etti.
Yahudi yerleÅŸimcilerin ve iÅŸgal güçlerinin baskınlarına karşı Mescid-i Aksa’yı korumalarını istedi.
İşgalcileri kahreden o ünlü tebessümü yine yüzündeydi.
“Ä°tikaf” olarak gördüğü hapis cezasını çekeceÄŸi Bi’r El Seb’a yolunda duygularını ifade ederken söyledikleri ÅŸuydu:
“Cezaevine girerken, “Rabbim! Zindan, onların beni kendisine çağırdıkları ÅŸeyden bana daha sevimlidir” (Yusuf Suresi; Ayet: 33) diyen Kur’an kaidesi doÄŸrultusunda kalbim rahat giriyorum. Bizi zindanlar ile Kudüs’ten ve Mescid-i Aksa’dan taviz verme arasında seçim yapmaya zorlarlarsa “Zindanlara merhaba” deriz.”
Åžeyh Raid Salah’ın Kudüs’e yönelik kirli planlara ve Mescid-i Aksa’yı bekleyen tehlikeye dikkat çekmesi iÅŸgal yönetimini rahatsız ediyordu.
Bir yılı aÅŸkın bir süredir Kudüs’e girmesi yasaktı.
2007’den bu yana da Mescid-i Aksa’ya girmesine izin verilmiyordu.
Ä°ÅŸgal yönetiminin amacı, Åžeyh Raid Salah gibi Mescid-i Aksa’yı aktif bir ÅŸekilde savunan liderleri sahadan uzaklaÅŸtırıp Mescid-i Aksa’yı savunmasız bırakmak ve ardından da Mescid-i Aksa’yı Yahudiler ve Müslümanlar arasında ikiye bölme planını hayata geçirmek.
Cuma günü Ummu’l Fahm kentinde “Ä°rademiz zindanlarınızdan daha güçlü” sloganıyla düzenlenen etkinlikte konuÅŸan Åžeyh Raid Salah, Netanyahu’nun ve yargısının deÄŸil, Allah’ın izniyle cezaevine gireceÄŸini ve yine Allah’ın izniyle cezaevinden çıkacağını söyledi.
“Özgürlüğümüz cezaevine girip çıkmakta deÄŸil. Özgürlüğümüz, Filistin halkının ve Mescid-i Aksa’nın özgürlüğünün bir parçası. BaÅŸkenti Kudüs olan bağımsız bir Filistin devletine kavuÅŸana kadar cezaevinde kalıyor sayılırız” dedi.
Filistin halkının çok yakında iÅŸgalden kurtulacağı ve özgürlüğe kavuÅŸmanın sevincini Mescid-i Aksa’da kutlayacağı müjdesini verdi.
Åžeyh Raid Salah’ın iÅŸgal altındaki Filistin topraklarını büyük bir cezaevi olarak nitelendirmesi gayet doÄŸru ve anlamlı.
Yıllardır İsrail ve Mısır tarafından abluka altında tutulan Gazze Şeridi de o cezaevinin bir bölümü ve orada önceki gece aynı aileden üç çocuk yanarak can verdi.
Elektrik kesintisi nedeniyle yakılan mumun devrilip eşyaları tutuşturması sonucu çıkan yangında hayatlarını kaybettiler.
Onlar da artık diÄŸer abluka kurbanları gibi “abluka ÅŸehitleri” olarak anılacaklar.
O minicik yavruların katili elbette işgal yönetimi.
Fakat Gazze Åžeridi’nin elektriksiz kalmasının baÅŸ aktörlerinin bu cinayette hiç mi suçu yok?
Ablukanın ve elektrik krizinin sürmesini isteyen ve bunun için elinden geleni yapan Mahmud Abbas ile Rafah Kapısı’nı kapalı tutan Abdülfettah El Sisi cinayete ortak deÄŸiller mi?
Suudi Arabistan, Mısır cuntasına gönderdiÄŸi yardımların ve petrolün çok küçük bir miktarını Gazze’deki elektrik krizinin çözümü için gönderemez mi?
Åžeyh Raid Salah’ın da dediÄŸi gibi, Filistinliler özgürlüğe iÅŸgal zindanlarından çıktıklarında deÄŸil iÅŸgalin ve ablukanın bizzat kendisinin sona ermesiyle kavuÅŸacaklar.
Ä°smail YaÅŸa
Henüz yorum yapılmamış.