Sosyal Medya

Güncel

Portre: Ahmet DavutoÄŸlu

Türk dış politikasında son on iki yıldaki dönüşümün hem teorisini yazdı hem uygulamasını yürüttü. Bu işi 2002 yılı sonundan itibaren “başdanışman”, 2009'dan itibaren de “dışişleri bakanı” olarak yaptı. 29 Ağustos 2014'te oturduğu başbakanlık koltuğunu şimdi devretmeye hazırlanıyor. Davutoğlu'nun portresini derledik.



Ahmet DavutoÄŸlu, SoÄŸuk SavaÅŸ sonrasında Türkiye’nin izlemeye baÅŸladığı ‘yeni dış politika’nın hem mimarlığını hem mühendisliÄŸini yaptı.

Bu yeni dış politikayı Merkez Ülke, Çok Boyutlu ve Çok Kulvarlı İlişkiler, Özgürlük-Güvenlik Dengesi, Komşularla Sıfır Sorun, Ritmik Diplomasi gibi temel prensipler üzerinden yürüttü.

2002 yılında iktidara gelen Adalet ve Kalkınma Partisi'nin (AK Parti / AKP) perde gerisinde duran kilit isimlerinden biriydi. Bu kilit rol kendisini AKP iktidarının ilk yıllarında özellikle Kıbrıs ve Irak dosyalarında net biçimde gösterdi. The Economist dergisi 2007’de DavutoÄŸlu’nu “eminence grise” (perde arkasındaki güç) diye nitelendirmiÅŸti. 'Arka oda’daki danışman bütün kritik kararların perde arkasındaki isimdi.

‘DavutoÄŸlu Etkisi’nin dış politika alanıyla sınırlı olmadığı sonraki yıllarda daha net biçimde anlaşılacaktı.

Türkiye’nin 2003 yılında "Irak’a KomÅŸu Ãœlkeler Toplantıları"nı devreye sokmasıyla baÅŸlayan OrtadoÄŸu’ya açılım politikaları geçen 12 yılda Türkiye’nin bölgedeki profilini yükseltti. Bu süreçte 1 Mart tezkeresinin reddedilmesi, Davos’taki 'one minute' vak’ası, Ä°srail’in Mavi Marmara gemisine yönelik saldırısından sonra yaÅŸanan geliÅŸmeler ve Ä°srail’in Türkiye’den resmen özür dilemesi Türkiye'nin hem DoÄŸu'da hem Batı'da çok dikkatle izlenen bir aktör haline getirdi.

Türkiye’nin Avrupa BirliÄŸi ile müzâkerelere baÅŸlaması, BirleÅŸmiÅŸ Milletler Güvenlik Konseyi’ne üye seçilmesi, Ä°srail ile Suriye arasındaki dolaylı görüşmeleri baÅŸlatması, Ä°ran ile Batı arasındaki nükleer görüşmelerde Brezilya ile birlikte devreye girip Ä°ran’ı uzlaÅŸmaya razı etmesi, Hamas üzerinde etkili en önemli aktörlerden biri haline gelmesi de Ankara’nın uluslararası alandaki profilini daha da yükseltti.

Davutoğlu'nun 1 Mart tezkeresine karşı çıkışı, Büyük Ortadoğu Projesine mesafeli yaklaşımı onu zaman zaman o sırada Başbakan olan Tayyip Erdoğan ile ayrı düşürdü ancak Erdoğan onunla çalışma kararından vazgeçmedi. Gerek danışmanlık yaptığı yıllarda gerekse dışişleri bakanlığı döneminde ağır eleştirilere ve suçlamalara mâruz kaldığı dönemlerde Erdoğan hep arkasında durdu.

DavutoÄŸlu'nun kendi ifadesiyle ' üç-beÅŸ ay, bilemediniz bir iki yıl için” taşındığı Ankara’dan on yılı aÅŸan bir zamanda çıkamamış olmasının arkasında yatan ve en sonunda danışman olarak baÅŸladığı görevin parti genel baÅŸkanlığına ve baÅŸbakanlığa doÄŸru yol almasının arkasında bu güven iliÅŸkisi yatıyor.

DavutoÄŸlu, Tayyip ErdoÄŸan ve Abdullah Gül ile önceden tanışıyor, görüşüyordu. Ama onu Ankara’ya ‘göreve’ çağıran Gül idi.

ErdoÄŸan-Gül-DavutoÄŸlu üçgenindeki güven iliÅŸkisi AKP iktidarının ilk yıllarından baÅŸlayarak uzun süre sarsılmadan devam etti. Sadece ‘baÅŸdanışman’ sıfatını taşıdığı dönemde bile bir ‘danışmanın çok ötesinde’ etki yaratabilmesinin arkasında bu ‘üçlü uyum’ vardı.

Strateji ve dış politika hakkındaki görüşleri hayata geçebilmiÅŸse bu, AK Parti’nin 2002, 2007, 2011 ve 2015 yıllarındaki seçim zaferleri sayesinde oldu. Hem partinin arkasındaki kamuoyu desteÄŸi hem o dönemdeki CumhurbaÅŸkanı ve BaÅŸbakanın aynı vizyonu paylaÅŸması Stratejik Derinlik’teki görüşlerin hayata geçmesine imkan saÄŸladı.

İddialı bir danışman

“Bu bölgede düzen kurma misyonu bizimdir” gibi iddialı ifadeler kullanmaktan çekinmedi. ‘Hayalcilikle’, ‘Türkiye’nin eksenini deÄŸiÅŸtirmeye çalışmakla’, ‘Batı karşıtlığı’yla suçlandı. Türkiye'nin izlediÄŸi politikalar bazı dönemlerde ‘Ä°ran yanlısı’ bazı dönemlerde ise 'Sünni merkezli' olmakla itham edildi.

Davutoğlu'nun, uluslararası sistemin sancılı bir değişim sürecinden geçtiği bir dönemde Türk dış politikasını oturttuğu yeni çerçeve, gerek yurt içinde gerek yurt dışında birbirinden farklı değerlendirmelere konu oldu; kimi zaman ağır eleştirilere uğradı, kimi zaman takdir edildi.

DavutoÄŸlu’nun dış politika vizyonu, Türkiye’nin yalnızca siyasi deÄŸil ekonomik ve kültürel alanda da hem bölgesel hem de küresel çapta yeni iliÅŸkiler kurmasını öngörüyordu. Bu baÄŸlamda, Latin Amerika'dan Afrika'ya uzanan çok geniÅŸ bir coÄŸrafyada yeni diplomatik temsilcilikler açılması, birçok ülkeyle yeni ticaret anlaÅŸmaları imzalanması ve vizelerin kaldırılması, DavutoÄŸlu damgalı dış politikanın en etkili hamlelerindendi.

Türkiye’nin uluslararası meselelerde aktif bir siyaset izlemesi ve özellikle nüfusu Müslüman olan ülkelerle çok güçlü iliÅŸkiler kurması, ABD ve ‘Eksen deÄŸiÅŸikliÄŸi’, ‘Yeni Osmanlıcılık' diye eleÅŸtirilerine uÄŸradı. Ancak hükümetin bu yeni dış politika çizgisi deÄŸiÅŸmedi. Türkiye, Arap Baharı’nı OrtadoÄŸu’da halkların diktatörlüklere isyanı, kendi yöneticilerini kendi özgür iradesiyle seçme talebi, özgürlük ve refah arayışı olarak gördü ve destekledi. Arap Baharı'nda özellikle Suriye sahasındaki geliÅŸmeler Türk dış politikasının en zorlu sınavı oldu. Ä°ran gibi ve Rusya gibi aktörlerin BeÅŸar Esed'in arkasında yer alması, ama asıl Türkiye'nin müttefi Amerika'nın hem PYD'ye destek vermesi hem de Esed rejimine harekete geçmemiÅŸ olması Türk Dış Politikasını çok zor durumda bıraktı. DavutoÄŸlu, bu dönemde hedefteki kiÅŸiydi.

Ä°stanbul’a dönüş kararının ertelenmesi

2007 yılına gelindiğinde Ankara yıllarını geride bırakıp yeniden akademiye ve öğrencilerine dönmeyi planlıyordu. Ancak o tarihte Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde yaşanan gerilimler, askerlerin 27 Nisan bildirisi, Hakkari'ye bağlı Dağlıca Köyü'ndeki komando taburu'na 21 Ekim 2007'de düzenlenen saldırı bu niyetini hayata geçirmesini engelledi. 2008 yılı başında AK Parti hakkında kapatma davası açılınca Ankara'da 'kalıp mücadele etme' kararı verdi.

AK Parti’nin 2009 yılında yapılan kongresinde Merkez Karar Yönetim Kurulu’na girdi. Bülent Arınç ile birlikte delegelerinin verdiÄŸi geçerli bin 243 oyun tamamını alan iki isimden biriydi.

1 Mayıs 2009’da yapılan kabine deÄŸiÅŸikliÄŸi sırasında Ali Babacan’ın yerine dışarıdan atamayla DışiÅŸleri Bakanlığı makamına getirildi. Haziran 2011'daki genel seçimde, AKP listesinden Konya milletvekili seçilerek ilk kez parlamentoya girdi. Bu seçimden sonra kurulan Recep Tayyip ErdoÄŸan liderliÄŸindeki 61. Cumhuriyet Hükümetinde de DışiÅŸleri Bakanlığı koltuÄŸunu korudu.

DavutoÄŸlu BaÅŸbakan

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 10 Ağustos 2014'de cumhurbaşkanı seçilmesi Davutoğlu'na hem partinin ikinci genel başkanı olmanın hem de başbakanlığın yolunu açtı.

Erdoğan parti içinde ve dışında yoğun bir istişare döneminin ardından 21 Ağustos'ta Ahmet Davutoğlu'nu kendisinden sonraki isim olarak belirledi.

27 Ağustos 2014'de 13 yıllık AK Parti ilk Olağanüstü Kongresi'nde 1382 delegenin oyuyla genel başkan seçildi. Erdoğan Cumhurbaşkanlığı yeminini ettikten bir kaç saat sonra Davutoğlu'na yeni hükümeti kurma görevi verdi. Ertesi gün olan 29 Ağustos'ta da, Davutoğlu başkanlığındaki 62. hükümet kuruldu.

Ahmet Davutoğlu, Erdoğan sonrası dönemin ilk kabinesinde ve partinin üst yönetimi olan MYK'da sınırlı sayıda değişiklik yaptı.

9 aylık ilk Başbakanlık döneminde 'farklı' bir Cumhurbaşkanı olacağını söyleyen Erdoğan'ın pekçok konudaki müdahalelerine en azından kamuoyu önünde sessiz kaldı.

Åžeffaflık Tasarısı'nın rafa kaldırılması, MÄ°T MüsteÅŸarı Hakan Fidan'ın AK Parti milletvekili olmak için istifa edip sonra istifası geri almak zorunda kalması, Merkez Bankası yönetimi ve faiz politikası konusunda görüş ayrılığı, yolsuzlukla suçlanan bakanların Yüce Divan'da yargılanmaları konusunda CumhurbaÅŸkanıyla yaÅŸanan görüş ayrılığı, Çözüm Süreci'nin unsurlarından Ä°zleme Kurulu'nun CumhurbaÅŸkanının itirazıyla hayata geçirilememesi, 2005 Eylül ayında toplanan AK Parti 5.OlaÄŸan Kongresi'nde parti yönetimine girecek isimlerde ErdoÄŸan ile yaÅŸanan görüş ayrılıkları BeÅŸtepe-Çankaya iliÅŸkilerinde ortaya çıkan belli baÅŸlı sıkıntılardı.

AK Parti 7 Haziran 2015 seçimlerine ilk kez başında kurucu genel baÅŸkan Tayyip ErdoÄŸan olmadan DavutoÄŸlu'nun genel baÅŸkanlığında girdi. Bu seçimden AK Parti bir önceki genel seçime göre dokuz puan kayıpla yüzde 41 oyla çıktı. AK Parti, 2002 yılından beri girdiÄŸi seçimlerde ilk kez tek partili hükümet çoÄŸunluÄŸunu kaybetmiÅŸti. Bu sonuçla bile AK Parti, en yakın rakibinin 19 puan önündeydi, ancak seçim sonucu hükümet ancak bir koalisyon ile mümkündü. 

Ahmet Davutoğlu, en çok oyu alan partinin başkanı olarak Cumhurbaşkanından aldığı hükümeti kurma göreviyle MHP ve CHP ile koalisyon arayışlarına girdi. Ancak MHP en başından itibaren bir koalisyon içinde yer almama kararından geri dönmedi.

AK Parti, haftalarca süren 'istikşâfi' görüşmelerden sonra CHP'ye 'kısa süreli' bir koalisyon önerdi. CHP'liler, bunun iş yapacak bir ' koalisyon' hükümeti değil, 'üç aylık' bir seçim hükümeti olduğunu belirterek reddettiler. O dönemde Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 'koalisyon' kurmaktan ise yeniden seçime gidilmesini talep ettiği, koalisyon hükümetinin bu yüzden kurulamadığına dair yorumlar yapıldı.

7 Haziran seçimlerinden sonra bir hükümet kurulamayınca anayasaya göre Cumhurbaşkanı ülkeyi doğrudan seçimlere götürme yetkisini devreye soktu.Anayasanın belirdiği bakanlık kotalarına göre oluşan 'seçim hükümeti'nin başında en fazla oyu alan partinin genel başkanı olarak yine Ahmet Davutoğlu vardı.

DavutoÄŸlu 1 Kasım 2015 seçimlerinden yaklaşık 40 gün önce yapılan AK Parti 5.OlaÄŸan Kongresi'nde geçerli oyların tamamını alarak yeniden genel baÅŸkan seçildi. Genel baÅŸkan seçildi ama bunun karşılığında parti yönetimini oluÅŸturan Merkez Karar Yönetim Kurulu ( MKYK) onun kontrolü dışında ErdoÄŸan'ın yönlendirmesiyle ÅŸekillendi Parti yönetimine kimlerin gireceÄŸine dair tartışmalarda Eski UlaÅŸtırma Bakanı ve CumhurbaÅŸkanının o sıradaki  baÅŸdanışmanı Binali Yıldırım'ın DavutoÄŸlu'na karşı aday olabileceÄŸi haberleri yayıldı. Hatta Binali Yıldırım'ın 900 delegeden imza topladığı, DavutoÄŸlu'nun MKYK listesinde inisiyatifi tümüyle ErdoÄŸan'a bırakması üzerine adaylıktan vazgeçtiÄŸi ÅŸeklinde deÄŸerlendirmeler yapıldı.

Bu süreç Davutoğlu ile Cumhurbaşkanı Erdoğan arasında o zamana kadar yaşanan en önemli görüş ayrılığı olarak görüldü.

Kongre sonrasında yapılan 01 Kasım seçimlerinden AK Parti yüzde 49 oyla büyük bir zaferle çıktı. MHP ve HDP iki seçim arasında geçen dört ayda büyük oy kaybına uğramıştı. İki partiden de kaçan oylar AK Parti'ye gelmiş böylece Davutoğlu başkanlığındaki AK Parti yeniden 'tek başına iktidar' imkanına kavuşmuştu.

01 Kasım seçimlerinden 24 Kasım 2015'de 'üçüncü Davutoğlu hükümeti' kuruldu.

Bu dönemde de Cumhurbaşkanıyla ilişkiler kamuoyuna yansıtmamaya gayret etseler de sıkıntılı şekilde devam etti. 29 Nisan 2016'da toplanan MKYK Cumhurbaşkanı - Başbakan ilişkilerinde yeni bir kırılmaya sahne oldu. Çoğunluğu Erdoğan'a yakın MKYK üyeleri teşkilatlara atama yapma yetkisinin ilgili genel başkan yardımcısından alınıp yeniden MKYK'ya devredilmesini talep ettiler. Bu genel başkana yönelik bir darbe olarak nitelendirildi. Talebin altında Genel Başkanının dışındaki 50 MKYK üyesinden 47'sinin imzası vardı. Metinde imzası olmayan üç isimden ikisi AK Parti'nin Davutoğlu'nun hemşehrisi olan iki Konya milletvekili (Selçuk Öztürk ve Mehmet Babağoğlu) ve Cemil Çiçek idi.

Tahsil ve akademik hayat

26 Åžubat 1959’da Konya’nın TaÅŸkent ilçesinde dünyaya geldi. Ä°lköğrenimini Konya’da yaptıktan sonra ailesiyle birlikte Ä°stanbul’a yerleÅŸti. Parlak bir öğrencilik hayatı geçiren DavutoÄŸlu, ortaöğrenimini Ä°stanbul Erkek Lisesi’nde tamamladı.

1984 yılında Boğaziçi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Ekonomi bölümlerinden 'Çift Anadal Programı' (ÇAP) ile mezun oldu. Boğaziçi Üniversitesi Kamu Yönetimi Bölümü'nde yüksek lisans, Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü'nde doktora yaptı.

Doktorasını tamamladıktan sonra, 1990 yılında Malezya’da, International Islamic University’de yardımcı doçent olarak çalışmaya baÅŸladı. Bu üniversitenin Siyaset Bilimi Bölümü'nü kuran DavutoÄŸlu, 1993'e kadar buranın baÅŸkanlığını yürüttü ve aynı yıl doçentlik unvanını kazandı.

1993 yılında yayımladığı Alternatif Paradigmalar (Alternative Paradigms: The Impact of Islamic and Western Weltanschauungs on Political Theory) adını taşıyan kitabıyla, İslâm ve Batı siyaset düşüncesinin karşılaştırmalı bir analizini yaptı.

1994'te kaleme aldığı Medeniyet Dönüşümü (Civilizational Transformation and the Muslim World) kitabında ise Batı medeniyetinin içine girdiği krizi analiz ettikten sonra, İslâm medeniyetinin bu krize alternatif sunma imkân ve koşullarını inceledi.

Amerikan Forbes dergisi tarafından dünyanın en etkili 100 entelektüeli arasında gösterildi.

1995-1999 yılları arasında Marmara Ãœniversitesi Uluslararası Ä°liÅŸkiler Bölümü’nde öğretim üyesi olarak görev yapan DavutoÄŸlu, 1998 yılından 2002 yılına kadar Silahlı Kuvvetler Akademisi ve Harp Akademisi’nde misafir öğretim üyesi olarak ders verdi. 1999–2004 yılları arasında profesör unvanı ile Beykent Ãœniversitesi'nde, üniversite yönetim kurulu üyeliÄŸi, senato üyeliÄŸi ve Uluslararası Ä°liÅŸkiler Bölümü'nün baÅŸkanlığı görevlerini üstlendi. Marmara Ãœniversitesi Uluslararası Ä°liÅŸkiler Bölümü'nde de misafir öğretim üyeliÄŸi yaptı. Mukayeseli Medeniyetler Tarihi ve Medeniyetlerarası Ä°liÅŸkiler, Mukayeseli Siyaset Felsefesi ve Uluslararası Politika alanında Ä°ngilizce ve Türkçe eserler verdi. DavutoÄŸlu, dış politika yapıcısı olarak diplomasi sahasına adım atmadan önce teorisyen kimliÄŸiyle uluslararası düzeyde tanınan bir akademisyendi.

11 Eylül 2001'de düzenlenen terör saldırısının ardından DavutoÄŸlu, akademisyen kimliÄŸiyle birçok medya organına uzun röportajlar verdi. DavutoÄŸlu'nun kapsamlı analizler içeren bu röportajları, Mayıs 2002'deKüresel Bunalım: 11 Eylül KonuÅŸmaları adıyla kitaplaÅŸtırıldı.

DavutoÄŸlu'nun BaÅŸbakan BaÅŸmüşaviri sıfatıyla 2002-2009 yıllarında verdiÄŸi mülâkatları, Mart 2013'teTeoriden PratiÄŸe: Türk Dış Politikası Ãœzerine KonuÅŸmalar baÅŸlığıyla yayımlandı.

Davutoğlu, Sare Davutoğlu ile evli ve dört çocuk babası. İngilizce, Almanca ve Arapça biliyor.

Kaynak: TC Dışişleri Bakanlığı ve ajanslar

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.