Sosyal Medya

Dünya

Avrupa aslında ne durumda?

Euro Bölgesi’nin hızla yaşlanan insan gücü, Avrupa’nın geleceğini de sorunlu yapmakta. Daha az insanın çalışıyor olması daha az üretim yapılacak demek. Bazı analistler Avrupa’nın büyüme potansiyeli kabaca yüzde 1 civarında, bu nedenle de daha yüksek ihracat beklememek gerekli diyorlar. Avrupa toparlandı ama bugün geldiği noktadan çok çok ileri gitmesi zor deniyor.



Deniz Gökce - Akşam

Avrupa geçtiÄŸimiz günlerde Eurostat tarafından açıklanan ve 19 Euro Bölgesi ülkesini kapsayan büyüme oranında, 2016 yılının ilk çeyreÄŸinde yüzde 0.6 büyüdü (bir evvelki çeyreÄŸe göre büyüme). Yıllığa çevrilirse yüzde 2.2 büyüme anlamına gelen bu büyüme , 2008 yılının ilk aylarında global kriz Avrupa’ya gelmeden önceki Euro Bölgesi ekonomisinin yaÅŸadığı zirveye eÅŸit bir ekonomi büyüklüğü anlamına geliyor.

ABD’de olduÄŸu gibi Euro Bölgesi de kredi balonu patladıktan sonra yüksek dozda daralma yaÅŸamıştı. Ancak ABD daha önceki zirvesine dört yılda, yani 2011 yılında yeniden gelirken, 15 trilyon dolarlık GSYÄ°H sayısına yeniden ulaÅŸmıştı. Britanya da eski durumuna 2011 yılında ulaşırken, Euro Bölgesi ise tekleyerek yavaÅŸ yavaÅŸ toparlanmaya devam etmiÅŸti. Bazı Euro Bölgesi ülkeleri ise oldukça kötü ekonomik sorunlar yaÅŸamıştı.

Euro Bölgesi 2016 yılının ilk üç ayında 2.8 trilyon dolarlık GSYÄ°H sayısı üreterek nihayet baÅŸlangıca geri döndü. Kriz döneminden hemen önce, sekiz yıl evvel varmış olduÄŸu 10 trilyona yakın dolarlık yıllık üretim düzeyine de nihayet ve geç de olsa gelmiÅŸ bulunuyor. 

Gene de Joseph Stiglitz Euro bölgesinin rigid yapısı ve kuralları, özellikle de ülkelerin tek paraya baÄŸlı kalıp devalüasyon yapamamaları, kriz döneminde Euro Bölgesi’nin daha büyük bir fatura ödemesine neden oldu demekte. Japonya, Amerika ve de Avrupa’nın euro dışında kalan ülkeleri bu nedenle daha iyi performans yaptılar tezini ileri sürüyor. Stiglitz’e göre Euro Bölgesi krizde en çok kaybeden olmuÅŸ.

London School of Economics öğretim üyesi Profesör Ian Begg, Fransız ve Ä°talyanların Almanlara, siz büyüyün de biz de büyüyelim derken, Almanların da onlara, siz durumunuzu düzeltin de, hep beraber büyüyelim dediÄŸini aktarıyor. Yani Euro Bölgesi’nde bir konsensüs oluÅŸmuyor. BirleÅŸme zor, millet devlet kavramından vazgeçilmiyor.

Ancak Euro Bölgesi zaman içinde euronun değer kaybı nedeni ile yeniden ihracat yapabilir hale geldi. Euro 2008 yılından bu yana yüzde 28 değer kaybetmiş bulunuyor. Bu sonuçta, ihracat için iyi bir gelişme oldu.

Ama ihracata dayanmanın da baÅŸka etki ve sonuçları da var. Çin, Euro Bölgesi’nin ikinci büyük ihracat müşterisi idi, Euro Bölgesi’nin birinci müşterisi ise ABD olmuÅŸtu. Ama Çin geçen yıl Euro Bölgesi’nin sadece yüzde 10 kadarlık ihracatını alabildi. Çin kendisi de yavaÅŸlamaya baÅŸlayınca, Euro Bölgesinin ürünlerini almaktan vaz geçmekte.

DiÄŸer taraftan Euro Bölgesi’nin hızla yaÅŸlanan insan gücü, Avrupa’nın geleceÄŸini de sorunlu yapmakta. Daha az insanın çalışıyor olması daha az üretim yapılacak demek. Bazı analistler Avrupa’nın büyüme potansiyeli kabaca yüzde 1 civarında, bu nedenle de daha yüksek ihracat beklememek gerekli diyorlar. Avrupa toparlandı ama bugün geldiÄŸi noktadan çok çok ileri gitmesi zor deniyor.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.