Kürsü
Ben ve O
Follow @dusuncemektebi2
Bu hiç görmediğim ve duymadığım bir tarih, beni okumaya değil “bi dakka ya” dahası “yemişim bilimsel disiplinlerin içinde öznesi ya da nesnesi olduğum tarihe” demeye iten şey.
Düşünce Mektebi - Dücane Demirtaş
Bugüne deÄŸin tarihi birçok farklı gözle okuma fırsatım oldu. Kralların ve sultanların tarihini okudum ÅŸu kahramanların içinde bolca boy gösterdiÄŸi, kayadan çıkan kılıçların, demir daÄŸları eritenlerin, üç aylıkken kımız içip kılıç sallayan kahramanların, bin lisan bilip bin dil kesenlerin, yeryüzüne gökyüzünden gölge olan nicelerinin tarihini okudum. Sonra aÄŸaçların, nehirlerin, daÄŸların dahası fırtınaların, kasırgaların ve depremlerin tarihini okudum, hani ÅŸu karşı kıyıya ulaÅŸmamızı engellediÄŸi için aslında buralı olduÄŸumuz nehirlerin tarihini okudum yahut üşüttüğü için kalın giydiÄŸimiz rüzgârların, aç bıraktığı için vahÅŸi olduÄŸumuz mevsimlerin tarihini okudum. Sonra geldi geçti, ürettiÄŸimiz için var olduÄŸumuz tarihi okudum, saban icat olduÄŸu için kılıç kuÅŸandığımız, ektiÄŸimiz için bölüşmediÄŸimiz, fazlası olduÄŸu için paylaÅŸmayıp sürgit kavga ettiÄŸimiz tarihi okudum. O da geçti. Sonra aslında gerçeÄŸin dilimizde iyi yahut kötü olduÄŸu hatta onun dahi bin bir ağızda birbirine tezat bin bir doÄŸru ürettiÄŸi tarihi okudum, sonra eÄŸildim iki horoz kavgasından bir sayfa çevirdim, yetmedi küçük bir köydeki sapkın bir deÄŸirmencinin inancının tarihini okudum. Sonra döndüm dünyaya, zamanın kendi kavgalarında ÅŸekillendiÄŸi medeniyetlerin tarihini okudum. Kendi göbeÄŸini falancalara kestirmeyen baÅŸka bir tarih okudum sonra, filancanın aÄŸzının yerine bizim ellerin yazdığı tarihi okudum. Aslında ne olduÄŸu ya da nasıl olduÄŸuyla asla ilgilenmeyen bunun yerine neyi nasıl aktardığımızı ÅŸekillendiren ÅŸeylere gözlerini dikmiÅŸ baÅŸka bir tarih daha okudum sonra. O da geçti. “History” yerine “Herstory” okudum sonra, göğsü Çukurova kadar mümbit, yaslandın mı çınar gibi ÅŸu nenelerimin ellerinde bir örsle bir çekiçle aslında nece aydınlanmanın devrimci hevalleri oldukları tarihi okudum. O aslında bildiÄŸimiz gibi olmayan belki de hakikaten hiç olmamışların tarihini okudum sonra.
Sonra bir kitap okudum ki derler ya hani hayatımın dönüm noktası oldu, bu öyle olmayanlardan iÅŸte. Sonra bir adam gördüm hani derler ya beni yeniden hayat dönderdi, iÅŸte bu da öyle olmayanlardan. Ne demek istediÄŸini anlatmak isteyen birinin derdini, onun ne demek istediÄŸini anladığınız da hiç bu duyguyu paylaÅŸtınız mı bilmiyorum, hele ki bu adam çok önceden yaÅŸasa. Yahut “ahaaa! ben senin ne yapmak istediÄŸini anladım” dediÄŸiniz biri oldu mu, keÅŸke mezarından kaldırıp ta kendisiyle aynı duyguları paylaşıp aynı hayalin düşünü kurduÄŸunuzu sevinçle yüzündeki tebessümden anlayacağınız biri. Sonra bir kitap daha okudum herkesin ne dediÄŸi hakkında binlerce yıl tartıştığı, ama aslında ne demek istediÄŸini merak ettiÄŸim. Sonra dev yarasa gibi koca bir tarih geçti önümden, içinde sellerin göğe vardığı, denizlerin yarıldığı, ölülülerin dirildiÄŸi, içinde krallara benzeyen kahramanlar kadar arada bir araya girip birilerine laf sokup ortadan kaybolan ÅŸehrin ötesinden gelen isimsizlerin de olduÄŸu. Birilerinin sürekli ellerinde çatallarla ÅŸeytan rolüne girerken, vur eline al ekmeÄŸini misali olan garip gurabanın göz yaÅŸlarının hiç dinmediÄŸi, öcülerin hep karanlıkta saklandığı iyilerinse o odanın kapısını açarken nasıl hep travma yaÅŸadığını anlatan bir kitap. Okurken sanki arkadan sürekli “ulan bi beceremediniz”, “kırk defa dediydik böyle olacak diye”, “ya bi insan bi delikten kırk defa ısırılır mı”, “ne kadar da babalarınıza çekmiÅŸsiniz”, “bak onlara dediydik bu iÅŸin sonu kötü diye”, “yaa gördünüz mü ne kadar ÅŸerefsizlik yapmışlar di mi!?” diye sesler iÅŸittim. Bütün bunları nasıl nereye baÄŸlayacağımı ben de merak ediyorum. Bu hiç görmediÄŸim ve duymadığım bir tarih, beni okumaya deÄŸil “bi dakka ya” dahası “yemiÅŸim bilimsel disiplinlerin içinde öznesi ya da nesnesi olduÄŸum tarihe” demeye iten ÅŸey. Muradının ne olduÄŸunu anladığımda taÅŸ tabletlerin alayını fırlatıp Samiri’nin aÄŸzını burnunu kırmaya ya da belki de Süleyman’a kafir diyenlere hain demeye iten ÅŸey. Aslında benim kavgamı anlatıyor sanki, benimle omuz omuza duran, “sen atmadım ben attım” yahut “dönerseniz biz de döneriz” diyen bir ses. Dipdiri, capcanlı.
Henüz yorum yapılmamış.