Sosyal Medya

Güncel

22 yıl önce 22 yıl sonra

Meclis Anayasa Komisyonu, geçen haftaki kavgalı toplantının ardından bugün yine dokunulmazlıkları görüşecek. 1994'te de DEP milletvekillerinin dokunulmazlıkları kaldırılmıştı. 22 yıl önceki oturumun tutanaklarıyla bugün konuşulanlar, geçen sürede çok şey değişse de Kürt sorununa ilişkin tartışmaların belli parametreler ve kalıplar dışına çıkamadığını gösteriyor.



22 yıl önce 1994 yılında, Türkiye’nin gündeminde yine PKK çizgisindeki Kürt siyasi hareketine mensup milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılması vardı. 1991 seçimlerinde, Meclis’e SHP çatısı altında giren ve hemen açılışta yemin krizi ile ülke gündemine yerleÅŸen milletvekillerinin dokunulmazlıkları, 2-3 Mart 1994’te kaldırıldı. Dokunulmazlıkları kaldırılır kaldırılmaz Meclis’e gelen polis tarafından milletvekilleri gözaltına alındı.

O gün Kürt sorunun ülkenin en yakıcı sorunlarından biriydi ama koÅŸullar çok farklıydı. Ãœlke siyasetinde belirleyici olan baÅŸlıca aktör “asker”di ve Kürt sorunu dâhil birçok soruna iliÅŸkin politikaların belirlenmesinde sivil siyasetin üzerinde çok etkiliydi. O dönemin gerçekleri yakılan ve boÅŸaltılan köyler, iÅŸkence ve faili meçhullerdi.

Kürt sorunu, PKK’nın saldırılarının önceki yıllara göre yoÄŸunlaÅŸması ile birlikte bugün de Türkiye’nin en önemli sorunlarından biri.  Ancak 1990’lar ile karşılaÅŸtırıldığında Türkiye’de siyasi pozisyonlar, ülkeyi bu noktaya getiren koÅŸullar daha baÅŸka. Esas amaç olan PKK’nın silah bırakması noktasına ulaşılamasa da 2009 yılından bu yana Kürt sorununun çözümü için bir dizi adım atıldı. 2009 yılında Habur’dan PKK’lıların giriÅŸi ile baÅŸlayan süreç, milletvekillerinin ve devletin Öcalan ile görüşmeleri ile hız kazandı. Ta ki Suriye’deki iç savaÅŸ PKK’nın yeni bir pozisyon almasını ve bunu çözüm sürecinden daha önemli görmesini beraberinde getirene kadar. Hendekler, öz yönetim ilânları, il ve ilçe merkezlerine yansıyan çatışmalar sürecin rafa kalkmasını, bu da son iki seçimde ilk defa parti olarak barajı geçen ve Meclis’e çok sayıda milletvekili sokan Halkların Demokratik Partisi (HDP) milletvekillerinin söylemlerini ve bazı eylemlerini de tartışılır hale getirdi. Ve Türkiye yine 22 yıl önceki tartışmaya, milletvekili dokunulmazlıklarının kaldırılmasına geri döndü. 2-3 Mart 1994 tarihlerinde milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırıldığı Meclis tutanaklarına bakıldığında, aradan geçen onca zamana, atılan adımlara, yaÅŸanan geliÅŸmelere raÄŸmen konunun hâlâ aynı söylemle tartışıldığı dikkat çekiyor. Al Jazeera 1994 yılında “tarihi” olarak nitelenen o oturumun tutanaklarını inceledi ve bugün “dokunulmazlık tartışması” kapsamındaki söylemleri derledi. Bu karşılaÅŸtırma o günden bugüne çok ÅŸey deÄŸiÅŸse de Kürt sorununa iliÅŸkin tartışmaların belli parametreler ve kalıplar dışına çıkamadığını gösteriyor.

22 YIL ÖNCE (1994)

  • 13 ilde OlaÄŸanüstü Hâl vardı.
  • Kürtçe yasağı yaygındı. 
  • Ä°ÅŸkence yaygın olarak uygulanıyordu.
  • Sadece 1994'te 423 faili meçhul cinayet iÅŸlenmiÅŸti. (Kaynak: TÄ°HV)
  • 900'den fazla köy, 2 binden fazla mezra boÅŸaltılmıştı. 
  • Siyaseti kararların üzerinde askerin ağırlığı vardı. 

2 Mart günü yapılan Meclis oturumuna gelmeden önce dönemin BaÅŸbakanı Tansu Çiller’in söylemleri önemli. Kürt sorununa iliÅŸkin önerdiÄŸi iddia edilen “BASK” modelinin çok tartışılması ve tepki görmesinden sonra Çiller’in yaklaşımında deÄŸiÅŸiklik oldu. Çiller’in dokunulmazlıklar ile ilgili yaklaşımı “Meclis’te PKK’nın barındığı bir gölge vardır, bunu Meclis’in üzerinden kaldırmakla yükümlüyüz” cümlesinde görmek mümkün. Dönemin Genelkurmay BaÅŸkanı DoÄŸan GüreÅŸ de DEP milletvekilleri için sık sık benzer ifadeler kullanıyordu. Onlardan biri GüreÅŸ’in ÅŸu cümlesiydi:

“EÅŸkiyayı Bekaa’da aramaya gerek yok. Maalesef bunların bir kısmı Yüce Meclis’in çatısı altındadır.”

Ãœlkeyi yönetenlerin bu yaklaşımı, dokunulmazlıkların kaldırılmasını beraberinde getirdi. O gün ülkede, daha sonra AK Parti tarafından kaldırılan Devlet Güvenlik Mahkemeleri (DGM) görevdeydi. DEP milletvekillerinin dosyaları ise dönemin ünlü savcısı Nusret Demiral’ın önündeydi. Demiral’ın istemiyle hazırlanan ve milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılmasına iliÅŸkin fezlekeler, ilgili komisyonda görüşüldükten sonra oylama için Meclis Genel Kurulu’na geldi.

2 Mart 1994…

O milletvekilleri  Orhan DoÄŸan, Leyla Zana, Hatip Dicle, Ahmet Türk, Sırrı Sakık ve Sedat YurtdaÅŸ. Aralarındaki tek farklı isim Refah Parti’li Hasan Mezarcı idi.

Ecevit: Dokunulmazlıkların kaldırılması için oy vereceğim

Görüşmeler baÅŸladığında konuÅŸan ilk isim Demokratik Sol Parti (DSP) Genel BaÅŸkanı Bülent Ecevit oldu. Ecevit, milletvekillerinin ulusal birliÄŸi ve ülke bütünlüğünü tehlikeye düşürücü söz ve eylemler için dokunulmazlıkları bir kalkan olarak kullanmalarına izin verilmemesi gerektiÄŸini söyledi. SHP’nin eski Genel BaÅŸkanı Erdal Ä°nönü’nün dokunulmazlıkların kaldırılmaması yönünde görüş belirtmesini de eleÅŸtirdi. HEP’lileri 1991 seçimlerinde ittifakla Meclis çatısı altına taşıyan Ä°nönü ve arkadaÅŸlarının “kendi günahlarının ezikliÄŸi içinde” bu tutumu benimsediklerini öne sürdü. Ecevit, “Bölücü eÄŸilim ifade eden ve bölücü eylemleri, terörü teÅŸvik edici, destekleyici etkiler yapar nitelikte olan konuÅŸmalar nedeniyle dokunulmazlıkların kaldırılması lehinde oy vereceÄŸimi ÅŸimdiden belirtmek isterim. Çünkü, dokunulmazlıklarının kaldırılması istenen bazı milletvekillerinin basın-yayın organlarından dikkatle izlediÄŸim bazı konuÅŸmaları, benim görüşüme göre bölücü terörü cüretlendirici niteliktedir” diyerek  sözlerini bitirdi.

Orhan Doğan: Hayalî ihracatla köşe bucak olmadım

Dosyası görüşülen ilk isim ise Orhan DoÄŸan oldu. İçinden geçilen dönemi, “tarihsel bir süreç” olarak tanımlayan DoÄŸan, kendisinin de arkadaÅŸlarının da vatan hainliÄŸi suçlamasını hak etmediklerini söyledi.

Orhan DoÄŸan: Sayın BaÅŸkan, sevgili arkadaÅŸlar; dokunulmazlığımın kaldırılmasında ve yargılanmaktan korkmuyorum. Çünkü ben, rüşvet almadım; ben, ihaleye fesat karıştırmadım; ben, tüyü bitmemiÅŸ yetimin hakkını da yemedim; ben, vergi kaçakçılığı da yapmadım; halka ihanet etmedim; devlet parasını beÅŸ yıldızlı otellerde birilerine peÅŸkeÅŸ de çekmedim, hayalî ihracatla köşe bucak da olmadım. Bunun için korkmuyorum.

Sabri Öztürk: (ANAP - Ä°stanbul): Teröristi tedavi ettirdin ama...

Bu sözlerin ardından oylama yapıldı ve Orhan DoÄŸan’ın dokunulmazlığı kaldırıldı.

Sırrı Sakık: Karar siyasi

Sıra Sırrı Sakık’a geldi.

Sırrı Sakık: Ne söylüyoruz, ne söylemiÅŸiz, ne oluyor ki her gün hakkımızda idam davaları açılıyor? Yani, "Kürt halkı" demiÅŸiz... "Kürt halkı" dediÄŸimiz için hakkımızda idam davaları açılıyor, partimiz kapatılıyor, milletvekilimiz öldürülüyor; ama bu ülkenin CumhurbaÅŸkanı ‘Kürt halkı’ diyebiliyor, bu ülkenin BaÅŸbakan Yardımcısı ‘Kürt halkı’ diyebiliyor, hatta ve hatta yıllarca ‘Bu ülkede Kürtler yoktur, özbeöz herkes Türk'tür’ diyen Sayın TürkeÅŸ bile, burada...

Mustafa DaÄŸcı (Kayseri): Kökü Türk’tür, kökü, hepsinin atası birdir.

Sırrı Sakık (Devamla): ... "Ben Kürt halkına karşı deÄŸilim" diyor, o da Kürt halkı¬nın varlığını kabul ediyor. Åžimdi, bu siyasî partiler hakkında, bu siyasîler hakkında dava açılmıyor; ama, eÄŸer sen Kürt kökenli bir milletvekili isen, eÄŸer "Kürt halkı var" diyorsan, hakkında idam davası açılıyor... Demokraside böyle çifte standart olmaz. Åžimdi, dokunulmazlıklarımız kaldırılıyor; bakıyorum, hakkımdaki bir dosyada "Sayın Türk ve 18 arkadaşı" diyor, açıyorum dosyayı, benimle ilgili bir tek kelime yok. Ey Komisyon, ey Parlamento; insanlar düşüncelerinden dolayı yargılanmamalıdır. O nedenle, ben tekrarlıyorum: Bu, bizimle ilgili verilen karar siyasî bir karardır.

Bu konuÅŸmanın ardından Sırrı Sakık’ın dokunulmazlığı da kaldırıldı.

Mahmut Alınak: Parlamentonun üstüne gölge düşmüş, eliniz mahkûm

Üçüncü sıradaki isim Mahmut Alınak’tı.

Mahmut Alınak: (Devamla) Hayır, beraat etmeyeceÄŸim, görünen o. Mahkemeleri de baskı altına aldınız; o bağımsız yargıyı falan ayaklar altına aldınız... O ilkeyi de... Hani suçsuz ceza olmazdı?!

Cengiz Bulut (ANAP - Ä°zmir): Adalet Bakanı’na söyle; mahkemeler SHP'de...
Mahmut Alınak: (Devamla): Türk Ceza Kanunu’nun, hani, ana ilkesiydi?!. Ve evrensel bir ilke.. Nasıl kaldırırsınız peki dokunulmazlığımı benim. Åžu anda sayısal çoÄŸunluÄŸunuz var ve ben ve dokunulmazlıkları burada kaldırılan milletvekillerinin isimleri talimatla bildirilmiÅŸ, Parlamentonun üstüne gölge düşürülmüş, ipotek konmuÅŸ; elleriniz kalkacak, eliniz mahkûm... Mecbursunuz dokunulmazlığımızı kaldırmaya, eliniz mahkûm. (DYP ve ANAP sıralarından gürültüler)

Halit Dumankaya (ANAP - Ä°stanbul): “Yok öyle bir ÅŸey.”

Hatip Dicle: Biz dolandırıcılık yapmadık.

Bu konuÅŸmanın ardından yapılan oylama ile Mahmut Alınak’ın dokunulmazlığı da kaldırıldı. Hakkında görüşmeler baÅŸlayan dördüncü isim Hatip Dicle oldu.

Hatip Dicle: Toplumun demokratik kanallarını açmak gerekir; bunu, tarihî bir sorumluluk olduÄŸu için söylemek istiyorum; bu bir. Ä°kincisi; bir mücadelede, bir siyasal sorunun çözümünde, ÅŸiddet alanıyla, barışçıl alan birbirlerine alternatif iki alandır. BileÅŸik kaplar esasına göre, birini bastırırsanız, diÄŸeri yükselir. Bu, tarihî gerçeklerle sabittir. Yani siz, barışçıl alanı, demokratik alanı, kapamaya, tıkamaya giderseniz, ÅŸiddet alanını beslersiniz. Åžimdi, bugün, idamla yargılanmak konusunda bizleri DGM'lere gönderiyorsunuz. Ben çok açık söyleyeyim, biz, Devlet Güvenlik Mahkemelerini, hukuk kurumları olarak deÄŸerlendirmiyoruz, siyasî kurumlardır. Dolayısıyla biz, oralarda savunma yapıp yapmayacağımızı da yine tartışacağız aramızda; onu da çok rahatlıkla söyleyeyim. Biz, dolandırıcılık yapmadık, Ä°SKÄ°’ler, ASKÄ°'ler, Ä°LKSAN'lar bizim arkamızda yok.

Gözaltılar başladı

Hatip Dicle’nin dokunulmazlığı kaldırıldıktan sonra Meclis daha önce Danışma Kurulu’nda alınan karar gereÄŸi oturuma saat 17’den saat 20’ye kadar ara verdi. Sonrasında yaÅŸanan görüntüler ise tarihe geçti.
Dokunulmazlıkları kaldırılan Orhan DoÄŸan ve Hatip Dicle, Genel Kurul’dan Meclis bahçesine çıkar çıkmaz polis tarafından gözaltına alındı. Saat 20’de yeniden baÅŸlayan oturumda konunun gündeme getirilmesi üzerine İçiÅŸleri Bakanı Nahit MenteÅŸe, DGM’nin harekete geçtiÄŸini söyledi.

Zana: Bu kürsü bize hiçbir zaman açık olmadı

Dışarıda tüm Türkiye’nin tartıştığı bu görüntüler yaÅŸanırken milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılmasına devam edildi. Sıra Leyla Zana’ya gelmiÅŸti. Zana, kürsüde söz hakkı kullanmak istemediÄŸini belirtti.

Leyla Zana: (Diyarbakır) —. Hiç kimseden ve hiçbir ÅŸeyden korkmadığımızı ve burada olduÄŸumuzu; Türk ve Kürt halklarının kardeÅŸliÄŸinin, çıkarının bu düşüncelerde olduÄŸunu gördüğümüz için düşüncelerimizi ortaya koyacağımızı ve bunları sonuna kadar savunacağımızı belirtmek istiyorum… Burada bu kürsüde savunma yapmayacağım. Çünkü, hiçbir zaman bu kürsü bize açık olmadı ve kimse bizi dinlemedi. (DYP ve ANAP sıralarından "Kim konuÅŸturmamış Sayın BaÅŸkan?" sesleri)

BaÅŸkan: Bir dakika, bir dakika efendim...

Ali Yalçın Öğütcan: (DYP - Adana) — Sayın BaÅŸkan, kürsünün her zaman herkese açık oldu¬ÄŸunu hatırlatınız lütfen.

Bu kısa konuÅŸmanın ardından Zana da artık dokunulmazlığı kalkan milletvekilleri arasına girdi. Ardından sıra Ahmet Türk’ün dokunulmazlığının kaldırılmasına geldi.

Türk: Halkın iradesiyle yine Meclis’e geleceÄŸim

Ahmet Türk: (Mardin) —“12 Eylül’de içeri alındım; ama, 1987 seçimlerinde, halkın oyuyla tekrar Meclis’e geldim. EÄŸer saÄŸ çıkarsam, inanıyorum, halkın iradesiyle yine geleceÄŸim. Bunun bilinmesini istiyorum. Biz, her zaman toplumsal barıştan yana olduk, sorunların, barış içinde, siyasal diyalog içinde çözümünden yana olduk. Bu benim inancımdır. Ben, bu Parlamentonun, dokunulmazlıkları kaldıracağını da çok iyi biliyorum; çünkü, henüz dokunulmazlığım kalkmadan gördüğüm muamele bunu gösteriyor. 

Ahmet Türk’ün de dokunulmazlığı kaldırıldıktan sonra Genel Kurul’a bir kez daha ara verildi. Geç saatlerde yeniden baÅŸlayan toplantıda artık ortam iyice gerilmiÅŸti. DEP milletvekilleri adına Sedat YurtdaÅŸ, Meclis kapısında gözaltına alınan iki milletvekiline iÅŸkence edilmesinden ve hayati durumlarından endiÅŸe ettiklerini söyledi ve tüm milletvekilleri salonu terk etti.

Dokunulmazlığı kaldırılmadan gözaltına alınan milletvekili: Mezarcı

İçeride süren baÅŸka bir tartışma vardı. DEP’liler dışında dokunulmazlığı kaldırılması istenen Refah Parti’li Hasan Mezarcı için de oylama yapılacaktı. Ancak daha oylama yapılmadan, yani dokunulmazlık kalkmadan Mezarcı, çoktan Ä°stanbul’daki evinde gözaltına alınmıştı. Mezarcı’nın dokunulmazlığının kaldırılması için oy kullanmaya hazırlanan milletvekilleri dahi bu duruma itiraz etti. İçiÅŸleri Bakanı Nahit MenteÅŸe açıklama yapmaya çalıştı ancak tepki çoktu.

MenteÅŸe: (Devamla)  Ben gideceÄŸim ÅŸimdi söyleyeceÄŸim, tahkik edeceÄŸim, icabında bilgi vereceÄŸim.
BaÅŸkan: Siz devam edin Sayın Bakan.
MenteÅŸe: (Devamla) -Ben burada biliyorum Hasan Mezarcı'yı. Burada deÄŸil mi? Nerede olduÄŸunu bilmiyorum ki...
Hüseyin Erdal: (RP-Yozgat) — İçiÅŸleri Bakanı’nın bilmesi gerekir.
MenteÅŸe: (Devamla) - Canım, İçiÅŸleri Bakanı her vatandaşın nerede olduÄŸunu bilir mi?! Takip ettiriyor muyum ben hepsini?! Öyle mi istiyorsunuz; hepinizi takip mi ettirelim?!
Hüseyin Erdal: (RP-Yozgat) - Suçlu kim?.. Suçlu sizsiniz.
Mukadder BaÅŸeÄŸmez: (RP-Ä°stanbul) — Yarın sizi de alır götürürler Sayın Bakanım.
MenteÅŸe: (Devamla) - Canım kardeÅŸim, ben ÅŸimdi gidip araÅŸtıracağım. Aldım sizin ÅŸikâyetinizi ve gerekli hassasiyeti göstereceÄŸim. Åžimdi çıkıp gideceÄŸim. Cebimde telefon yok ki hemen konuÅŸayım.

Bu tartışmanın ardından Hasan Mezarcı götürüldüğü Mecidiyeköy Karakolu’nda serbest bırakıldı. Ama Orhan DoÄŸan ve Hatip Dicle’nin dokunulmazlıkları kaldırılmıştı ve onlar hakkında iÅŸlemler çoktan baÅŸlamıştı. Oysa Meclis’te üzerinde konuÅŸmaları gereken baÅŸka dokunulmazlık dosyaları vardı ancak Meclis BaÅŸkan Vekili Kalemli bu konudaki talebine Ankara Emniyet Müdürlüğü’nden, “Sayın DoÄŸan’ın ve Sayın Dicle’nin, bu gece diÄŸer dosyaları için müdafaa yapmak için Meclis’e gelmeyeceklerini ifade ettiklerini, ayrıca hiçbir arkadaşına da vekâlet vermeyecekleri” yanıtı aldığını açıkladı.

O gece oturum sona erince DEP milletvekilleri Meclis’ten dışarı çıkmadılar, kuliste kalma kararı aldılar. Bir süre sonra onlar da Meclis bahçesinde gözaltına alındı.

22 yıl sonra

Dokunulmazlıkların kaldırılması geçen zaman içinde Türkiye’nin gündeminden hiç çıkmadı ama bugüne kadar 1994 yılındaki o noktaya da bir daha hiç geri dönülmemiÅŸti.

HDP’li milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılması tartışmasını baÅŸlatan isim CumhurbaÅŸkanı Recep Tayyip ErdoÄŸan oldu. Son dönemde özellikle HDP Van Milletvekili Tuba Hezer’in Ankara’da canlı bomba eylemi yapan Abdülbaki Sönmez’in taziyesine gitmesi, HDP EÅŸ BaÅŸkanları’nın özerklik açıklamaları ve Şırnak milletvekili Faysal Sarıyıldız’ın aracında bulunduÄŸu iddia edilen silahlar CumhurbaÅŸkanı’nın tepkisini çeken ana baÅŸlıklar oldu.

ErdoÄŸan, bu açıklamalardan birini 27 Mart 2016’da yaptı.

“Bölücü terör örgütü mensubunun taziye çadırı diye bir çadır olabilir mi veya böyle bir çadıra bir milletvekili gidebilir mi? Nasıl gidersin sen ya? Sen bu milletin vekili olacaksın, bölücü terör örgütünün bir teröristi ölecek, sen onun, hazırlanan bilmem ne çadırına gideceksin. Böyle saçmalık mı olur? Bütün bunlarla ilgili bu ülkede siyaset bariyer olmaktan çıkmalı ve oraya yargı elini koymalıdır.”
1994 yılı ile bugün dokunulmazlıkların kaldırılması giriÅŸimini birbirinden bir ölçüde de olsa farklı hale getiren hamle ise BaÅŸbakan Ahmet DavutoÄŸlu’ndan geldi. “VatandaÅŸlarımızı katleden bir teröristin taziyesine gitmek gibi eylemler karşısında biz net tavır aldık” diyen BaÅŸbakan, partisi tarafından hazırlanan ve sadece HDP’lilerin deÄŸil Meclis’te fezlekesi bulunan tüm milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılmasına iliÅŸkin anayasa deÄŸiÅŸikliÄŸine son imzayı attı.

CHP destek verecek

Sürpriz hamleyi yapan ise CHP Genel BaÅŸkanı Kemal KılıçdaroÄŸlu oldu. KılıçdaroÄŸlu, Anayasa’ya aykırı olsa da dokunulmazlık düzenlemesine destek vereceklerini açıkladı. 19 Nisan 2016’da partisinin grup toplantısında yaptığı konuÅŸmada ise ÅŸu ifadeleri kullandı.

“Her ÅŸeye raÄŸmen kürsü dokunulmazlığı hariç bütün dokunulmazlıkların kaldırılmasını istiyoruz. Bu ülkede akademisyenler, askerler, genelkurmay baÅŸkanı, gazeteciler, avukatlar hapse giriyorsa, özgürlük mücadelesi veren her CHP’li hapse girmeye hazır olmalıdır. Bedel ödenmeden mücadele mi edilir? Korkumuz yok. CHP dokunulmazlıklara evet diyor; onlar ne olacak? Bunların dokunulmazlığı niye kalkmıyor? Hep beraber mücadele edeceÄŸiz.”

Milliyetçi Hareket Partisi’nin tutumunu açıklayan isim ise Genel BaÅŸkan Devlet Bahçeli. Bahçeli de 19 Nisan günü yaptığı konuÅŸmada, “Ãœlkemizin mahvı için eylem ithal edecek kadar gözü dönmüş, terörist taziyelerine katılacak kadar ahlâkı budanmış, vicdanı buharlaÅŸmış sözde siyasi iÅŸbirlikçilerin dokunulmazlıklarını kaldırmak için daha neyi bekliyoruz? Yetmedi mi tahrikleri? Yetmedi mi ihanetleri? Teröristlerin namlusunu temizleyen, hain saldırılarını görmezden gelen, devlete ve millete hakaret eden PKK yedeklerini adalete teslim etmeyeceÄŸiz de turÅŸularını mı kuracağız?" dedi.

HDP’nin söylemi

HDP’nin söyleminde ise 1994 ile karşılaÅŸtırıldığında hemen hemen fark yok gibi. Bugün de HDP’lilerin dokunulmazlıkların kaldırılması konusunda “hırsızlık yapmadıkları” vurgusu dikkat çekiyor. Ãœstelik EÅŸ BaÅŸkan Selahattin DemirtaÅŸ, dokunulmazlıklar  kaldırılırsa 1994’teki gibi Meclis’ten çıkmayacakları yani aynı yola baÅŸvuracakları vurgusu da yaptı.

19 Nisan’da partisinin grup toplantısında konuÅŸan DemirtaÅŸ, “Dokunulmazlıklarımızı kaldırmak istiyorlarsa kaldırsınlar, bu tarihi suça ortak olmak isteyen herkes elini kaldırsın ama fiziki bedelini biz ödesek de bunun siyasi vebali bizim deÄŸil, elini kaldıranların üzerinde olacaktır. Biz dokunulmazlık zırhı arkasına saklanan milletvekilleri deÄŸiliz. Amaç HDP'lileri yargı önüne çıkarıp linç ettirmek. Milletvekili silah taşıdı arabasında diyorlar. Ä°spatlayın bunu, deÄŸil bir milletvekili 59 milletvekili istifa edeceÄŸiz. Peki ispatlayamazsanız, hem saraydakine hem stajyerine söylüyorum, istifa edecek misiniz? Kim kimi yargılayacak görelim. Biz öyle gidip tıpış tıpış AKP'nin hukuk komisyonlarında yargılanmayız. Adaletin kestiÄŸi parmak acımaz ama burada adalet yok ki. Hepsi için söylemiyorum ama iktidarın baskısı altında hakim, savcı bizlerle ilgili adil karar verebilir mi?” dedi.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.