Sosyal Medya

Güncel

İstanbul'da 1 mayıs kutlamaları sona erdi

Bakırköy'de çeşitli sendika, STK ve partilerin katılımıyla düzenlenen 1 Mayıs kutlamaları bitti



DİSK, KESK, TMMOB ve TTB'nın çağrısıyla Bakırköy pazar alanında kutlanan 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü etkinlikleri sona erdi.

Ä°stanbul'da ilk kez Bakırköy, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü'ne ev sahipliÄŸi yaptı. DÄ°SK, KESK, TMMOB, TTB, CHP ve HDP baÅŸta olmak üzere çeÅŸitli siyasi parti, sendika ve sivil toplum kuruluÅŸlarının üyeleri ve temsilcileri, sabah saatlerinde Bakırköy pazar meydanına, 3 ayrı güvenlik noktasından geçerek giriÅŸ yaptı. 

Bakırköy'deki program, saat 13.00'te başladı. DİSK Genel Başkanı Kani Beko, KESK Eş Genel Başkanı Lami Özgen, TMMOB Başkanı Mehmet Soğancı, TTB İkinci Başkanı Raşit Tükel'in konuşmalarının ardından, çeşitli siyasi partiler ile sivil toplum kuruluşlarının aralarında bulunduğu 55 kurumun ortak bildirisi Türkçe ve Kürtçe okundu.

Mezopotamya Kültür Merkezi Grubu ile sanatçı Yasemin Göksu'nun konserine işçiler ve vatandaÅŸlar halay çekerek eÅŸlik etti. 

Bakırköy'deki 1 Mayıs kutlamalarına katılan işçiler ve vatandaşlar alandan ayrıldı. Dağılmalar sırasında toplu ulaşım araçlarında ve yollarda kalabalık oluştu.

TÜRKÇE VE KÜRTÇE BİLDİRİ

Bakırköy'deki pazar meydanında gerçekleştirilen 1 Mayıs programında, ortak bildiri Türkçe ve Kürtçe olarak okundu.

Ortak bildiride, emperyalistlerin OrtadoÄŸu’yu kan gölüne çevirdiÄŸi, yıllardır Suriye’de sürdürülen savaÅŸta kadın, çocuk, yaÅŸlı binlerce insanın katledildiÄŸi, milyonlarcasının baÅŸta Türkiye olmak üzere çeÅŸitli ülkelere sığınmak zorunda kaldığı belirtildi.

Diyarbakır’da, Suruç’ta, Ankara’da, Ä°stanbul’da ve daha birkaç gün önce Bursa’da canlı bombaların patladığı, bütün bunlar yaÅŸanırken barışı savunmanın suç olduÄŸu savunulan bildiride, ÅŸu ifadelere yer verildi:

"Basın, ifade, toplantı ve gösteri hakkı diye bir şey kalmadı. Kadınlara yönelik şiddet, taciz ve cinayetler her geçen gün artıyor. Meclis başkanı, anayasadan laiklik ilkesinin çıkarılmasından söz ediyor. Biz ise, toplumsal yaşamın dini esaslara göre belirlenmediği, tüm kimliklerin kendilerini özgürce ifade ettiği, eşitlik ve özgürlükten, kapsamlı bir laiklikten yanayız.

Emek, barış ve demokrasi güçleri büyük bir kuşatma altında. Savaşa ve sömürüye karşı çıkan işçiler, emekçiler gözaltılar, tutuklamalar ve şiddetle sindirilmeye çalışılıyor. Sendikal hak ve özgürlükler gasp ediliyor. Grevler yasaklanıyor, kamu emekçileri keyfi soruşturmalara, sürgünler ve tutuklamalara uğruyor."

"MÄ°LLETVEKÄ°LLERÄ°NÄ°N DOKUNULMAZLIÄžI KALDIRILMAK Ä°STENÄ°YOR"

Milletvekillerinin dokunulmazlığının kaldırılmak istendiği aktarılan bildiride, vekilleri seçen milyonların iradesinin yok sayılmak, siyasal intikam alınmak istendiği savunuldu.

Emek karşıtı politikaların hız kesmediği, bir bütün olarak işçi sınıfına ve emekçilere yönelik saldırı ve hak gasplarının da bitmek bilmediği öne sürülen bildiride, "İşçi sınıfının yaşama ve çalışma koşulları daha da ağırlaştırılmak, örgütlenme zeminleri tümüyle ortadan kaldırılmak, kapitalist sömürü derinleştirilmek isteniyor." ifadelerine yer verildi.

Yılın ilk üç ayında 415 işçinin öldüğü, kadın işçilerin torba yasalarla eve gönderildiği ifade edilen bildiride, şunlar kaydedildi:

"Her yeni güne, 'Müjde' diye yutturulmaya çalışılan bir saldırı politikasıyla uyanıyoruz. Taşeron işçilerini kadroya geçirme vaatlerine rağmen, mevcut haklarını bile geriye götüren, 'özel sözleşmeli personel' adı altında güvencesizleştirme girişimleri gündemde. Özel istihdam büroları adıyla, kölece çalışmanın dayatılacağı kiralık işçi büroları, fon adı altında, kıdem tazminatı hakkının gaspı, kamu emekçilerine yönelik tehdit ve saldırılar hükümetin ve sermayenin ajandasında."

"Bugün, emek, barış ve demokrasi mücadelesi her zamankinden daha çok bir birine baÄŸlı." denilen bildiride, "Bugün, faÅŸizme karşı mücadele ile kölelik yasalarına karşı çıkmak aynı anlama geliyor. Ä°stanbul’da 1 Mayıs alanının Taksim olduÄŸunu ve bu konudaki ısrarımızın devam edeceÄŸini bir kez daha belirtmek istiyoruz." ifadelerine yer verildi.

YÜKSEKDAĞ'DAN AÇIKLAMA

HDP EÅŸ Genel BaÅŸkanı Figen YüksekdaÄŸ, polisin 1 Mayıs kutlamalarının yapıldığı Bakırköy pazar meydanı çevresindeki tutumunu eleÅŸtirerek, "Bizler, işçilerle, emekçilerle, halklarımızla beraber emek, barış ve demokrasi için bugün ve yarın bir araya geleceÄŸiz. Hiçbir müdahale, engel ve barikat halklarımızın yan yana gelmesine engel olamayacak." dedi. 

YüksekdaÄŸ, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü kutlamalarının yapıldığı Bakırköy’deki alanda gazetecilerin sorularını cevapladı. 

Amedspor pankartı nedeniyle 15 gencin miting alanına girişine izin verilmediğini söyleyen Yüksekdağ, şöyle devam etti:

"Ä°kinci arama noktasında sudan bahanelerle insanların elindeki parti bayrakları ve 1 Mayıs’ın mücadele sembollerinin indirilmesi… Ä°nsanların alana tek tip girmesini istiyorlar. Alana giriÅŸ noktası daracık bir koridor ve her taraf polis bariyerleriyle kapatılmış durumda. Adeta 1977’nin provası anlamına gelecek bir müdahale gerçekleÅŸtiriliyor."

YüksekdaÄŸ, kitlenin soÄŸukkanlılığını koruduÄŸunu ve böylece çok daha olumsuz bir tablonun ortaya çıkmasının engellendiÄŸini ifade ederek, sendikaların gösterdiÄŸi iyi niyete, insanların 1 Mayıs’ta bir araya gelme çaÄŸrısı yapıp bunun arkasında durmasına ve alanda yapıcı bir davranış gösterilmesine raÄŸmen emniyet güçlerinin "Yan yana gelemezsiniz, 1 Mayıs sembollerini taşıyamazsınız" mesajı verdiÄŸini öne sürdü. 

Polisin müdahalesinin özellikle HDP kortejine dönük olduÄŸunu savunan YüksekdaÄŸ, kalabalıktan önemli oranda dağılım yaÅŸandığını söyledi. 

Yüksekdağ, yaşananları kınadığını kaydederek, "Bizler işçilerle, emekçilerle, halklarımızla beraber emek, barış ve demokrasi için bugün ve yarın bir araya geleceğiz. Hiçbir müdahale, engel ve barikat halklarımızın yan yana gelmesine engel olamayacak." dedi.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.