Her tümör kanser değil

Gözü ve göz çevresindeki dokuları ilgilendiren bütün kitleleri “göz tümörleri” olarak adlandırdıklarını söyleyen Doç. Dr. Tuncer, tümörün Latince’de “kitle” anlamına geldiÄŸini kaydederek, vücudumuzdaki ÅŸiÅŸliklerin, benlerin veya herhangi bir sivilcenin tümör alanına girdiÄŸini belirtti. Tümörlerin gözün çeÅŸitli kısımlarında görülebildiÄŸini vurgulayan Doç. Dr. Tuncer, göz çevresinde, göz kapaklarında, gözün içerisindeki yapılarda, iriste, retinada ve retinanın altındaki baÄŸ dokusunda ve koroid adı verilen damarsal tabakada, göz kemikleriyle ve gözün arasındaki orbita denilen bölgede farklı bir takım tümörlere rastlanılabileceÄŸini belirtti. Tümör denildiÄŸinde hastaların korktuÄŸunu kaydeden Doç. Dr. Tuncer, “Her tümör kanser demek deÄŸildir. Tümör olarak adlandırılan kitlelerin yüzde doksanını iyi huylu oluyor. Bunun topluma iyi bir ÅŸekilde anlatılması gerekli” dedi.

KÖTÜ HUYLU TÜMÖRLER KANSER OLABİLİR

Kötü huylu tümörlerin kanser olduÄŸunu vurgulayan Doç. Dr. Tuncer, bunların yumuÅŸak dokular olduklarını ve sarkom olarak adlandırıldıklarını belirterek bu tür tümörlerin tüm tümörler içinde sadece yüzde onluk bir bölümü oluÅŸturduÄŸunu söyledi. Tümörlerin oluÅŸtukları bölgeye göre farklı belirtiler gösterebileceklerini söyleyen Doç. Dr. Tuncer, “Bu belirtiler göz içerisinde kızarıklık, göz kapaklarından oluÅŸan ÅŸiÅŸlikler, gözün etrafında iltihaplanma, kaşıntı, ÅŸeklinde ortaya çıkabilir. Tümörler bazen göz bebeÄŸinin yuvarlak yapısını da bozabilir ve gözün içinde iris tabakadaki tümörlerdeyse bazen kahverengi bazense açık renkte kitleler görülebilir. Gözün arkasında ortaya çıkan tümörler ise bazen hiçbir ÅŸikâyete sebep olmaz ve bunlar rutin muayene sırasında ortaya çıkabilir” ÅŸeklinde konuÅŸtu.

GÖZÜN BÜTÜN YAPILARI DİKKATLE İNCELENMELİ

Göz muayenesinin önemiyle ilgili insanların bilinçlenmesi gerektiÄŸini belirten Doç. Dr. Tuncer, “Göz doktoruna geldiÄŸiniz zaman göz kapağından gözün arkasına kadar bütün yapıları dikkatlice incelenmesi gerekli. Kapaklara bakmak lazım, kapakların iç kısmına, göz tansiyonuna bakmak lazım ve mutlaka her hastayı çok iyi bilinçlendirmek lazım” ifadelerini kullanarak teÅŸhiste detaylı muayenenin önemine vurgu yaptı. Bazen göz kanserlerinin hiçbir ÅŸikâyete neden olmadan gözde yavaÅŸ yavaÅŸ büyüyebildiÄŸini belirten Doç. Dr. Tuncer, bundan dolayı çocukların belli aralıklarla göz dibi muayenelerinin yapılmasının göz tümörlerinin erken teÅŸhisi için çok önemli olduÄŸunu söyledi.

Doç. Dr. Tuncer göz tümör ve kanserlerinin görülme sıklığının dünya ortalamasıyla aynı olduÄŸunu söyleyerek, koreitmenomların eriÅŸkinlerde, bir retina tümörü olan retinablostumun da çocuklarda en sık görülen tümörler olduklarını belirtti. Tümörlerin tedavisinde baÅŸarı oranının çok yüksek olduÄŸunu kaydeden Doç. Dr. Tuncer, enjeksiyonla tedavi, radyoaktif plak tedavisi ve göz arteri yoluyla kemoterapinin Türkiye’de yaygın olarak kullanıldığını vurgulayarak erken teÅŸhisin tedavinin baÅŸarı ÅŸansını arttırdığını belirtti.

AKRABA EVLÄ°LÄ°KLERÄ° AZALTILMALI

Göz tümörlerinin genetik geçiÅŸli olduÄŸunu söyleyen Doç. Dr. Tuncer yapılması gerekenlerle ilgili olarak, “Akraba evlilikleri azaltılmalı. Toplumsal taramayla bu hastaların sıklığını belirterek bu hastalığın daha sonraki nesilleri geçmemesi için oluÅŸmadan önce bu hastalıkların tanısını konularak hastalıklara genetik danışmanlık yapılması gerekiyor” ÅŸeklinde konuÅŸtu. Ayrıca kanseri taklit eden lezyonların da varlığına dikkat çeken Doç. Dr. Tuncer, örnek olarak retinada görülen bir kanamanın veya yaÅŸlı kiÅŸilerde sıklıkla görülen “sarı nokta” hastalığının kötü huylu tümörü taklit edebildiÄŸini söyleyerek, bunlara karşı dikkatli olunarak doÄŸru teÅŸhisin yapılması gerekliliÄŸine vurguda bulundu.