Güncel
Davutoğlu: Ya beraber olacağız, ya öleceğiz
Başbakan Ahmet Davutoğlu, milletin kaderinin bir olduğunu belirterek, “Ya hep beraber var olacağız, ya hep beraber öleceğiz” dedi.
BaÅŸbakan Ahmet DavutoÄŸlu, TBMM Genel Kurulunda 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı Özel Oturumunda konuÅŸtu. Milletin bir parçasını diÄŸerinden ayırt eden kim olursa olsun Gazi Meclise ihanet etmiÅŸ olacağını kaydeden DavutoÄŸlu, muhalefete çaÄŸrıda bulunarak, “Hep beraber, cumhuriyetimizi birlik ve beraberlik için nasıl savunuyorsak, Cumhuru bütün unsurlarla nasıl savunuyorsak, demokrasimizi de aynı kararlılıkla savunmalı ve her türlü darbe ve vesayet teÅŸebbüslerine karşı demokrasimizi de güçlü kılmalıyız” diye konuÅŸtu.
“HEPÄ°MÄ°ZÄ°N DEDELERÄ°NDE BU HÄ°KÂYE VARDIR”
Özel günlerin sadece anmak için olmadığını, bir muhasebe imkânı da verdiÄŸini belirten ve “Sizleri öncelikle yüz yıl öncesine, siyasi düşüncelerimizin, parti kimliklerimizin, geldiÄŸimiz yörelerin, illerin getirdiÄŸi yerel kimliklerin ötesinde tek tek milletvekilleri olarak, sadece bugünkü 78 milyonu deÄŸil, bugüne kadar ülkemizde yaÅŸamış aziz vatandaÅŸlarımızın bütün ecdadında temsilen burada bulunma bilinciyle bir tefekküre davet ediyorum” ifadelerini kullanan BaÅŸbakan DavutoÄŸlu, AK Parti Genel BaÅŸkanı olarak deÄŸil, milletin bir vekili olarak herkesi muhasebeye davet ettiÄŸini belirtti.
Ahmet DavutoÄŸlu, “Yüz yıl öncesiydi; bu Meclis Ulus'ta toplanmıştı, BaÅŸkanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk'tü. Meclisin üyelerinin hepsi o zaman vatan toprağı olan, bir kısmı da sınırlarımızın dışında kalmış, iÅŸgal altında kalmış beldelerden gelen insanlarla, temsilcilerle doluydu. Her birinde hüzün vardı çünkü bin yılı aÅŸkın bir süre kader birliÄŸi yapmış insanların toprakları iÅŸgal edilmiÅŸ, savunulan deÄŸerler zulme uÄŸramış, tahkir edilmiÅŸ, vatan topraklarının her bir yöresinden acı iÅŸgal haberleri geliyordu. Dersimli Diyap AÄŸa bir taraftaydı, Rumeli çocuÄŸu millî ÅŸairimiz Mehmet Akif Ersoy bir diÄŸer tarafta. Diyarbakır Milletvekili Mehmet Zülfü Tigrel bir baÅŸka köşede, yine Dersimli Mustafa Zeki Saltuk bir baÅŸka kenarda. Erzincanlı NakÅŸi Åžeyhi Åžeyh Hacı Ahmet Baysoy yine orada. Her biri farklı geçmiÅŸlere, hikâyelere sahipti ama hepsinin ÅŸahsi hikâyelerden öte, inandıkları bir milletin tarihî hikâyesi vardı. Çünkü onlar biliyorlardı ki ÅŸahsi hikâyeleri aÅŸan tarihî bir hikâye olmadıkça milletler var olamazlar. Çünkü onlar biliyorlardı ki ÅŸahsi çıkarlarından öte ortak kaygılar, idealler olmazsa bir millet onur içinde yaÅŸayamaz. Zorlu savaÅŸların içinden çıkıp gelmiÅŸlerdi hepsi. Dayanacak güçlerinin olmadığı zannediliyordu dış dünya tarafından. Meclisin adı ‘Gazi Meclis' oldu sonra. Çünkü her biri gerçek anlamda gaziydi. Kimi savaÅŸa girmiÅŸ çıkmış, ÅŸehitlik ümidiyle gittiÄŸi savaÅŸtan gazi olarak dönmüş; kimisi gazi olmak için yerini yurdunu terk etmiÅŸti. Hepimizin dedelerine bakınız, hepimizin dedelerinde bu hikâye vardır. Trablusgarp'ta 1911'de bir seferberlikle baÅŸlayan, Balkan SavaÅŸlarıyla devam eden, Birinci Dünya Savaşı ve Ä°stiklal Harbi'yle devam eden bir çizgi. Rahmetli anneannemi hatırlarım, dedemi anlatırken, ‘oÄŸlum, evlendik, sonra askere gitti. Genç bir kızdım, taze bir gelindim' derdi kendi ifadesiyle. ‘Döndüğünde epey yaÅŸlı bir hanım olmuÅŸtum.' Geçen on dört yıl Trablusgarp'a gitmiÅŸ, her ikisi de rahmetli olan dedelerim birlikte gitmiÅŸler, birlikte farklı cephelerde çatışıp döndüklerinde farklı bir Türkiye bulmuÅŸlar. Hepimizin hikâyesi budur. Bu Meclis çatısı altında bir araya gelen bizlerin hepsinin dedesinin hikâyeleri budur” dedi.
“ÇANAKKALE SAVUNMASI, EMPERYALÄ°STLERE KARÅžI ÅžANLI BÄ°R DÄ°RENİŞİYDÄ°”
Ortak bir tarih hikayemiz olduÄŸunu belirten ve ortak tarihin hiç unutulmaması gerektiÄŸinin altını Çizen DavutoÄŸlu, “Trablusgarp, Balkan acıları, Ä°stanbul'u savunmak için bütün bir kadim kültürün milletleri Çanakkale'ye aktılar; akamayanlardan, Trablusgarp'ta, Muhammed Ä°kbal gibi Lahor'da oturup ‘Ya Rab, eÄŸer ahiret günü geldiÄŸinde bana sorarlarsa ‘dünyadan en aziz neyi getirdin?' Edirne ve Trablusgarp ÅŸehidi Türk kardeÅŸlerimin kanını getirdim Ya Resullullah' diyerek Anadolu'da yüreÄŸi çarpan Muhammed Ä°kbal vardı. Çanakkale'de Ä°stanbul'u savunmuÅŸlardı, Kutülamare'de BaÄŸdat'ı savunmuÅŸlardı. Çok açık bir ifadeyle söylüyorum bunu; Çanakkale savunması sadece bizim milletimizin Ä°stanbul savunması deÄŸil, bütün kadim deÄŸerlerin, insanlık onurunun sömürgecilere, emperyalistlere karşı ÅŸanlı bir direniÅŸiydi. Kutülamare, hani bugün ‘kutlayalım mı kutlamayalım mı?' diye tartışmalar yaptığımız Kutülamare var ya, 1916'da aynen Ä°stanbul'un savunulması gibi BaÄŸdat'ın savunulması esnasında bütün Orta DoÄŸu halklarının omuz omuza verdiÄŸi son savaÅŸtı. Türk, Arap, Kürt, Sünni, Åžii, Keldani, Ermeni herkes Kutülamare'de BaÄŸdat'ı savundu ve uzun yıllar Kutülamare Çanakkale gibi anıldı. Åžimdi, sadece Türk Silahlı Kuvvetlerimiz büyük bir zafer olarak anıyor. Tekrar Kutülamare'yi, Çanakkale ruhunu bu anlamda tefekkür etmeliyiz. Ä°ÅŸte, Gazi Meclisimizin birinci özelliÄŸi, gerçekten bütün o kadim beraberliÄŸi temin etmesiydi; ikinci özelliÄŸi ise aziz milletvekilleri, Gazi Meclis bütün mazlum milletleri temsil etti. Gazi Meclis toplandığında Azerbaycan'dan, Buhara Müslümanlarından, Hint Müslümanlarından yardımlar aldı çünkü onlar çok iyi biliyorlardı, bu Gazi Meclis baÅŸarıya ulaşırsa onların da istiklal ve onur ümidi olacaktı, bu Gazi Meclis baÅŸarısızlığa uÄŸrarsa onları da hüsran bekliyordu” diye konuÅŸtu.
“SÄ°YASÄ° DÜŞÜNCELERÄ°MÄ°Z ARASINDAKÄ° FARKLILIKLARI BÄ°R KENARA KOYMALIYIZ"
“Bu iki tarihî boyuttan hareketle baktığımızda, geliniz, hep beraber ciddi bir muhasebe yapalım” diyen DavutoÄŸlu, 100 sene önce dedelerimizin oturduÄŸu Meclisin bugün deÄŸiÅŸik tehditlerle karşı karşıya kalan bir ülkenin Meclisi olduÄŸunu kaydederek, “Hepimizin Meclisidir ve Gazi Meclisin devamı olarak da, bugün bir istiklal mücadelesi vermek anlamında, beka Meclisidir. Onun için, siyasi düşüncelerimiz arasındaki farklılıkları bir kenara koyarak, hep beraber bu ülkenin istiklali, bu milletin onuru için omuz omuza verelim. Nereden ve hangi ÅŸekilde gelirse gelsin tehdit, hep beraber karşı duralım. Bu ülkenin insanlarına kim saldırırsa hep beraber onun karşısında omuz omuza verelim. Terörün her türlüsünü hep beraber lanetleyelim. Gazi Meclisin içinden ‘bu toprakların bir parçasının kaderi diÄŸerinden ayrıdır' diye düşünen biri çıksaydı, eminim önce o Gazi Meclisin üyeleri isyan ederdi. Dersimli Diyap AÄŸa'nın o güzel ifadeleriyle, ‘gâvur, Anadolu'yu sardı. Hepimizi bir düşünce aldı. Din ve diyanet, ırz ve namus, Türklük tehlikeye düştü. Ä°ÅŸittik ki, Erzurum taraflarında cankurtaran bir paÅŸa çıkmış, Meclis kuracakmış. Herkes korktu. Ä°htiyar hâlimle, vatanı kurtaranların yanına koÅŸmayı, hatta başımı vermeyi göze aldım. Bana 'Gitme, ölürsün.' dediler. Zaten herkes mahvoluyor; varam, gidem, onlara ulaÅŸam, hep beraber ölek dedim' diyor Dersimli Diyap. ArkadaÅŸlar, bu milletin kaderi birdir; ya hep beraber var olacağız, ya hep beraber öleceÄŸiz. Kim bu milletin bir parçasını diÄŸerinden ayırt edip, onların kaderini diÄŸerlerinden ayırt ederse Gazi Meclise en büyük ihaneti yapmış olur. Hep beraber sesimizi yükseltelim, kaderimiz ortak diyelim, tarihî hikâyemiz ortak diyelim, istikbalimiz ortak diyelim, kim bizim aramıza nifak sokacaksa onların karşısında da omuz omuza bir aradayız diyelim; benim ilk çaÄŸrım budur. Ä°kinci çaÄŸrım, yine, bu tarihî hikâyeye uygun olarak, bu Meclisin mazlum milletlerin Meclisi olduÄŸunu unutmadan, mazlum milletlerden kimin başı dara girmiÅŸse, kimin başı sıkışmış, kim özgürlük hatta hayatını kurtarma çabası içine girmiÅŸse, bu Meclis ve bu ülke ona da aittir diyelim. Suriyeli mülteciler için de geçerlidir bu, Irak'tan gelen Kürt mülteciler için de, BoÅŸnak mülteciler için de. Kafkasya'nın, Balkanların, Orta Asya'nın, Orta DoÄŸu'nun çocuklarını hep beraber mazlum milletlerin Meclisinde buluÅŸturalım. Ve nihayet bu Meclisin tefrik edici üçüncü özelliÄŸi, bütün baskılara raÄŸmen özgürlüğü, demokrasiyi savunmuÅŸ olmasıdır. Bu Meclisin içinden, darbe teÅŸebbüslerinden sonra onurla idam sehpasına yürüyen selefim BaÅŸbakan çıktı, bakanlar çıktı. Hep beraber, cumhuriyetimizi birlik ve beraberlik için nasıl savunuyorsak, Cumhuru bütün unsurlarla nasıl savunuyorsak, demokrasimizi de aynı kararlılıkla savunmalı ve her türlü darbe ve vesayet teÅŸebbüslerine karşı demokrasimizi de güçlü kılmalıyız. Bunu yaptığımız zaman, bu Meclisi birliÄŸimizin kalesi, karargâhı kıldığımız zaman, bu Meclisi mazlum milletlerin adalet ve vicdan teÅŸebbüslerinin nihai tecelligâhı kıldığımız zaman ve bu Meclisi özgürlüklerin, insan haklarının ve demokrasinin kalesi kıldığımız zaman, emin olunuz, siyasi görüş ve ayrılıklarımız ne olursa olsun, hep beraber, çok güzel bir geleceÄŸe yürüyeceÄŸiz. Yapmamız gereken ÅŸey basittir, 96 yıl önce bir araya gelenleri hiç unutmamak ve onları bir araya getiren ruhu yaÅŸatmak, daha sonra, Meclisin kapanmasına kadar giden acıları hiç unutmamak, onların bir daha yaÅŸanmaması için demokrasiyi savunmak, birliÄŸi savunmak” ÅŸeklinde konuÅŸtu.
“GÃœZEL Ä°ÅžLER OLDUÄžUNDA BÄ°ZÄ° TAKDÄ°R EDÄ°NÄ°Z”
Muhalefete bir çaÄŸrıda bulunan DavutoÄŸlu, “Güzel iÅŸler olduÄŸunda bizi takdir ediniz ki eleÅŸtirilerinize biz de her zaman deÄŸer verelim, biz de öz eleÅŸtiri yapalım, biz de sizin yapıcı eleÅŸtirilerinizi her zaman dikkate alalım ki hep beraber, bu Gazi Meclisten yükselen yeni Türkiye'yi kuralım. Eminim, biz bu tarihî hikâyemizi unutmazsak tarih hep bizim yanımızda olacak, hep bizim için akacak ve tarihin nesnesi deÄŸil, öznesi olacağız. Doksan altı sene önce bu Meclisi kuranlar, tarihin öznesi oldular. Biz, Åžanlıurfa'ya Ä°stiklal Madalyası'nı Sayın Meclis BaÅŸkanımızla götürürken taşıdığımız onuru ki, Ä°stanbul'un iÅŸgal edilmesinden hemen sonradır ve Meclisin kurulmasından hemen öncedir; Åžanlıurfa'yı, Gaziantep'i, KahramanmaraÅŸ'ı, bütün ÅŸehirlerimizi burada kutluyorum ve o Ä°stiklal Madalyası için destek veren bütün milletvekillerimize ve partilerimize teÅŸekkürü bir borç biliyorum.
Ä°ÅŸte, o zaman, 16 Martta Ä°stanbul iÅŸgal edildiÄŸinde, Gazi Mustafa Kemal Atatürk ‘Geldikleri gibi gidecekler' demiÅŸti. Åžimdi, biz de aynı ÅŸeyi söylüyoruz, kimse bu topraklara göz dikemeyecek, bölmek isteyenlere böldürtmeyeceÄŸiz, tökezletmek isteyenlere tökezletmeyeceÄŸiz, al bayrağı kıyamete kadar özgürlüğümüzün sembolü olarak, Gazi Meclisimizi de kıyamete kadar millî iradenin nihai karargâhı olarak muhafaza edeceÄŸiz. Dualarla açılmıştı bu Meclis, yine dualarla kapatmak için söylüyorum, Allah birliÄŸimizi, beraberliÄŸimizi daim etsin. Bir daha Gazi Meclis kurmak zorunda bizi bırakmasın. Bu Meclisimizi gazi ve demokratik bir Meclis olarak millî idarenin her zaman sözcüsü olmak misyonunu yerine getirenlerden eylesin” açıklamasında bulundu.
Henüz yorum yapılmamış.