Güncel
Cuntanın sözcüsü
‘Post-modern darbe’ davasında cuntacıların sözcülüğünü yapan Yılmaz’a tepki yağıyor. Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Malkoç, “28 Şubat darbesinin sorumluluğunu o günkü 'Cunta Ekibine' ve asıl kendi 'siyasi körlüğüne' yükleyeceğine, rahmetli Erbakan’a yüklemiştir" dedi.
1997 yılında 28 Şubat darbesine imza atan generaller sayesinde başbakanlık koltuğuna oturan Mesut Yılmaz, tanık olarak dinlendiği 'post-modern darbe' davasında cuntacıları savunmuştu. Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Şeref Malkoç, Yılmaz'ın Necmettin Erbakan'ı hedef göstermesine tepki gösterdi. Malkoç, yaptığı açıklamalarda şu ifadelere yer verdi:
“Sayın Yılmaz ifadelerinde “28 Åžubat” darbesinin sorumluluÄŸunu o günkü ordu içerisindeki “Cunta Ekibine” ve asıl kendi “siyasi körlüğüne” yükleyeceÄŸine, rahmetli Erbakan'a yüklemiÅŸtir. O gün milyonlarca insanın oyuyla seçilmiÅŸ, meÅŸru ve demokratik hükümetin devrilmesine taÅŸeronluk yapması yetmez gibi 20 yıl sonra hatta “yalan söyleme” pahasına suçu/suçluyu ve suçunu gizlemeye çalışmaktadır.
TANIK DEĞİL SANIK OLMALIYDI
Açıklamaları bu aziz milletin hafızasına ihanet, zekâsıyla da alay etmektir. Kendisi bu davada tanık olmaktan “zül” duyduÄŸunu ifade etmiÅŸtir. DoÄŸrudur. Sayın Yılmaz bu davada tanık deÄŸil “sanık” olmalıydı.
“28 Åžubat” isimli garabetin, ucubenin ve zulmün tüm aÅŸamalarında pay sahibi olan Sayın Yılmaz; Cuntacıları kurtarmaya çalışarak, Ä°mam hatiplerin kapatılması ve 8 yıllık eÄŸitimin ihdasında Cuntacıların etkili olmadığını söylemektedir. Hâlbuki bu millet 13 Mart 1998 tarihli Tiflis seyahatinde, o dönem “TSK içindeki Cunta'da” etkili bir generali tarif etmek için uçakta gazetecilere oynadığı “pandomimi” unutmamıştır. Yine milletimiz Türkiye Cumhuriyetinin bir BaÅŸbakanının kendisine baskı yapan bir generalin ismini veremeyecek kadar acze düşmesine esefle tanık olmuÅŸtur. Hatta milletimiz 8 yıllık kesintisiz eÄŸitim için Saat; 05.00 de Askeri Cuntanın kendisine toplattığı “Bakanlar Kurulunu'da” unutmamıştır. EÄŸer kendisi unuttu ise dönemin bakanlarına sorabilir.
BU NE BÄ°TMEZ KÄ°NDÄ°R
Sayın Yılmaz “28 Åžubat'la” ilgili olarak rahmetli Erbakan'ı suçluyor. Elinden gelse rahmetli Erbakan'ı mezarından çıkarıp yargılayacak. Bu ne bitmez kindir! Bu ne düşmanlıktır! Allah akıl-fikir versin. Erbakan Hoca bu milletin gönlünde yerini almıştır. Sayın Yılmaz ise dün yaptıklarıyla bugün söyledikleriyle sadece siyasi bir enkazdır. Bütün siyasi hayatı boyunca “sahicilik” sorunu yaÅŸayan Sayın Yılmaz bu dava vesilesi ile baÅŸka bir “kirli oyunun” içerisindedir. Sayın Yılmaz “28 Åžubat Davası” çökmüştür diyor. Hâlbuki çöken “1000 yıl süreceÄŸi” söylenen “28 Åžubat” kafasıdır.
AYNI PARALELÄ°N ORTAKLARI
Dün “28 Åžubat” yakın tarihimizde “17/25 Aralık” darbesine teÅŸebbüs edenler aynı paralel kafanın ortaklarıdır. Sayın Yılmaz da bu ÅŸebekenin siyasi yelpazesinde yer almış, bugünse vefat etmiÅŸ bir önemli ÅŸahsiyet üzerinden kirli hesaplarını görmeye çalışan siyasi bir enkazdır. Daha güçlü, daha demokratik, daha zengin bir Türkiye bu “tiplere” raÄŸmen onurlu, iradeli yürüyüşüne devam edecektir.”
Tarihin çöp sepetinde
AK Parti Malatya Milletvekili Nurettin YaÅŸar, “Necmettin Erbakan'ı suçlayan Yılmaz, tarihteki kirli mezarlığını kendi kazmıştır. Mesut Yılmaz, halkın terazisinde tartılmış, tarihin çöp sepetine atılmış bir insan” dedi. YaÅŸar, Meclis'te düzenlediÄŸi basın toplantısında, 28 Åžubat davasında tanık olarak dinlenen Mesut Yılmaz'ın mahkemedeki ifadeleriyle, milletle alay ettiÄŸini savundu. BudapeÅŸte'de uÄŸradığı saldırıya iliÅŸkin soru üzerine de Yılmaz'ın yine alay eder gibi bir cevap verdiÄŸini savunan YaÅŸar, “Mesut Yılmaz, Emniyet Genel Müdürlüğüne verdiÄŸi dilekçede kendisine vuranları azmettirenin Abdullah Çatlı'nın ortağı Aydın Ä°pekli olduÄŸunu kendi yazısı, imzasıyla beyanı olarak kayıtlara geçilmiÅŸtir. Mesut Yılmaz, burnundan vurulduÄŸu günden bu yana, burnunu sürtenlerin hizmetine girmiÅŸtir” deÄŸerlendirmesinde bulundu.
Henüz yorum yapılmamış.