Sosyal Medya

Kültür Sanat

Kırk Yıl Sonra Dün Gibi Nurettin Topçu

Yazar Mustafa KUTLU ''Kırk Yıl Sonra Dün Gibi Nurettin Topçu' kitabı bu sözlerle tavsiye etti ''Bu kitabı herkes ve bilhassa gençlere tavsiye ediyorum.Okusunlar bir öğrencinin hocasını nasıl sevgi, hasret ve vukufla; aynı zamanda emsalsiz bir üslupla anlattığını görsünler.hocasını nasıl sevgi, hasret ve vukufla; aynı zamanda emsalsiz bir üslupla anlattığını görsünler.''



1942 Åžebinkarahisar-Ordut doÄŸumlu Muzaffer Civelek, 1961 yılında Ä°stanbul Erkek Lisesi'nde okurken rahmetli Nurettin Topçu'nun öğrencisi oldu. Milliyetçiler DerneÄŸi'nde yine Topçu'nun rehberliÄŸinde fikriyatını geliÅŸtirdi. 1968-69 yıllarında Fikir ve Sanatta Hareket dergisinin sahip ve yazı iÅŸleri müdürlüğünü yaptı. 1970 yılında Erzurum Atatürk Ãœniversitesi Ä°ÅŸletme Fakültesi'nde baÅŸlayan öğretim üyeliÄŸi, Erciyes Ãœniversitesi'nde sona erdi. Halen Karamürsel de oturmaktadır.

Ezel Erverdi'nin “ArkadaÅŸ grubumuzun en yetenekli kalemi” diye vasıflandırdığı M. Civelek, Köle Bacası (1967) adlı bir hikâye kitabı ileYunus Emre (1971) adlı bir inceleme kitabı yayımlamıştır.

Son olarak N. Topçu ile olan hatıralarını, hocanın fikirleri ile ÅŸahsiyetini anlatan Kırk Yıl Sonra Dün Gibi Nurettin Topçu(Dergâh Yayınları, 2016) adlı eserinde nasıl bir güzel Türkçe, nasıl bir ifade kudreti olduÄŸunu gösteriyor. Ben Muzaffer aÄŸabeyin hikâyeden, denemeden, fikrî yazılardan uzak kalmasını üzülerek izledim. Ä°nsan kaderini yaşıyor, ne desek boÅŸ. Kitapta hocanın fikirleri bazı baÅŸlıklar ile özetlenmiÅŸ. Bunları dahi özetleyerek aktarıyorum:

Mes'ul insan: Ä°lâhi emaneti yüklenmiÅŸ insan, ÅŸuurun eriÅŸtiÄŸi bütün sefaletlerden mes'ul olmasını bilen ve kuvvetlerini harekete geçiren insandır. Mes'ul insan mükemmeli arar; aÅŸk için, adalet için, merhamet için. KurtuluÅŸ için kurtarmayı vazife bilir; yaÅŸama zevkine deÄŸil yaÅŸatma aÅŸkına gönül vermiÅŸtir.

Karakter adamı: Mes'ul insan aynı zamanda iman sahibi insandır. Biliriz ki, o bir tek hareket kaidesine baÄŸlı kalır, samimi bir hakikat ve karakter adamıdır. Bu noktada irade kuvvetinin bir çeÅŸit denemeye tâbi tutulması, verilen sözle benimsenen ÅŸahsiyetin örneklerle tezahür etmesi gerekir. Åžahsiyet sahibi hareket adamı devlette, dinde, sanatta, ilimde, hatta inzivada görülür.

Yeniden doÄŸuÅŸ ideali: Ä°nsanlığa örnek olacak bir rönesans yapmak, müşterek bir DoÄŸu medeniyeti vücuda getirmek. Ä°ÅŸte en büyük ülkü. Yeniden doÄŸuÅŸ esas itibarı ile ferdî dehaların eseri olacaktır. İçimizden yaratıcı fertler çıktıkça, kütle onları takip edecektir. Rönesansımızın ilk ve ana kaynağı Kur'andır. Kur'andan alacağımız ilhamla insanın kainattaki yeri, hayatın kıymeti ve âkıbetimiz yepyeni bir neÅŸve ile bir kâinat metafiziÄŸi ve insan felsefesi olarak ortaya konmalıdır.

Köklerde uyuyan inkılap: Her sahada inkılaba ne kadar muhtacız. Mazimizin ruhuna baÄŸlı kalırken, gözlerimizi durmadan akıp giden hayata çevirmeli, yeni bir içtimaî hayat ve aile anlayışına, yeni bir hukuk görüşüne, yepyeni bir ilim zihniyetine, bugünkünden baÅŸka bir ekonomi sistemine sahip olmamız gerektiÄŸini anlamalıyız.

Tarih ve toprak ÅŸuuru: Bizim milletimiz bu topraklar yani Anadolu vatanında kök salmış bir halkın Ä°slâm ruh ve ahlâk örgüsü içinde kaynaÅŸtığı bin yıllık hayatın çocuÄŸudur. Bu tarihi mirasın gereÄŸi olarak milliyetçiliÄŸimiz Anadolu coÄŸrafyasında Ä°slâm ruhunu yücelten ve toprağın çehresine Ä°slâm'ın ruh ve karakterini sindiren bir insan felsefesine ve dünya nizamına baÄŸlanmalıdır.

Kültürün emrinde teknoloji: Teknoloji reddedemeyeceÄŸimiz bir gerçek olarak hayatımızı kuÅŸatmış bulunuyor. Ahlâk teknolojinin inkarını gerektirmez. Aslında bizi mahkûm eden teknolojinin kendisi deÄŸil, insanoÄŸlunun ihtiraslarıdır. Gandi'nin dediÄŸi gibi: “Dünya hepimize yeter, fakat hırslarımıza asla”. Dünyayı sömürme ve tahrip etme yolunda insanoÄŸlunun dizginlenemeyen ihtiraslarının emrinde, menfaatçı ilmin desteÄŸindeki teknik en büyük tehlikedir. Teknoloji kültürün önüne geçmemelidir.

Milli iktisat nizamı: Ä°ktisat hayatımız, vicdanımızla imanımızı koruması açısından ruhçu; Ä°slâmcı; bir sınıfın emellerine hizmeti deÄŸil cemaate selâmet ve adaleti getirmek gayesi gütmesi açısından toplumcu ve her ikisi dolayısıyla millî bir iktisat sistemine dayanmalıdır.

Muzaffer Civelek, hoca ile ilgili yorumlarından sonra eseri şöyle bağlıyor:

Onun fikir ve gönül mimarisinin pek az bir kısmı, ruh dünyasının birkaç çizgisi bizim penceremiziden, bizim şahadetimizle ve bize ait yorumla sunulmaya çalışıldı. Aslında, emsali büyüklerimiz gibi, Nurettin Topçu'nun eseri ortada; bizim ne övgümüze, ne savunmamıza, ne de şahitliğimize ihtiyacı var. Biz kendimiz için, sadece düşünmek, anlamak, belki acı çekmek, ümid etmek için kendi şahitliğimize muhtacız.

Kitabı herkes ve bilhassa gençlere tavsiye ediyorum.Okusunlar bir öğrencinin hocasını nasıl sevgi, hasret ve vukufla; aynı zamanda emsalsiz bir üslupla anlattığını görsünler.

 

Mustafa Kutlu

 

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.