Dünya
IŞİD ve Ortadoğu'nun gelecek sorunu
IŞİD ile mücadele edecek bütün yapı ve akımlar, geçmiş üzerinden kurdukları bir dille bu yapıyı yenemezler. “Geçmişi en iyi ben temsil eder ve yeniden tesis ederim” yarışmasının galibi IŞİD olacaktır, çünkü bunu İslami semboller üzerinden ete kemiğe büründürmüş, İslam tarihi ve siyasal sistem alanına ait birçok kavramı bugünün koşullarında yeniden üretmiş durumda.
Galip Dalay
IŞİD ile mücadele edecek bütün yapı ve akımlar, geçmiÅŸ üzerinden kurdukları bir dille bu yapıyı yenemezler. “GeçmiÅŸi en iyi ben temsil eder ve yeniden tesis ederim” yarışmasının galibi IŞİD olacaktır, çünkü bunu Ä°slami semboller üzerinden ete kemiÄŸe büründürmüş, Ä°slam tarihi ve siyasal sistem alanına ait birçok kavramı bugünün koÅŸullarında yeniden üretmiÅŸ durumda. Ebubekir BaÄŸdâdi ÅŸahsında ‘halifeliÄŸi’, kontrol ettikleri toprak üzerine ‘Ä°slam devletini’ yeniden inÅŸa ettiklerini iddia ederek güçlü bir semboller mücadelesi yürütüyor ve ‘muhacir ile hicret’ kavramlarını bugünün koÅŸullarında yeniden dolaşıma sokuyorlar. Buna benzer örnekleri çoÄŸaltmak mümkün.
Karşımızda geçmiÅŸi, kendi anlayışı çerçevesinde yeniden üretmiÅŸ ve bunu güçlü bir ÅŸekilde kullanan bir yapı var. Bu yapının inÅŸa ettiÄŸi “Asr-ı Saadet’in” toplumsal zeminini teÅŸkil etmeye de gönüllü geniÅŸ bir toplumsal kesim var.
***
Bu toplumsal kesimi IŞİD’e taşıyan ana etmenler dini deÄŸil, siyasal ve sosyo-ekonomik temellidir. IŞİD ve Selefi ‘cihadi’ hareketleri uzun bir süredir çalışan ve bu yapıları içeriden bilen Hasan Ebu Haniyeh ile Muhammed Ebu Rumman’ın yazdıkları ‘Ä°slam Devleti TeÅŸkilatı’ kitabı bu konuda derinlikli analizlere sahip. Kitabın ana tezlerinden birisini, IŞİD’in Arap dünyasında, özellikle Irak ve Suriye, özelinde mevcut sosyal ve siyasal gerçekliÄŸin beklenen bir sonucu olduÄŸu oluÅŸturmaktadır. IŞİD, mezhebi ve etnik çatışmaların sürdüğü, kimlikler üzerinde bir ayrışmanın yaÅŸandığı, siyasal sürecin siyasal ve partizan rekabetten ziyade, toplumsal çatışma sahasına dönüştüğü ortamlarda kendisini yeniden üretmeye uygun kaotik ortam yakalıyor.
***
Bu tahlil IŞİD’in siyasal talepler üzerinden deÄŸil, fakat siyasal kimlikler üzerinden yürütülen bir mücadelenin aktörü olduÄŸunu ortaya koyuyor. GeçmiÅŸe ve kimliÄŸe verilen referans bu hareketin meÅŸruiyet açığını gideriyor. Buna karşın, siyasal talepler gelecek yönelimlidir, siyasal kimliklere hapsolmayı reddeder. Ne yazık ki, bölgede siyaseten anlamlı birçok Ä°slami aktör veya grup geçmiÅŸ üzerinden bir dil kullanıp çözüm reçeteleri sunmaktadır. Arap Baharı’nın ana taşıyıcı aktörü olan, demokratik bir siyasal mücadeleyi benimsemiÅŸ ana akım siyasal Ä°slam’ın terörize edilip bastırılmasından sonra geçmiÅŸ ve siyasal kimlikler üzerinde bir mücadele yürütmek isteyen radikal gruplar ana akımı temsil eder hale gelmeye baÅŸladılar.
***
Yaşanan kriz siyasal, sosyo-ekonomik, epistemolojik ve aynı zamanda teolojik bir kriz. Ancak bu kriz sadece dini alana indirgenemez. Dolayısıyla üretilecek çözüm de sadece bu alanın söylem ve siyasetinden ibaret kalırsa, mevcut krize bir reçete sunamaz. Bunun yerine, bölgesel krize üretilecek çözüm veya reçeteler toplumun dokusuyla uyumlu ama gelecek perspektifli olmak durumundadır. Geleceği inşa etmeyi vaad etmeyen, bu vaadi toplum tarafında meşru ve sahici bulunmayan hiçbir çözüm reçetesi uzun erimli olamaz. Bölgenin bir geleceği inşa etme sorunu var, bir yarını tesis etme meselesi...
***
Bölgedeki bütün mücadelenin ana aksını da, yarının ve yeninin nasıl inÅŸa edileceÄŸi oluÅŸturmaktadır. Suudi Arabistan’ın Arap Baharı’ndan bu ölçekte ürkmesi, bu dalgaya bir set çekmek için bu boyutta bir çabanın içine girmesi onun, Arap Baharı fenomeninin ifade ettiÄŸi bölgenin yarınında kendisine yer olmadığına inanmasıyla alakalıydı. Benzer ÅŸekilde IŞİD ve Selefi radikalizminin de Arap Baharı’nı benimsemediklerini, hatta bu dalgadan ciddi bir tehdit algıladıklarını biliyoruz. Çünkü bu dalga siyasal talepler orijinli ve gelecek perspektifliydi.
***
Ana akım siyasal Ä°slam baÅŸta olmak üzere, IŞİD ile mücadele etmeye niyetli bütün gruplar, bu mücadeleye yeniyi ve yarını kendilerinin inÅŸa edeceklerine yönelik bir söylem ve programı, IŞİD’in çekim alanına giren toplumsal kesimlere sahici bir ÅŸekilde sunarak baÅŸlamalılar.
Henüz yorum yapılmamış.