Coğrafyamız
Åžehit bizim, marÅŸ kimin?
Bu, yıllardır kanayan, toplumun geniş kesimlerini rahatsız eden bir yara! Altı minare, üstü şişhane, garip, anlaşılmaz bir durum!
Emin Pazarcı - Akşam
Bu, yıllardır kanayan, toplumun geniş kesimlerini rahatsız eden bir yara! Altı minare, üstü şişhane, garip, anlaşılmaz bir durum!
Åžehitlerimizle ilgili düzenlenen törenlerden bahsediyorum…
Önce, Ä°slam inancına göre “ÅŸehit” olduÄŸunu söylüyoruz. Peygamberlikten sonra en yüce makam sahibi olduÄŸuna inanıyoruz. Musalla taşında cenaze namazını kılıp, dualarla uÄŸurluyoruz. Sonra da kabre doÄŸru yönlendirilirken Hıristiyan adetleri uyarınca bando ile kilise çanları çalmaya baÅŸlıyoruz.
Halk da doÄŸal olarak tepki gösteriyor. Biliyorsunuz, 1993’te, 8. CumhurbaÅŸkanı Turgut Özal’ı tekbirlerle uÄŸurlamak isteyen kitleler, cenaze marşı çalan askeri bandoyu taÅŸ yaÄŸmuruna tuttu. Benzer tablolar, Anadolu’daki ÅŸehit cenazelerinde defalarca yaÅŸandı. En son olarak da ÅŸehidin silah arkadaÅŸları havaalanındaki tören sırasında devreye girdiler; ÅŸehidin tabutunu omuzlayıp, bandoyu susturdular. Silah arkadaÅŸlarını tekbirler eÅŸliÄŸinde uçaÄŸa bindirdiler.
Görmek ve müdahale etmek lazım artık…
1) Bu uygulama “ÅŸehitlik” kavramına aykırı.
2) Halk tarafından tepkiyle karşılanıyor.
3) Absürt bir görüntünün ortaya çıkmasına yol açıyor.
* * *
Cenaze törenlerinde marş çalmak bir Hıristiyan âdeti. Bu yüzden de Mozart, Bethoven, Haendel, Mahler, Wagner ve Chopin gibi ünlü isimler, marş-lar bestelemişler. Özellikle de kendi cenazelerinde çalınmasını istemişler.
Biz de pek çok Batılı ülke gibi Chopin’inkini almışız, cenaze törenlerinde çalmaya baÅŸlamışız. DiÄŸer ülkeler alabilir ama bizimki garip! Çünkü Chopin’in “Ölüm Marşının” ilk iki ölçüsü kilise çanlarının vurgularını temsil ediyor. (Ä°rkin Aktüne’nin MüziÄŸi Okumak isimli kitabı.) Türkiye ise, Müslüman bir ülke. Åžehitlik de Ä°slam inancında var olan bir makam!
Bu “Ölüm Marşı” 1938’de ilk olarak Atatürk’ün cenaze töreninde ortaya çıkmış. Birileri “öyle yapalım” demiÅŸ ve bugüne kadar devam edip gidiyor. Atatürk yaÅŸasaydı, böyle yapar mıydı, buna onay verir miydi, o da tartışma konusu. Atatürk’ün bu konudaki düşüncesi net: “Artık bütün iÅŸleri Avrupa’nın emsallerine göre yapmak, yürütmek gibi birtakım zihniyetler belirdi. Halbuki hangi istiklal vardır ki, ecnebilerin nasihatleriyle, planlarıyla yükselebilsin? Tarih böyle bir hadiseyi kaydetmemiÅŸtir.”
* * *
Ä°lle de cenazelerde bir marÅŸ mı çalınmak isteniyor? Elimizde Buhurizade Mustafa Efendi’nin (Itri) bestelediÄŸi “tekbir” gibi bir eser var bizim. Hem de yeryüzünün en çok dinlenen müzik yapımı o. 17. Yüzyıl’da bestelenmiÅŸ ve dünya durdukça da dinlenecek.
“Ä°lle de marÅŸ” diyorsak, ÅŸehitlerimizi, “ÅŸehitlik” anlayışına uygun olan “tekbir”le uÄŸurlayalım!
Olmuyor, Chopin’in “Ölüm Marşı”, bu milletin inançlarına uymuyor. Hatta, ÅŸehitlerimizin manevi ÅŸahsiyetlerini zedelediÄŸi bile söylenebilir.
Åžimdi kimse kalkıp, “Bırakın neyle uÄŸurlanacağını da önce ÅŸehit vermemeye çalışalım” türünden sığ yaklaşımlarla ortaya çıkmaya çalışmasın. Elbette ÅŸehit vermemek için elimizden geleni yapalım. Ancak, ÅŸehitler olursa onları da canlarını verdikleri deÄŸerler ve milletin inancına uygun olarak uÄŸurlayalım.
Şehitlerimizi toprağa verirken, zulüm gibi kilise çanları çalmayalım!
Bunu istemek bu milletin en doğal hakkı.
* * *
Ãœstelik Chopin’in “Ölüm Marşı”nın topraÄŸa gömülmesini, en çok ÅŸehitliÄŸin sınırından dönenlerle, ÅŸehit olanların yakınları istiyor. Türkiye Gaziler Vakfı’nın yöneticileri CumhurbaÅŸkanlığı Makamı’na bu uygulamanın sona ermesi için baÅŸvurdular bile.
Kim mi bunlar?
Lokman Aylar: Bir gözünü ve böbreğini kaybetti. Diğer gözünde de yüzde 30 görme kaybı var. Kurşun parçası halen içeride duruyor.
Ayhan Batır: Bir ayağı protez.
Ahmet Özmen: Bir yıl komada kaldı. İç organlarında ciddi harabiyet var.
Abdullah Başar: Şehit babası.
Listeyi uzatmak ve gözyaÅŸları içinde inançlarımıza taban tabana zıt “Ölüm Marşı”na tepki gösteren, bunun “bir zulüm olduÄŸunu” söyleyen daha pek çok ÅŸehit yakınını peÅŸ peÅŸe sıralamak mümkün…
Şehitlerimizi toprağa verdik, bari geride kalan yakınları ve bu ülke için organlarını veren gazilerimizin tepkilerini görelim. Hiç olmazsa onlara saygı gösterelim ve seslerine kulak verelim.
Bitsin artık bu Müslüman mahallesinde salyangoz satma uygulaması!
Henüz yorum yapılmamış.