Güncel
'Cemaat ete kemiğe bürünmeye çalışıyor'
Al Jazeera'ye konuşan MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, mahkemenin kurultay kararını, “yanlı, taraflı ve hukuk dışı” olarak nitelendirdi. Yalçın, Cemaat'in MHP’ye müdahale ederek ete kemiğe bürünmeye çalıştığını söyledi.
Mahkeme kararının ardından Milliyetçi Hareket Partisi’nde adaylığını açıklayan üç isim, kurultayın 8 Mayıs’ta yapılması için kendi aralarında anlaÅŸmaya vardı. Ancak Genel Merkez’e göre bu anlaÅŸma bir “suç” niteliÄŸi taşıyor. Al Jazeera’nin sorularını yanıtlayan MHP Genel BaÅŸkan Yardımcısı Semih Yalçın, “Bu anlaÅŸmaya hangi sıfatla vardılar?” diye sordu. Genel BaÅŸkan Devlet Bahçeli’nin kurultaya iliÅŸkin Fethullah Gülen Cemaati ile ilgili deÄŸerlendirmeleri hakkında da konuÅŸan Yalçın’a göre cemaat “MHP ile ete kemiÄŸe bürünmeye gayret ediyor. Siyasi arenada mücadelesini devam ettirmek istiyor.”
Mahkemeden karar çıktı. Siz bu kararı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Biz bu kararı yanlı, taraflı, hukuk dışı bir karar olarak deÄŸerlendiriyoruz. Yargıya, karara saygılıyız ancak saygılı olmamız mahkeme kararı ile ilgili kanaatlerimizin olmasını engellemez. Sulh Hukuk Mahkemesi aldığı bu kararla Milliyetçi Hareket Partisi tüzüğünü uygulamamıştır. Esasında tüzüğün yerine kendisini koymuÅŸ, tüzükteki hükümleri görmezden geldiÄŸi için uygulamamıştır. Siyasi partiler kanununu da doÄŸru algılamamıştır. Bu konuda verilmiÅŸ emsal kararlar da mahkeme tarafından doÄŸru tahlil edilmemiÅŸtir. Bunlardan daha da önemlisi mahkeme gerekçeli kararı yazarken yetki sınırlarını aÅŸarak kendi alanı dışındaki meselelerde karar vermiÅŸtir. Tüm bunlar yetmiyormuÅŸ gibi Milliyetçi Hareket Partisi’ne demokratik usulleri öğretmeye kalkmıştır. Bunlar mahkemenin iÅŸi deÄŸildir. VerdiÄŸi kararları buna dayandırması da abestir.
Neden yanlı olsun mahkeme?
Bunu zaman gösterecek. Şu an için daha bir hafta bile olmadan, arka planını araştırmadan bunu söylemek oldukça zor. Ama zaman bunu gösterecek. Bu ülkede siyaset yapan ya da siyaset dışında kalan kurumlar zaman zaman tesir altında kalabiliyorlar. Neden olmasın?
Kimin tesiri altında kaldığını düşünüyorsunuz?
Onu zamanla göreceÄŸiz iÅŸte. Bunu ÅŸu anda keskin bir ÅŸekilde söylemek zor. Ama bir tesir altında kalındığı çok açık ve aleni. Bilgilerimiz, duyumlarımız var mı? Var. Fakat bunları örmeden, ÅŸekillendirmeden söylememek lazım. Bu karar netice itibarıyla mahkemenin Milliyetçi Hareket Partisi’ne müdahalesidir. Veya yargının siyasete müdahalesidir. Bu mahkemeyi kast ederek söylüyorum. Kendisini siyasetçinin veya partinin yerine koyarak bir hâkim karar veremez, vermemelidir. Ä°nceleyeceÄŸi alan farklıdır. Bunu yaparken eÄŸer siz alanın dışına çıkarak, üstünüze vazife olmayan kararlara imza atarsanız bu tesir altında kaldığınızın göstergesidir.
Ne olacak bundan sonra?
Bir üst mahkemeye müracaatımız olacak. Yanlış bulduğumuz bu kararın düzeltilmesini isteyeceğiz.
Ancak bir yandan da mahkemenin görev verdiÄŸi çaÄŸrı heyeti çalışmalarına baÅŸladı. Dün de Meral AkÅŸener, Sinan Ogan ve Koray Aydın bir araya gelerek kurultayın 8 Mayıs’ta yapılması için anlaÅŸmaya vardılar….
Çok güzel. Bu üç kiÅŸi hangi sıfatla bir araya gelip böyle bir karar alabiliyorlar? Åžuradan üç arkadaşımız da gelse, “Ben 9 Ekim’de istiyorum” dese, ne diyecek Genel Merkez veya mahkeme? Bu söylediÄŸiniz üç ismin daha genel baÅŸkanlık yarışına girip girmeyecekleri bile deÄŸil. Bu üç isme mahkeme böyle bir yetki mi verdi? Ne kadar büyük bir hata. Hukukta, siyasi partilerde var mı böyle bir ÅŸey? Siz hangi sıfatla bir araya geliyorsunuz?
İmza toplayan isimler oldukları için olabilir mi?
Hayır. Böyle bir yetki yok. Mahkeme zaten kendine göre bir kayyum atamış. Bu onların yapacağı bir iş. Bunların yetkisiz böyle bir karar almaları bir algı geliştirmektir. Bu bir suçtur. Bu üç ismin bir araya gelip de tarih tespitine karışması bir suçtur.
ÇaÄŸrı heyeti çalışmalarına devam edecek, kurultay ile ilgili hazırlıkları yapacak. Bu süreçte siz ne yapacaksınız? 8 Mayıs’a kadar Yargıtay’dan sonuç çıkmazsa kurultaya katılacak mısınız?
Biz üst mahkemeye müracaat edeceğiz ve yanıt bekleyeceğiz. Biz kurultayın yapılacağı kanaatinde değiliz. Hukuk dairesi içinde yol ve yöntemler üzerinden hareket ederek, bu kongrenin olmamasını, bu kararın düzeltilmesini sağlayacağız. Çok uzak tarihler bunlar. Önce bir kararları görelim.
Delegelerin ihraç edilmesi var mı gündeminizde?
Şu anda öyle bir şey yok.
Her iki kesim tarafından da bu süreçte “MHP’yi mahkeme kapılarına düşürdüler” tabiri kullanılıyor. Siz yönetim olarak burada belirleyici olduÄŸunuz için soruyorum, MHP mahkeme kapılarına düşmeyebilir miydi? Kurultayın yapılması bundan daha mı kötü olurdu?
MHP’yi davalık ettikleri, mahkemelik ettikleri doÄŸrudur. MHP Genel Merkezi hiçbir zaman, “Ben kurultay yapmayacağım” demedi. OlaÄŸanüstü deÄŸil, olaÄŸan yapacağım dedi.
Ama çok uzun bir zaman sonrasını iÅŸaret ettiniz…
Olabilir bu partinin, MYK’sının böyle bir karar alma yetkisi yok mu? Tüzüğe göre var. Bu karar mekanizmasında bulunan insanların bu kararı fazla irdelenmemeli. Bunun müsebbibi bu iÅŸi yapanlardır. MHP mahkeme kapılarına düşürülmeyebilirdi ama bunu müsebbiplerine muhataplarına sormalısınız.
Sayın Genel BaÅŸkan’ın dile getirdiÄŸi bir cemaat suçlaması var. Meral AkÅŸener’i kast ettiÄŸi belirtiliyor. Ne var bunun arka planında? Somut bir bilgi var mı elinizde? Neye dayanarak bu cemaat ile iliÅŸki suçlamasını yapıyorsunuz?
Sayın Genel BaÅŸkan’ın açıklaması ortada. Bu açıklamalar sadece son olaylarla ilgili deÄŸil. Sayın Genel BaÅŸkanın da yöneticilerin de son dönemde yaptığı açıklamaları üst üste koyduÄŸunuzda, cemaatin parti üzerinde bir takım tasarruflara meyil ettiÄŸini, bunun da bizim tarafımızdan kabulünün mümkün olmadığını görürsünüz. Sadece son dönemde en sert restleÅŸme 2010 yılında referandumda oldu. Sayın Genel BaÅŸkanımız Fethullah Gülen’i Türkiye’ye davet etti, orada da bir sıkıntılı hal oldu hatırlarsanız. O tarihten bu yana cemaatin partiyi ele geçirme gibi bir gayret içinde olduÄŸunu, gelinen noktada bu durumun alenileÅŸtiÄŸini görüyoruz. Bir parti genel baÅŸkanı elinde doÄŸru düzgün bilgiler olmadan böyle bir açıklama yapmaz zaten. Hele hele Sayın Devlet Bahçeli gibi çok titiz bir isim, elinde done olmaksızın böyle bir çıkışta bulunmaz.
Nedir bu doneler?
Bunları zaman içinde hep birlikte yaÅŸadık. Tek tek söylemeye gerek yok. Ama cemaat Milliyetçi Hareket Partisi’ni gözüne kestirmiÅŸ. Hatırlayın, daha önce zaman zaman CHP ile zaman zaman HDP ile ittifak etti. Ancak MHP ile ete kemiÄŸe bürünmeye gayret ediyor. Siyasi arenada mücadelesini devam ettirmek istiyor. Amaç bu gibi görünüyor. Dolayısıyla 1 Kasım’da oy kaybına uÄŸramış bir MHP’nin içiÅŸlerine müdahale etmek suretiyle bir kaos meydana getirmek, bir iç yarış oluÅŸturmak, kontrol ettiÄŸi isimlerle Milliyetçi Hareket Partisi’ni baÄŸlantılı ve bağımlı hale getirmek. Amaç bu. Genel BaÅŸkanımızın da bizim de karşı çıktığımız bu.
Size ulaşmış somut bir bilgi var mı?
Var tabii. Zaten daha ne olsun, UYAP’a girmiÅŸ Fethullah Gülen’in açıklamaları. En son Isparta’dan çıktı. “Bunu destekleyin” diye açıklamaları, ortada bu ÅŸahsın “Olsam gurur duyardım” diye açıklamaları var. GeçmiÅŸteki iliÅŸkileri, muhabbetleri var.
Peki, MHP nasıl bu müdahaleye elverişli hale geldi? Bu noktaya gelinmesinin sorumlusu kim?
Biz bir siyasi partiyiz, orada sorumluluk arayamazsınız. Her siyasi parti iktidar olmak için vardır. Ä°ktidar olurken, o makama ulaÅŸacakken halkın tümünden oy istersiniz. Siyasi parti sahaya çıktığı zaman, “Ben ÅŸu kesimden oy istemiyorum” diyebilir mi? Diyemez. DiyemediÄŸi gibi toplumun her kesimden isimleri de kendi vitrinine koyar. Bunu AKP de yapıyor, CHP de yapıyor, biz de geçmiÅŸte de yaptık. Bundan sonra da yaparız. İşçiyi temsilen bir işçi önderini, ya da toplumun deÄŸiÅŸik kesimlerinden isimleri koyarsınız, hepsinden oy alırsınız. Biz de kendi vitrinimizde deÄŸiÅŸik gruplardan isimleri koyduk, temsil edilmelerini saÄŸladık.
Cemaatin de temsil edilmesini sağladınız mı?
Sağlanmıştır tabii, bunu topyekûn silemezsiniz.
Meral AkÅŸener miydi bu isim?
İsimler üzerinden gitmeyelim. Bunlar gelir burada milletvekili olur, parti yöneticisi de olur ama bizde genel başkan olamazlar. Bizdeki temel eksen farklıdır. Genel başkan denilince kriterler farklılaşır. Bu kriterlerin illa tüzükte yazılı olması gerekmiyor. Bunlar aynı zamanda ülkücü, milliyetçi hareket mensuplarının vicdanında yazılı kriterlerdir.
Bugüne kadar bu isimlerden rahatsız deÄŸildiniz de neden ÅŸimdi rahatsız oldunuz. Meral AkÅŸener 1 Kasım’a kadar milletvekiliydi. Koray Aydın 1 Kasım’da dahi adaydı ama seçilemedi. Sinan OÄŸan da 7 Haziran öncesine kadar adaydı. Genel BaÅŸkanlık için aday oldukları için mi bu rahatsızlığınız ortaya çıktı?
Seçilseydi bunlar zaten, genel başkanlığa aday olmayacaklardı. Geçmişte rahatsızlıklarımız olmuş olabilir, bunları siz bilmezsiniz. Bunlar partinin iç işleri. Geçmişte Koray Aydın ile olmadı mı? Diğerleriyle olmadığını nereden biliyorsunuz? Şimdi o defterleri mi açacağız?
Siz bir ülkücü olarak, gelinen durumdan rahatsızlık duymuyor musunuz? Bir yönetici olarak kendinize dönük bir eleştiriniz var mı?
Üzüntü duyduğum doğrudur. Parti bu duruma getirilmemeliydi. Ama bu tip hadiseler 47 yıllık siyasi partimizde maalesef yaşandı. Ben ülkücü iradeye tamamen güveniyorum. Bunun da aşılacağı kanaatindeyim.
Seçim sonuçlarını bir başarısızlık olarak değerlendiriyor musunuz? Siz dışarıda olsaydınız, uzun dönemdir Genel Başkan ama özlenen iktidar olmadı.
Hayır gelemedi diye bir ÅŸey yok. Ä°ktidara da geldik bu dönemde. Hatta 47 yıl boyunca yüzde 18-19’a ulaÅŸtığı, iktidar olduÄŸu dönemler oldu. Bunu görmezden gelerek, sadece 1 Kasım sonucuna bakarak bir genelleme yapamayız. Biz 1 Kasım’da umduÄŸumuzu bulamadık, bunu da açık bir ÅŸekilde söyledik. O tarihten itibaren de gerek kurulan komisyonlarla, gerek parti yöneticilerinin tümü bunun neden böyle olduÄŸunu tartışıyor. Biz kendimizi sorgulamaktan kaçan bir hareket deÄŸiliz. GeçmiÅŸte 2002’de baraj altı kalındığında parti 2007’ye kadar kendisini sorguladı. Halk nezdinde de sorgulandı. 3.5 yıl dışarıda kalındığı noktada bunun hesabını da verdi. Bundan dolayı partimizin bir çekincesi olamaz.
Delegelerin imza vermesini nasıl anlamlandırıyorsunuz?
Haklarıdır. Farklı sebeplerle imzalarını vermiÅŸlerdir. Biz bunun nedenini sorgulamıyoruz, saygı duyuyoruz. Ama Genel Merkez’in de buna karşı tüzükten kaynaklanan bir hakkını kullanmasına saygı duymamız lazım. Biz dedik ki, “Bu konjonktürde sıkıntı yaratır. Sonbaharda baÅŸlayacağımız kongrelerle bunu yapalım”. Hatta il, ilçe kongrelerini de bu seneye çektik ki, rahat rahat yapılsın. Kurultay olmayacak diyen de yok. Arzu eden adaylar çıksın, buna da engel yok. Bizde olaÄŸanüstü kongreler çok namüsait zamanlarda yapılır. Bizi CHP ile karıştırmayın.
kaynak: aljazeera.com.tr
Henüz yorum yapılmamış.