Sosyal Medya

Güncel

AK Parti doÄŸru anayasa yolunda

İktidarın ilk planı Meclis’teki Anayasa Komisyonu’nun en az altı ay çalışması ve bu sürede kamuoyunun hem muhtemel bir yeni anayasanın kritik tercihlerini, hem de başkanlık sistemini tartışma şansı bulmasıydı.



Etyen Mahçupyan
 
Tabanda organize bir kampanya vasıtasıyla toplumun söz konusu yeni unsurları benimseyeceÄŸi öngörülmüştü. Ancak CHP, belki de ‘muhalefet’ olma mantığı gereÄŸi, bu planı bozdu. Komisyon’dan çekilirken de 82 Anayasa’sının deÄŸiÅŸtirilemez maddelerini ve parlamenter sistemi kendi kırmızıçizgileri ilan etti. Bu arada epeyce ironik bir biçimde halen yürürlükte olan anayasanın darbe ruhundan temizlenmesini de istedi. Sanki o darbe ruhu aynı anayasanın dibacesindeki deÄŸiÅŸtirilemez maddelerden meÅŸruiyet almıyormuÅŸ gibi… Amaç hem AK Parti’yi yalnızlaÅŸtırmak, hem de reformcu görünmekti.
 
***
 
Ä°ktidarın ikinci planı MHP’yi ‘denemek’ oldu. TürkeÅŸ’in de baÅŸkanlık sistemini savunduÄŸundan hareketle, MHP ‘asli’ kodlarına dönmeye davet edildi. Bu süreçte PKK’nın Kürt halkının çoÄŸunluÄŸunca da kabul edilmeyen ÅŸiddet stratejisi manen mahkum olmuÅŸ, CumhurbaÅŸkanı’nın dili de MHP’lilerin hoÅŸlanacağı bir sertliÄŸe kaymıştı. Ama belki tam da bu nedenle Bahçeli tehlikeyi sezdi. AK Parti’nin kendi tabanına talip olduÄŸunu, anayasa ve baÅŸkanlık konusunda verilecek bir desteÄŸin kendi partisini anlamsız kılacağını düşündü. Sonuç onun da aynen CHP gibi deÄŸiÅŸtirilemez maddelere ve parlamenter sisteme sahip çıkması oldu.
 
***
 
HDP’nin zaten kendisini konu dışı bıraktığı bu konjonktürde, böylece AK Parti bir anda tek başına kaldı. Ancak bu bir dezavantaj deÄŸil… Çünkü bütün bu siyasi taktiklerin ötesinde apaçık bir gerçek var: AK Parti’nin hayalindeki anayasa muhalefetin hayalindekinden daha demokratik ve daha özgürlükçü… Toplumun büyük kısmı bu mukayeseyi yapıyor. Ancak yine toplumun büyük kısmı, AK Parti’nin hayali ile ortaya çıkacak olan somut anayasa teklifinin ne kadar çakışacağı konusunda tereddüt geçiriyor.
 
DoÄŸrusu bu izlenimi yaratan da bizzat AK Partililer… İçi boÅŸ bir baÅŸkanlık retoriÄŸi bazı partililer ve destekçileri tarafından o denli zorlandı, baÅŸkanlık öylesine ‘her derde deva’ bir iksir gibi sunuldu ki, bunun kamuoyu nezdinde inandırıcı olma ihtimali kalmadı. Objektif bir gözle bakan herkes bu kampanyanın nedenini sorguladı ve verilen cevaplar AK Parti’ye itibar kazandıracak türden olmadılar.
 
***
 
Bugün iktidar üçüncü planı uygulamanın eÅŸiÄŸinde ve kaderin nihayet AK Parti’yi doÄŸru yöne sevk ettiÄŸini söyleyebiliriz. Başından itibaren partinin önünde iki alternatif vardı: 1- Ä°stenilen türde bir baÅŸkanlık sistemi yaratmak ve anayasayı bunun üzerine ‘giydirmek’. 2- Ä°stenilen anayasayı yaratmak ve baÅŸkanlık sistemini bu çerçevenin içine oturtmak. Kamuoyu algısı iktidarın bir kanadının birinci alternatifi istediÄŸi ÅŸeklinde oluÅŸtu ve açıkçası bu algı engellenmediÄŸi gibi, mantıksızca zorlandı.
 
***
 
Belki de iyi oldu… Çünkü sonuçta ilk alternatifin itibar kaybettiÄŸi, ikinci yolun kaçınılmaz hale geldiÄŸi bir noktadayız. AK Parti tabii ki baÅŸkanlık sistemini içeren bir anayasa için yola çıkacak, ama kritik tercihlerini yaparken yönetim sisteminin demokratik denetimini mümkün ve iÅŸlevsel kılmanın da zeminini yaratacak. Bugün kamuoyunun bütün dikkati bu noktaya yoÄŸunlaÅŸmış durumda. AK Parti seçmeninin de kabaca üçte biri aynı hassasiyete sahip.
 
AK Parti’nin önünde tarihsel bir fırsat var: Demokrasiye geçiÅŸi saÄŸlayacak bir anayasa yaparak toplumun yaratıcı enerjisini açığa çıkarmak. BaÅŸkanlık bu enerjinin daha doÄŸru yönlendirilmesi açısından iÅŸlevsel... Tabi önerilen sistem demokratik bir anayasanın ruhuna uygun olursa…              

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.