Güncel
Bulgaristan Türkleri neden bölündü?
Bulgaristan siyasetinde önemli ağırlığı olan Türkler bölündü. HÖH’ün eski genel başkanı, Rusya ile Türkiye arasındaki uçak krizinde Türkiye’den yana taraf olunca koltuğunu kaybetti, partiden ihraç edildi. Türkler şimdi ikinci bir parti kuruyor. Bulgaristan’daki Türkler arasındaki bölünmenin nedenlerini Sofya’da taraflarla konuştuk. Ortaya, mafyavari tehdit iddialarının da içinde yer aldığı ilginç gelişmeler çıktı.
Ä°rfan Bozan - aljazeera.com.tr
Tarih, 25 Kasım 2015. Yer Bulgaristan Parlamentosu. Parlamentodaki siyasi partiler tek tek söz alarak Türkiye’nin sınırını ihlâl eden Rus uçağını düşürmesi konusunda görüş bildiriyor. Görüş bildirenlerden biri de üyelerinin çoÄŸunluÄŸunu Türklerin oluÅŸturduÄŸu Hak ve Özgürlükler Hareketi (HÖH) Genel BaÅŸkanı Lütfi Mestan. Mestan’ın, Türkiye’ye destek verdiÄŸi konuÅŸmasının bir bölümü ÅŸu ÅŸekildeydi:
“.…Yadsınamaz bir gerçek ki, son ayda Rusya Hava Kuvvetleri, Türkiye Cumhuriyeti’nin hava sahasını birçok kez ihlâl etti. Bunun, Türkiye’nin birçok kez Ankara Büyükelçisi ve Askeri AtaÅŸesi ÅŸahıslarında Rusya Federasyonu’na resmi uyarılarına raÄŸmen yapıldığına dair bilgi mevcut. Bu olgular NATO üyesi ülkelerin büyükelçilerinin olaÄŸanüstü görüşmesinde beyan edilen NATO’nun resmi pozisyonunda doÄŸrulanarak, bir kez daha her ülkenin egemenliÄŸini koruma hakkı tanınmıştır. Her hangi bir NATO üyesi ülkenin hava sahası ve egemenliÄŸinin ihlâl edilmesi Atlantik BirliÄŸi’nin hava sahası ve egemenliÄŸinin ihlâl edilmesi anlamına gelmektedir…”
Mestan, Rusya ile Türkiye arasında kriz çıkaran uçak düşürme olayının ardından, NATO referansıyla Türkiye tarafında yer aldığını belirten bu açıklamayı yaparken yaklaşık bir ay sonra genel başkanlık koltuğunu kaybedip partisinden ihraç edileceğinden habersizdi. Genel başkanlığını yaptığı HÖH ülkenin yıllardır üçüncü büyük siyasi gücü olmuş. 2014 seçimlerinde yüzde 14 oy alarak ikinciliği yüzde bir ile kaçırmış bir hareketti. HÖH aynı seçimde 240 sandalyeli parlamentoda 38 milletvekili ile temsiliyet kazanmıştı.
Onursal BaÅŸkan Ahmet DoÄŸan: Bu bildiri bir gaf
Bu konuÅŸmadan sonra, parti içinde kapalı kapılar ardında yapılan tartışmaların su yüzüne çıkması üç hafta sonra, yani 17 Aralık 2016 tarihinde oldu . Her yıl HÖH Kurucu Genel BaÅŸkanı Ahmet DoÄŸan, geleneksel yeni yıl yemeÄŸinde konuÅŸma yapar, kamuoyu önünde genel ifadelerle partiye yönelik bazı uyarılarda bulunurdu. Her yıl olduÄŸu gibi 17 Aralık akÅŸamı da HÖH’ün bütün teÅŸkilâtı, bütün milletvekilleri Sofya’daki akÅŸam yemeÄŸinde yerlerini aldı. YemeÄŸin ardından Ahmet DoÄŸan kürsüye geldi. KonuÅŸmasına uluslararası dış politika analizi ile baÅŸlayan DoÄŸan, üç yıl önce genel baÅŸkanlık koltuÄŸunu devrettiÄŸi Lütfi Mestan’ı, içinde aÅŸağıdaki ifadelerin geçtiÄŸi sözlerle eleÅŸtirdi.
“Sevgili arkadaÅŸlar, herkes en iyi neyi anlıyorsa onu yapsın, ona yaptırılanı veya buyurulanı yapmasın. Bu karmaşık zamanda olaylar öyle bir hale dönüşebilir ki, yıllarca çözemeyeceÄŸimiz sorunlar yaratabilir… Benim için bu bildiri bir gaftı Sayın Mestan…. Böyle bir ortamda herkes “beÅŸinci kol” veya “altıncı kol”un desteÄŸini arar. Bu oyunu oynamak isterseniz, bu siyasi bir faciadır. Ben beÅŸinci veya altıncı kol olmak istemem.”
"Keşke başbaşa konuşsaydı"
DoÄŸan’ın konuÅŸması salonda ortamın buz kesmesine neden oldu. Salonda bulunan kiÅŸilerden biri de, son yaÅŸanan olaylar üzerine HÖH’ten istifa eden, ÅŸu anda da Lütfi Mestan ile yeni parti kurma hazırlığı içinde bulunan Hüseyin Hafızov’du. Hafızov, o geceyi Al Jazeera’ya şöyle anlattı:
“Hepimiz orada ÅŸok olduk. Bugün Ahmet DoÄŸan yanlısı olan birçok kiÅŸi orada rahatsızlığını dile getirdi. Åžoke olan belediye baÅŸkanları vardı. ‘Bu kadar insan önünde yapılır mı? Bunu burada yapmayacaktı, keÅŸke baÅŸ baÅŸa konuÅŸsaydı. Lütfi Mestan’a bu kadar kiÅŸi önünde eleÅŸtiriye ne gerek vardı?’ diye konuÅŸuldu.”
Aynı toplantıda, Lütfi Mestan’ın ayrılmasından sonra HÖH’ün eÅŸ baÅŸkanlık görevini yürüten üç isimden biri olan RuÅŸen Rıza da bulunuyordu. Ahmet DoÄŸan’ın konuÅŸmasını destekleyen Rıza, Al Jazeera’ya ÅŸunları söyledi:
“Ahmet DoÄŸan’ın konuÅŸması genel jeopolitik bir deÄŸerlendirmeydi. Siyaset bilgisi yüksek olan, bunca sene partiye baÅŸkanlık yapmış olan birisinin jeopolitik bir deÄŸerlendirmesiydi. Bulgaristan’da halkın yüzde 80’i Slav yani Bulgar. Åžimdi bizim tarih kitaplarımıza baktığınızda, Bulgaristan tarih kitabı bir roman gibi burada. Türkleri, Osmanlıları hep kötülüyorlar. Bulgarların Türklere karşı tarihten gelen bir antipatisi var, biz bunu burada yaşıyoruz. Halkın Ruslara karşı da bir sempatisi var. BaÅŸkanın dediÄŸi, uçak düşeli daha 1-2 gün olmuÅŸ. NATO, Pentagon, Avrupa BirliÄŸi görüş belirlememiÅŸ, kimse taraf olmamış; böyle bir dönemde Bulgaristan’ın gerçeklerini de dikkate almayarak böyle bir bildiri yayımlamak bu zamanda doÄŸru deÄŸil.”
Mestan’a ‘mafyavari’ tehdit iddiası
Ahmet DoÄŸan’ın bu konuÅŸmasının sonrasındaki hafta, Bulgaristan’da yaÅŸayan Türklerin kaderini belki yıllarca etkileyecek geliÅŸmeler oldu. Ama, önce yemeÄŸin ertesi gününe dönelim.
Lütfi Mestan’ın en yakınındaki isimlerden, bu kritik haftayı onunla yaÅŸayan ve onunla siyasette yürümeye karar veren milletvekili Hüseyin Hafızov, yemekten bir gün sonra Lütfi Mestan’a gelen bir telefona dikkat çekiyor.
“Ayın 18’inde, yani yeni yıl yemeÄŸinin bir gün sonrasında, biz Lütfi Mestan ile görüşme yaptık. Bu durumdan nasıl çıkacağız diye aramızda bir konuÅŸma yaptık. Aynı gün bizim konuÅŸmamızdan sonra HÖH milletvekili Delyan Peevski, Mestan’ı arıyor. Ä°stifasını istiyor. Hatta ‘Åžu gün, ÅŸu saatte, ÅŸunu söyleyerek istifa edeceksin; istifa etmezsen benimle iÅŸin olacak, benim kim olduÄŸumu biliyorsun” diyor. Ä°stifa için son tarih olarak da 22 Aralık’ı gösteriyor. Tehdidin ne mahiyette olduÄŸunu söylemek için henüz erken olduÄŸunu düşünüyorum. Tehlike daha geçmiÅŸ deÄŸil. Peevski, Ahmet DoÄŸan’ın haberi olmadan bir ÅŸey yapmaz. Bu ültimatom sonrası Lütfi Mestan bizimle danışarak, celâdet sahibi olduÄŸunu gösterdi istifa etmedi. Ahmet DoÄŸan bunu yaptırarak ÅŸu mesajı veriyordu: ‘Benimle deÄŸil mafya babası ile ÅŸu an karşı karşıyasın.’ Ahmet DoÄŸan, Mestan’ı çağırabilirdi, onu telefon ile arayabilirdi. Ä°kaz veya sitemde bulunabilirdi. Ä°stekte bulunabilirdi ama DoÄŸan, Peevski ile ültimatom yolunu tercih etti.”
Delyan Peevski kim?
Delyan Peevski, Bulgaristan’ın tanınmış isimlerinden, ülkedeki medya organlarının yarısından fazlasını kontrol ediyor. Gazeteleri ve TV kanalları var. 2009 genel seçimleinde HÖH milletvekili oldu. Hakkında yolsuzluk iddiaları da bulunan Peevski, 2013 yılında Bulgaristan istihbarat teÅŸkilâtı Devlet Ulusal Güvenlik Ajansı'nın (DANS) baÅŸkanlığına atandı. Ancak, binlerce kiÅŸi atamayı protesto etmek için sokaÄŸa çıktı. Bunun üzerine dönemin baÅŸbakanı Plamen OreÅŸarski atama için halktan özür diledi, Peevski de aynı gün istifa etmek zorunda kaldı. Peevski’nin HÖH’ten milletvekili adayı olmasına HÖH tabanı da tepki göstermiÅŸ ama, tepkiler parti yönetimince dikkate alınmamıştı.
Hâlen HÖH EÅŸ BaÅŸkanı olan RuÅŸen Rıza ise istifa ve tehdit iddialarına iliÅŸkin, “Biri ona demiÅŸ mi, dememiÅŸ mi, istifa versin diye? Ben buna ÅŸahit deÄŸilim” diyor.
Mestan korumasız kaldı, Türk BüyükelçiliÄŸi’ne sığındı.
Bu arada, Lütfi Mestan, okuduÄŸu bildirinin arkasında hep durdu. “Yine olsa, yine okurum” açıklamaları yaptı. Bulgaristan medyası HÖH içindeki tartışma haberlerine büyük yer ayırmaya baÅŸladı. HÖH milletvekili Peevski’nin “istifa için son tarih olarak gösterdiÄŸi” 22 Aralık’ta ilginç bir geliÅŸme daha oldu. O geliÅŸmeyi ve sonrasında yaÅŸananları Hüseyin Hafızov şöyle anlattı:
“Lütfi Mestan’ın korunma seviyesi Bulgaristan CumhurbaÅŸkanı ve BaÅŸbakanı seviyesindeydi. Lütfi Mestan’ın korumalarının başındaki subay, 22 Aralık günü akÅŸama doÄŸru Mestan’a diyor ki; ‘Sayın BaÅŸkan ÅŸu andan itibaren sizden korumalar geri çekiliyor, siz ÅŸu andan itibaren bizim himayemizde deÄŸilsiniz, çok özür diliyorum.’ Bu tarih ve saat Peevski’nin telefonda Mestan’a istifa için tanıdığı sürenin sonu. Mestan hemen Bulgaristan CumhurbaÅŸkanı’nı arıyor. CumhurbaÅŸkanı’na bilgi veriyor. CumhurbaÅŸkanı’nın ne söylediÄŸinin içeriÄŸini tam olarak biliyorum, eÄŸer söylersem büyük bir skandal patlar. Onu ÅŸimdi size söylemeyeceÄŸim ama bir gün mutlaka söyleyeceÄŸim. En sonunda CumhurbaÅŸkanı, ‘Yarın öğleye doÄŸru sizi arayacağım’ diyor. O gün Mestan, Türk BüyükelçiliÄŸi’ne akÅŸam yemeÄŸine gidecekti. Mestan durumu büyükelçiye aktarınca, Büyükelçi araba gönderdi. Mestan ailece BüyükelçiliÄŸe sığınmak zorunda kaldı. O akÅŸam orada birkaç saat kaldı. Özel koruma ekibi ayarlanınca da bir dostunun güvenli evine gitti.”
HÖH EÅŸ BaÅŸkanı RuÅŸen Rıza’nın bu geliÅŸmeyle ilgili deÄŸerlendirmesi ise ÅŸu ÅŸekilde oldu:
“Korumalar bence çekilmedi. Ama emin de deÄŸilim, yönlendirmek de istemiyorum. Çok ÅŸey yazıldı. Her yazılan doÄŸru deÄŸil, taraflı yazılar da var. Algı yönetimi de var.”
Genel Başkan partiden ihraç edildi
23 ve 24 Aralık ise Sofya’da HÖH tarihinin en hareketli günlerine sahne oldu. 22 Aralık’taki koruma krizinin ardından HÖH, 24 Aralık günü Merkez Konseyi Toplantısı yapacağını duyurdu. Toplantı, partinin Onursal Genel BaÅŸkanı Ahmet DoÄŸan’ın konutunda yapılacaktı. Toplantı kararından, partinin genel baÅŸkanı olan Lütfi Mestan’ın haberi yoktu. Mestan toplantıyla ilgili olarak HÖH Genel BaÅŸkan Yardımcısını, yani kendi yardımcısı RuÅŸen Rıza’yı aradı. Rıza’nın anlatımlarına göre, telefon konuÅŸması şöyle geliÅŸti:
“Mestan, beni aradı, ‘Ben gelebilir miyim, davetli miyim’ diye? ‘Sen Genel BaÅŸkansın, ilk sıradasın tabii katılabilirsin’ dedim. ‘Ama beni salacaklar mı?’ dedi ‘Ne demek salacaklar mı?’ diye sordum. Ertesi sabah haberler çıktı, Lütfü Mestan saat 11’de Kırcaali’de basın toplantısı düzenliyor diye. Bizim toplantımız saat 13’deydi. Bütün bunları dikkate alarak ihraç oldu. Toplantıya gelse görevde kalır mıydı? Emin deÄŸilim. Belki sadece parti baÅŸkanlığından indirilirdi.”
Hüseyin Hafızov ise bu görüşmeyi farklı anlatıyor.
“Aynı gün Mestan ile güvenliÄŸini saÄŸlamış bir ÅŸekilde Sofya’daydık. Belediye baÅŸkanları, milletvekilleri kendisini arıyor, toplantı gündemini soruyor, gündemi tahmin ediyoruz, Mestan konusu diye düşünüyoruz. Toplantı mekânı olarak Ahmet DoÄŸan’ın yaÅŸadığı bir mekâna davet ediliyoruz. Saat belli, yer belli, gündem belli deÄŸil, her zaman toplantı yaptığımız bir yer deÄŸil. Hepimiz orada bir baskı olacağını, bir kiÅŸinin isteÄŸi üzerine kararlar alınacağını düşünüyoruz. Mestan, BaÅŸkan Yardımcısı RuÅŸen Rıza’yı aradı. 23’ünü 24’üne baÄŸlayan gece Mestan, RuÅŸen Rıza ile konuÅŸtu. ‘Toplantıya gelmek istiyorum, niye davetli deÄŸilim?’ diye sordu. Parti genel baÅŸkanının haberi yok. Genel BaÅŸkan “Ben de gelebilir miyim?’ diye soruyor. RuÅŸen Rıza, ‘Ben bu kararı alamam, yetkim yok ama danışacağım, yarın sabah 9:30’da haber veririm’ diyor. ‘Gelme hakkına sahipseniz size 9:30’a kadar haber veririm’ dedi, aramadı, sonra da aramadı.”
RuÅŸen Rıza ise, 24 Aralık’ta yapılacak parti toplantısı öncesinde Türk BüyükelçiliÄŸi’nin devreye girmesini eleÅŸtiriyor:
“24 Aralık 2016’da yapılacak partimiz Hak ve Özgürlükler Hareketi’nin (HÖH) Merkez Konseyi toplantısı öncesinde, 23 Aralık 2016 akÅŸamı Türkiye’nin Sofya BüyükelçiliÄŸi bütün parti yetkililerini, belediye baÅŸkanlarını telefon edip BüyükelçiliÄŸe davet etti. Ben daha önceden Büyükelçi ile konuÅŸmuÅŸtum, gitmedim. Partimizin iki belediye baÅŸkanı ve 3 milletvekilimiz bu toplantıya gitti. Örgütümüz büyük çoÄŸunlukla Büyükelçi’nin toplantısına gitmedi, parti toplantısına geldi. BüyükelçiliÄŸin araması, bütün örgütü davet etmesi, Lütfi Mestan’ın Merkez Konseyi toplantısı öncesi basın toplantısı yapması, tüm bunlar Merkez Konseyi kararlarında etken oldu. BaÅŸkaları karışmasaydı, biz sorunumuzu parti içinde halledebilirdik, buraya kadar da gitmezdi. Biz Türkiye konusunda dikkatli davranmaya çalışıyoruz, ne kadar baskı olsa da üzerimizde hiçbir ÅŸey sızdırmamaya çalışıyoruz. Bir devletin baÅŸka bir ülkedeki partinin iÅŸlerine karışması doÄŸru deÄŸil bence.”
Rıza’nın eleÅŸtirdiÄŸi Türk BüyükelçiliÄŸi’deki toplantıya giden isimlerden biri de Hüseyin Hafızov. Hafızov toplantı deÄŸil, görüşme olarak nitelediÄŸi ziyareti şöyle anlattı:
“Toplantı deÄŸil ama Büyükelçi ile görüşme yaptım. O sıralarda bu olaylar herkes tarafından konuÅŸuluyordu. Bulgaristan’da Delyan Peevski adında bir milletvekili, üyelerinin çoÄŸunluÄŸunu Türklerin oluÅŸturduÄŸu koskoca bir partinin baÅŸkanına, ‘Ä°stifa et’ deme cüretini görüyor. Bunu birileri duymuÅŸsa Büyükelçi, Konsolos bunu merak etmiÅŸtir. Burada karışma yok, merak etme var. Evet, aynı gece ben kendisine bildiklerimi ve pozisyonumu anlatmak için gittim. Ben kendisine gidip rahatsızlığımı dile getirdim. Dedim ki, ‘Sayın Büyükelçi, bu yalnız Lütfi Mestan’a deÄŸil halkımıza yapılmış bir ayıp, tehdit gibi algılıyorum, bu haksızlıktır, bundan dolayı sizi bilgilendirmek istiyorum’ dedim.”
24 Aralık günü HÖH, partinin kurucu ve Onursal Genel BaÅŸkanı Ahmet DoÄŸan’ın evinde Merkez Konseyi toplantısı yaptı ve siyasi tarihte az rastlanacak bir kararla Lütfi Mestan’ı genel baÅŸkanlıktan aldı, partiden de ihraç etti.
Bulgar gazeteci Kulov: Rusya-Türkiye kavgası yaşanıyor
Ä°hraç kararının ardından dört milletvekili HÖH’ten istifa etti. Tüm bu yaÅŸananlara Bulgaristan medyası büyük ilgi gösterdi. HÖH milletvekili Peevski’nin sahip olduÄŸu medya organlarında Mestan için “Vatan haini, Türk casusu” suçlamaları yapıldı. Kırcaali’de yaÅŸayan ve Türk toplumunu yakından izleyen Bulgar Gazeteci Georgi Kulov’a göre, HÖH’te yaÅŸananlar, Türkiye-Rusya arasındaki uçak krizinden bağımsız deÄŸil.
“Rus uçağı krizi yaÅŸanmadan önce iki ülke, Rusya ve Türkiye HÖH’e direkt müdahale etmek istemiyordu, ancak uçaktan sonra iÅŸler deÄŸiÅŸti. Ortada çıkarlar mevzusu var. Çıkarlar yüzünden bir denge saÄŸlanıyordu. O denge istikrarı koruyordu. Åžimdi o istikrar bozuldu. Görüntüde, bir Rusya-Türkiye kavgası yaÅŸanıyor. Åžunu da unutmamak lazım tabii, HÖH yönetimine öteden beri tabanda, Türk ve Müslüman toplumda hep bir muhalefet vardı.”
Eski HÖH Milletvekili Hafızov: Rusya gücünü ispatlamaya çalıştı
Hüseyin Hafızov da yaÅŸananlarda Rusya faktörüne iÅŸaret ediyor ve HÖH yönetimine, özellikle Ahmet DoÄŸan’a sert eleÅŸtirilerde bulunuyor.
“HÖH’ün bugün farklı merkezlere hizmet ettiÄŸini düşünüyorum. O merkezlerden birinin Rusya olduÄŸunu düşünüyorum. Rusya bire bir, güncel olarak her türlü siyasi eylem ve planlara karışmaz, en önemli noktalarda yılda bir defa, 10 yılda bir defa sana iÅŸ yaptırır, ama istediÄŸi gibi yaptırır. Bu da onlardan biriydi. Rusya, Türkiye’yi zor durumda bırakacak; Türkiye’ye, yurtdışındaki Türklerinden bile destek alamadığını göstermek için ‘Ben, senin Türklerin arasında bile merkez kurmuÅŸum, ben senin sevdiÄŸin ve seni seven Türkleri bile bölebiliyorum, sen Türkiye olarak çok kendine güvenme. Balkanlara, ben bir ÅŸekilde sahibim, hatta kendi taraftarlarını bile küçük cebime koydum’ demek istiyor. Rusya, Ahmet DoÄŸan’a bunu yaptırarak, Türkiye ve dünyaya gücünü, kuvvetini ispatlamaya çalıştı. HÖH gibi ciddi ve büyük tecrübeli bir oluÅŸum, Ahmet DoÄŸan gibi bir siyasetçi, bu yanlışı tesadüften veya bilinçsizlikten geliÅŸigüzel yapmaz. Bu yanlışı kendilerine Rusya yaptırdı.”
HÖH EÅŸ BaÅŸkanı RuÅŸen Rıza: Biz Türkiye’yi anavatan kabul ediyoruz
HÖH EÅŸ BaÅŸkanı RuÅŸen Rıza ise, geliÅŸmelerle Rusya’nın iliÅŸkisi olmadığını savunuyor. Rıza, Türkiye karşıtı bir pozisyonlarının asla olmadığını, ama iÅŸleyiÅŸlerine karışılmasını da istemediklerini söylüyor:
“YaÅŸananlar, Türkiye-Rusya krizinin yansıması deÄŸil. Bu yanlış deÄŸerlendirme. Türkiye Devleti ile de iÅŸ birliÄŸi yapmaya hazırız. Türkiye’de hepimizin akrabası var, benim ablam da orada. Biz Türkiye’yi anavatan gibi kabul ediyoruz. Türkiye’ye sevgimiz de, saygımız da sonsuz, bunu hep dile getirdik. Böyle olmaması anormal zaten, ben sonuçta Türküm. Ben Türkiye’den taraf olurum. Ama Türkiye’nin iÅŸleyiÅŸimize karışmasını da istemiyoruz.”
Yaşanan tüm bu gelişmeler, Bulgaristan siyasetinde önemli bir ağırlığa sahip Türk politikacıları böldü. Lütfi Mestan ve arkadaşları Bulgarca baş harfleri DOST olan Sorumluluk, Özgürlük ve Hoşgörü için Demokratlar adıyla yeni bir parti kurmaya karar verdi. Parti kuruluş kongresini 10 Nisan Pazar günü yapıyor.
Yukarıdaki tüm gelişmelerin iki önemli aktörü Ahmet Doğan ve Lütfi Mestan ile görüşme taleplerimize yanıt alamadık.
Henüz yorum yapılmamış.