Güncel
Çocukları cinsel tacizden koruma - Mücahit Öztürk
Maalesef her yaşta çocuk cinsel tacize maruz kalabilir. Ancak yaklaşık 3 yaş civarında çocuklar cinsel taciz ile ilgili bir anlatımda bulunabilirler. Bu nedenle erken yaşlardan itibaren çocukların bedenlerini tanımalarıma fırsat verilmeli ve el, ayak, ağız, burun nasıl öğretiliyorsa mahrem bölgeleri de tanıtılmalı ve öğretilmelidir.
Maalesef her yaÅŸta çocuk cinsel tacize maruz kalabilir. Ancak yaklaşık 3 yaÅŸ civarında çocuklar cinsel taciz ile ilgili bir anlatımda bulunabilirler. Bu nedenle erken yaÅŸlardan itibaren çocukların bedenlerini tanımalarıma fırsat verilmeli ve el, ayak, ağız, burun nasıl öğretiliyorsa mahrem bölgeleri de tanıtılmalı ve öğretilmelidir. Ancak kendi bedenini tanıyan bir çocuk kendisine yönelik kötü niyetli davranışları anlayabilir. En erken dönemde çocuÄŸa, yabancı birisi mahrem bölgelerine dokunduÄŸunda “hayır” demesi öğretilmelidir. Çocukların sözel ifade becerilerinin yetersiz olması kendine yönelik tacizi anlatma ve tanımlama zorluÄŸu yaÅŸatır. Özellikle küçük çocuklar cinsel tacizin ilk dışa vurumunu resimlerinde ve oyunlarındaki simgelerle yaparlar.
Çocukların cinsel tacizden kendilerini korumalarını ve olayı hemen bizimle paylaşmalarını istiyor isek erken dönemden itibaren onlara mahremiyet duygusunu ve algısını yerleştirmemiz gerekir. Vücudun mahrem bölgelerine bakılmaması, baktırılmaması, dokunulmaması ve dokundurulmaması gerektiği uygun bir dille çocuğa anlatılmalıdır. Mahremiyet kavramını anlatabilmek için, bizim de evde mahremiyet ölçülerine uymamız gerekir. Örneğin çocuklarıyla çıplak şekilde banyoya giren, onların yanında çok rahat bir şekilde giyinip soyunan anne babalar bu kavramı doğru şekilde öğretemezler.
Çocukların tacizi yakınlarına anlatmamalarının en önemli nedeni tacizi yapan kişinin çocuğu çeşitli tehditlerle korkutması ya da tacizi açıklasa da ona kimsenin inanmayacağı, yalan söylediğini düşünecekleri ve çok kızacakları şeklindeki telkinlerle kandırmasıdır. Çocuğun başına gelenleri rahatça anlatabilmesi için ona güven vermemiz çok önemlidir. Onunla bu konuyu konuşurken sakin olunmalı, anlattıklarına aşırı duygusal tepkiler vermemeli ve çocuğu adeta sorgular biçimde konuşma sürdürülmemelidir. Çocuğun sözü kesilmeden sabırla dinlenmeli, suçlayıcı dilden uzak durulmalıdır. Konuşmanın başında ne olursa olsun onu çok sevdiğimiz, asla ona kızmayacağımız ve mutlaka onu koruyacağımız açıkça ifade edilmelidir. Çocuk onu anladığımız, suçlamadığımız ve yanında olduğumuz mesajını almalıdır. Ancak böyle bir konuşma hedefine ulaşabilir. Konuşmanın hedefi ise önce çocuktan doğru bilgileri almak, daha sonra da tacize karşı onu koruyacağımız düşüncesini aktararak rahatlamasını sağlamaktır.
Çocuklardaki bazı fiziksel ve psikolojik belirtiler cinsel taciz varlığı riskini akla getirmelidir. Ancak bu belirtileri tacize özgü belirtiler olmayıp başka durumlarda da ortaya çıkabildiğinden özellikle bu durumdan şüphelenilen çocuklarda dikkatlice ele alınmalıdır. Çocuğun genital bölgesinde renk değişimi, yara veya ağrı olması, tuvalet sırasında ağrı ve yanma hissi, aniden başlayan idrar veya gaita kaçırma bu belirtilerdendir. Travmaya maruz kalan çocuğun kısa ve uzun dönemde vereceği ruhsal tepkiler de anne baba için uyarıcı olmalıdır. Uyku bozuklukları, kâbus görme, seslerden ani irkilme, içe kapanma, oyuncaklara ilgide azalma ve daha büyük çocuklarda ise ders başarısında düşme, öfke nöbetleri, evden veya okuldan kaçma, kendine zarar verici davranışlar en sık karşılaşılan ruhsal tepkilerdir.
Cinsel tacizin kimden geleceÄŸini kestirmek mümkün deÄŸildir. Çok güvendiÄŸimiz ve hiç aklımıza gelmeyecek kiÅŸiler dahi cinsel tacizde bulunabilirler. Bu nedenle anne babaların, her ne ÅŸekilde olursa olsun cinsel tacizi ima eden söz ve davranışları ciddiye almaları ve olayın üzerine gitmeleri gerekir. Burada yapılacak en büyük hata “o yapmaz” deyip çocuÄŸun söylem ve davranışlarını ciddiye almamaktır.
Henüz yorum yapılmamış.