DemirtaÅŸ'tan BaÅŸbakan'a 'Sur' eleÅŸtirisi

Ajanslarda yer alan bilgide; HDP EÅŸ Genel BaÅŸkanı Selahatttin DemirtaÅŸ, BaÅŸbakan Ahmet DavutoÄŸlu'nun Diyarbakır ziyaretinde “Sur'da bir evimin olmasını istiyorum” sözleriyle ilgili,  “BaÅŸbakan olarak müteahhit gibi bakamazsın. Sur'da benim evim olsun, diyemezsin. Burada ne kadar rant çıkar, kaç kiÅŸiye dağıtırız, diyemezsiniz” dedi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Parti Meclisi, Eş Genel Başkan Selahattin Demirtaş başkanlığında genel merkez binasında toplandı.

DemirtaÅŸ, toplantının basına açık kısmında yaptığı konuÅŸmada BaÅŸbakan Ahmet DavutoÄŸlu'nun Diyarbakır ziyaretinde “Sur'da bir evimin olmasını istiyorum” sözleriyle ilgili,  “BaÅŸbakan olarak müteahhit gibi bakamazsın. Sur'da benim evim olsun, diyemezsin” dedi.

Demirtaş'ın konuşmasından satırbaşları şöyle:

Bir yerde insan hakları ile ilgili bir çalışma yapmak istiyorsanız öncelikle o devlette, o ülkede ifade özgürlüğünü incelemeniz yeterlidir. O ülke insan haklarını içselleştiriyor mu? İnsan haklarını pratikte saygılı mı? Görmek istiyorsanız tek tek başlıklara bakmamıza gerek yok. İfade ve düşünce özgürlüğüne bakmanız gerekiyor.

Neden bu kadar deÄŸerlidir… YaÅŸam hakkı kutsal bir haktır. Ama ifade özgürlüğü olmazsa geri kalan bütün insan hakları ihlali mümkündür. Türkiye de yaÅŸandığı gibi hak ihlalleri üstü örtülen bir hale gelebilir.

Bazı üniversite rektörleri ‘polise 24 saat üniversiteye girebilirsin' izni vermiÅŸ. Dersten öğrencileri gözaltına alabilirsin izni verilmiÅŸ. Bu öğrenciler ne yapmış barış istedikleri için bunlar yapılıyor. Aynı ÅŸekilde muhalif gazeteciler baskı altına alınıyor.

Çağlayan Adliyesi'nde bir avukat darp edildi. Kaburgası kırıldı. Adliye avukatın işyeridir. Hakim. savcı ve avukatlar yargının üç ayağını oluşturuyor. Savunma ayağı olmadığı zaman yargıdan bahsedilemez. Bu darpta yargının diğer ayağı savcının verdiği izinle oldu.

"KARANLIK DİKTATÖRLER İÇİN EN GÜVENİLİR ALANDIR"

Almanya'da bir klip yayınlandı. Buradan müdahale edildi. Almanya'da yayınlanan bu klibin yasaklanmasını istediler. Çılgınlaşmanın sınırı aklını yitirmenin sınırı yoktur. ABD'de böğüren çağıran korumalar bütün bunlar diktatörlüğün fotoğrafıdır. Diktatörlükler düşüncelerden korkarlar. Işıktan korkarlar. Karanlık diktatörler için en güvenli alandır.

"DÄ°RENEN BÄ°R BÄ°Z KALMIÅžIZ"

Saray yaptıklarımızdan rahatsız oluyorsa demek ki doğru yoldayız. Ölçüsü şirazesi kaymış bir şahsiyetten bahsediyoruz. Klinik bir vakadan bahsediyoruz. Ülkede kendisine muhalefet eden herkesi düşman gören durumdan bahsediyoruz.

Direnen bir biz kalmışız. Saray'ı çılgınlaÅŸtıran da bu direniÅŸimizdir. AKP'liler bile kamuoyuna açık konuÅŸamıyorlar. Tek adam yönetimi hevesiyle buraya kadar bu çılgınlık gelmiÅŸse bundan sonra ülkenin nereye gideceÄŸini tahmin edemeyiz” dedi.

Şimdi fısıltıyla konuşuyorlar. Çoğununuz bakan ve cumhurbaşkanı dahi oldunuz. Bu canavarı siz bu güne getirdiniz. Bu gün barıştan bahsedemiyorsak AKP'nin içinde bu durumun farkında olup da konuşmayanlar suçlu olacaktır. Tek kişilik bir devlet yarattınız. AKP içindekiler bu günahlara daha fazla sessiz kalmaması gerekiyor.

"BAÅžBAKAN OLARAK MÃœTEAHHÄ°T GÄ°BÄ° BAKAMAZSIN"

Davutoğlu TOKİ'nin taşeronu gibi davranıyor. Zannedersiniz TOKİ müteahhit ve ihale almaya gitmiş. Sürekli yıkmaktan bahsediyor, inşaat faaliyetinden bahsediyor. Müteahhit kötü bir şey değildir. Ama Başbakan olarak müteahhit gibi bakamazsın. Sur'da benim evim olsun, diyemezsin. Burada ne kadar rant çıkar, kaç kişiye dağıtırız, diyemezsiniz.

"MÜSAADE ETMEYECEĞİZ"

Hükümet kimliksiz kentler yaratmak istiyor. Arap Suriyeli mültecileri vatandaş haline getirip buralara yerleştirme plan hazırlıyorlar. Daha önce baba Esat bu uygulamayı Kürtlerin yaşadığı bölgede yapmıştı. Sınır hattı boyunca Cizre, Silopi, Nusaybin, Ceylanpınar, Viranşehir ve o hattın tamamına Arap Suriyelileri vatandaş haline getirilerek yerleştirilmeye çalışılıyor.

Bugün aynısını AKP hükümeti planlıyor. Orada o kasabaların yanına yeni kasabaları yapacaklarını söylüyorlar. Ancak masada alınan kararlar sahada kolay uygulanmaz. Ve uygulanmasına da müsaade etmeyeceğiz.

CHP

AKP'yi bu kadar pervasızlaştıran durum da budur. Yeterki Kürtler hak kazanması diye CHP devletçi bir bakış açısıyla AKP'nin yanında yer almıştır. Bu parti sosyal demokrat kimliklidir.

Defalarca çaÄŸrı yaptım Kemal Bey'den ses çıkmıyor. 200 kiÅŸi yakıldı, siz Cizre ile ilgili bir eleÅŸtiri cümlesi kurmamış, Cizre ile ilgili tek bir cümle kurmuÅŸ deÄŸilsiniz. Tam tersi ‘Terörle mücadelede hükümete açık çek veriyorum' dedi. VerdiÄŸiniz açık çek ile bakın ne yaptılar, görmeniz gerekiyor.

"HDP'NÄ°N OLMADIÄžI TÃœRKÄ°YE BÄ°TMÄ°ÅžTÄ°R"

HDP'nin olmadığı bir Türkiye bitmiş bir Türkiye'dir. Kuyruğa dönmüş bir MHP sarayın etrafından dolanıp oradan beslenmeye çalışıyor. Ana muhalefet içler acısıdır. Geriye HDP ve dostları kaldı. Bütün bu zihniyetler açısında tek tehdit biz kaldık. Bu nedenle bizi siyasetin dışına itmeye çalışıyorlar.

YENÄ° ANAYASA

Bir parti anayasayı tek başına yapmaya kalkar mı? Göstermelik ağza bir parmak bal çalma vaadiyle bir maddeye ihtiyaçları vardır. O maddeye bağlı yargı ve yürütme ile ilgili değişlikler sadece bunu istiyorlar.

Buna baÄŸlı yarı baÅŸkanlık baÅŸkanlıktır. Bu da çakma milliyetçilerin desteÄŸiyle referanduma götürmeye çalışıyorlar. Buna ‘AKP yasası' deyin ‘orman kanunu' deyin ama anayasa diyemezsiniz. Anayasa herkesin ortaklaÅŸtığı toplumsal sözleÅŸmedir.

"DAVUTOÄžLU'NUN Ä°RADESÄ° SIFIRA Ä°NMÄ°Åž"

DavutoÄŸlu Bakanlar Kurulu'nu dahi kendi iradesiyle toplayamıyor. Kendi iradesi sıfıra inmiÅŸ. Anayasa teklifi yapması mümkün deÄŸildir. BaÅŸbakan önümüzdeki hafta çaresiz dönüşler yaÅŸayacak biz de izleyeceÄŸiz. DavutoÄŸlu, benden daha fazla çıkıp ErdoÄŸan'a seni baÅŸkan yaptırmayacağız demek istiyor ama söyleyemiyor.”