Güncel
Okyanus ötesi kaynaklı siyasi tasarımlar...'
MHP lideri Bahçeli, Rıza Sarraf'ın tutuklanması konusunda, "ABD’li bir savcıdan öğreneceğimiz bir şey bulunmamaktadır. Olsa bile okyanus ötesinden kaynaklı siyasi tasarımlara prim ve destek vermeyeceğimizi de açık yüreklilikle ifade ediyorum" dedi.
MHP lideri Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında konuÅŸtu. Bahçeli Rıza Sarraf'ın ABD'de tutuklanması konusunda "Bizim ABD’li bir savcının yazdığı iddianameden öğreneceÄŸimiz, bulacağımız, ÅŸimdi oldu diyeceÄŸimiz esasen bir ÅŸey bulunmamaktadır. Ä°ranlı kaçakçının çevirdiÄŸi dolapları, yediÄŸi herzeleri biz zaten biliyor, detaylarıyla hafıza kayıtlarımızda taşıyoruz. ABD’den duyacağımız yeni bir ÅŸeyin olmadığını, olsa bile bunun kanaatlerimizi temelden deÄŸiÅŸtirmeyeceÄŸini, eÄŸer varsa, okyanus ötesinden kaynaklı siyasi tasarımlara prim ve destek vermeyeceÄŸimizi de açık yüreklilikle ifade ediyorum" ifadelerini kullandı.
Bahçeli, sözlerine "ABD’de ÅŸarlatan her zaman, her yerde ÅŸarlatandır, kara paracı, altın kaçakçısı, rüşvet simsarı olmak malum ÅŸahıs için deÄŸiÅŸmeyecek bir kaderdir. Bu itibarla, derin tahlillere, uzun analiz ve deÄŸerlendirmelere gerek olmadığı düşüncesindeyim" ÅŸeklinde devam etti.
"ABD'li savcıdan öğreneceğimiz bir şey yok"
"Yaklaşık bir haftadır 17-25 Aralık rüşvet ve yolsuzluk sürecinin kilit ismi olan Ä°ranlı karanlık bir ÅŸahsın ABD’de yakalanıp mahkeme önüne çıkarılması konuÅŸulmaktadır. Herkesin dilinde Ä°ranlı ÅŸarlatanın ne olacağı, ABD’ye hangi pazarlıkların sonucunda gittiÄŸi, bu adli takibatının nereye dayanacağı konusu vardır. Havuz medyası ise, iddianameyi hazırlayan ABD’li savcının paralel olduÄŸuna peÅŸinen hükmetmiÅŸ, okyanus ötesi kaynaklı yeni bir darbe planı yapıldığına dair yorum ve haberleri ısıtıp ısıtıp servis etmiÅŸtir. Bu savcının paralel olup olmadığını elbette bilemeyiz. Kaldı ki merak da etmiyoruz. Çünkü ülkemiz yeterince paralel yorgunu, yeterince paralel karmaÅŸanın maÄŸdurudur. Fakat ÅŸunu da söylemeden geçmek sanıyorum doÄŸru olmayacaktır: Yeni bir algı operasyonu, yeni bir sinsi kampanya devreye alınmıştır."
"Bizim ABD’li bir savcının yazdığı iddianameden öğreneceÄŸimiz, bulacağımız, ÅŸimdi oldu diyeceÄŸimiz esasen bir ÅŸey bulunmamaktadır. Ä°ranlı kaçakçının çevirdiÄŸi dolapları, yediÄŸi herzeleri biz zaten biliyor, detaylarıyla hafıza kayıtlarımızda taşıyoruz. ABD’den duyacağımız yeni bir ÅŸeyin olmadığını, olsa bile bunun kanaatlerimizi temelden deÄŸiÅŸtirmeyeceÄŸini, eÄŸer varsa, okyanus ötesinden kaynaklı siyasi tasarımlara prim ve destek vermeyeceÄŸimizi de açık yüreklilikle ifade ediyorum. Türkiye veya ABD’de ÅŸarlatan her zaman, her yerde ÅŸarlatandır, kara paracı, altın kaçakçısı, rüşvet simsarı olmak malum ÅŸahıs için deÄŸiÅŸmeyecek bir kaderdir. Bu itibarla, derin tahlillere, uzun analiz ve deÄŸerlendirmelere gerek olmadığı düşüncesindeyim."
"Yine de 4 Nisan’da hakim karşısına çıkarılacak Ä°ranlı kara paracının alnına kara bir leke gibi yapışmış tüm iddia ve suçlamalardan dolayı sonuna kadar yargılanması saÄŸlanmalıdır. Bu hukuki süreçte hükümetin bilgi ve belge verilmesiyle ilgili taleplere soÄŸuk ve mesafeli durmaması baÅŸlıca tavsiyemizdir. Ä°ranlı kara para tüccarı yolsuzluk ve kanunsuzlukların hesabını Türkiye’de vermedi, dilek ve temennimiz bari ABD’de vermesidir. Türk milleti bu kanun kaçağının hakkında ne karara varılacağını, adli sürecin nereye kadar uzanacağını sabırla beklemektedir. Gerçekler ortaya çıkarılmalı, gayri meÅŸru iliÅŸkiler somutlaÅŸtırılmalı, suç ve suçlular deÅŸifre edilmeli, yetim hakkına göz koyan haramzadeler halkasının önemli siması bedel ödemelidir. Madem Ä°ranlı kaçakçı tutuklanmıştır, madem mahkemeye çıkarılacaktır, o halde gizli saklı bırakılan, milletimizin gözünden kaçırılan ne varsa hesabı görülmelidir. Türk milleti bu yargılamanın sonucunu beklemektedir."
İdam cezası önerisi
Bahçeli ayrıca "İdam cezasının, ülkelerin ceza sistemlerinden bütün adi suçlar için çıkarılsa bile, terör suçları için yer alması sağlanmalıdır" dedi. MHP liderinin konuşması şu şekilde:
"Terörü destekleyen ülkelere karşı uluslararası toplum yaptırımlar uygulamalı, terör suçlularını insanlık suçlusu ilan edip bireysel suçların dışında bütün insanlığa karşı iÅŸlendiÄŸi için bu eylemden dolayı da ayrıca yargılanmalıdır. Lahey’deki, Eski Yugoslavya Ceza Mahkemesi, uzun bir aradan sonra Sırp kasap Radovan Karadziç’i Bosna Hersek’te iÅŸlediÄŸi soykırım suçundan dolayı nasıl 40 yıla mahkûm etmiÅŸse, terör suçluları da benzer ÅŸekilde yargılanmalı, ağır cezalarla tecrit edilerek mahkum edilmelidir. Hatta idam cezasının, ülkelerin ceza sistemlerinden bütün adi suçlar için çıkarılsa bile, terör suçları için yer alması saÄŸlanmalıdır."
"EMASYA Protokolü’nün kaldırılması hata"
Bahçeli, EMASYA Protokolü’nün kaldırılmasının ardından "terörle mücadelenin" zaafa uÄŸradığını savundu.
"Åžimdi bu sözlerin neresinden tutalım, hangi tarafını görmezden gelelim? Bölücü odakları ima ve iÅŸaret ederek, valilere, üzerlerine gitmeyin diye talimat ve tembihte bulunmak hangi akla hizmettir? Bu nasıl bir sorumluluk bilincidir? Dün üzerine gidilememesi istenen caniler, bugün Türkiye’nin üzerine gelmektedir. Dün aman sıkıştırmayın, mümkünse görmezden gelin diyerek kollanan eli kanlı teröristler, bugün Türkiye’yi dört bir koldan sarmaktadır."
"EMASYA Protokolü’nün kaldırılmasından sonra, Ä°l Ä°daresi Kanunu’na göre valinin talep ve talimatı olmadan askeri operasyonların yapılamayacağı bilinen bir gerçektir. Ve ne yazıktır ki, PKK, AKP’nin müşahitliÄŸi, müsamahası ve saÄŸladığı eÅŸsiz kolaylıklarla çözüm sürecini bomba, hendek, saldırı sürecine tahkim etmiÅŸtir. Gelen her ÅŸehidin vebali geçmiÅŸteki ağır ihmallerin neticesidir."
"Yaşanan her bombalı saldırı, dökülen her gözyaşı, yaşanan her felaket üç maymunu oynayan hükümetin ve devlet görevlilerin eseridir. Tonlarca bomba bu ülkeye hangi ara sokulmuş, bu oluyorken hiç mi vatan ve millet sevdasıyla kavrulmuş bir sorumluluk sahibi bürokrat, siyasetçi ortaya atılıp da durun diyememiştir? Düşman silahlanıp bomba düzenekleri kurarken, hiç mi namus ve şeref timsali birisi kendisini feda edip de bu oyunları bozamamıştır?"
"Çocuk istismarına kulak tıkayan AKP’nin maskesi düşmüştür"
"Karaman’da 45 evladımıza yapılan cinsel saldırı vakası hafife alınacak bir konu deÄŸildir. Beddualarla adı hatırlanacak sapık en iÄŸrenç suçu iÅŸlemiÅŸtir. Ve bunu, ismi medyaya yansıyan bir vakfın çatısı altında yapmıştır. Elbette her kurum, kuruluÅŸ, dernek veya vakfın içinden böylesi müptezel ve münferit tipler çıkabilecektir. Önemli olan bu canileri süratle toplumdan ayıklamak ve adalete teslim edebilmektir. Ä°ktidar partisi AKP’nin çocuk istismarı konusundaki ikircikli ve gelgitli tutumu bizim bir diÄŸer üzüntü kaynağımız olmuÅŸtur. Partimizin vermiÅŸ olduÄŸu çocuk istismarlarını araÅŸtırma önergesine önce hayır diyen, bir gün sonra da kamuoyu baskısı nedeniyle çark eden şüphesiz ki Adalet ve Kalkınma Partisi’dir.BaÅŸbakan’ın Manisa’da gerçekleri çarpıtan, AKP’nin bu konuda en ön safta olduÄŸunu ifade eden sözleri asılsız ve yalandır. Türk milleti her ÅŸeyi görmüş, tarafları fark etmiÅŸ, niyet sahiplerini okumuÅŸtur.Sırf önergemize hayır demek için çocuk istismarına kulak tıkayan AKP’nin maskesi açıkça düşmüş, makyajı akmıştır."
"Arkasından çok şükür aklıselim galip geldiÄŸinden, TBMM’de çocuk istismarıyla ilgili araÅŸtırma komisyonu bizim yoÄŸun çabalarımızla, diÄŸer muhalefet partilerinin desteÄŸiyle, son etapta ise AKP’nin evet demesiyle kurulmuÅŸtur. Karaman’daki vahÅŸiliÄŸi kınamak yetmeyecektir. Sapığın en ağır ÅŸekilde cezalandırılması konusunda toplumsal bir konsensüs olduÄŸu tartışmasızdır. Adalet buna ilgisiz ve duyarsız kalmamalıdır. Zira adalet, tıpkı 17-25 Aralık sürecinde olduÄŸu gibi, hakkı teslim etmez, müdahalelere açık olursa, toplum vicdanı bir kez daha darbe yiyecektir. Kim suç iÅŸlemiÅŸse hak ettiÄŸi cezayı çekmeli, yapılanlar kimsenin yanına bırakılmamalıdır."
Yeni Anayasa süreci
"AKP, B planına göre davranıp hazırladığı yeni anayasayı TBMM’ye getirdiÄŸi takdirde, Milliyetçi Hareket Partisi gerekli demokratik mücadelesini ve kamuoyunu aydınlatma görevini kararlılıkla yerine getirecektir. Anayasa kapsayıcı olmadıktan, siyasi ve sosyal tarafların iÅŸtirakiyle üzerinde geniÅŸ bir ittifak saÄŸlanmadıktan sonra hiçbir yaraya merhem olmayacak, hiçbir beklentiye cevap teÅŸkil etmeyecektir. Bu kadar önemli bir toplumsal sözleÅŸmenin bir ayda yazılması nasıl mümkün olacaktır?BaÅŸbakan’ın bu soruya verecek mantıki bir cevabı olduÄŸuna inanmak istediÄŸimi, Türkiye’nin bu nazik ve kırılgan döneminde anayasa kaynaklı yeni tartışmaların hakikaten de felaketle sonuçlanacağını ikaz ve önemle belirtmek istiyorum. Ãœlkemizin kaybedecek, israf edecek zamanı kalmamıştır. Biliyoruz ki, yeni geliÅŸme ve dinamikleri kavrayamayanlar, gerekli atılım ve dönüşümleri baÅŸaramayacak ve hatta anlamlandıramayacak olanlardır."
"Yeni anayasa hazırlık süreci şayet geniş kapsamlı bir mutabakata dayanır, milli ve manevi gerçekleri ihtiva ederse gelişme ve kalkınma yolunda önemli bir eşik aşılacak, yoksa 140 yıllık tartışmalar artarak devam edecektir. Türk siyaseti ve siyasetçisi, hukuk kurallarının tam ve eksiksiz işlediği bir ortamda, ülke kaynaklarını en iyi ve en verimli bir şekilde kullanarak ülkesini geleceğe hazırlayıp taşımakla mükelleftir. Herkesi de bu ortak amacın gerçekleşmesi yolunda göreve, sorumluluk almaya davet ediyorum. Şayet samimiyetle istersek Türk Milleti;Doğusu ve Batısıyla, Kuzeyi ve Güneyiyle ayağa kalkacak ve 79 milyon tek yumruk olacak, inşallah bir güneş gibi doğacaktır.Aziz milletimiz müsterih olsun. Gönlünü geniş tutsun.Milliyetçi Hareket husumete değil, son ferdine kadar kardeşliğe vardır."
Kaynak: Al Jazeera
Henüz yorum yapılmamış.