Sosyal Medya

Genel

Ekmeği ve sevgiyi bölüşürdük

Paylaşmayı bilirdik. Bir parça ekmeği on çocuk birden yerdik. Bir parça ekmekle on kişi nasıl doyar? Ama biz doyardık. Birbirimize güvenirdik, arkadaşımızı kardeşimiz bilir ve severdik. Paylaşmak mutluluk verirdi.



 

Fatma Tuncer

 

Eskiden rüyalarımızda ağaçları görürdük. Ağaçların dallarına uzanır, ellerimizle toplardık meyveleri. Küçük su arklarında yıkardık ayaklarımızı, suyu kaynağından içer, toprağı avuçlarımızla alır ve koklardık. Oyunu evlerimizin önüne kurar, hayvanların dilini çözerdik. Yumurtayı tavuğun altından alır, elmayı ağacın dalından koparırdık. O zamanlar saksılarda yetişmezdi domatesler, limon ağaçları apartmanın balkonlarında küsmezdi hayata. Ağaçlar güneşle ve sevgiyle buluşurdu.

O zamanlar kendimiz üretirdik oyuncaklarımızı. Mühendis değildik, ağaç dallarından araçlar yapar, kendimizce hareket ettirirdik. Zanaatkâr değildik fakat bebeklerimizi kendi imkânlarımızla üretir ve oyunlarımıza canlılık katardık. Paylaşmayı bilirdik. Bir parça ekmeği on çocuk birden yerdik. Bir parça ekmekle on kişi nasıl doyar? Ama biz doyardık. Birbirimize güvenirdik, arkadaşımızı kardeşimiz bilir ve severdik. Paylaşmak mutluluk verirdi.

Bir bardaktan on çocuk çay içerdik,

Bir bisiklete on kişi nöbetleşerek binerdik.

Bir elbiseyi üç kız kardeş giyerdik

Küçülen ayakkabılar diğer kardeşin sayılırdı

Bir simidi beşe bölerdik

Bir arkadaşımız ağladığında her şeyden vazgeçer, onun yanında yer alırdık

Sevmeyi böyle öğretmişti bize annelerimiz

Sevgi katlanmak diyorlardı. O yüzden bizim gibi düşünmeyen bizim gibi yaşamayan arkadaşlarımızla bile aynı ortamda barış içinde yaşardık. Toprağa bağdaş kurar ve sohbet yapardık.

Bir keresinde evin bahçesinde aÄŸayı kırılmış bir kedi yavrusu bulmuÅŸtuk. Onun için yuva yapıp iyileÅŸinceye kadar bakmıştık. Biz insanlığın ÅŸefkat olduÄŸunu öğrenmiÅŸtik. O yüzden bizim mahallede yalnızlık diye bir ÅŸey yoktu. 

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.