Sosyal Medya

Güncel

İslamcılar değişti de solcular aynı mı kaldı?

İslamcılık eleştirisi yapanlar, 30 yıl önceki İslamcıların savunduklarıyla şimdikilerin savunuları arasında özsel bir bağdaşmazlık tespit ediyor. Bu eleştirileri yapanlara sormak elzem elbette: 30 yıl önceki solcular, ülkücüler ve liberaller şimdi neredeler?



Murat Güzel / Yazar
 
2010’lu yılları kat eden bir soru bu: AK Partili yıllarda Ä°slamcılığa ne oldu? Bazen açıktan, çoÄŸu zaman ise üstü örtük bir ÅŸekilde dile getirilen bu temel soru etrafında mevzilenmiÅŸ baÅŸka bazı yan soruların da olduÄŸunu görüyoruz elbette. DeÄŸiÅŸen bakış açılarına göre dile getirilen bu yan sorulardan üzerinde durulması gereken bazıları da şöyle: Ä°slamcılık devletleÅŸti mi? Ä°slamcılık yoksa “iktidara eriÅŸim aracı” olarak tasarlanmış geçici bir heves miydi? Ä°slamcılık öldü mü? Yahut Ä°slamcılık, sisteme olan muhalefetinden vaz mı geçti? Bu soruları dile getirenlerin genelde kendilerini “eski Ä°slamcı” ya da “Ä°slamcılık karşıtı” olarak nitelemeyi seçen çevrelerden olması da ilginç deÄŸilse bile dikkat çekiciydi. Eski Ä°slamcıların hınçla bezeli ya da Ä°slamcılık karşıtlarının tatmini güç bir nefretle dolu Ä°slamcılık eleÅŸtirilerinde Ä°slamcı düşünceye biçtikleri soy kütüğü hem “toplumsal baÄŸlam”ın içinde hem de ısrarla bu “baÄŸlam”ı göz ardı etmekteydi. Bu baÄŸlamın içindedirler, yani bir iktidar kavgasının tarafıdır bu eleÅŸtiriler; ama ortada hiçbir kavga yokmuşçasına, kavga sebebi mevcut güç iliÅŸkileri ve bölüşüm sorunu deÄŸilmişçesine konuÅŸmakta son derece mahirdirler.
 
Nostaljik eleÅŸtiri
 
Aslında sadece AK Partili yıllarda deÄŸil, önceki birçok önemli kritik dönemde de benzer bir sorunun benzer çevrelerce dile getirildiÄŸine de ÅŸahit olmuÅŸuzdur. Sözgelimi 2003’te kendisiyle Tezkire dergisinin ‘Türk Solu’ konulu sayısı için yaptığımız söyleÅŸide Birikim Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Ömer Laçiner, Türk solundaki fikir tıkanıklığının toplumsal ÅŸartlarla iliÅŸkisini açıklamak ve meÅŸru göstermek üzere Ä°slamcılıkta 1990’lı yıllarda gözlemlediÄŸi bir deÄŸiÅŸime iÅŸaret etmiÅŸti. Ona göre sistem karşıtlığıyla bilinen birçok Ä°slamcı entelektüel MÃœSÄ°AD’a dahil olarak sisteme entegre olmuÅŸtu. Bu örneÄŸin de gösterdiÄŸi üzere Ä°slamcılığa ne olduÄŸu, bir zamanların gözde Ä°slamcılarının nerede oldukları, savundukları o tezleri ÅŸimdi niye dile getirmedikleri gibi sorular 1990’lı yıllardan beri sürekli tekrarlanan konulardandı. Yine 1990’lı yıllarda gerek hakim medyada gerekse yüksek bürokrasinin sözcüleri tarafından Ä°slamcılara karşı sık sık tekrarlanan ve Ä°slamcılar ile “başı tülbentli haminneler” ve “müftü dedeler” arasındaki farkları sayan nostaljik eleÅŸtiriye benzer bir tonlama içerdiÄŸini söyleyebiliriz, 30 yıl önceki Ä°slamcıları öne çıkararak ÅŸimdiki Ä°slamcıları eleÅŸtiren söylemlerde.
 
Özellikle 2013 Ramazan ayında, yani Gezi protestolarının sönümlenmeye yüz tuttuğu ve 17-25 Aralık darbe kalkışmasına yakın bir zamansal aralıkta, paralel bir gazetenin sütunlarında başlatılan ve sonra hemen hemen bütün gazete sütunlarına sirayet eden İslamcılık tartışmasından bugüne, ifade edilen bütün soruları kuşatmasa da AK Partili yıllara sari kılınan tartışmanın da önceki tartışmalarda örtük kalan birçok hususu açığa çıkardığı düşünülebilir. Hem tartışmanın gerçekleştiği zamansal aralığın, hem tartışmanın aralarında vuku bulduğu figürlerin, hem de tartışma nesnesinin İslamcılık olarak bildiğimiz toplumsal düşüncenin son 30 yıldaki serencamına dair önemli bir turnusol kağıdı olduğunu düşünebiliriz. Özetle, gerek o tartışmada gerekse bugün İslamcılık eleştirisi yapanlar, 25-30 yıl öncesinin İslamcılarından yola çıkarak o İslamcıların bugünkü hallerini esas alan eleştiriler yapıyordu. 30 yıl önceki İslamcıların dile getirip savunduklarıyla İslamcılık adına şimdi dile getirilip savunulanlar arasında özsel bir bağdaşmazlık tespit ediliyordu bu eleştirilerde.
 
Mekanik bir düşünce tasavvuru
 
Ãœlkenin 30 yılda yaÅŸadığı toplumsal dönüşümden toplumsal düşüncenin nasıl bağışık kalabileceÄŸi sorusunu hesaba katmayan bu tür eleÅŸtirileri dile getirenlere sormak elzem elbette: 25-30 yıl önceki solcular, ülkücüler ve liberaller ÅŸimdi neredeler? Ä°slamcılar deÄŸiÅŸti de, solcular, ülkücüler, liberaller aynı mı kaldı? Ä°slamcıların temel fikirleri farklılaÅŸtı da solcular, ülkücüler, liberaller temel tezler bakımından konumlarını terk etmediler mi? Tabii bu eleÅŸtirilerde kaçırılan en temel nokta sadece bu deÄŸil, daha baÅŸka bir ÅŸey: DeÄŸiÅŸtirici, dönüştürücü düşünce daima gençtir, tazedir. En azından bu tür bir düşüncenin taşıyıcı özneleri genç olmak durumundadır. Genç, taze, deÄŸiÅŸtirici, dönüştürücü düşünce bütün bu olumlu niteliklerine nazaran temelde hayatla sınanmamış bir düşüncedir de. Cesurdur, atiktir, ataktır; ama aynı ÅŸekilde hata yapmaya da o kadar açıktır. Ataklığı, gözüpekliÄŸi, yol açıcılığı nispetinde açık vermesi normaldir genç ve taze düşüncenin. Yine de hayatla sınanmadığı halde yaÅŸadığımız hayatlar üstünde dönüştürücü bir etkisi olduÄŸunu savladığımız genç düşüncenin bu etkisi anlık deÄŸerlendirmelerle deÄŸil, baÄŸlamsal deÄŸiÅŸimlerle yorumlanmalıdır. DeÄŸiÅŸtirici, dönüştürücü saydığımız taze düşüncenin bu baÄŸlamlar üzerindeki etkileri söz konusu düşüncelerin bu baÄŸlamlarda hangi konuma tekabül ettiklerinden bağımsız deÄŸildir bu yüzden. Gerçekte AK Partili yıllarda Ä°slamcılığa ne olduÄŸunu soran ve bu soru üzerinden Ä°slamcılığı öldüren bakış açılarının “mekanik” bir düşünce ve toplum tasavvuruna sahip olduklarını bile ileri sürebiliriz.
 
1990 yılındaki Türkiye ya da 2000’deki Türkiye mi yeÄŸdir, ÅŸu anki mi? Soru bize kalırsa böyle sorulmalı. Devamında ÅŸu sorular da sorulup ilgili kıyaslamalar yapılarak elbette: 1990’lı yıllardaki Türkiye’nin temel toplumsal meseleleri nedir? Toplumsal kavga hangi meselelerde düğümlenir? 2000 yılının Türkiyesi’nin temel toplumsal meseleleri nedir? Toplumsal kavga hangi meselelerde düğümlenir? Åžu anki Türkiye’nin temel toplumsal meseleleri nedir? Toplumsal kavga hangi meselelerde düğümlenir? Ve toplumsal düşüncenin farklı ve birbirine en azından düşünce ufukları bakımından düşman kamplarının bu meseleler karşısındaki tutumları, çözüm önerileri nelerdir? Bu tutum ve önerilerde bugün savunulmaya deÄŸer ve eleÅŸtirilmeye müstahak noktalar nelerdir?
 
Hasan Cemal örneği
 
Önceki günün cuntacı Maocusu, dünün liberali Hasan Cemal bugün hem Stalinist bir kanlı örgütü savunuyor hem de sözümona Ä°slamcıları eleÅŸtirmiyor mu? Yine dünün sivil toplumcu, ÅŸiddet karşıtı, Helsinkici Murat Belge ve Birikim Dergisi, bugün aynı ÅŸekilde aynı Stalinist örgütün isterleri doÄŸrultusunda hizalanmış durumda deÄŸil mi? Dünün (sanırım artık böyle diyebiliriz) Ä°slamcısı Ali Bulaç, bugün Ä°slamcılığın “Ä°ttihad-ı Ä°slam” tasavvurunu eleÅŸtirmeye kendini memur hissediyorsa acaba Türk toplumundaki deÄŸiÅŸim ve dönüşümü nasıl kavramalıyız?
 
1980’lerden bu yana Ä°slamcılığın geliÅŸiminde önemli katkılar sunduÄŸu ileri sürülen Ali Bulaç gibi bir aydının bu tartışmalar esnasında “Ä°ttihad-ı Ä°slam” tasavvurunu da küçümsediÄŸine dikkat çekelim. Aynı Bulaç’ın AK Partili yıllarda “100 yıllık Ä°slamcılık birikimi”nin heba edildiÄŸini iddia etmesi ise ironik olduÄŸu kadar, ne söylediÄŸinin farkında bile olmayan bir zihniyetle karşı karşıya kaldığımızı göstermektedir. Bütün entelektüel sermayesini Ä°slamcılıkla kazanmış ve kendini hâlâ Ä°slamcı olarak tanıtan Ali Bulaç’ın bu küçümseyiÅŸinin AK Parti’nin dış politikasını eleÅŸtirme maksatlı olduÄŸu düşünülse bile ortada yanlış bir ÅŸeylerin döndüğünü de görmek gerekirdi.
 
Ä°slamcılığı, Ä°slamcılığın bugünkü yüzlerinden biri olarak AK Parti’yi “köylü” addeden, paralel yapıyı da “uluslararası görgü” sahibi bir oluÅŸum olarak niteleyen Bulaç’ın sözümona sosyolojik, ama toplumsal muhayyile ve duyarlıktan zerrece nasiplenmemiÅŸ bakış açısının en az entelektüel kariyeri boyunca eleÅŸtirdiÄŸi modernizm kadar mekanik kaldığı söylenebilir. Ä°slamcılıkta son 30 yılda ne deÄŸiÅŸti sorusuna bizim vereceÄŸimiz cevapların en önemlisi belki de budur: Ä°slamcılık bu türden bir mekanik düşünce olmaktan kurtuldu, toplumsal muhayyileye duyarlı organik bir görünüm edindi. Yeterli mi? Elbette deÄŸil.
 
 

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.