Güncel
Myanmar'da yeni devlet başkanı yardımcısı Budistlerin hedefinde
Aşırı milliyetçi Budist grup , Hristiyan siyasetçi Van Thio'nun devlet başkanı yardımcısı seçilmesine karşı çıktı
Myanmar'da etnik azınlıklara karşı politikalarıyla tanınan aşırı milliyetçi Budist grup, bu kez de yeni devlet başkanı yardımcısı Hıristiyan siyasetçi Henry Van Thio'yu hedef aldı.
Buda Gonyi Dini Koruma Grubu, ülkede 8 Kasım'da yapılan seçimi büyük farkla kazanan Ulusal Demokrasi Birliğinin (NLD) devlet başkanlığı için iki adayından biri olan ve pazartesi günü parlamentoda yapılan oylamada devlet başkanı yardımcısı seçilen Van Thio'ya karşı gösteri kararı aldı.
Yıllarca orduda görev yapan ve ülkenin batısında, Hindistan sınırı yakınlarındaki yoksul ve dışlanmış Chin eyaletinden milletvekili seçilen Van Thio, Myanmar tarihinde bu kadar yüksek bir göreve gelen ilk etnik Chin oldu. Van Thio'nun yeni görevi, ülkede tepkilere yol açtı.
Etnik gruplar, Van Thio'nun devlet başkanı yardımcısı seçilmesini ülkede ulusal uzlaşının sağlanması için olumlu bir adım olarak görürken, Budist milliyetçiler ise konuyu "kabul edilemez" olarak niteledi.
Yeni devlet başkanına karşı gösteriyi düzenleyenlerden Agga Dhamma, "Farklı dinden bir kişinin, Budist ülkemizi yönettiğini bir düşünün. Bu çok büyük bir hata olur" dedi.
Yangon yakınlarındaki Hmawbi bölgesinde 2012'de Buda Gonyi Dini Koruma Grubunu kuran Dhamma, "NLD'nin devlet başkanı yardımcısı olarak neden Van Thio'yu seçtiğini anlamıyorum. Neden etnik bir Budist seçmediler?" diye konuştu.
Mart sona ermeden Van Thio'ya karşı gösteri düzenlemek için Yangon bölgesel hükümetine başvurduğunu belirten Dhamma, "Parlamentonun ve NLD'nin kararlarını gözden geçirip atamayı iptal etmelerini istiyoruz" ifadelerini kullandı.
RADİKAL BUDİSTLER, DAVETİ GERİ ÇEVİRDİ
Grup, yine aşırı milliyetçi bir siyaset izleyen radikal budist keşişlerden oluşan Ma Ba Tha'yı da düzenlenecek gösteriye davet etti.
Budist olmayan azınlıklara yönelik politikalarında çok daha katı olan Buda Gonyi'ye oranla bu konuda daha uzlaşmacı bir tutum izleyen Ma Ba Tha, daveti geri çevirdi.
"Irk ve Dini Koruma Örgütü" olarak da bilinen ve 2012'de ülkenin batısındaki Arakan eyaletinde Budistler ile Müslümanlar arasında çıkan çatışmaların ardından ön plana çıkan Ma Ba Tha keşişlerinden Pamaukkha, Budistlerin diğer inanışlara karşı düşmanlık beslemediğine inandığı Hıristiyanlarla barış içinde yaşabileceklerini savundu.
Müslümanlara karşı şiddet uygulamasıyla tanınan Radikal gruba mensup Pamaukkha, "Müslümanlardan da nefret etmiyoruz. Ancak Müslümanlar, Budistler ile diğer dini inanışlardan insanların bir arada barış içinde yaşayabilmesi için topluma uyum göstermek zorunda" savunmasında bulundu.
Eşi ve oğulları İngiliz vatandaşı olduğu için Suu Çii'nin devlet başkanı seçilmesini engelleyen anayasa maddesinin değiştirilmesiyle ilgili tartışmalara da değinen Pamaukkha, "Bence anayasanın 59. maddesinin iptali, ülke için büyük bir tehdit değil. Suu Çii, devlet başkanlığını hak ediyor. Suu Çii'nin devlet başkanı seçilmesi için bir yol olmalı" diye konuştu.
Ancak Ma Ba Tha'nın Suu Çii'nin ülkedeki Müslüman nüfusa yönelik çıkarılan tartışmalı yasaları değiştirmesine asla izin vermeyeceğini belirten Pamaukkha, "NLD'ye 1982 Vatandaşlık Yasası ve Irk ile Dini Koruma Yasalarına dokunmaması uyarısında bulunmak istiyorum" dedi.
Budist keşişler, ülkedeki Müslümanlara yıllardır ayrımcılık uyguluyor. NLD lideri Suu Çii de 8 Kasım'da Müslüman aday göstermemişti.
Myanmar'da yaklaşık 50 yıllık cunta yönetiminin ardından Mart 2011'de iktidara gelen Tein Sein liderliğindeki sivil hükümetin başlattığı reform süreci, ülkedeki dini azınlıklara uygulanan ayrımcılığa çözüm olmamıştı.
Ülkenin batısındaki Arakan eyaletinde 2012'de Budistler ile Müslümanlar arasındaki şiddet olayları, Arakanlı Müslümanların (Rohingyalar) dramını gözler önüne sermişti. Budistler tarafından düzenlenen saldırılarda çoğu Müslüman çok sayıda kişi yaşamını yitirmiş, yüzlerce ev ve iş yerinin ateşe verildiği çatışmalar yüzünden binlerce kişi bölgeyi terk etmek zorunda kalmıştı.
Myanmar'da 1982'de kabul edilen yasayla vatandaşlık haklarını kaybeden Arakanlı Müslümanlar, "devletsiz" sayılıyor. Birleşmiş Milletler tarafından "eziyet gören dini azınlık" olarak kabul edilen Arakanlı Müslümanlar, hem şiddet olaylarına hem de yasal, ekonomik ve toplumsal ayrımcılığa maruz kalıyor.
Henüz yorum yapılmamış.