Sosyal Medya

Ekonomi

Ahmet Ünlü: Taşeron işçilere kadro ya da acı gerçekler

Taşeron işçilerin durumuyla ilgili bir yazı kaleme alan Ahmet Ünlü, "Kimse kızmasın biz gerçekleri yazdık. Acı ama, gerçek bu." dedi. Taşeron işçilerin kamu kurumlarında kadroya alınmasının sıkıntılarını maddeler halinde sıralayan Ünlü, "Dananın kuyruğu asıl iş-yardımcı iş tanımıyla kopacak." dedi.



Yeni Şafak'ta yazdığı yazılarla çalışanların yakından takip ettiği biri haline gelen Ahmet Ünlü, taşeron işçilere kadro konusunda dikkat çeken bilgiler verdi.

"TaÅŸeron işçilerin kadroya geçirilmesiyle ilgili olarak bazen lehte bazen de aleyhte olmak üzere çok sayıda demeç verilmektedir." diyen Ãœnlü, "Bu yazımızda konuyu bütün boyutlarıyla izah etmeye çalışacağız. TaÅŸeron işçilere kadro verilmesiyle ilgili asıl trajedi ise kamu personel istihdam stratejisi olmamasının sorunu bu noktaya getirdiÄŸinin dahi bilinmemesidir." dedi.

İşte Ünlü'nün yazısı:

Kamu kesiminde taşeron işçi istihdamı uzun yıllardır uygulanan bir yöntemdir. Kamuda esnek bir istihdam modeli haline gelen taşeron işçi istihdamı Ak Parti iktidarı süresince sayısı artarak devam etmiş ve sonunda duvara dayanmıştır. Özellikle sınavsız oluşu, göreve almanın ve sonlandırmanın kolay oluşu, zaman içerisinde sayısının bir milyona yaklaşmasına sebep olmuştur. İlerleyen zaman içerisinde, 4857 sayılı Kanunda taşeron işçiler lehine yapılan önemli düzenlemeler bu istihdam biçimini kadrolu işçi statüsüne döndürmek için ciddi bir baskı oluşturmuştur.

1 Kasım seçimleri öncesinde muhalefet partilerinin hesapsız taahhütleri karşısında Ak Partinin seçim beyannamesinde yer verdiÄŸi; “TaÅŸeronluk çerçevesinde kamunun ihtiyaç duyduÄŸu iÅŸlerde çalışan taÅŸeronları kamuda istihdam edeceÄŸiz” ifadesi ile taÅŸeron işçilerin kadro beklentisini zirveye çıkardı.

Hak elde etmede Türkiye uygulaması hep aynı yönde olmuştur. Yani, önce fiili durum oluşturulur, bilahare de fiili durumu kurtaran kanuni düzenleme arkasından gelir. Hatırlanacağı üzere, sözleşmeli personel istihdamında da önce sayı zirve yapmış, arkasından oluşan fiili durum, memur kadrosuna nakli getirmişti.

Bu kapsamda, kamu işyerlerinde çalışan alt işveren işçilerine; taraf olunan toplu iş sözleşmesinden yararlanma, kıdem tazminatını doğrudan ilgili kamu kurumundan alma, tüm alt işveren işçilerinin ücretlerinin ödenmesi ile yıllık ücretli izinlerini kullanmalarının garanti altına alınması kadroya adım adım yaklaşılmasının önemli sebepleridir.

Taşeron işçilerin kadroya alınmasının zorlukları
Taşeron işçilerin kamu kurumlarında kadroya alınmasının en önemli sıkıntılarını maddeler halinde sıralamak gerekirse;

1- Taşeron işçilerin kamu kurumlarında kadroya alınmasının en önemli sıkıntısı KPSS'ye giren ve atanma bekleyen milyonlarca adayın tepkisinin nasıl absorbe edileceğidir. Bu kadar aday atanma beklerken hiçbir sınava girmeden taşeron işçi olarak çalışanların kadroya alınması adalet duygusunu yerle bir edecektir. Hele hele kadro beklentisinin artması taşeron işçi sayısını daha da arttırmıştır.

2- Hiçbir kriter olmadan taşeron işçi olarak istihdam edilen işçilerin kadroya alınmasında bir milyona yakın taşeron işçinin getireceği mali yük ve kalite sorunu önemli bir risk oluşturmaktadır. Şayet bunlar arasından bir seçim yapılacaksa bu seçimin hangi kıstasa göre yapılacağının tespitindeki sıkıntılar ise sevinen ve üzülen dengesini gündeme getirecektir.

3- Yaklaşık 400 bin taşeron işçinin istihdam edildiği belediyeler, kadroya son derece soğuk bakmaktadır. Kadrolu işçinin çalıştırılmasındaki zorluklar ve hizmet kalitesi ile maliyetlerin yüksekliği belediyelerin taşerondaki ısrarının temel sebepleri arasındadır. Kadrolu işçilerin aşırı iş güvencesi, bunların çalıştırılmasındaki zorluklar, toplu sözleşme ve disiplin süreçlerinin sıkılığı ve sendikaların aşrı müdahaleciliği yanında, taşeron işçilerin muhataplarının kamu kurumlarından ziyade taşeron olmaları, işçilerle kamu kurumlarından ziyade taşeronların karşı karşıya gelmeleri, işçinin aşırı rapor vb. sıkıntılarında doğrudan taşeronun kamu kurumları nezdindeki düştükleri sıkıntılar, iş güvencesinin zayıf oluşu, sendika ve toplu sözleşme baskısının olmaması, taşeronu kamu kurumları nezdinde daha kabul edilebilir kılmaktadır.

4- Diğer önemli bir sorun ise, taşeron işçilerin kadroya geçirilmesi, büyük bir sektör haline gelen taşeronların yani bu alanda iş yapan işverenlerin tamamen işini sona erdirecektir. Yaklaşık bir milyon işçiyi istihdam eden işverenlerin bir anda sektörden çekilmesi anlamına gelen taşeron işçilerin kadroya geçirilmesi, işverenleri hükümet nezdinde harekete geçirmiştir.

5- Taşeron işçilerin daha güvencesiz olması karşısında, kadrolu işçilerin siyaset yapma serbestisi gibi birçok hakkının olması kamu kurumlarını tedirgin etmektedir. Taşeron işçilere kadronun gündeme gelmesi, işin çok boyutlu olarak masaya yatırılmasını gerektirmiştir. Özellikle birçok kamu kurumunun yardımcı hizmetler sınıfındaki personeli çalıştırmadaki zorluğu bu kurumları taşeron çalıştırmaya itmiş ve bu personele yaptırdığı işleri taşerona yaptırması ve hizmetli personel istihdamını sona erdirmesi taşeron işçi sayısını arttırmıştır. Taşeron istihdamıyla kamu kurumunun hizmet kalitesindeki artış taşeronun kadroya geçirilmesindeki isteksizliğin bir diğer önemli nedeni olup, bunların kadroya alınması eskiye dönüş anlamına gelecektir. Yani denenmiş yöntemler tekrar denenmek istenmemektedir.

Dananın kuyruğu asıl iş-yardımcı iş tanımıyla kopacak
6552 sayılı Kanunla 4734 sayılı Kamu İhale Kanununda yapılan değişiklikle ihaleye çıkılabilecek yardımcı işlere ilişkin hizmet türlerini belirlemeye bakanlar kurulu yetkili kılınmıştır.

Buna göre; idarelerce kanun, tüzük ve yönetmeliklere göre istihdam edilen personelin yeterli nitelik veya sayıda olmaması hâlinde personel çalıştırılmasına dayalı yardımcı işlere ilişkin hizmetler için ihaleye çıkılabilir. Bu kapsamda ihaleye çıkılabilecek yardımcı işlere ilişkin hizmet türlerini; idarelerin teşkilat, görev ve yetkilerine ilişkin mevzuatı, yerleşik yargı içtihatları ile 4857 sayılı İş Kanununun 2 nci maddesi dikkate alınmak suretiyle idareler itibarıyla ayrı ayrı veya birlikte belirlemeye işçi, işveren ve kamu görevlileri konfederasyonları, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Hazine Müsteşarlığı ve Devlet Personel Başkanlığının görüşü ve Maliye Bakanlığının teklifi üzerine Bakanlar Kurulu yetkili kılınmıştır.

Madde metni dikkatli incelendiğinde görüşten bahsedildiği görülecektir. Yani uygun görüş denilmediği için Maliye Bakanlığının ağırlığı tartışılmazdır. Sonuç olarak yardımcı işlere ilişkin hizmet türlerini belirleyecek bakanlar kurulu kararı ya ümitleri yeşertecek ya da tamamen söndürecektir. Çok bilinmeyenli bir denklemin sonucunu tahmin etmek öyle sanıldığı kadar kolay değildir. İşin bu kadar uzamasının sebebi de yukarıda sıralamaya çalıştığımız temel sıkıntılardan kaynaklanmaktadır. Kimse kızmasın biz gerçekleri yazdık. Acı ama, gerçek bu.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.