Tarihi
Sol gösterip sağ çakan darbe: 12 Mart!
44 yıl önce, asker, 27 Mayıs'tan sonra ikinci kez siyasete müdahale etti ve hükümeti devirdi; dönemin başbakanı da Süleyman Demirel'di. Önce sol cuntacıların hazırladığı darbe, en son sağ bir cuntaya dönüştü.
12 Mart 1971’de Genelkurmay BaÅŸkanı Memduh TaÄŸmaç, Kara Kuvvetleri Komutanı Faruk Güler, Hava Kuvvetleri Komutanı Muhsin Batur, Deniz Kuvvetleri Komutanı Celal EyicioÄŸlu, CumhurbaÅŸkanı ve Meclis BaÅŸkanına bir muhtıra vererek, hükümetin istifasını ve yeni bir hükümet kurulmasını istemiÅŸ, BaÅŸbakan Süleyman Demirel de bu muhtıra sonrası istifa etmiÅŸti.
Asker muhtıraya gerekçe olarak ise ekonominin bozulmasından, paranın değerinin düşmesine, üniversitelerde başlayan öğrenci gösterilerine, sendikaların grevleri sonucu üretimin düşmesine, Aleviler ile Sünniler arasında çatışmaların başlamasına kadar bir dizi sebep gösterdi. Hatta Genelkurmay başkanı, bu muhtırayı kendisinin ağlayarak yazdığını öne sürerek, demokrasinin gelmesi için bu muhtırayı verdiklerini iddia etti.
SOLCULARIN BEKLENTİLERİ YANLIŞ ÇIKINCA
Muhtırayı ilk alkışlayan ise TÄ°P lideri Behice Boran’dı. Sol, daha sonra 9 Mart cuntası olarak adlandırılacak askeri bir ekibin yönetime el koyduÄŸunu düşünüyordu. DÄ°SK de muhtıraya destek verdiÄŸini, solcu liderlerden Mucip Ataklı ise askerin üzerine düşen sorumluluÄŸu yerine getirerek “hukuki bir ihtilal” yaptığını açıkladı. Sol Kemalist dernekler ortak bir bildiri yayınlayarak muhtıraya destek verdiklerini ilan etti. Ama solcuların beklentilerinin yanlış olduÄŸu ilerleyen günlerde ortaya çıktı.
Türkiye'deki sosyalist sol 12 Mart’taki muhtırayı, kendi cuntalarının verdiÄŸini sanmış ancak karşı darbeyle baÅŸka ÅŸekiÄŸl aldıgını farkettikleirnde gec olmuÅŸtu.
Genelkurmay’ın o dönemki baÅŸkanı Memduh TaÄŸmaç ise ordunun siyasete karışmaması gerektiÄŸini savunan bir subaydı. Gürler ve Batur’u yanına çekerek, bir muhtırayla dönemin atlatılmasını saÄŸlamıştı.
Muhsin Batur, anılarında muhtıranın sağ hükümete karşı yapıldığını fakat olayları tırmandıranların muhtıraya destek veren radikal sol örgütler olduğunu ilerleyen günlerde itiraf edecektir.
Muhtıradan sekiz gün önce dört Amerikalı asker THKO adlı örgüt tarafından kaçırılmıştı. Memduh TaÄŸmaç, bu olayın arkasında radikal örgütlerin olduÄŸunu söyleyerek polise bulunmaları için çaÄŸrı yapmıştı. Ankara Emniyet Müdürü istihbarat bilgilerine göre kaçıranların Deniz GezmiÅŸ ve ekibi olduÄŸunu söyleyerek örgütün karargahı konumunda kurtarılmış bölge olarak görülen Erdal Ä°nönü’nün rektör olduÄŸu ODTÃœ’ne polis baskın düzenledi. Solcu öğrenciler polisle çatışmaya girdi ve bir gün süren çatışmada 3 kiÅŸi öldü, 26 kiÅŸi yaralandı.
12 Mart'ın en önemli sebebi ülkede Baasçı bir siyaset gütmek için medya ve TSK içinde yapılanan ve daha sonra darbe yapacakları tarihten dolayı '9 Mart Cuntası' olarak adlandırılacak olan cunta yapılanmasıdır.
9 MART DARBE GİRİŞİMİ
27 Mayıs’ın önemli generallerinden Cemal MadanoÄŸlu, 1967’den 1971’e kadar sol bir darbe hazırlığı içerisinde olmuÅŸtu. DoÄŸan AvcıoÄŸlu, Mümtaz Soysal, Ä°lhan Selçuk gibi gazete ve yazarlarla yakın iliÅŸkide olan “MadanoÄŸlu Cuntası” 27 mayıs’ın amacından saptığını düşünerek demokrasinin Türkiye gerçekleriyle uyuÅŸmadığı savı ile hareket edip “Milli Demokratik Devrim” arayışına girmiÅŸti. Türkiye’yi asker-sivil iÅŸbirliÄŸinin yönetmesi gereken grup gazetecilerin ve ordudaki solcu Kemalist subayların desteÄŸi ile yeni bir darbe yapmayı planlıyordu.
Darbenin tarihi bile belirlenmiÅŸ ve 9 Mart 1971’de yönetime el koymayı planlamışlardı. 9 Mart’ta Yeni bir anayasa kurulacak, MDD ilkeleri yürürlüğe girecekti. Devlet baÅŸkanlığına önce Faruk Gürler getirilecek daha sonra yerini Milli Demokratik Devrimcilerin lideri Mihri Belli’ye devredecekti. BaÅŸbakanlığa ise Hava Kuvvetleri Komutanı Muhsin Batur getirilecekti. Bütün kuvvet komutanları deÄŸiÅŸtirilecek bu komutanlar aynı zamanda yeni oluÅŸturulacak Devrim Partisi hükümetinde bakanlık görevlerini üstleneceklerdi.
Darbe giriÅŸimi Mahir Kaynak'ın cuntacıların içine sızması, MÄ°T’in de durumu Genelkurmay BaÅŸkanı Memduh TaÄŸmaç’a haber vermesiyle önlendi.
Memduh TaÄŸmaç, 8 Mart’’ta 200 subayın katıldığı olaÄŸanüstü bir toplantı düzenledi. Darbe de ismi geçen subaylardan bir kısmı açığa alındı, bir kısmı da emekli edildi. Bu sırada Genelkurmay’ın baskısı sonucu, Kara Kuvvetleri Komutanı Faruk Gürler ile Hava Kuvvetleri Komutanı Muhsin Batur da darbe giriÅŸiminden desteklerini çekti.
MECLÄ°S’TE OKUNDU, CHP'LÄ°LER ALKIÅžLADILAR
12 Mart Muhtırası, öğle haberlerinde, TRT haber spikeri tarafından radyoda okundu. Aynı saatlerde, Meclis baÅŸkanına da verilen muhtıra Meclis BaÅŸkan vekili Fikret Turhangil tarafından meclis genel kurulunda okundu. Muhtıraya ilk tepki senato baÅŸkanı Tekin Arıburnu’ndan geldi. Adalet Partisi milletvekilleri, muhtırayı sessiz bir ÅŸekilde karşılarken, CHP’liler muhtırayı alkışladılar. Süleyman Demirel, askeri darbeye yol açmamak için hükümetin istifa etmesinden yana tavır sergiledi; bazı bakanlar ise istifanın çözüm olmadığını CumhurbaÅŸkanının desteÄŸini alarak karşı bir muhtıranın yayınlanmasını istiyorlardı. Demirel, CumhurbaÅŸkanının da bu muhtırada askerden yana olacağını söyleyerek karşı bir muhtıraya sıcak bakmadığını söyledi. Sonunda Demirel’in isteÄŸi oldu ve hükümet sadece Demirel’in imzasını taşıyarak istifa etti.
Hükümetin istifası sonrası CumhurbaÅŸkanı Cevdet Sunay partiler üstü bir hükümetin kurulması için Nihat Erim’e görev verdi.
12 Mart muhtırasını gerçekleştirenlerin 1961 darbesini yapanlar gibi düşündükleri sanılıyordu. Fakat askeri yönetim ilk olarak kendisini destekleyen solcuları ezdi. Türkiye İşçi Partisi, DEV-GENÇ kapatıldı ve liderleri tutuklandı.
12 MART MUHTIRASI’NIN METNÄ°
1) Parlamento ve Hükümet süregelen tutum,görüş ve icraatıyla yurdumuzu anarÅŸi,kardeÅŸ kavgası, sosyal ve ekonomik huzursuzluklar içine sokmuÅŸ, Atatürk’ün bize hedef verdiÄŸi çaÄŸdaÅŸ uygarlık seviyesine ulaÅŸmak ümidini kamuoyunda yitirmiÅŸ ve Anayasa’nın öngördüğü reformları tahakkuk ettirememiÅŸ olup , Türkiye Cumhuriyeti’nin geleceÄŸi ağır bir tehlike içine düşürülmüştür.
2) Türk Milletinin ve sinesinden çıkan Silahlı Kuvvetlerinin bu vahim ortam hakkında duyduÄŸu üzüntü ve ümitsizliÄŸi giderecek çarelerin , partiler üstü bir anlayışla Meclislerimizce deÄŸerlendirilerek mevcut anarÅŸik durumu giderecek ve Anayasa’nın öngördüğü reformları Atatürkçü bir görüşle ele alacak ve inkılap kanunlarını uygulayacak kuvvetli ve inandırıcı bir hükümetin demokratik kurallar içinde teÅŸkili zaruri görülmektedir.
3) Bu husus süratle tahakkuk ettirilmediÄŸi takdirde , Türk Silahlı Kuvvetleri , kanunların kendisine vermiÅŸ olduÄŸu Türkiye Cumhuriyeti’ni korumak ve kollamak görevini yerine getirerek , idareyi doÄŸrudan üzerine almaya kararlıdır.”
9 MARTÇILARI YOLDA BIRAKAN İSİM: MUHSİN BATUR
12 Mart'ın şöyle ya da böyle 9 Mart’a karşı yani Cemal MadanoÄŸlu Cuntası`na karşı yapıldığını belirten Batur 9 Mart cuntasının büyütülmüş bir olay olduÄŸunu ifade eder. Ona göre bunların kadroları belliydi ve gizlisi yoktu. O hareketin toplantılarına katılan bazı generallerin gelip Genelkurmay BaÅŸkanı`na bilgi verdiÄŸini, ikili oynadıklarınısöyleyen Baturn anılarında ÅŸunları anlatıyor: “12 Mart olmaz da 15 Mart olurdu. Bir müdahale kaçınılmazdı. Fakat müdahalenin 27 Mayıs yahut 12 Eylül gibi olmasına hiçbirimiz yanaÅŸmadık. Hakikaten memlekette gerçekleÅŸtirilmesi lazım gelen bazı iÅŸler varsa iÅŸte biz müdahale ediyoruz, size süre tanıyoruz ÅŸunu meclis yapsın dedik. Particilikten bir süre sıyrılsınlar, bir müşterek zemin bulsunlar dedik ama olmadı maalesef."
Muhsin Batur bir konuşmasında da, 12 Eylülün 12 Marttan ders aldığını, aralarında en büyük farkın ise 12 Eylül`ün komuta kademesinde birlik ve beraberlik varken 12 Mart`ın komuta kademesinde uyumun olmadığını belirtir.
KAYNAK: DARBE OLSAYDI BAAS REJÄ°MÄ° GELECEKTÄ°!
Eski MİT'çi Mahir Kaynak da, bir mülakatında 9 Mart'taki darbecilerin Baas rejimini getireceğini söylemişti.
Ordu içindeki cuntacıların 9 Mart'ta yapmayı planladıkları darbeyi deşifre eden eski MİT mensubu Prof. Dr. Mahir Kaynak, girişimin ortaya çıkmasının ardından cuntacıların değil, darbeyi ortaya çıkaranların tasfiye edildiğini söylemişti.
Darbenin deÅŸifre olması ile darbe karşıtları ve cuntacıların gizli bir uzlaÅŸmaya gittiÄŸini anlatan Kaynak’a göre, darbe planının ortaya çıkarılmasını saÄŸlayan MÄ°T MüsteÅŸarı Fuat DoÄŸu ve ona yakın kiÅŸiler bu uzlaÅŸma sonrasında tasfiye edildi. UzlaÅŸma sonrası kurulan hükümet sonrasında MÄ°T'in başına ve önemli görevlere de darbe yanlıları yerleÅŸtirildi.
Darbe girişiminin şimdiye kadar hep darbe yapmak isteyenler ve engelleyenler açısından değerlendirildiğini belirten Prof. Dr. Mahir Kaynak şunları anlatmıştı: "ABD Vietnam savaşında ciddi bir yenilgiye uğramıştı. Avrupa bunu da fırsat bilerek kendisini bir güç odağı haline getirmek, Amerika karşısında bağımsız bir güç haline gelmek amacı taşıyordu. Bu amaçla da Türkiye'nin kendi kontrolüne girmesini istedi. Ben 9 Mart'çıları Avrupa ile ittifak yapan bir siyasal güç olarak o zaman değerlendirdim. Aslında İnönü de böyle bir politikadan yanaydı. Yani İnönü'nün dünya görüşü Amerika ile yakınlaşmak değil, Avrupa ile bütünleşmek istemekteydi. Onun için de 9 Mart cuntasını destekledi. Ancak biz bunu deşifre ettik ve başından sonuna kadar takip ettim. Milli İstihbarat Teşkilatı çok başarılı bir operasyonla ilk günden itibaren izledi. Tabi engellendi de darbe.
9 Mart darbe giriÅŸiminin engellenmemesi halinde Türkiye'nin rejimi deÄŸiÅŸecekti. ‘O darbe engellenmeseydi Türkiye'de neler olurdu?' hatta 'bölgede ne olurdu?' sorusunun cevabı çok ilgi çekici olmalıdır. Çünkü 9 Mart'çılar eÄŸer baÅŸarılı olsaydı bir defa Türkiye'deki rejim deÄŸiÅŸecekti. Baas tipi bir rejim gelecekti. Türkiye Anti-Amerikan bir çizgiye oturacaktı. Bu iyi midir? Kötü müdür? bilmiyorum ama bu Türkiye'nin geleceÄŸine yön verecekti. Biz bunu engelledik ve buna ağır bedeller ödettiler. Biz Türkiye'nin kanunlarına riayet ettik. Hiçbir aksaklığımız yoktu. Yaptığımız iÅŸlerde bütün kurallarına riayet ettik."
kaynak: dunyabulteni.net
Henüz yorum yapılmamış.