Güncel
Akademisyenler bildiri bilançosunu açıkladı
Barış İçin Akademisyenler İnisiyatifi, Güneydoğu’daki çatışmalarla ilgili bildiri yayımladıktan sonra açılan 500’ü aşkın soruşturmada 30'dan fazla akademisyenin işten çıkartıldığını duyurdu.
Ä°stanbul Barış İçin Akademisyenleri Ä°nisiyatifi, 11 Ocak'ta paylaÅŸtıkları “Bu Suça Ortak Olmayacağız" bildirisinin ardından süreçteki geliÅŸmeler hakkında bir bilgilendirme toplantısı düzenledi. Toplantıda okunan basın açıklamasında “11 Ocak'tan bu yana kamu üniversitelerinde en az 9 iÅŸten çıkarma, 5 istifa, 464 soruÅŸturma, 27 uzaklaÅŸtırma, 153 ceza soruÅŸturması ve 33 gözaltı vakası yaÅŸandı. Vakıf üniversitelerinde ise en az 21 iÅŸten çıkarma, 1 zorla emeklilik ve 43 idari soruÅŸturma gerçekleÅŸti” ifadeleri kullanıldı.
Eğitim Sen 6 No'lu Şubesinde gerçekleştirilen toplantıda bildiriye imza atan akademisyenlerden Esra Mungan, Muzaffer Kaya, Kıvanç Ersoy ve Meral Camcı basın açıklamasını sırayla okudu.
Basın açıklamasında bildiri kamuoyuna sunulduÄŸundan bu yana, akademisyenlerin çeÅŸitli düzeylerde, biçimlerde suçlamalara ve saldırılara maruz kaldığı belirtildi. “Bazı imzacıların can güvenliÄŸinin tehdit edilmesine kadar varan bu saldırılar, her ÅŸeyden önce sözümüzü söyleyemez hale geleceÄŸimiz için yükseköğretim kurumlarındaki yerimizi yok etmeye yöneldi” ifadesi kullanıldı.
Gelen tepkilerin ardından diğer akademisyenlerin imzacı meslektaşlarına destek verdiği belirtildi. Bin 128 olan imzacı sayısının bir hafta sonra 2 bin 212'ye yükseldiği ifade edildi.
Ne demiÅŸlerdi?
'Barış İçin Akademisyenler İnisiyatifi' 11 Ocak'ta Ankara ve İstanbul'da düzenledikleri basın açıklamalarında "Bizler bu suça ortak olmuyoruz" başlıklı bir bildiri yayınladı. Türkiye ve yurt dışından 89 üniversiteden 1128 akademisyenin imzaladığı bildiride şöyle deniyordu:
"Türkiye Cumhuriyeti; vatandaşlarını Sur'da, Silvan'da, Nusaybin'de, Cizre'de, Silopi'de ve daha pek çok yerde haftalarca süren sokağa çıkma yasakları altında fiilen açlığa ve susuzluğa mahkûm etmekte, yerleşim yerlerine ancak bir savaşta kullanılacak ağır silahlarla saldırarak, yaşam hakkı, özgürlük ve güvenlik hakkı, işkence ve kötü muamele yasağı başta olmak üzere anayasa ve taraf olduğu uluslararası sözleşmeler ile koruma altına alınmış olan hemen tüm hak ve özgürlükleri ihlâl etmektedir.
Devletin başta Kürt halkı olmak üzere tüm bölge halklarına karşı gerçekleştirdiği katliam ve uyguladığı bilinçli sürgün politikasından derhal vazgeçmesini, sokağa çıkma yasaklarının kaldırılmasını, gerçekleşen insan hakları ihlallerinin sorumlularının tespit edilerek cezalandırılmasını, yasağın uygulandığı yerde yaşayan vatandaşların uğradığı maddi ve manevi zararların tespit edilerek tazmin edilmesini, bu amaçla ulusal ve uluslararası bağımsız gözlemcilerin yıkım bölgelerinde giriş, gözlem ve raporlama yapmasına izin verilmesini talep ediyoruz."
Müzakere koşullarının hazırlanmasını ve kalıcı bir barış için çözüm yollarının kurulmasını, hükümetin Kürt siyasi iradesinin taleplerini içeren bir yol haritasını oluşturmasını talep ediyoruz."
YÖK ve UAK'dan açıklama
Erdoğan'ın akademisyenleri sert bir dille eleştirerek mandacılıkla suçladığı konuşmasının ardından önce YÖK, "Teröre destek veren bildiri ile ilgili olarak hukuk çerçevesinde gereği yapılacak" açıklaması yaptı. Bildiriye yönelik tepkiler büyüdü. Bir grup akademisyen "Devletin yanındayız" diyerek karşı bildiri kaleme aldı. Üniversitelerarası Kurul açıklama yaparak, "akademik özgürlüğün, bir ülkenin varlığını tehdit aracı olarak istismar edilemeyeceğini" belirtti.
Kaynak: Al Jazeera ve DHA
Henüz yorum yapılmamış.