Sosyal Medya

Coğrafyamız

Aslan Mashadov kimdir?

08 Mart 2005 tarihinde şehit edilen Çeçen halkının seçilmiş lideri Aslan Mashadov'un mücadeleyle dolu hayat hikayesi



Kendi jenerasyonundaki bütün Çeçen’ler gibi Aslan Mashadov’da sürgünde doÄŸdu.Ailesi 1944 yılında Stalin tarafından sürgün edilmiÅŸti.Kazakistan’dan evine 1957 yılında 6 yasında bir çocuk iken döndü.
 

GeleceÄŸin baÅŸkanı kariyerine Sovyet ordusunda topçu subay olarak baÅŸladı.1972 ‘de Tiflis Askeri Topçu Akademisi’nden 1981’de Kalının Topçu Akademisi’nden mezun oldu.

Macaristan’da görev yaptı ve Ocak 1991’de Litvanya milliyetçi bağımsızlık hareketinin bastırılması giriÅŸimlerinde Sovyet ordusunda görev aldı-aldığı bu görevden duyduÄŸu piÅŸmanlığı defalarca dile getirdi.

Ertesi sene Çeçenistan’ın bağımsızlık mücadelesini sürükleyen liderler arasında yer aldı.

1995 yılında Çeçenistan Silahlı Kuvvetleri Genel Kurmay başkan yardımcısı görevini yürütürken Cahar-Kale(Grozni) Başkanlık Sarayının savunulmasını koordine ederek Genel Kurmay Başkanlığına yükseldi ve büyük başarılara imza attı.

1996 yılında barış görüşmelerinde ön plandaydı.Her zaman bir nokta da katı oldu;
Çeçenistan bağımsız olmalıydı..

27 1997’deki seçimlerle oyların %67 sini alarak Çeçenistan Devlet BaÅŸkanlığına seçildi.

1997 ve 1998 yıllarında uğradığı iki suikast girişiminden son anda kurtuldu.

Çeçen halkının seçilmiÅŸ lideri Aslan Mashadov,Devlet baÅŸkanlığı görevini bağımsızlık mücadelesinin en ön safında sürdürürken rus özel kuvvetlerinin 8 Mart 2005’te bulunduÄŸu Yurt kasabasına düzenlediÄŸi baskın sırasında arkadaÅŸları ile birlikte ÅŸehit oldu.

  • “Ben her Çeçen gibi dinim ve ülkem adına savaÅŸmak için Allah’a söz verdim. Sizin pazarlık teklifinizi elimin tersiyle itiyorum. Allah la pazarlık yapan, insanların pazarlık tekliflerine aldırış etmez.”
  • “Tahammül etmek zorunda kaldığımız vahÅŸet bizim için yeni deÄŸildir. Biz stalin’in tuz madenlerini, dikenli tellerle çevrili ve gardiyan-kuleli kamplarını, isimsiz mezarlarını hatırlıyoruz, biliyoruz. Vatanımızdan sürülmenin ve soykırımın acılarını biz tattık. Maruz kaldığımız dehÅŸetlerden dolayı bu durumlara maruz kalanlarla korkunç bir ortak paydamız var, biz onları hemen tanırız. Dachau ve Auschwitz’de fırına atılan iskelet halindeki Yahudileri ve Romanları, Nanjing’de süngülenenleri, Biafra’daki gözleri korkudan büyümüş çocukları, My-lai’da namlunun ucunda yalvaran anne ve bebeÄŸini, hardal gazıyla boÄŸulan Irak araplarını, Ä°nterhamwe’nin bıçaklarıyla Kigalı yolunda doÄŸranan Rwanda’lı Tutsileri biz tanırız, anlamsız cinayetler tarihinde onlar bizim ÅŸehit kardeÅŸlerimizdir” Aslan Maskhadov

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.