Sosyal Medya

YaÅŸam

Eş olarak inanan kadın ve erkek

İnananlar için evlilikte en dikkat edilecek şey; eşlerin Allah korkusunun ve Allah sevgisinin olması ve takvasıdır.



Günümüzdeki evliliklerin temeli bazen karşılıklı çıkar ilişkilerine dayanır. Sevgi, kaynağını Allah sevgisinden almadığı ve menfaate bağlı olduğu için bu evlilikler, zamanla hem kadın hem de erkek için ıstırap haline gelir.

Kadın ya da erkek Allah'ı çok seviyorsa, Allah'tan çok korkuyorsa, Allah ona bir derinlik ve muhteşem bir güzellik verir. Bu, hem fiziki güzelliktir, hem ruh ve ahlak güzelliğidir.
 
Karşısındaki insanda, o güzelliği yaşama arzusu uyandıran bir güzelliktir bu. İnanan erkek cennette de birlikte olmak istediği kadınla, o derin sevgiyi birlikte yaşamak için evlenir. Cahiliye erkeği gibi çamaşırını, bulaşığını yıkatmak, yemeğini pişirtmek, ütüsünü yaptırmak ve birlikte olmak mantığıyla evlenmez. Bu düşünce kadın için oldukça iticidir.
 
İnsan doğduğunda normal bedensel fonksiyonları vardır ancak manevi fonksiyonlar sonradan ortaya çıkmaya başlar. Kur'an'ı, İslam'ı, gerçek anlamda ve çok iyi yaşayan insanda, metafizik özellikler gelişir. Örneğin Peygamber normal bir insanken Peygamberlik görevi ile şereflendiğinde olağanüstü durumlar meydana gelir. Yüzünde, konuşmasında Allah olağanüstü bir etki yaratır. Bakışlarında ve sesinde insan ruhuna ferahlık ve güven veren farklı bir güce kavuşur.
 
Kur'an'da Yusuf Peygamber (as)'ı gören kadınların bıçakla ellerini kestikleri anlatılır. Hatta onun insan deÄŸil ancak bir melek olabileceÄŸini söylerler. Bunun nedeni Hz. Yusuf (as)'ın içindeki Allah aÅŸkı, samimiyeti, aklı ve derinliÄŸidir. Ä°nsanın Allah aÅŸkıyla coÅŸmuÅŸ olan ruhu pozitif elektrik yayar; kadını ve erkeÄŸi etkileyici kılar. Asıl etki yaratan, güzel ya da yakışıklı olmaları deÄŸil, kalplerindeki Allah aÅŸkının yansımasıyla oluÅŸan güzelliktir, sahip oldukları olaÄŸanüstü güçtür.
 
Kadın ve erkek etten, kemikten oluşmuş birer varlık. Kuran'a tam tabi olup, derin Allah korkusu ve derin Allah sevgisi kalplerine yerleşmezse manevi derinlik kazanamaz, et ve kemik olarak kalırlar.
 
Dinden uzak yaÅŸayan kadın ya da erkek aralarında sorun olduÄŸunda, kendilerini sevdirmek için sürprizler yaparlar. ÖrneÄŸin erkek pahalı bir hediye alır. O an kadın yumuÅŸar, sevgisi artar. Gerçekte bu, kadın için küçük düşürücüdür. EÅŸinin güzel ahlakından, kiÅŸiliÄŸinden, manevi derinliÄŸinden deÄŸil de aldığı pahalı hediyeden etkilenmesi, beklenti içindeki erkek için de çıkar gözeten kadın için de sevgiyle ilgisi olmayan bir durumdur.
 
Sevgi, kaynağını Allah aşkından almalıdır. Zaten Allah gerçek sevgiyi, samimi iman sahibi kullarına yaşatır. Bu yüzdendir ki birbirleri olmadan yaşayamayacaklarını söyleyen çiftlerin sevgisi, bir süre sonra, şiddetli kavgalarla, karşılıklı suçlama ve hakaretlerle sona erer.
 
EÅŸi kendisini ütü yapan, bulaşık yıkayan bir makine gibi görüyorsa, kadında sevgi, saygı ve aÅŸk kalmaz, hatta gizli bir nefret meydana gelir. BaÅŸlangıçta birbirlerine çekici gelen yakışıklılığı, güzelliÄŸi artık göremezler. Evlilik karşılıklı azaba dönüşür. Kavgalar, laf sokmalar, aÅŸağılama ve hakaretler yaÅŸanır.
 
Bir makalede okuduÄŸum, eÅŸinden dert yanan bir kadının, 'Muhammed'im olan erkeÄŸin Hatice'si olurum' ifadesi çok ilginçtir ve kadınların yaÅŸadığı durumu çok açık ortaya koyuyor.
 
Müminin evliliÄŸinin amacı; Allah aÅŸkından kaynaklanan tutkuyu yaÅŸamaktır. Tutku, Allah aÅŸkının insan ruhunda meydana getirdiÄŸi ÅŸiddetli hazdır. Ä°nanan insanın seçtiÄŸi kadın onun cennet arkadaşıdır, cennetteki eÅŸidir. Kur'an, mümin erkek ve kadınların, ahirette de eÅŸleriyle birlikte olduklarını haber verir.
 
Allah rızası için yapılan evliliklerde, derin bir şefkat, merhamet ve gerçek aşk vardır.
 
Kur'an'da, cennetteki yaşam tarif edilirken buna dikkat çekilir. Cennetteki eşlerden, 'gözlerini yalnızca eşlerine çevirmiş ve tutkuyla bağlı" kadınlar olarak söz edilir.
 
Peygamberimiz(sav)'in, mümin kadınların cennetteki güzelliği ile ilgili olarak kendisine sorulan sorulara şöyle cevap verdiği rivayet olunur:
 
"Namazları, oruçları ve Allah'a ibadetleri sebebiyle Allah onların yüzlerini nurlandırır, kendilerine ipek elbiseler giydirir. Onların tenleri beyaz, elbiseleri yeÅŸil, ziynetleri sarı, buhurdanlıkları (tütsülükleri) inci ve tarakları altındır. Onlar şöyle söylerler:
 
"Biz burada ebedi kalacağız. Biz sevimli ve mutluyuz. Asla üzülüp sıkılmayız. Başka aleme göçmeden hep burada kalacağız. Biz bu halimizden memnunuz ve herşeye razıyız. Hiç kimseye kızmaz ve öfkelenmeyiz. Ne mutlu kendilerine eş olduğumuz ve bize eş olan kimselere." [Gençlik ve Ölüm, s. 422-423]
 
Yazar:Elifce

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.