Güncel
Bu zihniyet en büyük kadın düşmanıdır
Türkiye’de bazı çevrelerin kadına bakışını eleştiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, isim vermeden CHP’li belediyelerin afişlerine tepki gösterdi: Bu topraklara yabancı ne varsa getirip ‘işte kadın’ diye sunan, incancını ve kılık-kıyafetini aşağılayarak kadına hakaret eden bu karanlık zihniyet en büyük kadın düşmanıdır.
CumhurbaÅŸkanı Tayyip ErdoÄŸan, Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla Hak-Ä°ÅŸ tarafından ATO Congresium'da düzenlenen “5. Uluslararası Kadın EmeÄŸi BuluÅŸması”na katıldı. ErdoÄŸan, özetle ÅŸunları söyledi:
Eşitlik adı altında kadının her türlü sömürüye ve istismara açık hale getirildiği bir anlayışa herkesten önce inanıyorum ki kadınlar karşı çıkacaktır. Asıl olan kadının insan sıfatıyla kabul edilmesidir. İşte o zaman eşitliği değil, adaleti tartışmaya başladığımızı göreceğiz. Kadının olmadığı yerde insan da yoktur. Bunun için kadın olmak peşinen imtiyazlı olmak demektir. İnsanoğlu geleceği için, bekası için kadına hak ettiği değeri vermek mecburiyetindedir. Kadına haksızlık eden tüm insanlığa haksızlık etmiş olur.
BÄ°ZÄ°M SAFIMIZ BELLÄ°
Esasen mazlumla zalimin mücadelesi insanlık tarihiyle yaşıttır. Bugün dünyanın kuzeyiyle güneyi arasındaki adaletsizlik aynı mücadelenin farklı bir yansımasıdır. Öyleyse bizim bu mücadeledeki safımız bellidir. Nasıl dünyanın her yerinde zalimlere karşı mazlumların safındaysak, adalet için, haysiyetleri, hakları için mücadele eden kadınların da sonuna kadar yanındayız.
BELEDÄ°YELERDE SAHÄ°T OLUYORUZ
Birtakım çevreler ısrarla, kendi deyimleriyle, 'özgürleştirmek' adına, kadınları kadın yapan farklılıkları, güzellikleri, imtiyazları ortadan kaldırmaya çalışıyor. İşte bu zihniyetin yansımalarına bazı belediyelerin, birtakım siyasi partilerin güya Kadınlar Günü için hazırladıkları afişlerde, etkinliklerde şahit oluyoruz. Bu topraklara yabancı ne varsa getirip 'işte kadın' diye sunan, inancını ve kılık- kıyafetini aşağılayarak kadına hakaret eden bu karanlık zihniyet en büyük kadın düşmanıdır.
AYRIMA NASIL TABÄ° TUTARSIN
Kadını, 'başında örtü var, başında örtü yok' diye ayrıma nasıl tabi tutarsın? Yani, 'başında örtü varsa kadın değil, başında örtü yoksa kadındır', böyle bir tanımlama olabilir mi? Yıllarca bu ülkede bu yapıldı. Eğer başında örtü varsa üniversiteye, okullara, devlet dairelerine, işe almadılar, yoksa aldılar. Ayrımcılığın ta kendisi bu. Bunların kadını özgürleştirmekten anladıkları, kadını kendi ideolojilerine, kendi zihinlerinde kurdukları dünyaya köle yapmaktır.
TÜRKİYE'YE ÖZGÜ MODEL
Bu millete 'şöyle de yaparım, böyle de yaparım' anlayışını dayatanlar hem kadınlarımız hem de halkımızın düşmanıdır. Bu mesele, hayat tarzı meselesi değil, ülkemizin ve milletimizin geleceği meselesidir. Türkiye'ye özgü bir model geliştirmek mecburiyetindeyiz. Kadın haklarını, illa batıdaki formatta hayata geçirmek zorunda değiliz. Kendi tarihi ve kültürel birikimimiz ışığında, yanlışları düzelterek, eksikleri tamamlayarak, kadının bir insan, bir birey, bir fert olarak varlığını güçlendirecek adımları hep birlikte atabiliriz.
AÄŸlatan mektup
Hak-iÅž'in Dünya Kadınlar Günü EtkinliÄŸi'ne katılan ErdoÄŸan, Bolu'dan gelen kadın işçi Hatice Güngör'ün mektubu karşısında gözyaÅŸlarına hakim olamadı. Ä°ÅŸte ErdoÄŸan'ı duygulandıran mektup: “Sayın CumhurbaÅŸkanım sizi çok seviyor ve çok deÄŸer veriyoruz. Mektubumdaki duamı tekrar etmek istiyorum. Allah'ım CumhurbaÅŸkanımıza hayırlı, uzun ömür ver. Hizmetlerini tamamlamasını nasip et. Ãœlkemizin, insanlığın ve Ä°slam aleminin ona ihtiyacı var. Åžayet buna ömrü vefa etmeyecekse ve benim ömrüm var ise Rabbim lütfen benim ömrümü ona ver.
Ömrüm size annenizin ak sütü gibi helal olsun.” Öte yandan, ErdoÄŸan'ın Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla katıldığı programda güvenliÄŸini kadın korumalar saÄŸladı.
Anayasa hükümleri ortada
ErdoÄŸan, milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılması konusundaki tartışmalara da deÄŸindi. “Bu ülkede, parlamentoya girip de hala terör estirenlere karşı ben, parlamentodaki diÄŸer siyasi partilerin, bunlar hakkında atılması gerekli adımları geciktirmeden atmalarının gereÄŸine inanıyorum” diyen ErdoÄŸan, ÅŸunları kaydetti: “Anayasa, yasalar ortada. Bunların yaptığı özgürlükçü bir mücadele deÄŸildir. Bütün bunların bedeli, silahla parlamentoya girmek deÄŸildir. Siz silahla mı girmek istiyorsunuz? O zaman buyurun anayasanın, yasalarının amir hükümleri ortadadır, bunun gereÄŸini yaparız, iÅŸ olur biter. Geldin, girdin parlamentoya, demokratik ÅŸekilde mücadeleni ver, sözle, kalemle ver ama 'silahla' dersen kusura bakma.”
Yüz bin mülteciyi botlarla kurtadık
ErdoÄŸan, bir taraftan, “mülteciler gelmesin” dendiÄŸini belirterek, “Tamam da mültecileri biz göndermiyoruz ki. Bak, denizden geliyorlar. Bunların birçoÄŸu da maalesef ölüyorlar. Biz ÅŸu ana kadar sadece denizlerden 100 bine yakın mülteciyi botlarımızla kurtardık. Ama diÄŸerleri, botları ÅŸiÅŸleyerek onların ölümüne neden oldular. Farkımız bu. Biz insana böyle bakıyoruz, onlar ise öyle bakıyorlar” dedi. Mültecilere kapılarını kapatan ülkeleri eleÅŸtiren ErdoÄŸan, “Sınırlarına çektikleri tel örgülerle, kapattıkları kapılarla en sert polis müdahaleleriyle kadınları ve çocukları çaresizliÄŸe terk edenlerin, Suriye'deki DAÄ°Åž ÅŸovlarına karşı hassasiyeti bize asla inandırıcı gelmiyor. Biliyoruz ki bunların aslında 'kadın' diye, 'çocuk' diye, 'mazlum' diye, 'maÄŸdur' diye bir dertleri yok. Onların derdi baÅŸka” deÄŸerlendirmesinde bulundu.
Temenni ederim parayı alır döner
Bu dünyada, “geliÅŸmiÅŸ ülke” olarak geçinenlerin bulunduÄŸuna dikkati çeken ErdoÄŸan, “Sadece beÅŸ ülkenin iki dudağının arasına sıkışmış bir dünyayı, biz özgür dünya olarak kabul etmiyoruz. 191 ülke, beÅŸ ülkenin iki dudağının arasına sıkışmış. Onlar ne derse, onu yapıyorlar. Ä°ÅŸte Suriye'de, Irak'ta yapılanlar. Åžu anda üç milyon insan ülkemde. Bu üç milyon insana biz ÅŸu ana kadar 10 milyar dolar harcadık. Bunlar faturalı olan. STK'ların, belediyelerin yaptıklarını konuÅŸmuyorum. 'Üç milyar avro destek vereceÄŸiz' dediler. Dört ay geçti, hala verecekler. Sayın BaÅŸbakan ÅŸu anda Brüksel'de. Temenni ederim ki bu parayı alarak döner” dedi.
Yüz bin mülteciyi botlarla kurtadık
ErdoÄŸan, bir taraftan, “mülteciler gelmesin” dendiÄŸini belirterek, “Tamam da mültecileri biz göndermiyoruz ki. Bak, denizden geliyorlar. Bunların birçoÄŸu da maalesef ölüyorlar. Biz ÅŸu ana kadar sadece denizlerden 100 bine yakın mülteciyi botlarımızla kurtardık. Ama diÄŸerleri, botları ÅŸiÅŸleyerek onların ölümüne neden oldular. Farkımız bu. Biz insana böyle bakıyoruz, onlar ise öyle bakıyorlar” dedi. Mültecilere kapılarını kapatan ülkeleri eleÅŸtiren ErdoÄŸan, “Sınırlarına çektikleri tel örgülerle, kapattıkları kapılarla en sert polis müdahaleleriyle kadınları ve çocukları çaresizliÄŸe terk edenlerin, Suriye'deki DAÄ°Åž ÅŸovlarına karşı hassasiyeti bize asla inandırıcı gelmiyor. Biliyoruz ki bunların aslında 'kadın' diye, 'çocuk' diye, 'mazlum' diye, 'maÄŸdur' diye bir dertleri yok. Onların derdi baÅŸka” deÄŸerlendirmesinde bulundu.
Henüz yorum yapılmamış.